25 Aralık 2009 Cuma

Foça

Foça


Ionia konfederasyonunun bir üyesi olan Foça, Antik Foçaea, Çandarlı ( Pitane ) ve İzmir ( Smyrna ) körfezi arasında kurulmuştur ve Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyılarıyla, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçlarıyla, Kapodakya’nın peri bacalarına benzeyen büyüleyici küçük adalarıyla antik ve modern dünyanın ilgisini her zaman çekmiştir.

Marsilya’dan gelen turistler Ege denizinin büyüleyici kıyılarında gezerken 2500 yıl önce Marsilya’yı kuranları hayal ederler ve her iki şehrin benzerlikleri karşısında etkilenirler. Foça ve Marsilya hemen hemen aynı coğrafyaya sahiptir.

Marsilya’dan gelen herkes atalarının yurdu olan Foça’yı görmeden gitmez. Gerçektende 8000 kişilik nüfusuyla Marsilya’nın minyatürüdür.

Foça Milet şehri ile M.Ö. 6th ve 7th yüzyıllarda Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biridir.

Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında, Çanakkale Boğazı civarında, Akdeniz’de çemberi onlarca koloni kuran ve dünyada tanınan Foça M.Ö. 600’lü yıllarda doğu Hellenistik şehirler arasında en parlak olanlarındandır.

Foçalılar Gediz ( Hermos ) nehri çamurundan çömlek yaparlardı ve seramik kalıplarla para basarlardı.

Günlük gelirlerini ticaret ve denizcilikten kazanırlardı. Gemi inşasında çok iyilerdi. 50 kürekli gemileri bütün Akdeniz denizinde çok ünlüydü. Foça 12 şehirden oluşan Iyonya Federasyonunun üyesiydi.

Foçalılar Akdeniz bölgesinde 20 den fazla ticaret kolonisi kurmuşlardır. Özellikle batı Akdeniz kolonileri antik dünyanın kültürel, felsefe ve bilim merkezi olmuştur. Velia Parmanides / İtalya ve Zeno Foçalılar tarafından kurulmuştur.

Harpagos birliklerini Foça’ya taşıdı ve savunmalarını kuvvetlendirdi. Ayrıca Foçalılara şehir surlarının bir kulesini kendisi için yıkarlarsa ve evlerinden birini tahsisi ederlerse memnun olacağını beyan etti. Foçalılar köle olmaktan çekindikleri ve kölelikten nefret ettikleri halde bu teklif karşısında kızdılar ve zaman kazanmak için cevaplarını ertesi gün açıklayacaklarını bildirdiler ve Harpagos’a kuvvetlerini o zamana kadar geri çekmesini istediler. Harpagos niyetlerini bilmesine karşın isteklerini kabul etti. Düşman kuvvetleri geri çekildikleri zaman Foçalılar donanmalarını denize indirerek çocukları, eşleri, eşyaları ve tapınaklardaki heykellerle birlikte mermer ve bronz heykel haricindeki tüm taşınabilir eşyaları yanlarına alarak Sakız adasına açıldılar. Ama Persliler Foça’ya geri döndüklerinde boş bir şehirle karşılaştılar.

Diğer taraftan denize açıldıktan sonra Foçalılar Sakız Adalılardan Denussai adasını almak istediler. Ama Sakız adalılar ticarette rakip olurlar ve Sakız adasının merkezinde ticaret merkezi kurarlar korkusuyla uygun bulmadılar. Bu durumda Foçalılar Korsika adsına irtica etmeye kara verdiler. Ama Korsika için yola çıkmadan önce Foça’ya bir kez daha döndüler. Şehirde garnizon kuran ve Harpagostan yönetilen Pers birliklerini dağıttılar ve kendi birlikleirnden Foçaya dönmek isteyenleri mahkum etmeye karara verdiler. Bir parça demiri denize attılar ve demir parçası deniz yüzeyine çıkıncaya kadar Foça’ya dönmemeye yemin ettiler. Ama Korsika’ya yorucu seyahatleri sırasında yarısı yeminleri kırarak yarı yolda anavatanlarına geri döndüler.

Diğerleri sözlerini tutarak Denussa’dan Korsika’ya gittiler. Bizans İmparatorluğu sırasında şehir surları hemen hemen yıkılmıştır. Ama Bizans İmparatoru Michael Paleologue zamanında 1275 yılında Ceneviz Foça’yı evlilik hediyesi olarak kabul etti ve karakol olarak Yenifoça’yı kurdular.

O zamanlar Yenifoça şap maden ocakları bakımından oldukça zengindi. Cenevizliler bu madnei çıkarıyor ve Bizans İmparatorluğuna vergi ödüyorlardı. Cenevizliler Foça’yı Doğu Roma İmparatorluğu topraklarında olan yeniden inşa ettiler. Bununla birlikte şehir eski tarihsel özelliğini yeniden kazandı ve Ege Bölgesi ve Anadolu arasında yer alan ticarette ihracat-ithalat limanı haline geldi.

Ortaçağda 180 yıllık Ceneviz hakimiyetinden sonra Foça ve Yenifoça Fatih Sultan Mehmet tarafında 1455 te kuşatıldı ve Osmanlı İmparatorluğuna katıldı.


GÖRÜLECEK YERLER

SİREN KAYALIKLARI:
Denizin ortasında bir buzdağı gibi yükselmiş kar beyazından toz pembeye kadar türlü renklerde kayalar, kıyılarda denizle kucaklaşmış mağaralar, denizin ortasında atılıvermiş hissi uyandıran küçücük, alçak kayalıklar ve aralarındaki kanallarla bir doğa harikasıdır Siren Kayalıkları.

Mitolojide sirenler, büyülü sesleri ile gemicileri kendine çeken, kuş vücutlu, kadın başlı yaratıklardır. Homer’in Odysseia destanında bu kayalıklarda yaşayan sirenlerin sesleri oradan geçen gemicileri büyüler ve bu sesi duyanlar onlara kapılmaktan kendilerini alamazlar. Odysseus gemisi ile sirenlerin arasından geçerken sirenlerin büyülü çağrılarına kapılmamak için kendisini geminin direğine sıkıca bağlatır. Ağzını tıkatıp, tayfalarının da kulaklarını bay mumu ile kapattırır. Böylece, sirenlerin sesini sadece kendisi duyacak, sonsuza kadar bu körfezde kalmak için tayfalarına emir vermek isteyecek, ama ağzı tıkalı olduğu için bunu başaramayacaktır. Sirenlerin sesleri rüzgarın uğultusuna ve dalgaların coşkusuna karışarak, körfezin kıyısına vururken Odysseus’un gemisi bu büyülü dünyanın içinden süzülerek geçer gider.

TAŞ EV
Foça’ya 7 kilometre uzaklıkta ve 4.5m. yüksekliğindeki bir mezar anıtıdır. M.Ö.5 ve 4. Yüzyıla tarihlenen bu anıt bir yapı olarak inşa edilmemiş, aksine Lykia, Lydia ve Frygia’daki mezar anıtları gibi kayadan oyulmuştur.


ŞEYTAN HAMAMLARI
Kayaya oyularak yapılmış ve M.Ö. 4.yüzyıla tarihlenen bir mezardır. Uzun bir yol ve iki mezar odasından oluşan mezar kemerli bir girişe sahiptir.

ŞEHİR SURLARI VE BEŞKAPILAR
Antik Çağ’da kentin doğusundaki tepeler üzerinden geçen surlar, Athena Tapınağının bulunduğu yarımadayı da kuşatıyordu. Hem antik Phokai hem de onun üzerinde bulunan bugünkü Foça,bu surların çevrelediği surların içinde kalmaktadır.Helenestik dönemden beri var olduğu bilinen kalenin bugün görülen kısımları Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır. Beşkapılar, Osmanlı dönemi kalesinin kayıkhane bölümüdür.

DIŞ KALE
1678 yılında Cenevizliler tarafından inşa edilen bu kaleden günümüze pek bir şey ulaşamamıştır. İç tarafta Türk hamamı kalıntıları görülür.

FATİH CAMİİ
Fatih Sultan Mehmet adına yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle1569-1570 yılında yeniden inşa edilmiştir.



www.izmir.turizm.gov.tr

Hiç yorum yok: