Babil kulesi
Babilliler, dünyanın 7 harikasından biri sayılan bu yüksek kuleyi Tanrı’ya ulaşmak için yaptılar.
Eski çağların 7 harikasından biri olan Babil Kulesi, tanrı Marduk adına dikilmiş bir ziguart, yani tapınaktı.Bilindiği gibi ziguart, Sümer-Babil basamaklı piramitlerine veya kulelerine verilen addır.Zamanımızdan beş bin yıl kadar önce Sümerliler tarafından yapılan kuleye “Tanrıdağı” da denirdi.Çünkü, dağlık bölgelerden gelen Sümerliler yükseklere taparlar, yeri ve gökyüzünü bağlayan kutsal bir ağacın bulunduğuna da inanırlardı.
Tanrı Marduk adına yapılan Babil Kulesi, aynı zamanda yeri göğe bağlayan kutsal ağacı temsil ediyordu.Babil’in Sümer dilindeki kelime anlamı ise “Tanrı Kapısı” demektir.Birazdan aşağıda da göreceğimiz gibi, Mezopotamya’da yaşamış çeşitli toplumlar Babil Kulesi’nin yapılış amacını birbirlerinden çok farklı anlatıyorlardı.
10 BİN ASKER MOLOZLARI ANCAK 2 AYDA TEMİZLEDİ
Babil’i işgal eden krallar(Tikilti-Ninartu, Sargon, Sanherip ve Asurbanipal) Babil Kulesi’ni yıkmışlardı.Babil kralları Nabopollasor ve Nabukodonosor onu yeniden kurdular.Pers kralı Keyhüsrev M.Ö. 539′da şehri ele geçirdiği halde yıkmayan ilk hükümdar oldu.Fakat M.Ö. 479′da Babil’i ele geçiren Pers kralı Kserkes kuleyi yıktı ve bundan sonra da kuleyi onaran olmadı.Yalnız, Büyük İskender Babil’e geldiği zaman harap kulenin karşısında adeta büyülenmiş, hayran kalmıştı.Onu eski haline getirmeye karar verdi.10.000 kişiyi iki ay çalıştırarak molozları temizletti, fakat o ölünce kulenin onarılmasından vazgeçildi.Babil Kulesi Rönesans döneminde birçok ressama konu olmuş, onu, belgelerde anlatıldığı şekilde canlandırmak istemişlerdir.
TANRI MARDUK’UN YEMEK YATAĞI
Babil Kulesi’nin temeli 90 metre genişlikteydi.Yüksekliği de yine 90 metre olan kule 7 katlıydı.Yükseldikçe katlar daralıyordu.Birinci katı 33 metre, ikinci katı 18 metre, üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı katları 6′şar metre olan kulenin en üst katı 15 metreydi.En üst kat Babil tanrısı Marduk için yapılmış bir tapınaktı.İnançlarına göre Marduk insanlara ancak orada görünürdü.Ama onun görünmesine basit ölümlüler dayanamazdı.Onun için tapınmaya gelen halk birinci kata çıkar, daha üst katlara yalnız rahipler çıkardı.
Marduk için hazırlanan en üst katta bir “Yemek Yatağı” vardı.Yemek yatağının önünde altın kaplı bir masada bulunuyordu ama tanrı Marduk yemeğini bu masada yemezdi.Çünkü tanrılar ve asiller yemeklerini oturarak değil, yatarak yerlerdi.Eski Yunan ve Roma kibarları yemeği yatarak yeme adetini Babillilerden almışlardı.Tanrı Marduk için yapılan odada, her gece, şehrin en güzel kızı bulunuyordu.Marduk gelirse bu kız onu karşılayacak, hizmet edecekti.
85 MİLYON TUĞLA
Kule 85 milyon tuğladan yapılmıştı.Çevresinde rahip sarayları, ambarlar, misafir odaları ve yine tanrı Marduk için yapılmış bir başka tapınak olan Esagila’ya giden, aslan heykelleriyle süslü bir geçit ve dini tören yolu vardı.20 metre yükseklikteki bu tapınak, eni 450, genişliği ise 550 metre olan bir alanı kaplıyordu.Kazılar sonunda meydana çıkarılan asma bahçelerin kalıntıları da Babil Kulesi’ne pek uzak değildi.
Ninova’da, kral Asurbanipal kitaplığında ele geçen ve “Babil Şehrinin Tarihi” adını taşıyan çivi yazılı bir metinde, Babil’de 53′ü büyük, 650’si küçük olmak üzere 703 tapınak, 360 sunak, 2 ayin yolu, 24 büyük cadde ve 3 kanal bulunduğu yazılıdır.Şehir dörtgen bir plana göre kurulmuştu.Biri iç, öteki dış olmak üzere 16,5 kilometre uzunluğunda iki surla çevriliydi.Surların dışında, bütün şehri çevreleyen su hendekleri vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder