21 Ekim 2009 Çarşamba

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in Giyinmesi

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in Giyinmesi

PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED’İN (SAV) GİYİNMESİ


Hz. Peygamber'in hayatına baktığımızda, giyim konusunda şu üç ölçüyü öne çıkardığı görülür:



İsraftan sakınmak;

Giyinmeyi, kibir, gurur, azamet ve gösteriş vesilesi yapmamak;

İçinde bulunduğu sosyal sınıfın imkan ve şartlarına uygun biçimde giyinmek.



Kaynakların bize ulaştırdığı vesikalardan anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber'in giydiği kıyafetlerden -tek istisna ile- hiçbirisi, İslam'la birlikte ihdas (icat) edilmiş olmayıp, onların hepsi de, o günün toplumunda öteden beri giyilegelen giyim-kuşam çeşitleri idi. Nitekim kamîs, izâr, ridâ, cübbe, kulle, nâleyn gibi isimlerle anılan bu kıyafet çeşitleri; İslam öncesinde hanifler, putperestler ve gayr-ı müslimlerce giyilebildiği gibi, İslam'dan sonra da Müslümanlarca giyilmeye devam edilmiş eşyalardır.



Ancak, Rasûlullah’ın kıyafette getirdiği tek istisnai yenilik, baş kıyafetinde kendini göstermektedir. Bu da "sarık"tır. Zira mübarek başlarına; burnus veya kalensüve adı verilen bir külah üzerine sarılmış sarık (‘imame) giyerlerdi.



Üstlerine giyindikleri elbiseleri de ridâ, izâr ve kamîs şeklinde olurdu. Giyindikleri kıyafet –umumiyetle- iki parça olup; üst parçasına ridâ, alt parçasına da izâr denirdi. Kamîs ismi verilen önü kapalı entari gibi uzun gömlek giyinmeyi ise daha fazla tercih ederlerdi. Gerektiği zaman bunların üzerine; cübbe, aba, bürde gibi adlar verilen hırka nevinden bir kıyafet giydikleri de olurdu.



Ayaklarına giydikleri ayakkabı çeşidi ise; nâleyn adı verilen sandal tipi pabuçla, huffeyn denen potin veya mest tipi ayakkabılardır.



Kaynakların verdiği bilgilere göre; Hz. Peygamber'in bütün giyim eşyaları bu parçalardan meydana geliyordu. Kendilerinin çorap giymedikleri hususunda vesika değerini taşıyan bir kayda rastlayamadığımızı da belirtmeliyiz.



Bu arada, Rasûlullah Efendimiz; giydikleri elbisede herhangi bir renk üzerinde ısrar etmemişlerdir. Öyle ki; beyaz, siyah, sarı, yeşil ve kırmızı renklerden yapılmış elbiseleri çeşitli zamanlarda giymişlerdir. Ancak kendileri iklim icabı, beyaz rengi tercih ettikleri gibi Müslümanların da beyaz giymesini tavsiye etmişlerdir. Bunun dışında, renk tercihini zevklere bırakmışlardır.



Öte yandan, pamuktan yapılmış giyecekler yanında, yünden dokunmuş elbise giydikleri de olmuştur. Ancak, hem piyasanın ithal malı en pahalı kumaşı olduğundan, hem de erkekler için fazlaca lükse kaçtığından ipek kumaş kullanmamışlardır. Bununla birlikte, özel durumları olan bazı ashabının, ipekten dokunmuş gömlek giymelerine izin vermişlerdir.



Hz. Peygamber, gerek cuma ve bayramlarda, gerek yerli ve yabancı heyetleri kabul ettikleri zamanlarda, resmî kıyafet diyebileceğimiz özel bir kıyafet de kullanmışlardır.



Ebû Said el-Hudrî (ra) anlatıyor:



“Hz. Peygamber, her ne zaman yeni bir elbise giyseler, -ister sarık, ister gömlek, isterse hırka olsun- onun bizzat adını söyleyerek, şöyle dua ve niyazda bulunurlardı:



"Allah'ım, bana bunu giydirdiğin için, sana sonsuz hamdüsenalar olsun. Onun ve onu giyen azanın hayırlı olmasını niyaz ederim. Aynı şekilde, onun ve onu giyen azanın şerrinden de sana sığınırım Allah'ım!"

Hiç yorum yok: