12 Mart 2013 Salı

Türkiye'de Tarım , Türkiye’de Ve Dünyada Organik Tarım 6. Sınıf Sosyal Bilgiler konu anlatımı


Dünyada Ve Türkiye’de Organik Tarım

Ekolojik Tarım Avrupa’da 1910’larda uygulanmaya başlamış, kontrollü üretim ise 1930’lu yıllarda yaygınlaşmıştır. Zaman içerisinde küçük çapta da olsa artan oranda bir gelişme göstermiş ve 1970’li yıllarda ticari anlamda önem arzetmeye başlamıştır. Bu hareket 1972 yılında Almanya’da Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu’nun (IFAOM) kurulmasıyla daha düzenli bir hale gelmiştir. IFAOM tüm dünyadaki ekolojik tarım hareketlerini bir çatı altında toplamayı, hareketin gelişimini sağlıklı bir şekilde yönlendirmeyi, gerekli standart ve yönetmelikleri hazırlamayı, tüm gelişmeleri üyelerine ve çiftçilere aktarmayı amaçlamaktadır.

Ekolojik Tarım uygulanan alanlar Avrupa ülkelerindeki tarım alanlarının yüzde 2-3’ü dolayındadır. Bunda tarımsal hareketler üzerinde kuvvetli bir etkiye sahip olan kimyasal endüstrinin etkisi büyüktür. Tüm bunlara karşın ekolojik tarım faaliyetleri her yıl yaklaşık yüzde 20-30’luk büyüme hızındadır. 1986 yılında 120.000 hektar olan üretim alanı 1977’de 1,8 milyon hektara ulaşmıştır. Aynı dönemde işletmelerin sayısı da 7.000’den 73.000’e yükselmiştir. Bazı tahminlere göre önümüzdeki 10 yıl içinde dünya ticaret hacminin 11 milyar’dan 100 milyar ABD dolarına yükseleceği kabul edilmektedir. Özellikle AB Ülkelerinde bu konunun önemi anlaşılmış olup; hükümetler düzeyinde ve üniversitelerde büyük gelişmeler görülmektedir.

Türkiye’de Organik TarımDünya ticareti 1970’li yıllarda başlamış olan ekolojik tarımdaki gelişmelere uygun olarak, Avrupa orijinli firmalar Türkiye’deki firmalardan ekolojik ürün talebinde bulunmuş ve böylece 1984-1985 yıllarında ülkemizde ekolojik tarım başlamıştır. Bu yıllarda Türkiye‘nin geleneksel ihraç ürünlerinden kuru İncir ve kuru Üzüm ile Ege bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu ürünlere kuru Kayısı, Fındık gibi ürünler de katılarak farklı bölgelerimize yayılmıştır.

İlk yıllarda Avrupa kökenli bazı firmalar kendi ihtiyaçları olan ürünleri anlaşmalı çiftçilerle yetiştirmek ve elde edilen ürünleri Türk ihracatçıları vasıtasıyla kendi ülkelerine ithal edebilmek için Türkiye’de ekolojik üretim projeleri tesis etmişlerdir. İlk yıllardaki bu ekolojik üretim faaliyetlerinin danışmanlık, teftiş ve sertifikasyon gibi vazgeçilmez esasları tamamıyla yabancı kişi ve kuruluşlarca yerine getirilmiştir. 1990’lı yılların başında bu konularda az sayıda da olsa Türk uzmanlar yetişmişler ve yabancı firmaların ülkemizdeki temsilciliğini yapmaya başlamışlardır.

Ekolojik Tarım hareketini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) kurulmuştur. Aynı yıl içinde İzmir’de yapılan "2. Akdeniz Ülkelerinde Ekolojik Tarım Konferansı", ETO tarafından organize edilmiştir. Bu şekilde ekolojik tarım alanında ülkemizde yeni bir süreç başlamış olup, İzmir bu hareketin merkezi durumuna gelmiştir.

Ekolojik Tarım faaliyetlerinin ülkemizde ilk olarak Ege bölgesinde İzmir’de başlamış olması, ürün işleme tesislerinin büyük kısmının İzmir’de olması ve üretilen ürünlerin büyük kısmının İzmir limanından ihraç edilmesi nedeniyle, organizasyon kuruluşları, kontrol ve sertifikasyon firmaları gibi ekolojik tarım sektörünün hemen tüm kuruluşlarının merkez büroları İzmir’de yer almaktadır.

ETO’ nun da katkılarıyla "Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik", Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 18 Aralık 1994 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik AB normlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Organik ürünlerin dış satımını düzenlemek üzere çalışmalar da devam etmektedir.

Günümüzde yaklaşık 92 değişik üründe, 46.523 bin hektarlık arazi üzerinde 12.275 kadar üretici 168.306 ton ekolojik üretim yapmaktadır. Gümrük mevzuatındaki bazı problemler nedeniyle ekolojik tarım sektörünün dışsatım yoluyla ekonomiye katkısı net olarak bilinmemekle birlikte yıllık 150 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.


Tarımda Organik Üretime Nasıl Geçilir?

Öncelikle yut içinde ve yurt dışında uygulanan ilgili kanun ve yönetmelikle incelenmeli.

Ekolojik ve ekonomik analiz yapılmalı ve alınabilecek danışmanlık hizmetleri araştırılmalı.

;Üreticinin, üretici bilgilerini içeren organik üretici kanallarını, son 3 yıllık üretim bilgilerini kapsayan organik üretici arazi envanterini, organik tarım parsellerin korkilerini ve organik tarım yönetim planını hazırlaması gerekiyor.

Girişimci, kontrol ve sertifikasyon şirketiyle sözleşme imzalıyor. Böylece kontrol, süreci başlıyor. Sertifikasyon yetkilisi, organik tarım esaslarına göre rapor yazılıyor.

Ardından satış sertifikasyonu düzenleniyor. Satın alma, işleme, paketleme, satış vb. faaliyetlere ilişkin süreç, kontrollü belgeleme ve bilgilendirme düzeyine devam ediyor.

Uzmanlar Avrupa’da yetiştirilemeyen daha lezzetli, daha kokulu ürünlere odaklanılması gerektiğini söylüyor. Özellikle kuru üzüm, kuru incir ve susam yetiştirilmesi öneriliyor.

;Bu alana yatırım yapmak isteyenlerin Avrupa Yatırım Bankası ve yurtdışındaki diğer bankalardan kredi sağlanması mümkün. Bunun için fizibilitesi iyi yapılmış bir organik tarım projesi geliştirilmesi gerekiyor.

>>Organik tarım yapmak isteyen bir girişimcinin yatırım maliyetinin minimum 50 bin – 100 bin YTL arasında değiştiği belirtiliyor.

Kaynak: Ekonomist Dergisi

Hiç yorum yok: