26 Ocak 2010 Salı

BELEDİYELERİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

Bilindiği gibi Anayasanın 127’nci maddesine göre mahalli idarelerin görev ve yetki alanı mahalli müşterek ihtiyaçlardır. Anayasanın ilgili maddesi ile Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının "Özerk Yerel Yönetimin Kapsamı" başlıklı 4’üncü maddesinde öngörülen ilkelere de uygun olarak belediyelerin görev ve sorumlulukları düzenlenmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinde, belediyelerin görev ve yetkileri tek tek sayılmak yerine hizmet alanları sayılmış ve kanunlarda açıkça başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen "mahalli müşterek" nitelikteki her türlü görev ve hizmetin belediyelerce yapılması esası öngörülmüştür.

Belediyenin yetki ve imtiyazlarını ikiye ayırmak mümkündür. Maddede bu ayırım, (a) ve (b) fıkrası şeklinde yapılmıştır. Maddenin (a) fıkrasında, daha çok mahalli müşterek nitelikte olan ve belediyelerin varlık nedenini oluşturan bir takım görevler düzenlenmiştir. Örneğin imar, su, kanalizasyon, altyapı, zabıta hizmetleri, park-bahçe düzenlemeleri, evlendirme hizmetleri gibi. Maddenin (b) fıkrasında ise merkezi yönetimin görev alanına giren bir takım görevler sıralanmıştır. Örnek olarak okul inşaatı, okul binalarının onarımı, sağlıkla ilgili her türlü tesis yapımı gibi.

Öte yandan belediyelerin görev ve sorumluluk alanlarını düzenleyen 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesindeki “Belediye, kanunlarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahallî müşterek nitelikteki diğer görev ve hizmetleri de yapar veya yaptırır.” hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine iptal davası açılmıştır. Ancak, mahkeme kararı henüz neticelenmiş değildir.

Şimdi sırasıyla 5393 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde düzenlenen belediyelerin görev ve sorumluluklarını başlıklar halinde inceleyelim.



1. Belediyelerin Varlık Nedenini Oluşturan Görev ve Sorumlulukları

5393 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin (a) bendinde düzenlenen bu görevler belediyelerin başlangıçtan beri yürüttüğü görev ve sorumluluklar olup bunlar belediyelerin varlık nedenini de oluşturur.[2]

Mahalli müşterek nitelikte ve sadece belediye sınırları ile kaim olan bu görevler şunlardır:

· İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı hizmetleri vermek,

· Coğrafi ve kent bilgi sistemleri kurmak,

· Çevrenin korunması ve çevre sağlığı hizmetleri sunmak,

· Temizlik ve katı atık hizmetleri vermek,

· Zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans hizmetleri sunmak,

· Şehir içi trafik hizmetleri,

· Defin ve mezarlık hizmetleri,

· Ağaçlandırma, park ve yeşil alanlara ilişkin hizmetler,

· Konut hizmetleri,

· Kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, geçlik ve spor hizmetleri,

· Sosyal hizmet ve yardım, evlendirme meslek ve beceri kazandırma geliştirilmesi hizmetleri,

· Ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetleri,

· Kadın ve çocuklar için koruma evleri açmak. (Bu hizmeti, büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50.000’den fazla olan belediyeler verilir.)

Yukarıda sayılan hizmetler, bireysel bir ihtiyacın karşılanmasına dönük olamaz. Buna göre belediyeler mahalli müşterek şekilde, ilgili yörede yaşayan ve hemşehrilik hukuku ile bağlı tüm insanların ortak ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük hizmetleri görebilir veya gördürebilirler.

Bununla beraber belediyeler, kanunlarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahalli müşterek nitelikteki diğer görev ve hizmetleri de yapar veya yaptırır. Ancak 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve organize sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar bu Belediye Kanununun kapsamı dışında bulunmaktadır.

2. Merkezi Hükümetin Görev Alanına da Girebilen Görev ve Sorumluluklar
5393 sayılı Belediye Kanununun 14’üncü maddesinin (b) fıkrası; merkezi hükümetin veya merkezi hükümetin uzantısı konumundaki özel idarelerin görev alanına da giren bazı hizmet alanlarında, belediyeleri, görevli ve yetkili kılmıştır.

· Okul öncesi eğitim kurumları açmak,

· Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaat ile bakım ve onarımı,

· Bu okul binalarının her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarının karşılanması,

· Saplıkla ilgili her türlü tesisin açılması ve işletilmesi,

· Kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ve kent tarihi bakımında önem taşıyan mekanların ve işlevlerinin korunmasının sağlanması, bu amaçla bakım ve onarım yapılması; korunması mümkün olmayanların aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmesi,

· Gıda bankacılığı yapabilmesi,

bu kapsamdaki görevlerdir.

3. Hizmetlerin Sunumunda Öncelik Sırası ve Yetki Alanı
5393 sayılı Belediye Kanununun 14’üncü maddesinde belirtilen görevler çerçevesinde, belediyelerce verilmesi gereken hizmetlerin sunumunda iki ölçüte göre hareket edilmelidir. Bunlardan ilki, belediyenin mali durumudur. İkincisi ise görülecek hizmetin ivedilik derecesidir. Bu iki etkene bağlı olarak hizmetlerin görülmesinde veya gördürülmesindeki öncelik sıralaması belirlenmelidir.[3]

Bununla beraber belediye hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulmalıdır. Ayrıca hizmet sunumunda özürlü, yaşlı düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanmalıdır.

Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsamaktadır. Dolayısıyla sadece belediye sınırları içindeki müşterek ihtiyaçların karşılanmasına dönük harcama yapılabilir. Bununla beraber belediye meclisinin kararı ile mücavir alanlara belediye hizmetleri götürülmesi mümkündür. Buna karşın örneğin bir belediye, komşu belediye sınırları içerisinde faaliyet gösteren bir amatör spor kulübüne yardımda bulunamaz. Veya yine komşu belediye sınırları içindeki bir yerleşim biriminin katı atığını toplayamaz.[4]

4. İmar Kirliliğine Neden Olmanın Müeyyidesi
Belediyenin en önemli görevleri arasında imara ilişkin görevleri başı çekmektedir. Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapılar İmar Kanunu hükümlerine tabidir. Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Buna karşın belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmaz. Ancak yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekir.

Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz.

Ancak, derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir.

Belediyeler veya valilikler mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan yapılar da bu hükme tabidir.

Öte yandan yapı ruhsatiyesi alınmadan bina yapılmasını Türk Ceza Kanunumuz imar kirliliğine neden olunması kapsamında değerlendirmiş ve birtakım müeyyideler öngörmüştür. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184’üncü maddesinde öngörülen cezai yaptırım ve müeyyideler şöyledir:

(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tâbi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar plânına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

5. Mezarlıkların Korunması Noktasında Belediyelere Yüklenen Görevler Nelerdir?
Devlet mezarlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetimindeki tarihi mezarlıklar ile şehitlikler ve cemaatlere ait özel statüsü bulunan mezarlıklar hariç, umumi mezarlıkların mülkiyeti belediye bulunan yerlerde belediyelere, köylerde köy tüzel kişiliklerine aittir. Bu yerler satılamaz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap edilemez.

Belediyelere, mezarlıkların korunması ve muhafazası yönünde, 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun[5] hükümleri çerçevesinde bir takım görevler verilmiştir.

Buna göre;

Mezarlıklar ve şehitlikler ile mezarlar bozulamaz, tahrip edilemez ve kirletilemez. Bu yerler imar mevzuatı ile veya başka herhangi bir şekilde park, bahçe, meydan, otopark, çocuk parkı, yeşil alan gibi sahalar olarak ayrılamaz ve asli gayesi dışında hiç bir amaç için kullanılamaz. Yol geçme zorunluluğu bulunduğu İçişleri Bakanlığınca kabul edilen mezarlıklar veya bölümleri bu hükmün dışında tutulmuştur.

Öte yandan belediyeler ile köy muhtarlıkları, mezarlıkların etrafını duvarla çevirmek, ağaçlandırıp çiçeklendirmek ve gerekli her türlü bakım ve onarımı yaparak korumak zorundadırlar.

Belediyeler ve köy muhtarlıkları bu hizmetleri yerine getirebilmek için gerekli ödeneği her yıl bütçelerine koymak durumundadırlar. Belediye ve köy bütçelerini tasdike yetkili makamları, söz konusu ödeneklerin bu idarelerin bütçelerine konulup konulmadığını araştırmak zorundadırlar.





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Sadettin DOĞANYİĞİT, Sayıştay Uzman Denetçisi





[2] Sadettin DOĞANYİĞİT, Açıklamalı Uygulamalı Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediye Kanunu, Seçkin Yayıncılık AŞ, Ankara 2005; 2. Baskı, s. 135.



[3] A.g.e., s. 137.

[4] A.g.e., s. 137.

[5] Yayımlandığı R.Gazete Tarih: 13/6/1994; Sayı: 21959
http://www.belediyesorunlari.com/

Hiç yorum yok: