5 Eylül 2009 Cumartesi
Okula başlayan çocuk için anne-babalara tavsiyeler
Okula başlayan çocuk için anne-babalara tavsiyeler
Okullar açılıp sokaklar şenlendiğinde en çok yeni başlayan öğrenciler dikkatimi çeker. Anneleri veya babaları ellerinden tutmuş minik çocukları okula götürürler. Uzaktan bakarken o minik yüreklerinin göğüs kafesinin altından adeta pır pır ettiğini hissedersiniz.
Gerçekten de okula başlamak bütün çocuklar için heyecan verici, bazıları için kaygı oluşturan bir duygudur. Sağlıklı bir gelişim için okula başlamadan önce ve okulun ilk günlerinde çocuklara verilmesi gereken bazı destekler vardır.
Okula başlamadan önce çocuklara okula neden gidecekleri ve orada nelerle karşılaşacakları anlayabilecekleri bir şekilde uzun uzun anlatılmalıdır. Belki aylar öncesinden başlayacak olan bu süreç psikolojik hazırlık sürecidir.
Özellikle ailesinden ayrı kalmamış, anneye çok bağımlı olan çocuklar için okulun bu hazırlık süreci çok önemlidir. Çocuğa okul boyunca evden ve annesinden ayrı kalacağı anlatılmalıdır. Bu durum anlatılırken çocuğun hoşuna gidebilecek unsurlar kullanılmalıdır. Örneğin başka arkadaşları ile oyun oynaması, okuldaki kantin, çantasının, renk renk kalemlerinin olması v.s.
Ablası yada abisi öğrenci olan çocuklar için durum daha kolaydır çünkü önlerinde bir örnek vardır. Muhtemelen de önceki yıllardan büyüklerine bazı özentiler oluşmuş ve okula başlamak için sabırsızlanıyordur. Evin tek çocuğu veya ilk çocuğu olarak okula başlayacaklar için daha özel bir çalışma yapmak gerekir.
Çocuğa okul anlatılırken kesinlikle gerçeklerin dışında bir şey anlatılmamalıdır. Abartma yapılmalıdır. Çocuğa okulu sevdirecek şeyler söylenmelidir.
Okul alışverişi çocukla birlikte yapılmalı, bazı şeyleri kendisinin seçmesi sağlanmalıdır. Kayıt için gidildiğinde okul gezdirilmeli, buraya geldiğinde neler olacağı, nasıl sıraya girip marş okuyacağı, nasıl sınıfa gireceği biraz da espirili olarak anlatılmalıdır.
Okula başlamanın çocuğun artık büyüdüğü anlamı taşıdığı özellikle vurgulanmalıdır. Bu durum çocukta güven oluşturur.
Okulun ilk günü veli öğrenci ile birlikte sınıfa gitmeli, öğretmeni ile tanışmalı, çocuğu sırasına oturttuktan sonra sınıftan ayrılmalıdır. Bazı ailelerin ders sırasında da sınıfta durmaları, ilk gün sürekli okulda durmaları normal davranışlar değildir ve çocuğun okula olan uyumunu geciktirir.
Çocuk servis aracı ile gelecekse bile, ortaya çıkabilecek herhangi bir aksiliğe karşı ilk gün ders çıkışında okulda hazır bulunmak gerekebilir.
Evi okula yakın olup yürüyerek gidip gelen çocukları kendi başlarına göndermeden önce aşamalı bir şekilde bir büyüğünün götürüp getirmesi daha doğrudur. Birkaç gün sonra kendi başına gidip gidemeyeceği sorular ama okula yakın bir yere kadar götürülüp arkasından bakılarak gitmesi sağlanır. İkinci aşama olarak sokağın başında bırakılır. Üçüncü aşamada evden tek başına çıkar ama hissettirmeden takip edilir. Çocuk artık kendine güveni tam bir şekilde kendisi gidip gelebiliyorsa artık kendi haline bırakılır.
Veliler okulda neler olup bittiğini mutlaka sormalı, sadece dersleri ile değil, arkadaş ilişkileri ile, oyunları ile ve okulda yaşanan her şeyle ilgilenmelidirler. Bazı çocuklar ilk günden itibaren okul dönüşünde heyecanlı bir şekilde okulda yaşadıkları her şeyi anlatırlar. Onları dikkatlice dinlemeli ve arada tavsiyelerde bulunulmalıdır.
Eğer çocuk okulla ilgili hiçbir şey anlatmıyorsa sorunlar yaşamış olabileceği veya uyum sağlayamadığı düşünülerek öğretmeni ile irtibat geçilmelidir.
“Şimdi okullu olduk” diyebilmek çocuklar için de aileleri için de aslında hiç de kolay bir süreç değildir. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmak sonraki okul hayatı için önemlidir. Üzerinde titizlikle durulmalıdır.
Ne tür sorunlar yaşanabilir?
Özellikle oyun ve arkadaş çevresi olmayan çocuklarda aileden kopup bir serüvene atılmak anlamı taşıyan okul bazı uyum sorunları oluşturabilir. Çocuk ruh sağlığında “okul korkusu” olarak adlandırılan bir hastalık türü vardır.
Çocuk, karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı gibi yakınmalarla evde kalmak ister; okula gitmesi için zorlandığında paniğe girer, ağlayarak, tepinerek tepki gösterir. Evde kalmasına izin verildiğinde tüm yakınmaları kısa sürede ortadan kalkar. Ancak aynı tür tepkiler, okula gitmesi istendiğinde yeniden ortaya çıkar.
Bu durumda öğretmen, aile ve hekimin işbirliği ile bir tedavi sürecine gidilmelidir. Ailenin tutumu özellikle önemlidir. Sorumluluk duygusu verilmemiş çocuklarda daha çok yaşanan okul korkusunun ortadan kalkması için şunlar yapılmalıdır:
1- Öğretmenin çocuğa sevdirilmesi için bazı çabalar gösterilmelidir.
2- Okulda kalmasını sağlamak için bazı şartlandırıcı ödüller verilmelidir. Öğretmen çocuğa yiyecek ödülleri verebilir.
3- Okula gitmemek kesinlikle kabul edilmemeli ve desteklenmemelidir.
4- Aileden birisi çocukla birlikte okula giderek, aşamalı bir şekilde okula alıştırılabilir.
Bu konuda tavsiye edilebilecek kitaplar:
Çocuğum Okula Başlıyor HAYAT YAYINLARI Bernard Ryan Jr.
Feyzuddin ALPKIRAY
Psikolojik Danışman
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder