17 Aralık 2013 Salı

Ankara ile ilgili efsane, öykü ve şiirler


Ankara ile ilgili efsane, öykü ve şiirler

HIDIRLIK TEPESİ EFSANESİ:

Ankara kalesinin tam karşısına düşen, Hıdırlık tepe vardır.
Bu Hıdırlık tepe yalçın kayalıklardan oluşur ve etrafında çok yüksek uçurumlar vardır.
Bu Hıdırlık Tepe için Ankara'da bir efsane anlatılır.
Eski zamanlarda Yaşlılıktan kör olmuş bir adam gelini ve oğlu ile yaşıyormuş.
Oğlunun karısı babasına bakamayacağını devamlı kocasına söylüyormuş ve bunun için evde devamlı bir huzursuzluk varmış.
Kadın kocasına bu adamı evimde istemiyorum, ne yaparsan yap diyormuş, başka bir şey demiyormuş.
Bir gece zifiri karanlıkta oğlu babasını yanına almış ve Hıdırlık Tepesine uçurumun kenarına getirmiş.
Babası oğluna:
Oğlum burası Hıdırlık Tepesinde ki uçurum değil mi diye sormuş?
Oğlu şaşırmış ve babasına buranın Hıdırlık tepesi olduğunu nereden bildiğini sormuş.
Babası oğluna, bende zamanında yaşlı babamı bu uçurumun kenarına getirip, aşağıya atmıştım, şimdi sıra demek ki bana geldi demiş.
Oğlu şöyle bir düşünmüş ve aklından geçen şeyden utanarak ağlamaya başlamış.
Kör babasının koluna girmiş ve yol boyunca ondan kendisini af etmesi için yalvarmış.
eve geldiklerinde olayı karısına anlatmış.
Karısı o geceden sonra bir daha eşine bu konuyu açmamış ve yaşantıları kavgasız gürültüsüz bir şekilde sürüp gitmiş..



Ankara Bölgesinde Gelin Kaya Efsanesi



Ankara çıkışında otobana girip, Kızılcahamam-Güdül kavşağından dönerekAbacı köyü yol ayrımına gelindiğinde, “Abacı Deresi” adı verilen mevkide,
köye çıkan yolun sağ tarafında yan yana ve dimdik duran birçok kaya vardır.
“Gelin Kayaları” ismini taşıyan bu taşların oluşumuyla ilgili yöre halkı, iki tane efsane anlatmaktadır:Efsane birisi yörede yaşayan güzel bir kızla ilgilidir.
Bu kızın babası, paradan başka bir şey düşünmemektedir.
Bir gün, kızını zengin bir firavun
ister ve baba da hiç düşünmeden adamın isteğini kabul eder. Her ne kadar
kız adamla evlenmek istemese de, babasına karşı gelemez. Büyük bir düğün
yapılır ve gelin, alayla birlikte firavunun evine götürülmek üzere yola çıkartılır.
Bu evliliği içine sindiremeyen kız, “Allahım, bu firavunla evleneceğime,
onun evine varmadan taş olayım daha iyi!” diye dua eder. Duası kabul olur




Mogan Gölü Efsanesi
Mogan gölünün, basit bir oluşum efsanesi var.
Şöyle: ” Bir zamanlar, burada, bir köyde yaşayan Monza ve Ganey adında iki genç, birbirlerine aşık olurlar. Ama, her iki gencin aileside, bu sevgiye karşı çıkar. Bunun üzerine, iki genç, evlerinden kaçarlar ve birbirlerinden habersiz, iki ayrı tepeye çıkarlar. Bu tepelerin üzerinde, tamı tamamına 8-10 yıl, hiç durmadan ağlarlar. Gözyaşları, tepelerden inip, şimdiki gölün yatağına birikir ve göl oluşur.Monza ve Ganey’in göz pınırları kurur ve kör olurlar.
Mogan ismi: Monza ve Ganey isimlerinden gelir”
Her ne kadar basit bir efsane olarak değerlendirsenizde, köylerde anlatılan bir efsane.

Kutsal balıklar Efsanesi:
Ankaranın Polatlı ilçesine bağlı Ilıca köyünde
Yüzyıllardır kullanılan kışın ılık, yazın soğuk akan...
“ılıca suyu” vardır ve köy ismini bu sudan almıştır.
Suyun aktığı küçük havuzda ise kutsal sayılan balıklar bulunmaktadır.
Köy ve yöre halkına göre bu balıklar savaş olduğu zaman ortadan kaybolmakta ve savaş bittikten sonra tekrar yaşadıkları havuza dönmektedirler.
Bu kutsal balıkları tutup yiyenlerin de başına olmadık felaketlerin geldiğini anlatmakta.
Yöre halkı balıkların evliya olduğunu ve bizzat savaşa katılmak için,havuzdan gittiklerine inanmaktadırlar.
Köyün yaşlıları Kıbrıs savaşında, balıkların birden ortadan kaybolduklarını ve savaş bitince tekrar ait oldukları yere bazıların yaralı döndüğünü anlatmaktadır.
Balıklar dikkatli incelediğinde balıkların sırtında yara şeklinde çizikler olduğunu görürsünüz.
yine yöre halkı bunların savaşta aldıkları kılıç yarası olduğunu söylemektedirler.

ANKARA
Kara günün şafağıdır.
Devrimlerin kaynağıdır.
Sevinç verir, gam dağıtır,
Yurdumuzun güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Saltanatın battığı yer.
Atamızın yattığı yer.
Türk kalbinin attığı yer.
Yurdumuzun güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Yeni yola ordan girdik;
Öz benliğe orda erdik.
Biz bu yere gönül verdik.
Yurdumuzun güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Kurtuluşun eşiğidir.
Hepimizin ışığıdır.
Cumhuriyet beşiğidir.
Yurdumuzun güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Ordadır en ünlümüz,
Yurdu bekler gece, gündüz,
Ondandır bu ak günümüz
Ankara yurt güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Ankara'yı yok bilmeyen,
Kuşlar gibi uçar tren,
Görmedinse bin, git hemen.
Ankara yurt güneşidir,
İçimizin Ateşidir.
Zeki TUNABOYLU


ANKARA MARŞI
Ankara, Ankara güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım umar her düşen dara,
Yetersin onlara güzel Ankara.
Burcuna göz diken dik başlar insin,
Türk gücü orada her zoru yensin,
Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin,
Var olsun toprağın, taşın Ankara.
Aka Gündüz


ANKARA'YA GELEN YOL
Binikiyüzdoksandokuz yılıydı hani,
Söğüt'te kurulmuştu Devlet i Osmani.
Otuziki yıl başşehirdi bu kasaba,
Orhan'a bırakarak göçtü Osman baba.
Orhan Bey fetheyledi Bursa'yı, İznik'i,
Başkentlik İznik'e verildi, varan iki...
Beş yıl sonra da üçüncü başkentti Bursa,
Büyüme dururdu Bizanslı rahat dursa.
Binüçyüzaltmışbir, Murad Hüdavendigar,
Aldı Edirne'yi ki, çok uzak bir diyar.
Yürümek için, Balkan illerine,
Üçyüzaltmışaltı, başkent Edirne...
Seksensekizyıl merkez Edirne'dir.
Nihayet İstanbul Bizans'tan fethedilir,
Payitaht da buraya getirilir hemen,
Dörtyüzyetmiş yıl başkenttir, ara vermeden...
Dünya'nın gözdesi olur artık İstanbul,
Osmanlının yönüdür şimdi her arz ve tul.
Miladi takvimle yıl Binbeşyüzonaltı,
Yavuz, Hilafetle süsledi saltanatı.
İstanbul oldu Müslümanların merkezi,
İyi - kötü asırlar sürdü dizi dizi.
İlk cihan harbinde, kesildi koca çınar,
Anadolu'da devlet kurdu kahramanlar..
Mustafa Kemal'e aitti yeni buyruk;
Türk Milleti Ankara'da oldu tek yumruk,
Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber,
Ankara'mız, Türk'e şimdi başkentlik eder.
Ekrem Şama


ANKARA
Ankara’dan doğdu gün
Övün Türkoğlu övün
Tan yeridir, Türklüğün
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara
Ordu orda kuruldu
Düşman orda vuruldu
Türk’e bir kale oldu
Bahtı ak, taşı kara
Yurdun kalbi Ankara
Harp meydanı ovası
Başkumandan obası
Yüce kartal yuvası
Bahtı ak, taşı kara
Canevimiz Ankara.
Hasan Ali Yücel

6 yorum:

Merve dedi ki...

Cok guzel

Adsız dedi ki...

iğrenç

Adsız dedi ki...

Çok güzel sağolun 🤗

Adsız dedi ki...

çok güzel

Adsız dedi ki...

çok güzel

Adsız dedi ki...

I