14 Aralık 2013 Cumartesi

islam dininin yasaklamış olduğu kötü davranışlarla ilgili ayetler ve hadisler



ZARARLI ALIŞKANLIKLAR VE KORUNMA YÖNTEMLERİ


I-Konunun Planı: A-) Dinimizin İnsana Ve İnsan Sağlığına Verdiği Önem B-) 1- Zararlı Alışkanlıkların Yasaklanışı 2- İçkinin Yasaklanışında ki Tedricilik 3- Sarhoşluk Ve Sarhoşluğun Akıbeti 4- İçkinin Tıbbî Zararları 5- Alkollü İçkiler Tedavi Amaçlı Kullanılamazlar


C-) 1- Uyuşturucu Ve Çeşitleri


2- Uyuşturucu Bağımlılığının Sebepleri D-) 1- İçki Ve Uyuşturucunun Toplumsal Zararları 2- Zararlı Alışkanlıklara Karşı Alınması Gerekli Tedbirler


II- Konunun Açılımı: İslam Dininde insan sağlığının önemi üzerinde durulur. Alkollü içkiler hakkında bilgi verilir.İçkinin yasaklanışı ayet ve hadislerle izah edilir. İçkinin zararlarından bahsedilir. Uyuşturucunun zararları ve bağımlılığının sebepleri işlenir. Zararlı alışkanlıklardan korunma yöntemleri anlatılır.


III- Konunun Özet Sunumu: Dinimiz insan sağlığına çok önem vermiştir. Bize verilen nimetleri en iyi bir şekilde değerlendirmemiz istenmiş, israf da yasaklanmıştır. Peygamber efendimiz (a.s.) bize verilen nimetlerin en kıymetlilerinden olan sağlık ve boş vakit hakkında uyarmış ve aldanmamamızı istemiştir. Yüce dinimiz İslâm, insanların mutluluğuna ve saadetine vesile olan şeyleri emretmiş, tehlikeli ve zararlı olanları da yasaklamıştır. İnsanların kendilerini tehlikeye atmamalarını, kendilerine zarar verecek şeylerden uzak durmalarını emretmiştir Bütün dinler gibi Yüce dinimiz İslam; dini, aklı, canı, nesli ve malı korumayı esas almış ve bu değerlere herhangi bir şekilde zarar verilmesini de şiddetle yasaklamıştır. Dünya ve ahiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevi ve toplumsal huzursuzluklara yol açan başta alkol, uyuşturucu ve kumar olmak üzere bütün zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır. Uyuşturucu ve içki meselesinde İslâm'ın tavrını kavramamız açısından hudud denen grubu teşkil eden temel suçları sayalım. Onlar şunlardır: Adam öldürmek, zina etmek, hırsızlık etmek, namuslu kimselere zinâ iftirasında bulunmak, hamr yani içki, uyuşturucu kullanmak. Bu suçlardan her biri dinimizin korumamızı istediği değerlere zarar verir. Dikkatli bir şekilde incelenip düşünüldüğünde içki içme suçu diğer suçları da kapsamaktadır. Dinin gayeleri noktasından hamr'a bakacak olursak bunun gerçekten diğer cürümlerin hepsini içine alan bir mahiyette olduğunu ve belirtilen beş temel gayeye ters düştüğünü görürüz. Alkollü içkiler, uyuşturucu vb. zararlı maddeleri kullananların önce aklı gider. Akılla beraber o sarhoşluk anında dini de gider. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v) efendimiz “insanı insan yapan aklıdır, aklı olmayanın dini de yoktur”([1]) buyurmuştur. Zararlı maddeler kullanıldığında can tehlikeye atılmakta nesil de bozulmaktadır. Bu zararlı maddeler şahsı maddi noktadan da zarara uğratmaktadırlar. Bu vb. sebeplerden dolayıdır ki yüce dinimiz alkollü içkiler gibi diğer zararlı maddelerin de kullanılmasını, imalatını ve satışını da yasaklamıştır. Yüce Rabbimiz Maide suresi 90 ve 91. ayetlerinde bu konu ile ilgili şöyle buyurmaktadır. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ {90} إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ {91{ “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”( Maide 90-91) Bu ayette geçen içki, ‘hamr’ sözcüğünün karşılığıdır. Hamr aklı örten onu haps ederek işlemez hale getiren şey demektir. Kur'an ve hadiste içki ve uyuşturucularla alakalı yasak dile getirilirken kullanılan “hamr” kelimesi dikkat çekicidir. Çünkü bu kelime özellikle belli bir maddeye has değildir. Belli bir duruma sebebiyet veren değişik maddeleri de içine alır. Yani bazı cahillerin dediği gibi yasaklanılan yalnız şarap değil aklı gideren bütün maddelerdir. İçkinin Yasaklanışında ki Tedricilik "Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvelerinden içki yapıyor güzel rızık ediniyorsunuz, bunda aklı eren bir kavim için elbet bir ibret vardır" (en-Nahl, 16/67).
Bundan sonra Hz. Ömer bir gün Resulullah (s.a.s)'a gelerek şöyle dedi: "Ya Resulullah! Şarap malı helâk edici ve aklı giderici olduğu malumunuzdur. Yüce Allah'tan, şarabın hükmünü bize açıklamasını iste” dedi. Hz. Peygamber; "Ey Allah'ım, şarap hakkında bize açıklayıcı beyanını bildir" diye dua edince "Sana içkiyi ve kumarı sorarlar, de ki. "Onlarda hem büyük günah hem de insanlar için bazı faydalar vardır. Ancak günahları faydalarından daha büyüktür" (el-Bakara, 2/219) يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ كَذَلِكَ يُبيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ {219}
. Bu ayet inince, bazı sahabîler "büyük günah" diye içkiyi bırakmış bazıları ise "insanlara faydası da var" diyerek içmeye devam etmişlerdir.
Bir gün Abdurrahman b. Avf bir ziyafet vermiş, ashâb-ı kirâmdan bazıları da bu ziyafette hazır bulunmuştu. Yemekte içki de içmişlerdi. Akşam namazının vakti girince, içlerinden birisi imam olmuş ve namaz kıldırırken "kâfirûn" sûresini yanlış okumuştu. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Ya Rabbi bize içki konusundaki beyanında ziyade yap" diye dua etmiş ve daha sonra şu ayet inmiştir: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاَةَ وَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ Ey iman edenler, siz sarhoşken ne söyleyeceğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın" (en-Nisa, 4/43). Bu surette içki yalnız namaz vakitlerinde olmak üzere yasaklanmıştır. Artık onu içenler yatsı namazından sonra içiyorlar, sarhoşlukları geçtikten sonra sabah namazını kılıyorlardı.
Yine bir gün Utbe b. Mâlik (r.a) bir evlenme ziyafeti vermişti. Sa'd b. Ebî Vakkas da oradaydı. Deve eti yediler, içki içtiler, sarhoş olunca da asalet iddiasına kalkıştılar. Sa'd bu konuda kavmini öven ve Ensar'ı hicveden bir şiir okudu. Ensar'dan birisi buna kızarak, sofradaki bir deve kemiği ile Sa'd'ı yaraladı. Sa'd da durumu Resulullah (s.a.s)'a şikâyette bulundu. Bunun üzerine bu konuda kesin içki yasağı bildiren ayetler indi(5/90 .91İçkinin İnsanda yaptığı tahribat Alkol uyutucu bir maddedir. Kanda erimiş olan alkol kısa bir zamanda dolaşım sistemi vasıtasıyla vücuttaki bütün organlara, bilhassa beyne gider.100 trilyon gibi büyük bir rakamla ifade edilen bütün vücut hücrelerini alkol istisnasız teker teker kuşatır. Yani bir kadeh içki içen şahısta vücudun bütün hücreleri zarar görür. Beyni vücudun idare merkezi, bir santral gibi düşünelim. Alkol beyne geldiği zaman beynin faaliyetlerine zarar verir. İnsanın karar verme gücünü bozar. Utanma hissini kaldırır. Görme ve konuşmayı bozar. Ölçüsüz, kaba lüzumsuz ve bıktırıncaya kadar çok konuşurlar. İşitmeyi ve kasların düzenli çalışmasını bozar. Yalpalayarak yürürler . Dengelerini zor sağlarlar. İşte böyle bir durumda ki şahıs, düşünmeyen aklını kullanmayan, dış dünyayla alakası azalmış, utanma hissi zayıflamış, sadece solunum, dolaşım, ve sindirim gibi otomatik faaliyetlerle yaşayan bir kimsedir. Ama daha da fazla alınan içki bu faaliyetleri de durdurur. Şahsın kalbi durur, solunum felcinden ölümüne yol açar. Böyle çok insanlar bir defada fazla içki aldıklarından dolayı masa başında kalıp ölmüşlerdir. İşte alkoliklerin hali ortada. Cemiyete, maddi ve manevi yönden, hem yük,hem de problem olan insanlar haline gelmişlerdir. Sarhoş gelişigüzel ve abuk sabuk söylemeye başlar. Yaptığı her işin en iyisini yaptığına emindir. Meselâ, bir sarhoşa daktiloda yazı yazdırsanız (sarhoş olmadan önce iyi yazsa da) hatalarla dolu bir yazıyı önünüze getirecektir. Ama o, en hatasız bir yazı yazdığını zanneder. Ayrıca bu devrede otomobil kullanan şoförlerin kaza yapma ihtimali artmıştır. Bu ihtimal, sarhoşluk arttıkça daha da artacaktır. Alkolün Tıbbi zararları: Dinen haram edilen alkolü tıp da insan vücudu için zehir gibi zararlı olarak göstermiştir. Alkol deyince, midede gastrit ve ülser, bağırsaklarda iltihap, karaciğerde siroz, kalpte kalp kası bozukluğu, beyinde telâfi edilemeyen sinir dokusu tahribâtı ve sinir bozuklukları hatıra gelebilen hastalıklardan sadece bir kısmıdır. Bu ise "Şu muhakkak ki, hamr (içki) deva değildir, bilakis hastalık vericidir." ([2]) hadis-i şerifini açıkça teyid etmektedir. Yıllarca alkol konusunda çalışma yapan Amerikalı bir tıp profesörü beyin hücrelerindeki tahribatın daha ilk kadeh içkide başladığını ispat etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri 1919 yılında alkollü içkilerin yapılmasını ve kullanılmasını yasaklamıştır. Ama neticede mücadele konusunda gene mağlup düşmüşler ve 1933 yılında yasak kaldırılmıştır. Bu konuyu Amerikalı Profesör Julius Hırsch şöyle açıklıyor: "Hz. Muhammed (s.a.s.) Kur'an vasıtasıyla içkiyi men etmiş ve asırlarca büyük insan kitlelerini içkinin zararlarından korumuştur. Bu netice 20. asırda münevver Amerika'da her nevi propagandaya ve fennî terakkiye rağmen elde edilememiştir."([3]) Alkollü içkilerin sindirim sistemi, sinir sistemi, solunum sistemi, dolaşım sistemi, cilt ve metabolik bozuklukları, adale bozuklukları meydana getirdiği tespit edilmiştir. Ayrıca vitamin eksikliği yaptığı, bağışıklık sistemini bozduğu, nesli tahrip ettiği, üreme sistemini bozduğu yapılan tespitler arasındadır.
Alkolün bazı hastalıklara iyi geldiğini söyleyenler vardır.Amerikan Tıp Birliği bu konudaki kesin ifadesi şöyledir: Alkollü içkilerin tedavi edici bir ilaç gibi ve vücuda faydalı bir gıda gibi kullanılmasının hiçbir ilmi temeli yoktur. Yaptıkları yanlışa bir kılıf uydurmak isteyenler alkolün bazı hastalıklara iyi geldiğini söylemişlerdir. Böyle bir şey kesinlikle mümkün değildir. Uyuşturucu: Alkolden sonra alışkanlık yapan maddeler şunlardır. Morfin, eroin, esrar, LSD, kokain. Bunlar uyuşturucu başlığı altında incelenirler. Bunlar da alkol gibi az bir miktar alınarak başlanır ve ölüme kadar giden sonuçlara yol açabilir. Çünkü bunların az bir kullanımı bile bağımlılık yapar. Bağımlılık teşekkül ettikten sonra, o kimsenin o alışkanlıktan kurtulması hemen hemen imkânsızdır. : Dinimiz uyuşturucu maddelerin hangi yoldan olursa olsun vucüda alınmasını ve kullanılmasını haram kılmıştır. Alkol ve Uyuşturucu Bağımlılığının Sebepleri: Gençlerin alkol ve uyuşturucuya başlamalarında aile ve arkadaş çevresi ile, kitle iletişim araçları son derece önemli rol oynamaktadır. İnsanlarda fıtrî olarak merak ve özenme duygusu vardır. Ancak bu duygular, gençlerde daha ağır basmaktadır. Gençler veya gençlik dönemine girmekte olan çocuklar, kendileri için zararlı olan nesneler ve fiiller hususunda yeterli derecede aydınlatılmaz ve bilinçlendirilmezlerse, diğer insanların yapıp ettikleri şeyler kötü de olsa, bu merak ve özenme duygusu sebebiyle kötü ve haram olan şeylere tevessül etmeleri kaçınılmazdır. Gençleri alkole alıştıran sebeplerden birisi de biradır. Bir yudumla bir şey olmaz diyerek başlar ve bir zaman sonra alkolik olur. Daha da ileri giderek kötü çevrenin de etkisiyle uyuşturucu maddeleri kullanmaya da başlar ve önü alınamaz bir hal alır. Alkol bağımlısı olan gençlerin çoğu işte bu noktada ihmal edilip onlara yol gösterilmezse, istikballerini yitirip, felakete doğru sürüklenebilirler. Şu halde yetişkinlere çok büyük sorumluluklar düşmektedir. İçki Ve uyuşturucunun Toplumsal Zararları: Alkol ve uyuşturucunun sağlık açısından olduğu kadar sosyal açıdan da zararları tamir edilemeyecek ölçüde büyüktür. Ahlâkî, ticarî maddî, manevî, ailevî ve dinî yönden zararları tarif edilemeyecek ölçülerdedir. Aile kavgaları, boşanmalar, boşanan ailelerin çocuklarının sefaleti, yaralamalar, öldürmeler, trafik kazaları, iş cinayetleri, uyuşturucuya alışanların para temini için akıl almaz yolsuzlukları, israflar bunlardan bazılarıdır Bir araştırmaya göre trafik kazalarının % 60'ı, cinayetlerin % 85'i, tecavüz olaylarının % 50’si, boşanma olaylarının % 80'i alkol kullanımından kaynaklanmaktadır. İşte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu çok yönlü zararlara dikkat çekmek için “İçki bütün kötülüklerin anasıdır” diye uyarıda bulunmuştur. Batı, alkolün ne derece güçlü bir silah olduğunu geçmiş asırlarda keşfetmiştir. Öylesine güçlü ki, en ileri ateşli silahlar bile ona yetişememektedir. Fethedilen Amerika kıtasında Kızılderililerin mukavemeti içki ile kırılmış, Afrika ve Okyanus adalarında birçok yerli kavimlerin nesilleri ve isimleri yeryüzünden içki ile silinmiştir. Kendi kitaplarında okuduğumuza göre, Batılı sömürgeciler, fethettikleri topraklardaki yerli ahaliye, bedava denecek derecede ucuz ve bol miktarda içki vererek, onları önce sarhoş, sonra da alkolik etmişlerdir. Diğer Bazı Zararlı Alışkanlıklar:***Şans Oyunları -Kumar: Yuvaları yıkan, vakti çalan, insana yaratıcısını, namazı, ibadeti unutturan, üretimi azaltıp tembelliği artıran zararlı bir alışkanlıktır. Kumarın zararları oynayanda kalmaz. Aile bireylerini ve toplumu da etkiler ve işsiz güçsüz kimselerin çoğalmasına ve böylece bir takım sosyal bunalımlara sebep olur. Kumar yüzünden işlenen cinayetler ve cana kıymaların küçümsenmeyecek boyutlarda olduğu ve bu yüzden nice mutlu aile yuvalarının söndüğü bir gerçektir. Daha pekçok zararları olan kumar, haramdır ve bu yolla elde edilen kazanç da meşrû olmayan bir kazançtır.[4] İslâm kumarı yasaklarken belli bir şeklini kastetmemiş, mânâ ve neticesini hedef almıştır. Hangi alet ve metodla oynanırsa oynansın, (okey, bilardo, poker gibi) oyunun önceden belli olmayan sonunda taraflardan biri veya bir kaçı kâr yahut da zarar edecekse kumar gerçekleşmiş demektir. ***Fal: Maide Suresi 90–91. ayetlerde kesin olarak yasaklanan fiillerden birisi de fal bakmaktır. İçki ve kumar gibi fal bakma cahiliye döneminin çirkin adetlerindendir. Maalesef bugün de devam etmektedir. Bir bakıma gaybtan haber vermek manasında olan fal bakmak büyük günahlardandır. Ailelerin arasını açan kardeşi kardeşe düşüren bu çirkin olaya karşı dikkatli olmalı, falcıların oyununa gelmemeliyiz. *** Sigara: Dinimizde kesin haram olmamakla beraber, günümüz tıbbının insan vücuduna çok zararının olduğunu ispatladığı zararlı bir maddedir. İlk başta keyif almak için başkalarından özenerek, bir taneyle bir şey olmaz denilerek başlanılır. Daha sonraları stres atmak bahanesiyle içilir ve sonunda tiryaki olunur. Bile bile kendi vücudunu yakar insan ama bunun farkında değildir. En sonunda da ölüme kadar yol açabilen hastalıklar… Zararlı Alışkanlıklara Karşı Alınması Gerekli Tedbirler: En başta Yüce dinimizin emirleri ve yasakları doğrultusunda bu zararlar insanlara anlatılmalı, gözelikle okul çağında ki gençler bilinçlendirilmeli. Bunun için de okul ile aile arasında sıkı bir bağ olmalı. Bu noktada ebeveynlere çok büyük görevler düşmektedir. Anne baba çocuğunla ilgilenmeli, kimlerle arkadaşlık yaptığına dikkat etmelidir. Çünkü çocuğun sorumluluğu onlara aittir. Yüce Rabbimiz Bu noktaya dikkatlerimizi çekerek “yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ehlinizi koruyun” diyerek yavrularımıza sahip çıkmamız gerektiğini emretmekte, Efendimiz (a.s.)’da ailemizin çobanı olduğumuzu ve gözetimimiz altında olanlardan sorumlu olduğumuzu vurgulamaktadır. Bu sebeple çocuklarımıza sahip çıkmalı, öncelikle onlara iyi örnek olmalıyız. Çocuklarımızı kötü yollara düşmeden önce onlara iyi alışkanlıklar kazandırmalıyız. Boş zamanlarını iyi kullanma ve kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Kültürel ve sportif faaliyetlere katılmaları sağlanmalı.
VI- Sonuç: Zihin, dikkat, şuur ve irâde üzerinde korkunç dağınıklıklara sebep olan içki şiddetli ümitsizlik ve karamsarlık doğurur. Dikkat, şuur ve irâdenin zayıflamasıyla kavgalara, inâyetlere, âile geçimsizliklerine, nice yuvaların yıkılmasına, nice dostlukların bozulmasına, nice acı trafik kazalarına ve nice âsâyişi ihlâl edici fiillere neden olur.İçki, fertte ve toplumun bünyesinde, sosyal ve iktisâdî hayatta kapanmaz yaralar açar, acı felâketler doğurur. Aile nafakasını içkiye verenler, faydasız ve boş yere harcama yaparak israf etmiş olmakla berâber, âile ve çocuklarının hakkını da yemiş olmaktadır. Netice itibariyle içki içmek, hayatına kıymet veren, kazancının değerini bilen, kul hakkını gözeten ve sağlığına önem veren akıllı kimselerin yapacağı şey değildir.Fert, toplum ve devletin kurumları olarak bu tehlikeyi görmezlikten gelemeyiz. Bunun için gerekli tedbirler mutlaka alınmalı, alkol ve uyuşturucu maddeler ile mücadeleye devam edilmelidir. Yalnız polisiye tedbirlerin yeterli olmadığı hususunda hemen hemen herkes görüş birliği içerisindedir.Ferdin eğitiminden söz açılmışken, din eğitiminden bahsetmemek mümkün değildir. Sağlıklı bir din eğitimi, iyilikleri, sosyal adalet ve dayanışmayı desteklediği gibi, her türlü kötülüklerin, fuhuş, içki ve kumar alışkanlıklarının azalmasına da yardımcı olur. Bu alanda bütün insanların, özellikle de yetişmekte olan gençlerin dinin moral desteğine ihtiyaçları vardır. Bu itibarla yeni nesiller, inanç boşluğundan kurtarılmalı, onlara büyük idealler, büyük hedefler gösterilmelidir. Anne ve babalar, çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptığını, hangi çevrelerde gezip dolaştığını takip etıneli çocuklarının bu zehirli tuzaklara düşmemesi için ellerinden gelen tedbirleri almalıdırlar. Eğitim kurumlarında konu ile ilgili dersler konmalı, özellikle televizyonlar, terör olaylarında can verenler gibi, alkol ve uyuşturucu tuzağında ölümle pençeleşenleri de sık sık ekrana getirmelidirler. Ekranda gösterilen kutlama törenleri, belgesel ve diziler ile her türlü reklamlar, alkol ve uyuşturucuya teşvik niteliği taşımamalı, toplumu alkolizme götüren yollar tıkanmalıdır. IV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Ayetler: وَمِن ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَراً وَرِزْقاً حَسَناً إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ {67}Nahl 67.Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَاأَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَكَذَلِكَ يُبيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ {219} 219.Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç fazlasını" de. Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْرَبُواْ الصَّلاَةَ وَأَنتُمْ سُكَارَى حَتَّىَ تَعْلَمُواْ مَا تَقُولُونَ وَلاَ جُنُباً إِلاَّ عَابِرِيسَبِيلٍ حَتَّىَ تَغْتَسِلُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مِّنكُم مِّن الْغَآئِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيداً طَيِّباً فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُمْ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَفُوّاً غَفُوراً {43}nisa 43. Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ {90} إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ {91}Maide90. Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
91. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymakister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Hadisler: نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ: الصِّحَةُ وَالْفَرَاغُ [Buharî, Rikak 1; Tirmizî, Zühd 1, (2305).] حَرَامٌ، وَمَا أسْكَرَ مِنْهُ الْفَرْقُ فَمِلْءُ الْكَفِّ مِنْهُ حَرَامٌ كُلُّHer sarhoş edici şey haramdır. Bir farak (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır." كُلُّ شَرابٍ أسْكَرَ فَهُوَ حَرَامٌ . "Sarhoşluk veren her içki haramdır."كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ "Aklı örtüp sarhoşluk veren herşey, Kur'an-ı Kerim'de yasaklanmış olan hamr'dır" ـ4ـ وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]لَعَنَ النَّبىُّ # في الخَمْر عَشَرَةً، عَاصِرَهَا وَمُعْتَصِرَهَا، وَشَارِبَهَا وَسَاقِيَهَا، وَحَامِلَهَا وَالمَحْمُولَةَ إلَيْهِ، وَبَائِعَهَا وَمُبْتَاعَهَا، وَوَاهِبَهَا، وَآكِلَ ثَمَنِهَا[. أخرجه الترمذي .4. (2271)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hamrla ilgili olarak on kişiye lanet etti: "(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sâkilik yapana, (imalathâneden veya depodan, toptancıdan perakendeciye veya müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene." [Tirmizî, Büyû 59, (1295); İbnu Mâce, Eşribe 6, (3381).] ـ5373 ـ11ـ وعن حُذَيْفَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: اَلْخَمْرُ جِمَاعُ اﻻثْمِ، وَالنّسَاءُ حَبَائِلُ الشَّيْطَانِ، وَحُبُّ الدُّنْيَا رَأسُ كُلِّ خَطِيئَةٍ .11. (5373)- Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Hamr (sarhoş edici içki), günahın her çeşidinin kaynağıdır. Kadın, şeytanın oltasıdır, dünya sevgisi her çeşit hatanın başıdır." [Canan İbrahim, Hadis Ansiklopedisi, C:15; S:181] ـ5876 ـ5ـ وله في أخرى: ﺛﻼَثَةٌ َﻻ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ: الْعَاقُّ لِوَالِدَيْهِ، وَمُدْمِنُ الْخَمْرِ، وَالْمَنَّانُ بِمَا أعْطَى[.»المترجِّلة« هي التي تتشبه بالرجال في هيئتهم وأفعالهم.»والدَّيُّوثُ« من الرجال الذي غيرة له و حميّة .5. (5876)- Yine Nesai'nin bir rivayetinde Resulullah şöyle buyurmuştur:"Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne babasının hukukuna riayet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa kakan kimse." [Nesâî, Zekat 69, (5, 81).] ـ1ـ عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رَسُولُ اللّهِ #: كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ، وَكُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ، وَمَنْ شَرِبَ الخَمْرَ في الدُّنْيَا وَمَاتَ وَهُوَ يُدْمِنُهَا، لَمْ يَتُبْ مِنْهَا لَمْ يَشْرَبْهَا في اﻻخِرَةِ .1. (2268)- İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez." [Buhârî, Eşribe 1; Müslim, Eşribe 73, (2003); Muvatta, Eşribe 11, (2, 846); Ebû Dâvud, Eşribe 5, (3679); Tirmizî, Eşribe 1, (1862); Nesâî, Eşribe 22, 46, (8, 296, 297, 318).] VII-Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar:1.Kütüb-i Sitte Tercüme Ve Şerhi, İbrahim CANAN 2.Alkollü İçkiler, Sigara Ve Diğerleri, D.İ.B. Yay. , Prof.Dr. Alparslan ÖZYAZICI Hazırlayan: Yavuz HOROZ Karasu Vaizi






[1] Beyhaki, Şuab-ı İman


[2] İbn-i Mâce, Tıp 27


[3] Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı, Alkollü İçkiler, Sigara Ve Diğerleri,D.İ.B. Yayınları, S. 15


[4] Diyanet İslâm İlmihali/365


Hiç yorum yok: