Sayfalar

18 Mart 2010 Perşembe

BELGELERİN DİLİ

BELGELERİN DİLİ

İnsan haklarının gelişimi geçmişten günü­müze kadar gelen çeşitli belgeler ve yasalardan öğrenilmektedir.

Bu belge ve yasaların bazıları şunlardır:

HAMMURABİ YASALARI (M.Ö. 1795 -1750)

Hammurabi, Babil küçük bir şehir devleti iken tahta çıktı ve devleti bir imparatorluğa dö­nüştürdü. Kendi adıyla bilinen yasalar çıkardı. Bu yasalar, Hammurabi'nin hükümdarlığının son yıl­larındaki 282 davayla ilgili kararları kapsar. Karar­lar evlenme, boşanma, ticaret, ceza gibi toplum­sal adalet kurallarını içerir. Hammurabi Yasaları kendinden sonraki toplumları etkiledi ve örnek ol­du. Bu nedenle demokrasinin gelişim sürecinde önemli bir belgedir.


Hammurabi Yasalarındaki maddelerden bazıları şunlardır:

• Sağlam olmadığı için yıkılarak içindekilerin ölümüne neden olan binanın ustası da öldürülür.

• Ameliyat sırasında hastasını öldüren dok­torun elleri kesilir.

• Bir insan, kendisi ile eşit olan birinin dişini kırarsa onun da dişi kırılır (Dişe diş).

• Bir insan başka bir insanın gözünü çıkarırsa onun da gözü çıkarılır (Göze göz).



VEDA HUTBESİ (632)

İnsan hakları meselesi Hz. Muhammed’in önemle üzerinde durduğu bir konudur. Batı'da kabul görmüş evrensel değerler, insan haklarına ilişkin hükümler asırlar önce Hz. Muhammed tarafından dünyaya ilan edildi. Bu konuda Veda Hutbesi'nin önemi büyüktür.

Veda Hutbesi, Hz. Muhammed'in 23 yılda yaptığı ilahi duyurunun özünü, ana noktalarını vurgulayan tarihî konuşmanın adıdır. Bu tarihî hitap iç içe geçmiş ve gittikçe genişleyen dairelerden oluşur. Merkez dairede kişi yer alır. Kişinin yer aldığı bu merkezî daireyi aile ve bütün insanlığın bulunduğu daireler kuşatır.

Veda Hutbesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

• İnsanların canları, malları ve ırzları kutsaldır.

• Kan davaları tamamen kaldırılmıştır.

• Hiç kimse diğerinden üstün değildir.

• Kimseye haksızlık yapmayın, boyun da eğmeyin.

• Kimse başkasının suçundan dolayı sorumlu tutulamaz.



MAGNA CARTA (1215)

1215 yılında imzalanan Magna Carta İngiltere kralı ile soylular arasındaki karşılıklı yetki ve görevleri belirledi ve böylece kralın sonsuz yetkilerini sınırladı. Magna Carta, vatandaşların hakları ve özgürlükleri açısından önemli kurallar getirerek, hukukun üstünlüğü ilkesinin birçok ülkede yerleşmesini sağladı.

Magna Carta’da maddelerden bazıları şunlardır:

v Kral yasalara uygun olarak verilmiş bir hüküm olmadan kimseyi tutuklayamaz, hapsedemez, mallarına el koyamaz, sürgüne gönderemez, kötü muamelede bulunamaz.

v Kral, kanuni bir hüküm olmadan toprakları, şatoları, hakları ve özgürlükleri ellerinden alın­mış kişilere tüm bunları iade edecektir.

v Özgür bir kişi işlediği küçük bir suç için buna uygun bir para cezasına çarptırılacaktır. Ağır bir suç işlemezse yaşamına son vermemek şartıyla suça uygun bir ceza verilecektir.

v Kimseye karşı hak ve adaleti yerine getir­mekten kaçınılamaz ve adalet geciktirilemez.



KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN'IN KANUNLARI (1520 -1566)

I. Süleyman (Kanunî Sultan Süleyman) Osmanlı Devleti'ne Yükselme Dönemi'nde hü­kümdarlık yaptı. Hazırladığı kanunlarla dünyada ün yapan I. Süleyman'a "Kanunî" unvanı verildi.

Kanunlarda yer alan maddelerden bazıla­rı şunlardır:

Bir kimse bir başkasıyla kavga edip birbi­rinin sakalını yolsalar, ikisi de kınanır. Zenginse yirmi, fakirse on akçe alınır. Eğer birbirlerinin ya­kalarını yırtsalar her ikisi de cezalandırılır.
Bir kimse adam öldürürse kısas uygulanır (Adamı öldüren de öldürülür).
Bir kişi diğer kişinin kasten gözünü çıkar­sa ya da dişini kırsa kısas uygulanır.
Bir yerde kalan kişinin malı çalınırsa hır­sızı oradakiler bulmalıdır. Eğer bulamazlar ise o kişinin zararını karşılamak zorundadırlar.


FRANSIZ İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI BİLDİRGESİ (1789)

1789 yılında Fransa'da çıkan ihtilal sonu­cunda mutlak krallıkların yıkılabileceği görüldü. Fransa 28 Ağustos 1789 tarihinde Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni ilan etti. Demokra­si Batı uygarlığının vazgeçilmez unsurlarından bi­ri oldu. Eşitlik, özgürlük, adalet, anayasal yönetim ve milliyetçilik gibi ilkeler önce Avrupa'ya sonra da dünyaya yayıldı.

Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

v Hiç kimse inançlarından dolayı rahatsız edilemez.

v Düşünce ve ifade özgürlüğü garanti altın­dadır.

v Hiç kimse yasaların gösterdiği durumlar dışında suçlanamaz ve tutuklanamaz.

v Keyfî emirler verilmesini isteyenler ve bu emirleri yerine getirenler cezalandırılır. Suçlu ol­duğu ispat edilene kadar herkes masumdur.

v İnsanlar özgür ve eşit değerdedir ve öyle de kalırlar.

v Hak ve özgürlüklerin sınırı yasalardır. Öz­gürlük bir başkasına zarar vermeden herşeyi ya­pabilme gücüdür.

v Kral dahil kimse halktan kaynaklanmayan iktidarı kullanamaz.

v Tüm yurttaşlar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla yasaların yapılmasına katkıda bulun­ma hakkına sahiptir.



KANUN-İ ESASİ (1876)

Osmanlı Devleti'nde 23 Aralık 1876’de I. Meşrutiyet ilan edilerek Türk tarihinin ilk anayasal özelliğini taşıyan Kanun-i Esasi kabul edildi. Böylece halk ilk defa padişahın yanında yönetime ortak oldu. Seçme, seçilme ve temsil hakkını kullandı. Kişi hakları anayasanın güven­cesi altına alındı.

Kanun-i Esasi'deki maddelerden bazıları şunlardır:

Osmanlı sınırlarındaki herkes kişisel hür­riyete sahiptir. Hiç kimse başkalarının hürriyetine zarar veremez.
Bir kanuna dayalı olmadığı sürece hiç kimseden vergi ve buna benzer paralar alınamaz.
İşkence ve her türlü eziyet kesinlikle ve tamamen yasaktır.
Mahkemeler her türlü müdahaleden uzaktır.
Osmanlı sınırları içerisindeki herkes özel mülkiyet sınırları içindeki her türlü saldırıdan ko­runmuştur.
Kanunda olmayan bir sebepten dolayı kimsenin özel mülküne zorla girilemez.


İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ (1948)

İnsan haklarının uluslararası alanda ko­runmasını amaçlayan çalışmalar II. Dünya Savaşı'ndan sonra hız kazandı. 24 Ekim 1945 tarihin­de Birleşmiş Milletler kuruldu. Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan İnsan Hakları Komisyonu’nun çalışmaları sonucunda 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edil­di. Bu bildirge insan haklarını uluslararası alanda korumayı amaçlayan önemli bir belgedir.

İnsan Hakları Beyannamesi'ndeki mad­delerden bazıları şunlardır:

v Her kişinin yaşama hakkı, kanun koruma­sı altındadır.

v Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da işleme uğratılamaz.

v Hiç kimse köle veya kul olarak tutulamaz.

v Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ya da zorla çalışmaya bağlı tutulamaz.

v Herkesin özgürlük ve güvenlik hakkı var­dır.

v Yasal yöntemler dışında hiç kimse özgür­lüğünden yoksun bırakılamaz.

v Herkes özel ve aile yaşamına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sa­hiptir.

v . Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlü­ğüne sahiptir. Ancak bu özgürlük kamu güvenliği­nin ve düzeninin, genel sağlığın, genel ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için kanunda ön görülen zorunlu olan önlemlerle sınırlanabilir.



AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (1950)

Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kurulması ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ka­bul edilmesinden sonra demokratik ilkeleri benim­seyen Batı Avrupa ülkeleri 5 Mayıs 1949 tarihin­de Avrupa Konseyi'ni kurdular. Avrupa Konseyi insan haklarının korunmasında etkili olan ilk böl­gesel kuruluştur.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:

Bütün insanlar hürriyet, haysiyet ve şeref bakımından eşittirler.
Herkes ırk, renk, cins, din, dil gibi açılar­dan herhangi bir fark gözetmeksizin bu bildirideki hürriyetlerden yararlanır.
Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz.
Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ve hay­siyet kırıcı cezalara tabi tutulamaz.
Herkes hukuki kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.
Kanun önünde herkes eşittir.
Hiç kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonu­lamaz ve sürülemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder