17 Ocak 2011 Pazartesi

AĞRIDAĞI EFSANESİ -YAŞAR KEMAL ÖZET VE ROMAN TAHLİLİ

AĞRIDAĞI EFSANESİ -YAŞAR KEMAL ÖZET VE ROMAN TAHLİLİ


Eserin Adı : Ağrıdağı Efsanesi 
Yazarı : Yaşar Kemal 
Basım Yeri ve Tarihi : Adam Yayınları. 1970
Kaçıncı Baskı Olduğu : 12. Basım Mart 2002
Konu : Çoban Ahmet ile padişah kızı Gülbahar'ın aşkı.
Ana Olay : Gülbahar'ın babasının atı yüzünden zindana atılan Ahmet'i kurtarma çabası.


Ağrı Dağı Efsanesi

Günün birinde keçe bellemesinin üzerinde bir güneş ve Ağaç işlenmiş çok güzel kır bir at Ahmet'in kapısının önüne gelip kapının tahtasını koklar gibi duruyordu.Atı ilk gören Sofi olmuştu.

Sofi atın üzerindeki işareti bir yerden hatırlar gibiydi ve bu işaretin onlara kötülük getireceğine inanıyordu.Sofi oralardaki bütün oymakların işaretini bilirdi ama bu işareti bir türlü anımsayamamıştı.

Bu arada Ahmet evin içinde çok eski olan Ağrı dağı türküsünü çalıyordu.Bu türkü Ağrı dağının bitmek bilmez öfkesini dile getiriyordu. At bu sesten çok etkilenmiş gözüküyordu oda Ahmet'i dinliyordu.

Sofi Ahmet türküsünü bitirince onu yanına çağırdı ve atı gösterdi.Atı tanıyıp tanımadığını sordu.Fakat Ahmet atı tanımıyordu.Bunun üzerine Sofi atın Ahmet'e haktan yadigar olduğunu söyledi ve Ahmet'e atı üç kere dağın aşağısına götürüp orda bırakmasını eğer at har defasında geri gelirse bu atın onun olacağını ve onun sahibi Osmanlı hükümdarı bile olsa kellesini vermesini ama bu atı vermemesi gerektiğini söyledi.Bunu üzerine Ahmet atı dağın aşağısına götürdü ve atı orda bırakıp geri geldi ama at her seferinde geri gelmişti.Artık at Ahmet’indi ve atın sahibi kim olursa olsun Ahmet atı ona veremezdi.

Ahmet atı ahıra çekti ama biraz sevinçli biraz korkuluydu Elbet bir gün atın sahibi ortaya çıkacaktı peki o zaman ne yapacaktı?

Bir gün Sofi titreyerek Ahmet'in yanına geldi ve atın, Beyazıt Paşası Mahmut Hanın atı olduğunu söyledi.Atı getirene beş at ,elli altın vereceğini söyledi ve ekledi atı kimin evinde bulursa onun kellesini vurduracağını söyledi.Ama Ahmet atı ona vermeyeceğini atın kendisine haktan yadigar olduğunu söyledi.

Bir ay sonra Mahmut Hanın adamları Ahmet’e geldiler ve atı geri vermesini istediler ama Ahmet kabul etmedi ve atın artık kendisine ait olduğunu söyledi.Bunu duyan Paşa çok sinirlendi etrafındaki Kürt beylerini toplayıp Ağrıdağı’na atı almaya gitti Fakat dağda Sofi'den başka kimseyi bulamadı uzun süre aradıktan sonra Sofiyi alıp geri döndü ve emrindeki Kürt Beyleri, atı ve Ahmet’i bulması için görevlendirdi.

Paşanın üç kızı vardı.Bunlardan Gülbahar çok iyi kalpli bir kızdı diğer kardeşlerinden farklı giyinir, halkın arasında dolaşır onlarla muhabbet ederdi Sarayda at meselesi ile en çok ilgilenen Gülbahar olmuştu Atın macerasını zindandaki sofiden öğrendi.Sofiye her gün yemek götürüyor ve ona bir sürü soru soruyordu.Sofi bir gün Gülbahar’dan kaval istedi Gülbahar,Sofinin bu isteğini hemen yerine getirdi.Sofi kavalı eline alıp Ağrı dağı türküsünü çalmaya başladı.Bu türkü Gülbaharın çok hoşuna gitmişti ve her gün gelip bu türküyü dinliyordu

Paşa Milan Beyinin oğlunu görevlendirip Ahmet’i getirmesini istedi.Milan beyi Ahmet'i ikna edip onu saraya getirdi.Paşa Ahmet'i görünce ondan atını istedi.Ahmet, ona atın kendisine haktan yadigar olduğunu ve atı ona veremeyeceğini söyledi.Paşa buna çok kızdı ve Ahmet'i zindana attırdı Sofi Ahmet'in yanına gelmesine çok sevindi

Zindanda Ahmet ile Sofi kucaklaştılar daha sonra Ahmet Ağrı dağının öfkesini çalmaya başladı.Gülbahar bu kaval sesini duyunca çok etkilendi.Kaval çalan kişiyi görmek istedi.Ahmet'i gördü.İçinden ne olduğunu bilmediği sıcacık bir duygu geçti.Babasının yaptığına çok sinirlenmişti.

Yazar nasıl bir ana düşünceye ulaşmaktadır? Yazar hiç bir gücün aşk karşısında duramayacağını aşkın her engeli aşabileceğini anlatıyor.
Eserin Çeşidi : Romantik roman.
Eserin Belli Başlı Kahramanları : Gülbahar Ahmet Mahmut Han Sofi.
Ruhsal Ve Fiziksel Özellikleri :
Gülbahar : 22 yaşında orta boylu dolgun duru açık tenlibuğday benizli bir kızdı. Zeki az konuşup inceden gülen biri.
Ahmet : Sarışın mavi gözlü uzun dalgalı sarı sakallı .Yüz ifadesi kederli özlemli biri gibi.
Mahmut Han : Beyazıt Paşası Gülbahar'ın babası. Zalim başa çıkılmaz hep kendi dediğini yapan gaddar bir insan.
Sofi : Uzun ak sakallı yaşlı bir insan. Ahmet'in ustası akıl danıştığı kişi diyebiliriz.
Kahramanlar arası bağlantı : AHMET-SOFİ aynı bölgenin insanları komşular. Aralarında yaş farkı olmasına rağmen çok iyi dostlar. Mahmut Han-Gülbahar baba kız. Babasıyla anlaşamıyor ama birbirlerini seviyorlar. Ahmet-Gülbahar aralarında aşk var.
Kahramanların yaşadığı sosyal tabaka : Ahmet ile Sofi köylü. Mahmut Han ve Gülbahar sarayda yaşıyorlar.
Olaylar karşısında kahramanların durumu : Ahmet ve Sofi davalarından vazgeçmiyorlar direniyorlar. Mahmut Han'da inatçı zalim kişiliğiyle onları vazgeçirmeye çalışıyor. Gülbahar ise bu olaylardan çok etkileniyor üzülüyor onları kurtarmak için çare arıyor.
Olay nerede geçiyor? Belli başlı özellikleri?
Ağrıdağının yamacında Küp Gölü kenarında geçiyor.
Özellikleri : Göle kuyu deniyor. Gölün dört tarafı kırmızı keskin kayalarla çevrili. Yer yer çimenler var. Çiçeklerin renkleri alabildiğine parlak. Çobanlar sürülerini bu bölgeye getirip otlatıyor ve bir yandan Ağrıdağı türküsünü çalıyorlar.
Yer nasıl ele alınıyor ? Yer abartılarak çok güzel bir şekilde adeta bir cennet gibi anlatılıyor.
Olayların akışında kırılma yok. Zaman belli bir düzen içinde sıralı bir şekilde sunuluyor.
Dil anlaşılır bir nitelikte kolayca anlaşılıyor sade bir dil var.
Dil akıcı efsanevi bir şekilde anlatılmış.
Anlatım III. kişi ağzından.
Anlatımda akıcılık sağlanmıştır. Eser ilerledikçe merak
uyandırıyor.
Yazar Hakkında Bilgi
YAŞAR KEMAL
Asıl adı Kemal Sadık Gögceli olan Yasar Kemal 1923 yılında Adana'nın Osmaniye ilçesine baglı Hemite köyünde doğdu. Henüz ortaokul sıralarındayken halk yazınına duyduğu ilgi onu folklor derlemeleri yapmaya yöneltti. O dönemde şiirleri Adana Halkevi'nin yayını olan "Görüsler Dergisi"nde yayımlandı. Ortaokulun son sınıfindayken okulu bırakmak zorunda kalarak ırgatlık amelebasılık pirinç tarlalarında su bekçiliği arzuhalcılık öğretmenlik kütüphane memurluğu gibi işlerde çalıştı. Bu arada "Ülke" "Kovan" "Millet" "Beşpınar" dergilerinde siirleri görüldü.
1951 yılında İstanbul'a yerleşerek Cumhuriyet Gazetesi' nde fıkra ile röportaj yazarlıgı yapmaya başladı. "Dünyanin En Büyük Çiftliginde Yedi Gün" başlıklı röportajıyla Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı Armağanı'nı kazandı. O yıllarda öyküleriyle de ilgi çeken sanatçının 1952 yılında "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabi yayımlandı. İlk romanı "Ince Memed" 1955 yılında çıktı. 1955-1984 yılları arasında öykü roman röportaj ile makalelerinden oluşan 33 kitabı yayımlandı.
Yasar Kemal ilk romanı "Ince Memed" ile 1955 yilinda Varlik Roman Armağanı' nı kazandı. 1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtı Madaralı Roman Ödülü' nü aldı. "Yer Demir Gök Bakır" Fransa'da 1977 yılında Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi. "Binboğalar Efsanesi" 1979 yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı. 1982 yılında uluslararası Del Duca Ödülü' ne değer görülen Yasar Kemal 1984 yılında Fransa' nın Légion D 'Honneur nişanını aldı.
Yapıtlarında Torosları Çukurova'yı Çukurova insanının acı yasamını ezilişini sömürülüşünü kan davasını ağalik ile toprak sorununu çarpıcı bir biçimde ortaya koyan yazarın eşsiz betimlemeleri yapıtlarının en önemli özelliğidir.

Kitap Hakkında Düşüncelerim : Bu romanı alırken konusu ile ilgili tereddütlerim vardı. Ama daha ilk sayfayı bitirdiğimde eserin büyüsüne yavaş yavaş kapılmaya başladım. Okudukça artan bir zevk bir merak olduğu için kısa bir süre içinde kitabı bitirdim. İnsanın okudukça okuyası geliyor. Eserde türk filmlerindeki gibi zengin kız fakir erkek konusu olsada konu farklı işlendiği için okurken çok zevk aldım.Bu eserin yüzyılımızın en büyük yazarlarından olan Yaşar Kemal'in olması çok güzel ve heyecan vericiydi. Bir de yaşanmış bir olay olduğunu bilerek okumak okuma isteğimi arttırdı.Eserin beğendiğim yönleri ; Ahmet'in haddini aşarak bir padişah kızıyla aşk yaşaması efsanevi bir dille anlatılması akıcı olması ve aralarda resimlerle süslemiş olmasıdır. Eserde beğenilmeyen bir şey yok. Herkese tavsiye edilir.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkür ederim çok işime yaradı

Adsız dedi ki...

allah kahreylelelelelelsiiibnnnn sizi DF:SA:FSF:Ç

Adsız dedi ki...

yarısı yok ki özetin ama yarısı iyi...

Adsız dedi ki...

Keske daha iyi yapsaymissiniz sizin yuzunuzfen dusuk aldim memo oldurulmuyo intihar ediyo !!!!!!! Sayenizde