18 MART KAHRAMANLARI
Yüce Yaratan, insanların birbirlerini rahat tanımaları için zümrelere, kavimlere, milletlere bölmüştür. Bu milletlere bölünmüş insanlara da farklı farklı karakterler vermiştir. Örneğin; Asya ile Avrupa insanlarının arasında çok farklılıklar vardır.
Bu farklılıkları tek tek sıralamayacağız, zaten konumuzda bu değil. Biz şimdi Türk milletine bakalım. Tarih boyu daha iyi bir yaşam için sürekli batıya ilerlemiş, iyi bir yaşama ulaştığında, en kutsi değerlerini (İslamiyet, doğruluk, insanlık gibi) herkesle paylaşabilmek için dünyanın dört bir tarafına yönelmiştir.
Bu ilerleyişler elbette zor olmuş, çok büyük insan kayıplarına mal olan mücadelelere girilmiş, savaşlar yapılmıştır. Böylesine mücadeleler Türk insanının karakterini, savaşçı ve türlü zorluklara göğüs geren bir millet yapmıştır.
Zor mücadelelerle yoğrulan milletin içerisinden büyük kahramanlar çıkmıştır. Tarihin her sayfasında çokça bulunan bu kahramanlar, son yüzyıla girildiğinde ise, zor ve meşakkatli günlerimizin artması sebebi ile bir hayli sayıları fazladır.
Son yüzyıldaki zor ve meşakkatli günler dedik; bunların hepsi bizlerin yeniden var oluş mücadeleleridir elbet ancak, Çanakkale savaşlarının yeri herhalde bir başkadır. Çanakkale kara savaşlarının kazanılmasında hayati rolleri olan kişileri hemen hemen tüm Türk halkı bilir.
Çanakkale savaş bölgesini gezmeye giden bir kişi, kara savaşlarının kazanılmasında büyük rolleri olan bir Mustafa Kemal, bir Yahya Çavuş, bir Mehmet çavuş gibi isimleri rehber hocalarınızdan ayrıntısıyla sıkça duyar. Ancak Çanakkale savaşların da yeterince bahislere konu olamayan bir bölge vardır orası da, 18 Mart deniz savaşının yapıldığı bölge. 18 Mart 1915’te ve bu bölgede savaşın kazanılmasında büyük rolleri olan insanlara, istemeden haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Bu şahıslardan yani, 18 Mart deniz savaşı kahramanlarından bir kaçını zikredelim.
Cevat Paşa Cevat Paşa ( ÇOBANLI ); 18 Mart kahramanı olarakta bilinen Cevat Paşa, Çanakkale boğazındaki tüm istihkâmların komutanıdır. Mahiyetinde bulunan istihkâmların stratejilerini, sahte istihkamların ve projektörlerin yerlerini, seyyar projektör yerlerini, (ki bunun icadı kendisine aittir ) deniz mayınların yerlerini ve derinliklerini, Nusret mayın gemisinin hareketini ve mayınları dökeceği bölgenin tayinini, “Allah’ın izni” ile, en iyi şekilde sağlayan komutandır. Apaçık zaferin en büyük payı kendisine aittir.
Çanakkale Boğazı Mayın Grup Komutanı ve kılavuzu Hafız Nazmi bey; Boğaza döşenen mayın tertibatını en iyi bilen kişi, Nusret mayın gemisinin kılavuz kaptanı, ayrıca, 12-13 Mayıs gecesi İngiliz Goliath gemisini batıran muaveneti-milliye muhbirimizin kılavuz kaptanı. Yani Çanakkale kahramanlığını hak etmiş bir vatan evladı.
Hakkı Bey Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey; Nusret mayın gemisi kaptanı olan Hakkı Bey, 07, 08 Mart gecesi ( bir rivayete göre de 17, 18 Mart gecesi) komutanlarından aldığı 26 tane mayını istenilen mevkilere ve istenen derinliklere dökerek düşman donanmasının boğazdan geçmesini engellemiş ve üç dev savaş gemisinin batmasına vesile olmuştur.
Çanakkale deniz savaşında gerçek bir kahraman olan bu güzide şahsın adı, son günlerde kendisine rant sağlamaya çalışan birtakım kişilerin ağızlarında sıkça anılır oldu. Hadiseyi burada anlatmayacağım ancak, tarihçilerin milli konulara daha çok hâkim olmalarını ve kahramanlarımızın isimlerini kullanarak getirim elde etmeye çalışan kişilere, gereken cevabı vermelerini “Çanakkale gönüllüleri olarak” istirham ediyoruz.
Üst Teğmen Kilitbahir’li Hasan Bey ve Teğmen Libyalı Mevsuf Bey; Dardanos tabya komutanı Hasan Bey ve Takım komutanı Mevsuf Bey’ler, 18 Mart deniz savaşında göstermiş oldukları üstün mukavemet karşısında, düşman zırhlılarının tüm dikkatini çekmiş ve yalnız bu tabya ya savaşta Türk’lerin attığı top mermilerinden daha çok top mermisi atmışlardır. Neticesinde Hasan Bey ve Mevsuf Bey, diğer tabya personeli ile beraber şehitlik makamına ilhak olmuşlardır. Dardanos tabyası savaşın akabinde ismi, Hasan-Mevsuf tabyası olarak değiştirilmiştir.
Hasan - Mevsuf Tabyası
Yüzbaşı Ramazan Ağa; Çanakkale Çimenlik kalesinde bulunan yerden 15 metre yüksekliğindeki burcu üzerinden 35,5 lik en az yüz ton ağılığındaki eski topu, yaptığı basit düzenekle ve herkesin şaşkın bakışları arasında burçtan indirip, yüzlerce metre ilerideki Anadolu Hamidiye Tabyasına nakleder. Orada bulunan diğer toplarla entegreli bir şekilde kullanılmak üzere yerine monte etmeyi başarır. Selahattin ADİL Paşa, hatıralarında bahsetmiş olduğu 65 yaşındaki Ramazan Ağa, fazla bilinmemekle beraber gerçek bir Çanakkale kahramanıdır. Cideli Mahmut Çavuş; Bouvet savaş zırhlısının batmasına sebep olanlardan birisidir. Bakınız, Nihat ÖZBİLEN yedi düvele karşı koyan Mehmetçik ” Hayat tarih mecmuası” 1 Mart 1977, adlı eserde Mahmut çavuş ile ilgili neler yazıyor;
Çanakkale savunmasının önemli noktalarından birini teşkil eden Hamidiye Tabyaları 1.Tabur Kumandanı Selim Sırrı Kayaalp anlatıyor:
"Bouvet Fransız zırhlısına mermi isabet ettiren top çavuşu Cideli Mahmut Çavuş'un ayaklarının ikisi de kopmuştu. Sargı mahallinde, mağrur düşmanların en büyük zırhlılarından biri olan Bouvet'in batmakta olduğu haberi gelince:
"Beni top başına götürün " diye haykırmış ve top başına sedye ile çıkarılarak zırhlının Çanakkale'nin serin sularında batışını seyretmiş, sonra vazifesini hakkıyla yapmanın verdiği gönül huzuru ile bu Dünya'ya gözlerini kapamıştır.
Balıkesir Havranlı Koca Seyit; Koca İngiliz savaş gemisi Ocean’ı batıran Seyit Onbaşı dendiğinde, elbette tanımayan insan çıkabilir. Ancak Allah’a şükür ki bugüne kadar benim karşıma tanımayan bir insan çıkmadı. İnsanlar tarafından kimi zaman Badırmalı, kimi zaman Eskişehirli, kimi zaman Erzurumlu olmuştur, ama mutabık bir nokta vardır, oda Çanakkale savaşlarını kazanmamızdaki en önemli kahramanlardan birisidir. Seyit Onbaşının gerek askerlik hayatı, gerekse askerden sonraki hayatı son derece takdire şayandır. Günümüzde vefat eden annesinin kılığına girip emekli maaşını almaya çalışan insanları gördükçe, sırtında odun çekerek ailesinin rızkını temin etmeye çalışan ve hatta gazilik maaşı talep etmeyen bu Vatan kahramanlarını, yokluklara gark olmuş yaşamlarını okudukça yüreğimizden bir parça kopuyor. Yukarda birkaçından bahsettiğimiz 18 Mart kahramanlarının anılarını tüm Çanakkale eserlerinde sıkça okuyoruz.
İsterseniz 18 Mart’ta neler yaptıklarını, bizlere düşmanlık yapanların gözünden bir bakalım ( benim şahsi kanaatim, aynı ülkeler günümüzde de bizlere aynı düşmanlığı güdüyor) ;
Dönemin Fransa başbakanı; Çanakkale için "Türkler boğazı kapamakla savaşın iki yıl uzamasına ve müttefiklerin milyonlara varan insan gücü ve yüzlerce milyarlık maddi kayba uğramasına sebep olmuşlardır." demiştir.
İngiliz General Oglander'in, "Çanakkale-Gelibolu Askeri Harekatı" adlı eserinin birinci cildinde: "Pek uygun başlamış olan gün bu meçhul mayın hattının o olağanüstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden, tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu yirmi mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez." Sir Ccolyen Corbet'in, "Harekatı Bahriye" adlı eserinin ikinci cildinden: "Felaketlerin hakiki sebebi keşif ve tayin olununcaya kadar çok geçmedi. Hakikat şu idi ki, 8 Mart gecesinde Türkler, haberimiz olmadan Erenköy Koyuna paralel olarak 20 mayın dökmüşler ve balıkçı gemilerimiz, aramaları esnasında bunlara rastlamamışlardı. Türkler bu mayınları özel amaçla manevra sahamıza koymuşlar, gösterdiğimiz bütün ihtiyat ve sağgörüye rağmen baş döndürücü bir zafer kazanmışlardır."
Bahriye Nazırı Churchill 1 Ağustos 1930 tarihli "La Revue de Paris" dergisinde şöyle der: "Nusrat Gemisinin gizlice döktüğü 20 demir kap, İngilizler tarafından başarı ile başlanmış olan Çanakkale Harekatını durduran bir takım pisikolojik karışıklıklar doğurdu. Yalnız başına bu engeldir ki, Türkiye'yi bir bozgundan kurtardı ve harbi uzattı. Bu yüzden mağluplar kadar muzaffer Avrupa'da sarsıldı. Kendilerini Fransa, Polonya, Galiçya, Balkanlar, Filistin, Suriye ve Kuzey Italya topraklarının örttüğü 6-7 milyon insan, düşmanlarının kurşun ve gülleleri ile değil, 18 Mart sabahı Çanakkale'nin kuvvetli akıntısı altında, ağırlıklarına bağlı bulundukları tel halatları üzerinde gerili duran 20 demir kap yüzünden yok olup gitti."
Churchill’in Times gazetesine Nusret Mayın Gemisi hakkında bir beyanat verdiğini hatırlatarak, bu beyanatı şu şekilde aktarı: "18 Mart’ta dünya kara sularında 5 binin üzerinde gemi hizmet veriyordu. Nusret’in yaptığı bir yana, 5 bin geminin yaptığı bir yana"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder