15 Ocak 2011 Cumartesi

AVRUPA’NIN BİTKİ ÖRTÜSÜ ÖZELLİKLERİ

AVRUPA’NIN BİTKİ ÖRTÜSÜ ÖZELLİKLERİ
Avrupa Kıtası’nda bitki örtüsü, jeomorfolojik özellikleri, iklim ve toprak özelliklerine göre yakın bir devrede özelliklerini kazanmıştır. Üçüncü Zamanda kıta üzerinde hakim durumda olan sıcak kuşak florası, Dördüncü Zamanda baş gösteren buzul istilasıyla güneye doğru çekilmiş ve böylece kıtada buzulların etkisi altında oluşmuş bir flora hakim duruma geçmiştir.
İklim, sertliğini kaybedip buzullar geriledikçe Atlas okyanusu ve Akdeniz kıyıları ile Güneydoğu bölgesindeki bitkiler yavaş yavaş yaşama sahalarını genişletmişler; tundranın ve buzulların bıraktığı ıssız yerleri kaplamışlar; böylece araziye göçmenlerin yerleşmesi gibi Orta ve Kuzey Avrupa’yı istila etmişlerdir.
Son buzul istilasından sonra, daha sıcak ve kurak, sonraları daha serin ve nemli devrelerin nöbetleştiği görülmektedir. Daha sıcak olan devrede Güneydoğu Asya’daki stepler Macar ovalarından batıya doğru genişlediler, bütün Doğu Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında gördüğümüz bitkiler Alp vadilerinden kuzeye doğru ilerlediler; şimdi Dalmaçya kıyılarında görülen ıhlamur ağaçları o zaman İskandinavya’ya kadar yayılmıştı. İklimin daha serin olduğu devrede ise, stepler güneydoğuya çekilmiş ve Atlas Okyanus’u bölgesindeki ormanlar ve kuzey ovalarının turbalıkları, bunların bıraktığı yerleri almışlardır.
İnsanın Avrupa’ya yerleşmesi, flora ve faunanın doğal durumunu bozmuş ve birçok değişikliklere uğratmıştır. Geçmişteki bitki örtüsü, insan ve doğa koşullarının etkisiyle büyük ölçüde yok olan Avrupa, bu açıdan Antarktika ve Okyanusya’dan sonra dünyanın en yoksul anakarası durumuna gelmiştir. Kıtada özellikle son 1000 yılda uygarlığın gelişmesi sonucunda tarım alanları ve yolların açılması, köy, kent ve fabrikaların kurulması, bitki örtüsüne büyük zarar vermiştir. İnsan yerleşmesinin yol açtığı yıkıma karşın buzul sonrası bitki türlerinin bazıları günümüzde de bulunmaktadır.
Kıtanın Bitki Bölgelerine baktığımızda, Avrupa’da birbirinden farklı dört vejetasyon tipi seçilebilir:
1.   Tundra (kutupaltı vejetasyon)
2.   Orman (a. Kuzey Tayga ormanları, b. Karışık ormanlar c. Geniş yapraklı ormanlar)
3.   Stepler ve çayırlar
4.   Akdeniz bitkileri ve makiler
6.1.    Tundra
Orman sınırının kuzeyinde, sert ve uzun kışların ve oldukça kısa süren yazların etkili olduğu bölgelerde görülmektedir. Ancak, tundra adı verilen bu soğuk, stepler, Kuzey Avrupa’da, Asya ve Amerika kuzeyindeki kadar yer tutmaz, bunun aksine, dar bir kıyı şeridi üzerinde uzanır. Bu şerit batıda Kola Yarımadası kıyıları boyunca pek dar, Beyaz Deniz’in doğusunda biraz daha geniştir. (100 km., en fazla 300 km kadar)
Tundra bölgelerinde toprağın alt tabakaları sürekli donmuş durumdadır. Yarım metre derinliğe kadar toprağın üst tabakaları yaz aylarında çözülür ve suyu taşıyacak bir akıntı bulunmadığı için çukur yerlerde küçük göller ve bataklıklar oluşur. Bitkileri bakımından tundra, bir çeşit soğuk steptir ve başlıca göze çarpan hali ağaçsızlıktır. En çok görülen bitkiler, taşlık zeminler üzerinde taş yosunları (liken), nemli zeminlerde ise yer yosunlarıdır (mus). Bunlar arasında, diz boyuna varmayan söğüt ve cüce huş ağaççıkları bulunur. Özetle Tundra bitkileri genelde yosun, zayıf ve cılız ot ve çalılardan oluşmaktadır.
Tundrada görülen kutupsal bitki toplulukları İskandinavya Dağları sırtlarında (fjeld’lerde) ve İskoçya yüksek arazisinde (higlands) de görülür. Ayrıca Alp Dağları gibi yüksek dağlarda da, kalıcı kar sınırına yakın kesimlerde hemen hemen aynı doğal şartlara uymuş tundra bitkilerine rastlanır.
6.2.    Orman
Avrupa kıtasında ormanlar hem özellik, hem kullanım ve tüketim, hem de coğrafi dağılışları bakımından büyük farklılıklar göstermektedirler. Finlandiya, İsveç ve Slovenya’da ormanlar ülke yüzölçümünün % 50’den fazlasını kaplamaktadır, Rusya, Estonya, Letonya ve Slovakya gibi ülkelerde bu oran % 40’ın üzerindedir, oysa Hollanda, B. Britanya, İrlanda ve İslanda’da bu oran % 10’u aşmaz.
6.2.1. İğne Yapraklı Taygalar
Kuzey konifer ormanları, güneydoğu Norveç’ten başlayarak, İsveç, Finlandiya ve Avrupa Rusya’sı üzerinden Sibirya’ya kadar uzanan kuzey bölgelerinde görülür. En çok görülen ağaçlar karaçam, sarıçam, melez çam ve ladindir. Bu ağaçlar basit yapıları ve iğne yapraklarıyla soğuk ve sert rüzgarlar gibi olumsuz koşullara karşın varlıklarını sürdürürler. Bunlar dışında bölgede huş ağacı, birkaç söğüt türü ve ak kavak gibi yaprak döken dayanıklı ağaçlar da vardır. En kuzeyde ağaçlar seyrekleşip bodurlaşırken bu bölgenin güneyinde liken zemin üzerinde bataklık ve göllerle ayrılmış sık ağaçlar bulunur. En güneyde ise iyice sıklaşan ormanların içine girme olanağı kalmaz. Kuzey tayga ormanları, ekonomik bakından, bir işletme (kereste ve özellikle kağıt hamuru) ve kürklü hayvan avlama sahasıdır.
6.2.2. Karışık ve Yaprak Döken Ağaçlı Ormanlar
İğne yapraklı ormanların güneyinde, Orta Rusya’dan başlayıp İskandinavya’nın güney parçasını da içine alarak Avrupa’nın en geniş kısmını örterler. Bu orman içinde yayvan yapraklı ağaçlar güneye ve batıya doğru atarlar. Baltık kıyısında (Vistül Ağzı) Karadeniz kıyısına (Varna) doğru çekilecek çizginin doğusunda daha çok saplı meşe ve ıhlamur ağaçları, batıda ise meşeler ile beraber kayın ağacı, karışık ormanın tanıtıcı elemanları olurlar. Öteki yayvan yapraklı ağaç türlerini ise at-kestanesi, karaağaç ve çınar oluşturur. İğne yapraklılardan köknar, ladin ve ardıç çoğunluk kazanır.
Bu orman sahasında yer şartları bazı değişikliklere meydan verir. Fazla ıslak yerlerde, suya doymuş kumlar üzerinde, yer yosunlarının bulunduğu bataklıklara rastlanır ki, bunlara “turbalık” denir. Burada yeşil bir bitki Örtüsü altında sünger gibi suya batmış, geçilmesi güç bir kara toprak vardır. Çakıllı-kumlu çorak yerlerde buzulların bıraktığı morenler ve şiddetli deniz rüzgarına açık yalı kumlukları üzerinde içerilere doğru bazen 150 km uzanan “Heide” veya “Land” denilen, daha çok süpürge otlarından, ayrıca kamışlar ve katır tırnağı gibi bitkilerden ibaret bitki toplulukları görülmektedir.
Kuzey denizi yalısında med seviyesinden alçakta ve deniz hücumundan setlerle korunan nemli yerler ormana elverişli olmayıp, buraları zengin çayır ve tarlalar haline gelmiştir. Bunlara, Hollanda’da “Polder”, Almanya kıyılarında “Marschen” denir. Ayrıca dağların yamaç ve sırtlarında, yükselti etkisine uyarak sıralanmış bitki kuşakları dizilmektedir. Bu katların en önemlisi “dağ ormanları”dır ki Mittelgebirge, Karpat ve Balkan dağlarında genelde zirvelere kadar yükselebildikleri halde Alp gibi yüksek dağlarda ve İskandinav dağları gibi fazla kuzeyde olanlarda, yamaçlarda kalırlar, daha yukarılarda dağ otlakları ve tundrayı hatırlatan yosunlar görülür ve en yüksek kesimlerde kalıcı kar sınırına ulaşılır.
Avrupa ormanları, daha önce belirtildiği üzere, insanların kereste, yerleşim ve tarım alanları ihtiyaçları nedeniyle büyük ölçüde tahrip edilmiş ve geniş sahalarda ortadan kalkmıştır. Karmaşık Avrupa ormanının en az değişmiş olduğu kesim, Rusya batısında “Pripet bataklıkları” sahasıdır ki tükenmek derecesine gelmiş yaban sığırlarının son sığmağı bu ormanlar olmuştur.
Avrupa’da Arazisinde Ormanların Geniş Yer Kapladığı Ülkeler
1.Finlandiya              % 66                                
2.İsveç                      % 60
3.Yunanistan            % 55
4. Rusya                   % 45
5.Avusturya              %40
6.3.    Bozkırlar (Stepler)
Güneydoğuda yağışların, orman oluşumunu sağlayamayacak kadar az olduğu yerlerde karışık ve yaprak döken ağaçlı ormanlar yerlerini bozkırlara bırakır. Anakara üzerinde bozkır örtüsüne, en yaygın olarak Kazan-Ki ev güneyinden başlayıp çernezyum (kara topraklar) sahasının killi - kireçli toprakları üzerinde rastlanır. Step sahalarının doğal bitkileri, kurakçıl (kserofıî) karakterli çayır otları (stipa gibi) buğdaygiller familyasına mensup bitkiler ve soğanlı bitkiler (süsen, sümbül gibi) dir.
Güneydoğu Avrupa bozkırları Ukrayna’dan güneybatıya doğru uzanarak Aşağı Tuna ovalarına, Bulgaristan platolarına, Trakya havzalarına sokulur ve özellikle Macaristan ovalarında genişler.
Bundan başka, Akdeniz bölgesinde de geniş bozkırlar görülmektedir. Burada denizden dağlarla ayrılmış ovalar ve yaylalar özellikle bozkır genişlemesine elverişlidir. Doğu Trakya’nın Ergene Havzası, Sicilya’nın iç kısımları, Eski ve Yeni Kastilya platoları gerçek birer bozkırdır.
Doğu Avrupa bozkırlarının, çernezyuma benzer toprakları ile beraber, Karpat ve Mittelgebirge dağları eteğinde, batıya doğru dar, fakat hemen hemen devamlı bir şerit gibi uzandığını kaydedelim. Bir taraftan da kuzeydeki ovaların ormanlık sahaları arasında yer alan ağaçsız koridor Karpat Dağları önünde Podolya ve Galiçya’da, daha Ötede Silezya ve Saksonya’da devam eder; böylelikle Almanya (Vestfalya) ve Orta Belçika’dan Kuzey Fransa’ya kadar ilerler. Bu koridor Batı Avrupa’ya giden büyük istila yollarından biri olmuş, insanlar ilk defa buralara yerleşmişlerdir. Bugün de Avrupa’nın en verimli tarım sahaları buralarıdır.
6.4.    Akdeniz Bitki Formasyonları
Akdeniz bitkileri, Avrupa’nın güney kıyıları boyunca bir şerit üzerinde uzanır. Burada kış mevsimi çok şiddetli olmadığından bitkilerin faaliyet devreleri soğuk yüzünden pek duraklamaz. Fakat yazların yağışsız ve sıcak geçmesi, Akdeniz bölgesinde kuraklığa dayanan (kserofıl) bitkilerin hakim durumda olmasını belirlemiştir. Akdeniz florası, aydınlık ve kuraklık florasıdır.
Bu bölgenin tanıtıcı bitkisi, zeytin ağacıdır. İspanya ve Portekiz’de mantarlı meşe diğer yerlerde ise yapraklarım dökmeyen meşeler yetişir. Kıyı bölgelerinde Halep çamı ve diğer çam türleri yaygındır.
Yangınlar ile koyun ve keçi gibi hayvanların verdikleri zararlar, bir zamanlar var olan korulukları maki denen ve dikenli ardıç ile defne ağaçlarını da içine alan bir bitki örtüsü durumuna dönüştürmüştür. Akdeniz bölgesindeki en yoksul bitki örtüsü bodur kekik otları, cüce lavanta ve öbür kokulu bitkilerden oluşan “Garik”tir. Bu bitki örtüsünün en yaygın olduğu yerler Güney Fransa, İtalya, Dalmaçya, Yunanistan ve Malta’dır. Zambak, süsen, çiriş otu ve benzeri soğanlı bitkiler de Akdeniz bölgesinde yaygın olarak yetişmektedir.

Hiç yorum yok: