27 Şubat 2013 Çarşamba

Atatürk İlkeleri, Cumhuriyetle Bir Milletiz, 8.sınıf konu anlatımı


ATATÜRK İLKELERİ
    Türk milletini çağdaş uygarlıklar düzeyinin üzerine çıkarmak için yapılacak çalışmalarda ve yenilikler­de esas alınacak olan ilkelerdir.

CUMHURİYETÇİLİK
    Cumhuriyet, halkın kendi kendisini yönetmesi ve devlet içinde karar verecek en yetkili ve son makam olarak milleti kabul etmektedir. Cumhuriyet rejimin­de esas, yöneticilerin seçimle iş başına gelmeleridir.
     Halkın kendini doğrudan doğruya yönetmesi demek olan demokrasi ise cumhuriyet rejiminin ulaştığı en ideal yönetim biçimidir.
     Cumhuriyet yönetiminde millet adına karar verme yetkisi doğrudan millet tarafından seçilmiş olan meclise aittir. Cumhuriyetçilik; demokrasi ve cum­huriyet rejiminin korunması, geliştirilmesi ve benim­senmesi için yapılan tüm çalışmalardır.


UYARI:Cumhuriyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
►  TBMM'nin açılması
1921 ve 1924 Anayasalarının yapılması
►   Saltanatın kaldırılması
►   Cumhuriyetin ilan edilmesi
►   Siyasal partilerin kurulması
►   Ordunun siyasetten ayrılması
►   Kadınlara seçme ve seçilme haklarının verilmesi


Cumhuriyetin Kazandırdıkları
Ø  Ülkenin bir hanedan tarafından yönetilmesi uy­gulamasına son verilmiş, vatandaşlar devlet yö­netimine eşit olarak katılma imkanı elde etmiş­lerdir.
Ø  Temel hak ve özgürlükler devlet güvencesi altı­na alınmıştır.
Ø  Herkesin kanun önünde eşitliği sağlanmış, ka­nunları uygulama görevi bağımsız mahkemele­re verilmiştir.
Ø  Düşünce özgürlüğü sağlanarak, vatandaşlara huzurlu bir hayat sürme olanağı tanınmıştır.
Ø  Gelişmemize engel olan unsurlar ortadan kaldı­rılarak, çağdaş uygarlığa ulaşmayı sağlayacak bir ortam oluşturulmuştur.
Ø  18 yaşını dolduran her Türk vatandaşına seçme ve halk oylamasına katılma hakkı ve sorumlu­luğu getirmiştir.
  
   MİLLİYETÇİLİK
      Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltil­mesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya bu çalış­mayı ve bilinci diğer kuşaklara da yansıtmaya milli­yetçilik denir.
      Milliyetçiliğin en önemli unsuru millettir. Atatürk'e göre milliyetçilik, kendini aynı milletin üye­leri sayan kişilerin, o milleti yüceltme istekleridir. Milliyetçilik bir duygu işidir. Bir insan kökeni ne olur­sa olsun kendini hangi millete ait hissediyorsa o milletin kimliğini taşıyor demektir. Bu yüzden Ata­türk ne mutlu Türk olana değil "Ne mutlu Türküm diyene" demiştir.
    Atatürk'ün milliyetçilik ilkesi birleştirici ve bütünleş­tiricidir. Bu durumu güçlendiren unsurlar, milli eği­tim, Misak-ı Milli, dil, tarih, kültür ve gaye birliği, mil­li kültür, Türklük şuuru ve manevi değerlerdir.

Uyarı:  Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda,
*   Kapitülasyonların kaldırılması
*   Kabotaj Kanunu'nun çıkarılması
*  Türk Tarih Kurumu'nun kurulması
*  Türk Dil Kurumu'nun kurulması
*  Yabancı okulların ayrıcalıklarının kaldırılarak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanması
Yabancı okullarda Türkçe, tarih ve coğrafya derslerinin Türk öğretmenler tarafından oku­tulması
gibi inkılaplar ve çalışmalar yapılmıştır.

HALKÇILIK
    Bir milleti oluşturan, çeşitli mesleklerin ve toplum­sal grupların içinde bulunan insanlarahalk denir.
    Halkçılık, milletin çıkarına ve yararına bir siyaset iz­lenmesi, halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılmasıdır. Halkçılıkta belli bir grup, kişi ya da sınıf üstünlüğü yoktur. Toplumu oluşturan bütün vatan­daşlar ülkesine ve devletine karşı hak ve sorumlu­luklar açısından eşittir. Herkes devlet imkânlarından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkes seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Kanunlar önünde herkes eşittir.

Uyarı:   Halkçılık ilkesi doğrultusunda,
Cumhuriyetin ilanıyla egemenliğin doğrudan halka verilmesi
* Hukuk birliğinin gerçekleştirilmesiyle kanun­lar karşısında eşitliğin sağlanması
* Azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilerek ay­rıcalıklarının sona erdirilmesi ve toplumda eşitliğin sağlanması
* Soyadı Kanunu'nun yanı sıra çıkarılan bir ka­nunla "ağa, hacı, hoca, hafız, molla, bey" gi­bi ayrıcalık belirten unvanların kaldırılması
* Medeni Kanun'un kabul edilmesiyle sosyal ve ekonomik alanlarda kadın - erkek eşitliği­nin sağlanması
*  Sosyal devlet niteliğinin benimsenmesi
gibi inkılaplar ve çalışmalar yapılmıştır.

     NOT: Halkçılık ilkesi, hem cumhuriyetçilik hem de milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucudur.

DEVLETÇİLİK
    Devletçilik, temel anlamıyla devletin ekonomik ha­yatın içine girmesidir. Devletçilik bir ekonomi siya­setidir. Atatürk'ün devletçilik anlayışı komünizmden farklıdır.
    Atatürk'ün devletçilik anlayışında devlet ekonomi­nin içinde yer almakla birlikte özel teşebbüsün önünde engel değildir. Sermayesi olan vatandaşlar birkaç alan dışında diledikleri biçimde üretime katı­labilirler.
     Devletçilik ilkesi bir zorunluluk olarak ortaya çık­mıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra özel teşebbüs desteklenerek liberal bir ekonomi kurulmak isten­mişti, ancak sermaye yetersizliği, makine ve yedek parça sorunu, teknik eleman azlığı gibi nedenler­den dolayı özel teşebbüs başarısız oldu. Bu durum­da devlet ekonomik hayata müdahale etmek zo­runda kaldı.
   1933'ten itibaren I. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile dev­let ekonomik hayatın içinde yoğun bir şekilde yer almaya başladı. Kısa zamanda devlet eliyle büyük sanayi tesisleri kuruldu. Devlet tarafından dokuma ve şeker fabrikalarının yanında Karabük Demir Çe­lik Fabrikası gibi dev sanayi tesisleri oluşturuldu.
1939'da II. Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlandı. An­cak II. Dünya Savaşı çıktığından uygulanamadı.

Uyarı:  Devletçilik ilkesi doğrultusunda,
Beş Yıllık Sanayi Planları yapılması ve bu planlar doğrultusunda dokuma, maden, selü­loz, seramik ve kimya gibi sanayi kollarında fabrika ve işletmeler kurulması
Sanayi yatırımlarını desteklemek için Sümerbank ve Etibank’ın kurulması
Eğitim,sağlık,kültür ve sanat alanlarında yatırımların yapılması
* Faiz oranlarının ve temel tüketim mallarının fi­yatlarının devlet tarafından belirlenmesi
Devlet bankalarının ve Merkez Bankası’nın kurulması
gibi inkılaplar ve çalışmalar yapılmıştır.

   Devletçilik, halkçılık ilkesinin zorunlu bir sonucu­dur. Ekonomik kalkınmada bölgeler arası farklı­lıkların giderilmesinde önemli rol oynamıştır.

LAİKLİK
     Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. Kısaca din işleri ile devlet işlerinin ayrı yürütülmesidir.
   Laiklik ilkesinde temel hedef, inanç özgürlüğü  sağlanmasıdır. Herkes istediği inanca sahip olabilir ve bu inancın gereklerini yapabilir.
Atatürk'e göre dine saygı, inanan kişinin haklar saygının bir sonucudur. Atatürk dine karşı olmadığı  gibi, gerçek dindara da karşı değildir. O, dinin çıkarlar için kullanılmasına karşı çıkmıştır. Atatürk, "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletin devamına imkan yoktur. Din vardır, lazımdır. Temeli sağlam bir dinimiz vardır." diyerek dinin hayatımızdaki yerini belirtmiştir.

Uyarı:  Laiklik ilkesi doğrultusunda,
*  Saltanatın kaldırılması
*   Halifeliğin kaldırılması
* Tevhid-i Tedrisat (eğitim - öğretimin birleştiril­mesi) Kanunu'nun çıkarılması
*  Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
* İbadet yerleri dışında dinsel kıyafet, sembol ve işaretlerle dolaşılmasının yasaklanması
*   Medeni Kanun'un kabul edilmesi
* Ekonomi, hukuk, eğitim ve sosyal yaşam gibi her alanda dinden kaynaklanan uygulamala­ra son verilmesi
* 1928de anayasadan, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dini İslâm'dır."maddesinin çıka­rılması
* 1937'de anayasaya Türk Devleti'nin laik oldu­ğu ifadesinin eklenmesi
gibi inkılaplar ve çalışmalar yapılmıştır.

İNKILAPÇILIK
    İnkılap, bir toplumun önemli kurumlarını kısa bir süre içinde değiştirip kendini yenileştirme atılımıdır. Atatürk inkılabı, "Türk milletini son yüzyıllarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medeni gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni müesseseler koymuş olmaktır." şeklinde tanımlamıştır.
   İnkılapçılık, Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda daima ileriye, çağdaş uygarlığa yönelmektir.
Atatürk'ün inkılap anlayışı eskiyi kaldırıp yerine ye­ni ve güzel olanı koymak olmakla birlikte, milli kül­türün geliştirilmesi de Atatürkçülüğün özünü oluş­turmaktadır. Atatürk bu konuda, "Biz, batı medeni­yetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bul­duğumuz için dünya medeniyet seviyesi içinde be­nimsiyoruz." diyerek milli kültürün de geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir.

Uyarı:  Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devlet­çilik, laiklik veinkılapçılıolarak bilinen Atatürk ilkeleri, 10 Mayıs 1931'de yapılan Cumhuriyet Halk Fırkası kurultayında Atatürk tarafından açık­lanmıştır. Bu ilkeler, Türkiye Cumhuriyeti'ni son­suza kadar yaşatmayı, Türk milletini yüceltmeyi amaçlayan bir düşüncenin programıdır.
1937 yılında anayasaya eklenen Atatürk ilkeleri, 1961 ve 1982 yıllarında hazırlanan anayasalarda da anlam ve içerik yönüyle yer almıştır.

Hiç yorum yok: