25 Nisan 2010 Pazar

OSMANLI DEVLETI'NDE ERMENILER VE BIRINCI DÜNYA SAVASI DÖNEMI

OSMANLI DEVLETI'NDE ERMENILER VE BIRINCI DÜNYA SAVASI DÖNEMI

Milletler tarihi; bir mücadeleler tarihi olmakla birlikte, ayni zamanda bilinmeyen karanlik noktalar veya görülmek istenmeyen gerçekler yiginidir. Bu açidan bakildiginda tarihin bir bölümünü ya görülmek istenmeyen ya da gizlenilmek istenir veya tek yönlü arastirmalardan yola çikilarak gerçekler reddedilir.

Bunlara verilecek en çarpici örneklerden biri hiç süphesiz Türk-Ermeni iliskileridir. Yaklasik bin yillik bu sürecin baslarinda; Romalilar, Persler, Bizanslilar tarafindan Anadolu'nun bir yerinden diger yerine sürülen, savaslara itilen ve çogu kez, üçüncü sinif bir vatandas muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu'ya girislerini takiben; bir yandan Türklügün adil, insani töresinden, diger yandan da Islamiyet'in hosgörülü, birlestirici siyasetinden yararlanmislardir. Bu iliskilerin gelisme ve doruga ulasma çagi olan XIX. Yüzyilin sonlarina kadar süren devir ise, Ermenilerin altin çagi olmustur. Osmanli Devletinin çalisan, liyakatli, dürüst ve becerili her teb'asina sagladigi imkanlardan Gayri Müstimler içinde en çok faydalananlar Ermeniler olmustur. Askerlikten, kismen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari islerde yükselme firsatini elde etmisler ve Devlete bagli, milletle kaynasmis ve anlasmis olduklarindan dolayi hakli olarak "milleti sadikâ', "tebai sadikâ' olarak kabul edilmislerdir. Her çevrede Türkçe konusan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, hatta Bayindirlik, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, Posta-Telgraf, Darphane Bakanliklari, Müstesarliklari yapanlar, (1.nci Mesrutiyette 9, 2nci Mesrutiyette 11, 1914 Meclisinde 12 Milletvekili ve 20 bin civarinda devlet memuru vardir.) Osmanli Devleti'nin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabanci dillerde eserler yazanlar da olmustur.1 Bir taraftan bütün tebaanin faydalandigi haklar, diger taraftan da hemen her Padisah zamaninda eskilerinin üzerine yenileri eklenmek suretiyle elde ettikleri imtiyazlar sayesinde Ermeniler, hem yazili hem de fili hukukta, Müslümanlar ve hatta Müslüman olmayan uluslara karsi bile ayricalikli bir cemaat haline gelmislerdir.

Ancak, Osmanli Devleti'nin zayiflamaya basladigi dönemde, hemen her konuda Avrupâ'nin müdahalesi bas gösterince. Türk-Ermeni iliskilerinde de bir bozulma, kötülesme devri baslamistir. Batililarin, özellikle misyoner din adami kisvesinde Osmanli içine kadar soktugu provokatör ve ajitörlerin faaliyetleri ile, Ermenileri dini, kültürel, ticari, sosyal ve siyasi açilardan Türk toplumundan uzaklastirma çabalari: diger taraftan da ülke içinde ve disinda kurulan, teskilâtlanan, teçhizatlanan ve silahlanan Ermeni komitecilerin ve Patrikhane ile kiliselerin menfi ugraslari sonucunda, Ermeni cemaati yavas yavas Türk toplumundan koparilmaya çalisilmistir. Böylece çogu defa Türklerin zararli çiktigi kanli olaylar baslamistir. Dogu Anadolu da baslatilan ve Istanbul'a kadar yayilan isyan hareketlerinde binlerce Türk ve Ermeni hayatlarini kaybetmistir.

Birinci Dünya Savasi sirasinda ise, Osmanli askeri olarak düsmana karsi savasan veya geri hizmetlerde çalisan Ermeniler de bulunmasina ragmen, bunlarin büyük bir kismi cephede düsmanla birlikle Türklere karsi savasmis, cephe gerisinde de kadin, çocuk, yasli ayrimi yapmaksizin katliama girismisler, yüz binlerce Müslüman'in hayatina kastederek Anadolu'yu bir harabe haline çevirmislerdir.

Devletin bunlari yatistirmak ve durdurmak için aldigi tedbirler istismar edilmis ve Itilaf Devletleri'nin de tahrik ve vaatleriyle Ermeniler, bin yil refah içinde yasadiklari ülkeyi parçalamaya baslamislardir.

Anadolu disinda kurulan Hinçak (1887), Tasnaksudvun (1890) Ramgavar, Hinçak Ihtilal Komitesi. Silahlilar Cemiyeti (1880) Ermenistan'a Dogru Cemiyeti, Genç Ermenistan Cemiyeti, Ittihat ve Halas Cemiyeti (1872) ve Karahaç Cemiyeli (1882) gibi halki silahli ayaklanmaya sevk eden örgütlenmeler meydana getirilmistir. Bu örgütlerin önemli rol oynadigi ve Ermenilerce gerçeklestirilen baslica olaylar sunlardir:2

Zeytin Olaylari

Kayseri Olaylari

Bitlis Olaylari

Van Olaylari

Mus Olaylari

Diyarbakir Olaylari

Mamuratül'aziz (Elazig) Olaylari

Erzurum Olaylari

Sivas Olaylari

Trabzon Olaylari

Ankara Olaylari

Adana Olaylari

Urfa Olaylari

Izmit Olaylari

Adapazari Olaylari

Bursa Olaylari

Musadagi Olaylari

Izmir Olaylari

Istanbul Olaylari

Maras Olaylari

Antep Olaylari

Halep Olaylari

Yukaridaki olaylar günümüz toplumsal olaylari ile mukayese edilmeden degerlendirilmelidir. olaylarin ciddiyeti bugün dahi, insanlari ürpertecek özellik arz ettigi gibi, yillarca yan yana yasayan iki halktan Ermeni olanin bu eylemlerine nasil girisebildigi ayri bir psiko-sosyal analiz çalismasina malzeme teskil edecek özelliktedir. Doküman 1'de verilen telgraf metni tarihin en utanç verici manzaralarindan birini gözler önüne sermektedir: "Simdiye kadar Erzurum'da (merkezde) 2.127 Islam cesedi defnedilmistir. Bunlarin tamami erkektir. Cesetler üzerinde balta, süngü, mermi yarasi vardir. Bu cesetlerin cigerleri çikarilmis, gözlerine sivri kaziklar sokulmustur..." 3

Savas halinde olmasina ragmen. 9-10 ay daha aldigi mahalli tedbirlerle çözüme ulasmaya çalisan, ancak olaylarin yatismayacagini gören Osmanli Hükümeti, son çareye basvurmus ve bir çok vatandasi gibi Ermenileri de savas bölgesinden alip, ülkenin emniyetli bölgelerine "sevk ve iskan"a veya baska bir ifadeyle "tehcir"e tabi tutulmustur.

Baslangiçta Ruslar'la beraber "gönüllü alaylari" adi altinda yürütülen bu düsmanlik, Milli Mücadele yillarinda Ingiliz ve Fransizlarla birlikte "lejyonlar"la sürdürülmüs ve Ermeniler vahset olaylarinda bu Devletleri bile hayrete düsürecek kadar ileri gitmislerdir.

Bilanço ise, hem Türkler hem de Ermeniler açisindan bir felaket olmustur. 2 milyon 500 bin Türk savaslarda ve Ermenilerce yapilan katliamlarda. 200 bin civarinda Ermeni de savaslarda, isyanlarda ve tehcir sirasinda hayatini kaybetmis: Anadolu, en ufak yerlesim yerlerine kadar yakilmis, yikilmis, harap olmus: bir çok vaatlerle cepheye sürülen Ermeniler, Batililar tarafindan kendi kaderlerine terk edilmis ve onlarla birlikte ülke disina gitmislerdir.

TEHCIR (YER DEGISTIRME - ISKAN VE TENKIL UYGULAMASI )

a. Tehcir Sözcügü Sürgün veya Soykirim Anlami Tasir mi?

Konusma veya yazisina dilinde kullanilan bu kelimelere, o dil içinde tasidigi veya tasimasi gerekenin disinda anlam yüklendigi sikça görülen bir durumdur. Bu konu özellikle demagojiye dayali tartismalarda ve hassas konularin istismar edilmesinde görülebilmektedir.

"Tehcir" bu duruma örnek kelimelerden biridir. Arapça asilli olan kelime "hecera" filinden türeyen rübai (dört harfli) bir mastar-isimdir. Bir yerden baska bir yere göç ettirmek, hicret ettirmek (immigration, emigration) manasini tasir. Fiilde bir sürgün, bir "deportation" manasi yoktur. Zira bu anlami Arapça'da "nefy, ib'ad itikal, isikar" gibi mastarlarla ifade edilmistir. Zaten tehcir diye taninan kanunun adi da aslinda "sevk ve iskan" kanunudur. Olayin anlatiminda sik sik tenkil" (nakletme) tabiri de kullanilmis ve hiçbir zaman bati dillerinde sürgün anlamindaki "deportation", "exile". proscriptiou" gibi terimlerin karsiligi olan tabirler kullanilmamistir. Buna ragmen bilmeyerek veya çogu kez olay dramatize edilmek âmâciyla Ermeniler ve bazi batili yazarlar tarafindan sürgün manasina gelen terimler seçllmistlr.4 Bu ise, tarihi açidan oldugu kadar filolojik açidan da kasitli olarak yapilan bir hatadir.

b. Osmanli Devleti'nin Sevk ve Iskan Öncesi Aldigi Kararlar ve Uygulamalar:

Ruslar. daha Osmanli Devleti ile savasa baslamadan önce, muhtemel bir savasta Ermenilerin destegini alacaklarindan emindiler. Ayni durum diger Itilaf Devletleri için de geçiciydi. Savasin patlak vermesi ile beraber özellikle yurtdisindaki Ermeni teskilatlari. Ermenileri Osmanli Devleti'ne karsi Itilaf Devletleri'nin yaninda savasa çagirmislardir. Ermeniler bu çagrilara uyarak hem Itilâf Ordularina katilmislar, hem de kendisi müdafaadan yoksun olan Anadolu'da isyanlar çikartarak katliamlara girismislerdir.

Birinci Dünya Savasi baslarinda önce Ruslar. Kafkasya'daki Ermeniler araciligiyla Osmanli Devleti'ndeki Ermenileri Türkler aleyhine, Memaliki Osmaniye'den zaptedecegi yerleri Ermenilere vererek istiklallerini temin vaadiyle tesvik etmisler ve hatta "Türk köylüsü kiyafetinde birçok adamlari içerdeki Ermeni köylerine göndermisler ve dagitilmak üzere sinirdaki bazi yerlere silah ve cephane getirmisler, Rus generallerinden Loris Melikov'un oglu da bu maksatla Van bölgesine gitmistir. 5

Çarlik Rusyasi, Kafkas berisindeki ve Anadolu'dan kaçan Ermenileri silahlandirarak gönüllü birlikleri kurmakla kalmiyor ayni zamanda Tasnaksutyun Partisi araciligi ile par yardiminda da bulunuyordu. Bu konuyla ilgili olarak Tiflis'i Subat 1915'de toplanan Ermeni Milli Kongresi'nde Tasnak-sutyun Partisi Askeri Vekâleti temsilcisi, toplantiya sundugu raporu mali kisminda sunlari söylüyordu. 6 "Bilindigi gibi savasin basinda Rus hükümeti, Türk Ermenilerini silahlandirma ve hazirlanma, savas zamaninda ülkenin içlerinde isyan çikartmanin ilk masraflari için 242.900 ruble vermisti Gönüllü birliklerimiz Türk ordusu zinciri yararak geçmek ve isyancilarla birleserek, geride ve cephede, mümkün olursa da düsmanin arasinda, yani 'Türkiye'de anarsi çikartmak ve bütün bunlari Rus ordularinin ilerlemesini ve Türkiye Ermenistan'ina hakim olmasini saglamak zorundaydi."

Osmanli Hükümeti önceleri isyanlari bölgesel tedbirlerle mahallerinde bastirmayi ve savunma durumunda kalmayi tercih etmistir. Ermenilerin silahlariyla firarlarina, dini liderlerinin isyanlardaki büyük rollerine ragmen, Hükümet bu is yanlari münferit bazi tesebbüsler seklinde kabul etmeyi uygun bulmustur. Ayni zamanda Ermeni Patrig'ine asayisin temini için savas sirasinda istenildigi kadar Jandarma bulundurulamayacagi, dolayisiyla Ermeniler tarafindan bir karisiklik çikarildiginda derhal "ülke savunmasini saglamak amaciyla sert önlemler almak zorunda" (Müdafaa-i memleketi temin etmek maksadiyla tedabiri sedide ittihazinaa mecbur) kalinacagi anlatilmistir. Osmanli Ordusu Baskomutanligi Ermeni Patrigi'ne gönderilen mektup dönemin komuta kademesinin gelismeler hakkindaki samimi görüsleri yansitmasi bakimindan bir ibret vesikasidir. Doküman 2'de yer alan mektupta ayni su satirlar yer almaktadir: "...An-cak vatanimizin en yüksek kademelerine yükselmis becerik-li bir insan olarak kabul buyuracagina süphe yoktur ki, yabancilarin kandirmalarina uyan bazi akilsizlar yazik ki vardir. Bunlarin gönüllerindekilerini meydana çikarmak için kaba vasitalara basvurduklari meydandadir. Bunlara karsi hükümetçe, terbiye için sert hareket edilmesinde. Osmanli vatanini korumasi için esef olunur ki zorunluluk hasil oluyor. Bu zorunluluk kaçinilmaz oldugu zamanlar duydugumuz sanci ve içlenmeyi anlatamam..." 7 Komitelere mensup mebuslara da ayni yolda tebligata bulunulmus, bütün Ermeni ileri gelenlerine, böyle bir durumun hos olmayan bazi zorunlu sonuçlar doguracaginin söylenmesine ragmen, komiteler faaliyetini öncekilerle kiyaslanamayacak derecede artislardir. 8 Patrikhane basta olmak üzere, Istan-bul'daki komiteler de eskiden oldugu gibi çalismaya ve Itilaf Devletlerine askeri harekatimiz hakkinda bilgileri kapsayan muhaberelere devam ederken, vilayetlere özel heyetler gön-deriyorlardi. Bunun en büyük kanitlarindan biri ise Hasan-kale'den Istanbul'a gönderilen bir telgraftir. Doküman 3'de sunulan telgraf metninde, Patrikhane'nin Van bölgesinde meydana gelen bazi olaylari Baskomutanliga sikayet ettigi. ancak Patrigin bölgede yasayan Türkleri suçlayan iddialari-nin tamamen asilsiz oldugu belirtilmektedir. Baskomutanlik tarafindan verilen emir üzerine yapilan sorusturmanin so-nuçlari ise su tarihi cümlelerle baglanmaktadir: "...Rehin-i tasvib-i samileri buyuruldugu (uygun gördügünüz) halde hususat-i maruzanin (arzedilen konularin) Ermeni Patrige tefhimi (anlatilmasi) ve hain-i muhbirlerini havadis-i kazibe-leriyle (uydurma haberleriyle) ref-i sikayet (sikayetlerini bü-yütme) yerine vazife-i ruhaniyesi dalâlette olanlari irsad (din-sel görevi yanlis yolda olanlari aydinlatma) oldugundan Ermeni Milletinin ikazina ve tarik-i itaat ve sadakate irca-ina delalet (itaat ve sadakat yoluna getirilmesine öncülük) eylemesini emr-ü tenbih buyurmalarini istirham eylerim...." 9

Aslinda savas baslamadan önce her türlü isyan hazirligina girismis olan Ermeniler, bazi daginik hareketlere ragmen. savas baslar baslamaz toplu bir isyana yönelmemislerdir. En uygun zamanin, Ingilizlerin Iskenderun Körfezi'ne çikmalari ve Ruslarin Iskenderun Körfezi'ne dogru ilerlemeleri aninda olacagi degerlendirilmekteydi. Doküman 4'de görülecegi gibi her ihtimale karsi nasil hareket edeceklerini belirlemislerdi. Ancak Ermeniler savasin baslamasini beklemediler, daha dogrusu bekleyemediler ve isyanlari baslattilar. Bunun da sebebi, yakalanan bazi Ermeni çetecilerinin ifadelerine göre Rus ordusunun yaklasmasinin beklendigi bir sirada. Hükümet tarafindan silah aranmasina baslanmasi, komite yöneticilerinden bazilarinin tutuklanarak sürgüne gönderilmesi ve 1894 dogumlularin silah altina çagirilmasidir.

Osmanli ordulari cephede savasirken, Ermenilerin bu eylemleri. "Ermeni bagimsizligi için, müttefik davasina hizmet gayesiyle" hazirlanan plana uygun yürütülüyordu. Ancak. Ermeni çetelerinin cephe gerisindeki faaliyetlerinin, devletler hukukuna göre hiyanet sayildigi gerçegi göz ardi ediliyordu.

Ermeni isyanlari özellikle Dogu Anadolu'dan baslayarak diger vilayetlere yayilmistir. Erzurum ve çevresinde Rus isgalinin genislemesiyle Ermeniler, "halkin kanini kendilerine mubah" görmüsler ve bir Alman generalinin ifadesiyle, "bu bölgedeki Müslüman halki silip süpürmeye" baslamislardi.

Ermeni çetelerinin bu tür zulüm ve eylemleri sürerken, güvenlik kuvvetleri tarafindan Ermenilerin yasadiklari bölgelerde yapilari aramalarda pek çok silâhli ve cephane ele geçirilmistir. Hatta ele geçirilen silahlarin çoklugu Müslüman halki hayrete düsürmüs, müthis bir katliamdan kurtulduklarina inandirmistir. Rus isgalinden önce, Ermenilerin yasadiklari yerler bir bakima Ermeni isgali görmüs gibiydi ve bu yerlere devlet gücü giremez olmustu. Artik devletin varligini agir bir sekilde yaralayan bu durum, biraz daha hosgörü gösterildiginde, telafisi mümkün olmayan sonuçlara sürüklenecegini göstermekteydi.10

Osmanli Devleti'nin savasa girmesinden ve özellikle Kafkas Cephesindeki bozgundan sonra. Ermenilerin Müslüman halka karsi baskilari, askerden firarlari, asker ve jandarmaya saldirilari, silahli ve mühimmatla yakalanmalari. Fransizca, Rusça ve Ermenice sifre gruplarinin ele geçirilmeleri, ülke çapinda bir karisiklik çikaracaklarini göstermekteydi. Enver Pasa bu ihtilal sebebiyle 25 Subat 1915'te ilgili birimlere dikkatli olunmasini bildirmisti. Doküman 5'te yer alan ve Erzurum'dan Baskomutanliga gönderilen sifre telgraf incelendiginde Enver Pasa'nin görüslerini destekler gelismeler oldugu görülecektir.

Osmanli hükümeti bu olaylara karsi güvenlik tedbirleri almakla beraber, zorunlu yer degistirme ile ilgili kanundan önce de, bu tedbirlerin yeterli olmadigi durumlarda Ermenileri baska yerlere iskan etme yoluna gitmistir. Ancak sinirli bir bölgede gerçeklestirilmesi bu uygulamanin genellestirilmesi fikrini pekistiren olay. Vari Ermenilerin isyani olmustur Çevredeki Ermenilerin. Osmanli Devleti'nin savasa girdigi tarihlerde Van'da toplandiklari ve silahlanarak Ruslarin iyice yaklasmasini bekledikleri resmi belgelere yansimistir. Baskumandanlik ise 1915 Mart ayi baslarinda, Ruslarin Van vilayetini isgal ve Ermenileri ihtilale tesvik etmek istedikleri kesin olarak tespit etmistir. Yurt genelinde Ermenilerin faaliyetleri ile ilgili olarak elde edilen bilgi ve belgelerin derlendigi ve Baskomutanlik tarafindan yayinlanan raporda (döküman5) ,Rus ordusunun Ermeni komitacilarina nasil destek oldugu su sözlerle anlatmaktadir:"..-Rusya dahilinde kura ve kasbatta (köyler ve kasabalar) bulunan Islam haneleri tahhari edilerek (aranarak) silahlar müsadere olunuyor(zorla aliniyor) ve bu silahlar Ermenilere tevzi olunuyor (dagitiliyor).... Kism-i azami "Bayezid". "Van" ve "Bitlis" Ermenileri'nden ve asker firarilerinden ve Igdir havalisi Ermenilerden olam üzere 600 Ermeni'nin Igdir'da tecemmü ederek (toplanarak) çete halinde tefrik ve taksim olunarak (ayrilip ve bölünerek)teslih edildikleri Rus hudut bölükleri efradindan (erlerinden) iltica eden Ruslara ve menabi-i sairteden (diger kaynaklardan) alinan malumatla sübut buluyor (meydana çikiyor)..."Van Vali Vekili Cevdet Bey'in yukarida belirtilen uyarila-rina ragmen, yeterli tedbir alinamamis ve 17 Nisan 1915'de önce Sitak kazasinda baslayan isyan, bütün vilayeti sarmis ve 20 Nisan'da da Van sehri ve köylerindeki Ermeniler ile Çölemerik Nasturileri ayaklanmislardir.11 Ermeni Katolikosu V. Keork. 10.000 silahli çetecinin bu isyana katildigini bildirmistir. 12

Van Vali Vekili Cevdet Bey'in 10 Mayis'ta askeri makamlara yazdigi ve Ruslarla Ermenilerin ilerlemesi karsisinda asiretleri dagildigi ve Van'in kontrolünü ele geçiremedigi yolundaki bilgilere ragmen geç kalinmistir. Rus ve Ermeni güçlerinin baskisi karsisinda çaresiz kalan Vali Cevdet Bey ve Van'da ki kuvvetler 16/17 Mayis gecesi sehri terk etmek zorunda kalmislardir. Iki gün sonra 19 Mayis 'ta da Ruslar Van'a girmisler, bu arad Van'da bulunan 30.000'e yakin Türk, kayiplar vererek Van'dn çevre bölgelere kaçmistir. 13

Türk halkinin bölgeyi hangi sartlar altinda terk etmek zorunda kaldigini ise Doküman 5'dcki su dehset verici cümle yeteri kadar anlatmaktadir: "...Bu çeteler geçtikleri Islam köyleri emvalini (mallarini) nehib ve garet (çapul ve yagma) besikteki çocuguna varincaya kadar katl ve imha ederek ilerliyorlardi..."

Böylece: Van ve çevresinde Rus ve Ermenilerin isbirligi ile gelisen olaylar ciddi boyutlara ulasmistir. Ermenilerin baslattiklari isyanlar, katliamlar ve tahriplerin disinda- Ruslarin bir ay içinde Van. Malazgirt ve Bitlis'i isgali ile sonuçlanmistir. Dolayisiyla, Ruslarin her askeri harekati, Ermeni isyanlariyla hedefine ulasmaktadir. Van örnegi, Türk ordusunun daima arkadan vurulacagini ve ihanete ugrayacagin açikça göstermistir. Bu durumda, hükümet ülkenin muhtelif bölgelerinde yasayan Ermenilerin, Zorunlu Sevk ve Iskanina kara vermek zorunda kalmistir.

Bu dönemde Ermeni Komitacilarinin alip uyguladiklari kararlar ve yapilali katliamlara iliskin belgeler 14 son bölümde verilmistir. Bu belgeler incelendiginde Osmanli Devlet yöneticilerinin tüm psikolojik baski ve olumsuzluklara ragmen fevkalade sogukkanli davrandigi görülmektedir.

Ancak Osmanli Hükümetinin, Zorunlu Sevk ve Iskan Kararindan yaklasik bir ay önce aldigi baska bir karar daha bulunmaktadir. Buna göre hükümet, nihayet, seferberligin ilanindan dokuz ay sonra, 24 Nisan 1915'de, 14 valilikle 10 mutassarifliga bir emirname göndermis ve ülkenin bir çok yerinde isyanlar çikaran. Rus ordusuna gönüllü alaylar olusturan. Osmanli ordusunu arkadan tehdit eden ve Osmanli Devleti aleyhine her türlü faaliyetin içinde yer alan bütün Ermeni siyasî tesekküllerinin dagitilmasini istemistir.

Bu çerçevede özellikle Hinçak. Tasnak ve benzeri komitelerin bütün subelerinin kapatilmasi ve buralardaki evrak ve vesikalara -kesinlikle imha edilmesine imkan vermeden el konulmasi, komitelere mensup kisilerin ve zararli faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanmalari da istenmistir. 15

Içisleri Bakanligi'nin 24 Nisan 1915 (11 Nisan 1331) tarihli bu talimati üzerine. 82.880 Ermeni'nin yasadigi Istanbul'da 2.345 Ermeni tutuklanmistir. Bunu diger bölgelerdeki tutuklanalar takip etmistir. Hükümeti bir ay boyunca aldigi tedbirlere ragmen Ermenilerin tavrinda bir degisiklik görülmeyince son çare olarak tehcire basvurulmustur. Bu tedbirlerin I nci Dünya Savasinda bu yana mahiye-tindeki eylemlere karsi alinmis oldugu: o zamanki kosullara göre yasadisi, gereksiz veya mesnetsiz olduklarinin söylenemeyecegi açiktir.

Burada sirasi gelmisken su gerçegi de belirtmekte yarar vardir. 1916 tarihinin baslarinda Rus ordulari Erzurum'u aldiginda Baskumandanligin ilk emri "Ermeniler'in Erzurum'a yerlesme hakki yoktur" 16 seklinde olmustur. Ayrica Rus Disisleri Bakani Sazanov, isgal ettikleri Anadolu topraklarindaki Ermenilerin gelecekteki durumu için Kafkas genel valisi Prens Nikolay Nikolayeviç'e yazmis oldugu 27 Haziran 1916 tarihli proje mektubunda "...Ermenilere bagimsizlik verme çözümünün uygun olmayacagini, çünkü Ermenistan'da Ermenilerin hiçbir zaman çogunlugu teskil etmediklerini simdiye kadar mevcut nüfusun dörtte birini teskil ettiklerini bu sartlar altinda bir Ermeni bagimsizligi verilmesinin azinligin çogunlugu idare etmesi gibi bir haksizliga sebep olacagini en iyi çikar yolun Türkiye'den alinan bölgenin yeniden düzenlenmesinde çesitli irklara esitlikle davranilmasini, onlarin birbirine düsürülmesini. Ermenilere belirli çerçeveler içinde egitim ve din hürriyeti, dillerinden istifade hakki verilmesi gerektigini, bu esaslarin uygulanabilmesinin mahalli halkin hükümete saygisini çekecegini, her türlü iç ve dis tahrikten temizleneceklerini ve mahalli halk için getirilecek hayati sartlarin "Türk hakimiyeti zamanlarini özletmeyecegini..." 17

Dipnotlar

4 . Süslü, Azmi Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayi. 100ncü Yil Üni. Yayini An-kara. 1990

5 . Genelkurmay Baskanligi ATASE Arsivi No:4-3671, Kls.2918, Dos 797 Fih.6

6 . B.A. Boryan, Armeniya Mejdunarodnaya Diplomatiya; SSSR, Çastli Moskova,1929, s.360

7 . Genelkurmay Baskanligi. ATASE Arsivi. A.1 / 1. D.101, K.13. D.62, Fih.4--2, 4-3

8 . Genelkurmay Baskanligi ATASE Arsivi 9. 12.31 (22 Mayis 1915) Tarih ve 2004 Numarali Belge

9 . Daha genis bilgi için bkz. GÜRÜN Kamuran. Ermeni Dosyasi. Türk Tarih Kurumu. Ankara 1983

10 . Daha geni bigi için bkz. BILGI, Necdet, Ermeni Tehciri ve Bogazlayan Kaymakami Mehmed Kemal Beyin Yargilanmasi KÖKSAV Yay .Ankara,1999

11 . Daha genis bilgi içi bzk. AKÇORA Ergünöz, Van ve Çevresinde Ermeni Isyanlari (1896-1916),Türk Dünyasi Arastirmalari Vakfi Yayini, Istanbul1994

12 . B.A Boryan,age., s.363

13 . Daha fazla bilgi içi bkz. BILGI, Necdet, age

14 . ATASE Arsivi Arsiv no: 4/3671 D. 163. G.1. K. 2811 dos. 26 fih. 28 ve Arsiv no: 1 /2 D. 113 G. 4 K. 528 dos. 2061 fih. 21, 21-18

15 . ATASE Arsiv no 1/2 Kls. 401 dos.1580, fih 9/3

16 . B.A. Boyran, age., s.356 17 Razdel Aziatskoy Turtsii Po Sekretnim Dokumentom Bivsego Ministerstva Inostrannih Del. Sostovitel E.A. Adamov. Moskva. 1924. Belge No; CXL, s.207-210

17 . Razdel Aziatskoy Turtsii Po Sekretnim Dokumentom Bivsego Ministerstva Inostrannih Del. Sostovitel E.A. Adamov. Moskva. 1924. Belge No; CXL, s.207-210

TEHCIR KANUNU VE UYGULANMASINA DA

Hiç yorum yok: