17 Ocak 2011 Pazartesi

ABBASİLER

ABBASİLER HAKKINDA

Hz. Muhammed'in ölümünden sonra (632), peygamberin vekili olacak halifenin seçimi, İslam dinini benimseyen Arap kabileler arasında büyük karışıklıklara yol açmıştı. Bütün kabileler kendi soylarından birisinin halife olmasını istedikleri için, bu karışıklıklar ve çatışmalar her halifenin seçiminde yeniden yaşanıyordu. Nitekim, üçüncü halife Hz. Osman'ı destekleyen Emeviler, kendi soylanndan gelen bu halifenin öldürülmesi üzerine halifeliğe getirilen Hz. Ali'yi benimsememişler ve 661'de Hz. Ali'nin öldürülmesinden sonra Müslüman Arap topluluklar üstünde egemenlik kurmuşlardı. Yaklaşık yüz yıl sonra, Hz. Muhammed'in amcası Ab-bas'ın adıyla anılan Abbasi ailesi ve yandaşları bu kez Emeviler'e karşı ayaklanarak 750'de halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Böylece, Abbasiler adıyla 1258'e kadar süren bir islam devleti kurdular. 

   İlk Abbasi halifesi olan Ebu'l-Abbas ve 754'te başa geçen oğlu Mansur dönemlerinde orduda Türk ve İran kökenlilere yer verilmeye başlandı. Mansur, Hz. Ali'nin yandaşlarının yoğun olduğu Kûfe'den uzaklaşmak için yeni bir başkent yapımına girişti. Akarsuların birbiriyle kesiştiği yerde kurulan ve Bağdat adı verilen bu kentin yapımı, 100.000 işçinin çalışmasıyla dört yılda tamamlandı. Mansur' un torunu Harun Reşid (bak. Harun Reşİd) döneminde devlet en geniş sınırlarına ulaştı. Harun Reşid 786'da halife olunca Bermeki ailesinden Yahya'yı sınırsız yetkilerle vezir yaptı. Yahya Bermeki ve iki oğlu 17 yıl boyunca Abbasiler'in halifeden sonraki en önemli devlet adamları oldular.

   Geceleri kılık değiştirerek halkın şikâyetlerini dinlemesi, görkemli yaşama ve gösterişe düşkün olduğu halde dindarlığı elden bırakmaması, ordunun başına geçerek savaşlara katılması Harun Reşid'in ününü yaygınlaşırdı. Onun döneminde Bizans'a başarılı akınlar düzenlendi. Harun Reşid'in oğulları Emin ve Memun da bu başarıyı sürdürdüler.

   Annesi Türk soyundan gelen Mutasım, 833'te halife olunca kendisine Türkler'den özel bir askeri güç kurdu; ayrıca Türk emirlerine önemli görevler verdi. Bu askeri güçlerin Bağdat'ta bulunması tedirginlik yarattığı için, Samarra adıyla yeni bir kent kurdurarak devlet merkezim oraya taşıdı. Mutasım, 838'de Bizans'a büyük bir sefer düzenleyerek İznik önlerine kadar ilerledi. 842'de halife olan oğlu Vâsık döneminde Türk emirlerinin gücü daha da arttı ve yetkileri askeri alandan yönetsel alana taştı. Vâsık'ın ölümünden sonra gerileme dönemi başladı. Abbasi toprakları üzerinde Samaniler, Karahanlılar, Fatımiler, Tolunoğullan ve Hamdaniler gibi bağımsız devletler kuruldu.

   İran'da egemenlik kuran Büveyhiler, Hz. Muhammed'in kızı gelinleri olduğu için halifelikte hak iddia ediyorlardı. Nitekim 945'te Bağdat'a girdiler ve Muti'nin halifeliği döneminde Abbasiler üzerinde tam bir egemenlik kurdular. Hatta bir ara Bağdat'ta basılan paraların üzerinde halifenin değil Büveyhi sultanının adı bulunuyordu. Sonradan Abbasiler'i egemenliği altına alan iki büyük devlet de, 978'de gene Abbasiler'in eski topraklan üzerinde kurulan Gazneliler ile aynı yıllarda temeli atılan Büyük Selçuklu Devleti'dir.

   Büyük Selçuklu Hükümdarı Tuğrul'un, 1031'de halife olan Kâim'in gizli çağrısı üzerine ordusuyla gelerek Büveyhiler'i Bağdat'tan çıkarmasından sonra Abbasiler Irak, Ahvaz ve Fars'ta yeniden güçlenmeye başladılar. Selçuklular'ın desteklediği halifelik kurumu da eski saygınlığına kavuştu. Ne var ki Abbasiler, Mustazhir döneminde Haçlı Seferleri'ne karşı başarılı olamadılar; bütün savunma Selçuklular'a ve onlardan sonra kurulan Türk devletlerine kaldı. Büyük Selçuklu Dev-leti'nin parçalanmasıyla birlikte yeniden gücünü yitiren halifelik. Nasır döneminde kısa bir süre için canlandı. Ama Cengiz Han'ın torunu Hulagu'nun yönetimindeki Moğollar'ın 1258'de Bağdat'ı yakıp yıkması ve Halife Mustasım'ı öldürmesiyle Abbasi Devleti son buldu.

   Halife Zâhir'in Mısır'a kaçan oğlu, Memlûk sultanının koruyuculuğunda halife ilan edildi. Artık halifelik siyasal ve askeri yetkisi bulunmayan, ancak başka bir devletin topraklarında bannabilen bir kurum durumuna gelmişti. 1517'de Mısır topraklarına giren Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim'in halifenin yetkilerini ve kutsal emanetleri devralması, halifeliğin Mısır'da 250 yıl kadar süren varlığına da son vermiş oldu.

   Abbasiler zamanında halifeler dinsel gücü olan bir hükümdar niteliği kazandılar. Halifelerin elinde toplanan bu ikili güç, merkezi devlet örgütüyle birlikte güçlü bir yapı oluşturdu. Devlet işleri, "Divan" adı verilen ve değişik alanlarda görevlendirilen resmi örgütlerce yürütülüyordu.

   Kent yaşamının gelişmiş olmasına karşılık, halifelik maliyesinin temeli toprak vergisine dayanıyordu. Bunun dışında, dinsel gerekçelerle halktan toplanan zekât da önemli bir gelir kaynağıydı. Vergi gelirinin büyük bir bölümü orduya ayrılırdı. Ayrıca halifenin de kişisel bir hazinesi vardı. Bu kişisel hazinenin kapsamına giren toprakların geliri devlet gelirlerinden ayrı tutulurdu.

   508 yıllık Abbasi dönemi İslam uygarlığının en parlak dönemlerinden biridir. Bayındırlığa büyük önem veren Abbasiler, 38.000 m2'lik bir alana kurulmuş Samarra Camisi başta olmak üzere, Mşatta Sarayı, özellikle de Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ile Mescid-i Aksa gibi büyük yapıtlar bıraktılar. Ülkenin birçok yerine kervansaraylar yapıldı; demircilik, bakırcılık, camcılık gibi sanatlar geliştirildi. Harun Reşid ve oğlu Memun zamanında, Bağdat kenti bir bilim ve kültür merkezi oldu. Matematik, astronomi, tıp ve botanik alanlarında önemli çalışmalar yapıldı. Süryanice, Farsça, Yunanca ve Sanskrit dilinden Arapça'ya çok sayıda yapıt çevrildi. Bunlar arasında Aristo'nun felsefe yazıları, Öklit'in geometri kitabı, Galenos'un tıp kitabı ile Kelile ve Dimne öyküleri de vardır. Bağdat'ta kurulan zengin uzmanlık kütüphaneleri ile gözlemevleri, birçok bilim adamının Abbasiler'in hizmetine girmesinde etkili oldu. Farabi, İbn Sina, Biruni, Yusuf Has Hacib, Firdevsi ve Taberi gibi bilim ve kültür adamları Abbasi ülkesinde yetiştiler.
Irak ve Bağdat'ta Hüküm Süren Abbasi Halifeleri
Ebu'l-Abbas .....(750-754)
Mansur ............(754-775)
Mehdi ...............(775-785)
Hadi .................(785-786)
Harun Reşid.....(786-809)
Emin.................(809-813)
Memun.............(813-833)
Mutasım...........(833-842)
Vâsık................(842-847)
Mütevekkil.......(847-861)
Müntasır..........(861-862)
Mustain...........(862-866)
Mutez..............(866-869)
Muhtedi...........(869-870)
Mutemid..........(870-892)
Mutezid...........(892-902)
Muktefi............(902-908)
Muktedir..........(908-932)
Kahir................(932-934)
Razi..................(934-940)
Muttaki............(940-944)
Mustakfi...........(944-946)
Muti.................(946-974)
Tai....................(974-991)
Kadir................(991-1031)
Kâim.................(1031-1075)
Muktedi............(1075-1094)
Mustazhir.........(1094-1118)
Mustarşid.........(1118-1135)
Reşid................(1135-1136)
Muktefi.............(1136-1160)
Müstencid........(1160-1170)
Mustazi............(1170-1180)
Nasır.................(1180-1225)
Zahir.................(1225-1226)
Mustansır.........(1226-1242)
Mustasım..........(1246-1258)

Hiç yorum yok: