14 Ocak 2010 Perşembe

A-Harfi İle Başlayan Erkek İsimleri ve Anlamları-1

A-Harfi İle Başlayan Erkek İsimleri ve Anlamları-1

İSİMLER SÖZLÜĞÜ - ERKEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI (A) (1)



ABAD: (FAR) Şen, bayındır. (AR) Sonsuz gelecek zamanlar.

ABADÎ: (FAR) Şen, bayındır, mamurlukla ilgili.

ABAKA HAN: (TR) İlhanlı hükümdarı Hülagu'nun oğlu.

ABAY (TR) Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat.

ABAZA: (TR) Karaçay-Çerkes Özerk bölgesinde yaşayan müslüman bir halk.

ABBAD: (AR) Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yerine getiren.

ABBAS (AR) Sert, çatık kaşlı kimse. Arslan

ABBAZ: (FAR) Yüzgeç, yüzücü.

ABDİ: (AR) Kulluk ve itaat eden.

ABDULLAH: (AR) Allah'ın kulu.

ABDURRAHMAN: (AR) Rahman'ın kulu. Rahman; Allah'ın isimlerindendir.

ABDURRAUF: (AR) Rauf olan Allah'ın kulu.

ABDUSSABUR: (AR) Sonsuz sabır ve genişlik sahibi Allah'ın kulu. Allah'ın isimlerinden

ABDÜDDAR: (AR) Zararlı şeyleri ve sebeblerini bir hikmet için yaratan Allah'ın kulu.

ABDÜLAFUV: (AR) Geniş af ve mağfiret sahibi yüce Allah'ın kulu.

ABDÜLALİ: (AR) Yüce, ulu, şan ve şeref sahibi Allah'ın kulu.

ABDÜLALİM (AR) Alim ve mükemmel bilgiye sahip olan Allah'ın kulu.

ABDÜLAZİM: (AR) Azamet ve büyüklük sahibi Allah'ın kulu.

ABDÜLAZİZ: (AR) Büyük ve aziz olan, izzet ve şeref sahibi Allah'ın kulu.

ABDÜLBAKİ: (AR) Sonsuz, ebedi olan Allah'ın kulu

ABDÜLCEBBAR: (AR) Cebredici, zorlayıcı, kuvvet ve kudret sahibi Allah'ın kulu.

ABDÜLCELİL: (AR) Büyük, ulu, yüce Allah'ın kulu.

ABDÜLCEMAL: (AR) Güzellikleri kendinde toplayan Allah'ın kulu.

ABDÜLCEVAT: (AR) Cömert olan Allah'ın kulu.

ABDÜLFETTAH: (AR) Zafer kazanmış, üstün gelmiş, fetheden açan Allah'ın kulu.

ABDÜLGAFFAR: (AR) Kullarının günahlarını affeden Allah'ın kulu.

ABDÜLGAFUR: (AR) Kullarının günahlarını tekrar tekrar bağışlayıcı olan Allah'ın kulu. ABDÜLGANİ: (AR) Zengin, varlıklı, bol, doygun olan Allah'ın kulu.

ABDÜLHAK: (AR) Hak ve gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran Allah'ın kulu. ABDÜLHALİM: (AR) Tabiatı yavaş olan, yumuşak huylu, hikmetli Allah'ın kulu. ABDÜLHAMİD. (AR) Hamdolunmuş, övülmüş, Allah'ın kulu.

ABDÜLKADİR: (AR) Bitmez tükenmez kuvvet sahibi olan,Allah'ın kulu

ABDÜLKERİM: (AR) Keremi bol, cömert olan Aziz ve Celil Allah'ın kulu.

ABDÜLLATİF: (AR) Latif, güzel, yumuşak, hoş, nazik olan Allah'ın kulu.

ABDÜLMACİD: (AR) Şanı büyük, cömertlik ve keremi bol olan, Allah'ın kulu.

ABDÜLMALİK: (AR) Sahip olan, her şeyin mülkiyetinin sahibi olan Allah'ın kulu.

ABDÜLMECİD: (AR) Şanı büyük ve yüksek olan, Allah'ın kulu.

ABDÜLMENNAN: (AR) Çok ihsan eden, ihsanı bol olan Allah'ın kulu.

ABDÜSSAMED: (AR) Kimseye hiçbir şeye muhtaç olmayan, Allah'ın kulu.

ABDÜSSELAM: (AR) Barış, rahatlık, selamete çıkaran, Allah'ın kulu.

ABDÜSSETTAR: (AR) Günahları örten, gizleyen Allah'ın kulu.

ABER: (AR) Hz. Nuh'un erkek torunu.

ABGUN: (FAR) Mavi renk. Gök. Parlak. Nişasta.

ABHER: (AR) Nergis çiçeği. Yasemin. Dolu kap.

ABILAY HAN: (TR) Kazak Hanı. Ülkesini Çinlilere, karşı ustaca savundu

ABIŞKA NOYAN: (TR) İlhanlı komutan. (XIII-XIV. yy.)

ABHİZ: (FAR) Er. Büyük dalga. Kaynak. Su yolu.

ABİD: (AR) Allah'a ibadet eden, çok ibadet eden, zahid.

ABİDE: (AR) Anıt. Önemli ve değerli yapıt.

ABİDİN: (AR) İbadet edenler. Zeynel Abidin'den kısaltma isim.

ABUZER: (FAR+AR) Altın suyu. Altın suyu gibi parlak ve görkemli.

ABUZETTİN: (AR) Din yolunda çabuk, hızlı giden

ACA: (TR) Amca, ağabey. Güçlü kuvvetli, başladığı işi bitiren.

ACAHAN: (TR) (bkz. Aca).

ACAR: (TR) Becerikli. Atılgan, ele avuca sığmaz. Halk.

ACARALP: (TR) Yiğit, becerikli, cesur kişi.

ACARBAY: (TR) Becerikli. Atılgan yiğit

ACARER: (TR) Becerikli. Atılgan yiğit

ACARKAN: (TR)Yiğit, becerikli, cesur kişi.

ACARMAN: (TR) Çevik, becerikli, girişken.

ACARÖZ: (TR) Özünde yiğitlik bulunan.

ACARSOY: (TR) Yiğit, soylu.

ACEM: (AR) Arap olmayan milletlerin hepsi. İranlı, İran halkından biri.

ACLAN: (AR) Hızlı, çabuk, telaşlı.

ACUN: (AR) Dünya, varlık.

ACUNAL: (TR) Dünyayı kapsayan, dünyayı fetheden.

ACUNALP: (TR) (bkz. Acunal).

ACUNMAN: (TR) Dünyaca tanınmış, ünlü.

ADAHAN: (TR) Adanın hakimi, yöneticisi.

ADAL: (TR) "Adın yayılsın, ün kazan" manasında.

ADALETTİN : (AR) Dinin adaleti

ADEM: Allah'ın yarattığı ilk insan, insan soyunun atası ve ilk peygamberi. Adam.

ADİL: (AR) Doğruluk gösteren. Doğru. Eşit, eş, müsavi. Adaletli davranan.

ADİLHAN: (AR+TR) Adil yönetici.

ADNAN: (AR) Cennette ölümsüzlüğe kavuşan kimse.

AFFAN: (AR) Kötü şeylerden kaçınan, kötülüklerden uzaklaşan, temiz.

AFGAN: (AR) Heyecanlı, çabuk öfkelenen. Orta Asya'da yaşayan müslüman bir kavim. AFŞAR: (TR) Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. Çabuk iş gören, çevik, atılgan

AFŞİN: (TR) Zırh, silah.

AGAH: (FAR) Bilgili, haberli, uyanık, afif. Vakıf olmuş, malumatlı.

AĞAR: (TR) Beyaz renkli. Açık tavırlı, samimi. Asil, onurlu, şerefli.

AHAD: (AR) Bir, kişi, kimse.Birler, birden dokuza kadar olan sayılar.

AHFEŞ: (AR) Küçük gözlü, zayıf bakışlı. Yalnız gece gören kimse.

AHİD: (AR) Bir şeyin yerine getirilmesini emretmek. Söz vermek.

AHMER: (AR) Kırmızı, kızıl.

AHVER: (AR) Müşteri yüzlü, güzel gözlü adam. Zeki, akıllı.

AHMET : (AR) Övülmeye değer. Beğenilmiş. Allah'a şükreden

AKABE: (AR) Sarp geçit, çıkılması zor yokuş. Tehlike. Atlatılması zor güçlü.

AKAD: (TR) Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.

AKALP: (TR) Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.

AKALIN: (TR) Alnı açık, suçu olmayan, onurlu.

AKANSEL: (TR) Akarsu. Uzun mesafeler geçerek denize dökülen akarsu.

AKAR: (TR) Akıp geçen. Gelir getiren.

AKASOY: (TR) Sevilen, sayılan soydan gelen

AKBATU: (TR) Yiğit erkek.

AKBATUN: (TR) (bkz. Akbatu).

AKCEBE: (TR) Beyaz zırh sahibi yiğit.

AKGÜN: (TR) Mutlu, sevinçli gün.

AKHAN: (TR) Dürüst hakan.

AKALP: (TR) Cömert, eli açık yiğit.

AKIMAN: (TR) Cömert, eli açık kimse.

AKIN: (TR) Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip. AKINALP: (TR) Akın yapan yiğit. Yiğit.

AKINCI: (TR) Osmanlılarda ileri karakol. Ani vurkaçlarla düşmanlarının moralini bozan uç süvarileri. Hafif süvari.

AKINTAN: (TR) Tan yeri ağarırken yapılan akın

AKİF: (AR) Bir şeyde sebat eden. İbadet eden. Direnen.

AKİL: (AR) Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı.

AKMAN: (TR) Temiz, beyaz, güzel insan. Yaşlı kimse.

AKMANER: (TR) (bkz. Ak­man).

AKSIN: (TR) Temiz, doğru, dürüstsün.

AKSOY: (TR) Temiz soylu.

AKSUN: (TR) (bkz. Aksu).

AKSUNGUR: (TR) Doğan cinsinden bir tür av kuşu.

AKŞİT: (TR) Kutlu uğurlu. Ak. Güneş, nur, aydınlık.

AKTAY: (TR) Beyaz tay.

AKTAÇ: (TR) Beyaz taç.

AKTAN: (TR) Aydınlık, mehtaplı gece.

AKTAR: (TR) Parlak, aydınlık sabah.

AKTAŞ: (TR) Mermer.

AKTEKİN: (TR) Parlak, görkemli, temiz huylu yiğit.

AKTEMÜR: (TR) Akdemir.

AKYOL: (TR) Dürüst, doğru ve iyi yol.

AKAD: Soyluluk, Onurlu bir kişiliğe sahip olmak

AKIN: Hızlı bir biçimde düşmana yapılan saldırı

AKİF: Dünya işlerinden uzaklaşıp, ibadet için Allah'a yönelen

AKİL: Akıllı , Rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının farkında olan

ALAATTİN: (AR) Dini yüceltmek için din uğruna çalışan kimse.

ALATAY: (TR) Derisinde be­nekler olan tay.

ALEMDAR: (AR+FAR) Bayrak veya sancak tutan, taşıyan, bayraktar, sancaktar.

ALGIN: (TR) Güçlü, iyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. Sevdalı, aşık, vurgun. Hızlı akan su.

ALİ: (AR) Yüce, ulu, yüksek.

ALİCAN: (AR+FAR) Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir.

ALİM: (Ar.) Çok okumuş, bilgin.Çok bilen. Sonsuz. İlim sahibi.

ALİŞAN: (AR+FAR) Şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli.

ALİYAR : (AR+FAR) Yar, dost, sevgili. Alinin dostu, sevgili adı. Yüce dost.

ALKIM: (TR) Gökkuşağı.

ALKIN: (TR) Sevdalı, aşık, vurgun. El çırpma, övme.

ALP: (TR) Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehlivan.

ALPAGU: (TR) Tek başına düşmana saldıran yiğit.

ALPASLAN: (TR) Arslan gibi cesur ve yiğit, savaş beyi.

ALPAY: (TR) Cesur, yiğit kimse.

ALPER: (TR) (bkz. Alp).

ALPEREN: (TR) Yiğit, bahadır.

ALPERTUNGA: (TR) Efsanevi Türk hükümdarı ve destan kahramanı.

ALPGİRAY: (TR) Yiğit hükümdar.

ALPHAN: (TR) Yiğit hükümdar.

ALPKAN: (TR) Yiğit soydan gelen.

ALPKIN: (TR) Keskin kılıç.

ALPMAN: (TR) Yiğit, cesur, kahraman.

ALPSOY: (TR) Yiğit ve cesur soya mensub.

ALPTEKİN: (TR) Kahraman şehzade. Birleşik isim. Alp: Kahraman, Tekin: Şehzade.

ALTAN: (TR) Sabahın güneş doğarkenki zamanı. Hakanlara verilen unvan,

ALTAY: (TR) Asya'da Batı Sibirya ile Moğolistan'ı ayıran dağlık bölge.

ALTUĞ: (TR) Kırmızı tuğ

ALTUNAY: (TR) Ay'ın sarı renkli hali

ALTUNÇ: (TR) Bakır alaşımı. Kırmızı bakır. Kırmızı, al gözlü.

ALTUNER: (TR) Değerli kimse.

ALTUNHAN: (TR) Zengin hakan.




Hiç yorum yok: