21 Ekim 2013 Pazartesi

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Örnek Konuşma Metni öğretmen-öğrenci



Atatürk’ün önderliğinde; Samsun’dan başlayıp, İzmir’de noktalanan ve Lozan’da biçimlenen, çöküşten kurtuluşa uzanan yol çetindir, yer yer umutsuzdur, engellerle ve yokluklarla doludur…

Ama Atatürk, taa başından umutludur… Ulusuna güvenmektedir…Nevşehir’in köylerinden gelen çarığa, Aksaraylı semerci İbrahim’den gelen kolonlara, yem torbalarına, nallara.. Niğde ovasının buğdaylarına, Sungurlu’nun arpalarına, Havza’ nın ununa, Çankırı’nın bulguruna, bu ülkenin insanına, taşına, toprağına güvenmiştir o…



Güvendiği gibi de olmuştur, zafer kazanılmıştır. Asıl önemli olan bundan sonrasıdır. Ulusuna, layık olduğu yönetim biçimini, Cumhuriyeti getirmekle başlar işe…



Cumhuriyeti şu sözlerle tanımlar:

-”Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir”. Yasama ve yürütme gücü, milletin tek gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu kelimeyi özetlemek mümkündür: “Cumhuriyet”.



Cumhuriyetçilik ise, Atatürk devriminde, ana ilke ve esas değerdir. Anayasalarımızda öteki Atatürk ilkelerinin yer alışında diziliş sırasında en baştadır. Öyle ki anayasamızda değiştirilmesi önerilemez maddelerin en başında gelir. Kısacası bu ilke anayasanın bağımsız ana maddesidir.



Türk ulusuna seslenen büyük önder, şu tümcelerle cumhuriyetin, bağımsızlığın ayrılmaz parçası olduğunu vurgulamıştır:



-Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımlardan uyanmanın ve bu sevgili vatanin her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk gençliğinin korumasına bırakıyorum.”





- EY TÜRK GENÇLİĞİ !

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini,

ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.



Bu sözleri ruhuna ve varlığına perçinlemiş olan Türk ulusu, cumhuriyeti dünya durdukça korumaya and içmiştir. Cumhuriyetçilik, öteki Atatürk ilkeleriyle birlikte uğrunda ölümü göze alma inancıdır. Çünkü, demokrasinin eşanlamlısı olan Cumhuriyet, ulus egemenliğini en iyi simgeleyen, en yüksek, dolayısıyla Türk ulusuna en layık ve onun yüce ruhuna en uygun bir devlet yönetimi biçimidir. Bunun bilincinde olan Türk gençliğinin kulaklarında daima Yüce Önder’imizin şu sözleri olacaktır:



Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Hiç yorum yok: