25 Ocak 2010 Pazartesi



ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR VE KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ





Kaynaştırma Eğitiminin Yasal Boyutu :

Milli Eğitim Bakanlığının en son Şubat-2000 tarihli ve 2509 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınladığı ‘ ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ ’ özel eğitime muhtaç çocukların eğitimleri ile ilgili uygulamaya yönelik düzenlemeleri içermektedir.

Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar-Öğrenciler ;

Çok çeşitli nedenlerle ,bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından, beklenen düzeyden anlamlı farklılıklar gösteren çocuklardır. Bunlar fiziksel, zihinsel, ruh ve duygusal, sosyal ve sağlık özellikleri nedeniyle durumlarındaki süreğen olağan dışı farklılıkları nedeniyle normal eğitim hizmetlerinden yaralanamayan 4-18 yaş gurubundaki çocuk ve gençleri kapsamaktadır .

Bu tanımın açılımını şu şekilde yapabiliriz ;

Bu çocuklar herhangi bir nedenle normal akranlarından farklı yetersizlik veya üstünlüklere sahip olmaları nedeniyle normal eğitim programlarından bu özelliklerinin etkisiyle yararlanamayan , o sebeple de kendi bireysel yeterlik ve yetersizliklerinin zorunlu kıldığı , birtakım program, araç-gereç , özel eğitim öğretmeni vb çeşitli ek düzenlemelere sürekli olarak ihtiyaç duyan çocuklardır .

NİÇİN ÖZEL EĞİTİM :

1-Doğal Bir İnsan Hakkı Olarak Özel Eğitim ;
Her insan gibi engelli bireylerin de kendi kapasiteleri oranında eğitime haklarının olması gerçeği ,


2-Anayasamız Ve Yasalarımız Gereği Özel Eğitim ;
Gerek anayasamızda ve gerekse Milli Eğitim Temel Kanunlarında ve gerekse Özel Eğitim Yönetmeliklerinde, her Türk vatandaşının durumuna uygun eğitim alabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılmasının gerekliliği vurgulanmaktadır ,

3-Demokratik Anlayış Ve Uygulamanın Gereği Olarak Özel Eğitim ;
Demokrasinin gereği olan eğitim hakkı , özellik ve yetersizliklerine bakılmaksızın her insanın ihtiyacı olan eğitim düzenlemelerinin sağlanmasını gerekli kılar .

4-Ekonomik Şartlar Gereği Özel Eğitim ;
Uygulama gereği başlangıçta normal eğitimden pahalıya mal olan özel eğitim ,sonuçta bu bireyleri yetersizlikleriyle orantılı olarak meslek ve iş alanında az veya yarı bağımlı iş ortamlarında üretkenliğe sahip kılmak, uzun vadede daha ekonomik sonuçlar doğurmaktadır .

5-Psikolojik Ve Eğitsel Anlayış Gereği Olarak Öze Eğitim ;
Çağdaş psikoloji ve eğitimsel gelişmeler her insan gibi bu çocukların da kendi kapasiteleri oranında, gerekli düzenlemelerle uygun ortamlarda eğitilebileceklerini göstermiştir .

6-Sosyal Bir Olgu Olarak Özel Eğitim ;
Engelli bireylerde bir aile ve topumun üyesi olmaları nedeniyle inkar edilemez bir sosyal realite olarak , eğitim hakları inkar edilemez ,kısıtlanamaz aksi durumlarda aile ve toplum bunu daha pahalı ödemek durumunda kalacaklardır .


7-Uluslar Arası İlişkilerimizde Millet Olarak Taahhütlerimiz Gereği Özel Eğitim ;
Birçok alanda olduğu gibi özel eğitim alanında da uluslar arası norm ve anlaşmalar gereği bu çocukları hakkı olan eğitimi vermekle yükümlüyüz .

8-Özür-Engelden Korunma Tedbiri Olarak Özel Eğitim;
Özürlere neden olan etkenlerin belirlenerek ,özürden-engelden korunmada alınacak önlemlerin belirlenmesi için özel eğitim konularında gereken eğitim ve araştırma çalışmalarını zorunlu kılmaktadır .


ZİHİNSEL ENGELLİLİK VE DİĞER ENGEL TÜRLERİNİN OLUŞUMUNA NEDEN OLAN MUHTEMEL FAKTÖRLER -ETİYOLOJİ


Bu temel faktörleri 3’ ana gurupta kısaca açıklayabiliriz ;

1-Doğum Öncesi, 2-Doğum Anı, 3-Doğum Sonrası Faktörler.


1-Doğum Öncesi Etkenler ;

Hamilelik sürecinde annenin ateşli ve bulaşıcı enfeksiyon hastalıklar geçirmesi . Düşük riski yüksek gebelik durumları ,yakın akraba evlilikleri, soyaçekim faktörleri , annenin 18’yaşından küçük veya 35’yaşından büyük olması , babanın çok yaşlı olması gibi .Anne adayının yeterli ve sağlıklı beslenememesi, aşırı stresli ve ağır çalışma şartları ,şeker-diabet veya anemi,kan uyuşmazlığı - RH faktörü ,kromozom bozukluğu-(47 kromozomlu-DOWN-Sendromu), alkol ve sigara kullanımı gibi anne karnındaki çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen çeşitli hastalık ve faktörler muhtemel nedenleri oluşturmaktadır .

2-Doğum Anı Etkenler ;

Doğumun yetersiz ve güç şartlarda gerçekleşmesi . 37’ haftadan erken veya 42’ haftadan uzun süren gebelikler , zor ve operasyonlu gerçekleşen doğumlar , annenin dar kalçalı olması, plesenta ve göbek bağı-kordonu anomalileri (gebelik sıvısı problemleri, kordonun çocuğun boynuna dolanması gibi ) vb etkenler doğum anı görülebilen muhtemel olumsuz etkenleri oluşturmaktadır .

3-Doğum Sonrası Etkenler ;

Doğum sonrasında ağır seyreden sarılık , MSS (merkezi sinir sistemi) enfeksiyonları , yine doğum sonrası görülebilen anormal nörolojik bulgular, kas ve refleks problemleri , ağır ve ateşli seyreden bütün hastalıklar .
Çocuğun ateşli veya gizli havale geçirmesi , çocuğun gelişim safhasında görülen yavaşlıklar öğrenme ve diğer gelişim alanlarını da olumsuz etkilemesi ,her üç dönemde de görülebilen beyin hasarları( hastalık veya fiziksel etkenlerle oluşabilen kaza-şok gibi durumlar) .

Yukarda açıklanan faktörler, çocukların doğal gelişimlerini olumsuz etkilemekte ve çeşitli özür-engel durumlarına yol açabilmektedir.Açıklanan çeşitli etkenlerin farklı kişilerde değişik oranlarda etkilere yol açtığı görülmüş olup , bireysel farklılıkların bu gibi etkenler içinde söz konusu olduğu unutulmamalıdır .

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ

Özel eğitime muhtaç çocukların , yetersizliği olmayan normal akranları ile birlikte eğitim-öğretimlerini resmi veya özel eğitim kurumlarında okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında sürdürebilmeleri esasına dayanan ve destek eğitimi hizmetlerinin (Kaynak oda ve öğretmeni, bireyselleştirilmiş eğitim programları vb) sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır .

Bu uygulama ile özel eğitime ihtiyaç duyan çocukları mümkün olan en üst düzeyde normal akranları ile birlikte normal eğitim ortamlarından yararlanmalarını sağlayabilmek için sosyal, akademik, fiziksel ve psikolojik açıdan ihtiyaç duydukları destek eğitimi hizmetlerinin eksiksiz sağlandığı eğitim, ortam ve düzenlemeler bütünüdür .

Kaynak Oda ; Kaynaştırma eğitimi uygulaması yapılan okullarda , özel eğitim gerektiren öğrencilerin ilave destek eğitimi alması için düzenlenmiş ortama-sınıfa denmektedir .



ZİHİNSEL ENGEL TÜRLERİ



Disiplinler Arası Bakış Açılarına Göre Zihinsel Engellilik ;

1-Zihinsel Gelişim Açısından Zihinsel Engellilik ;
Zihin gelişimleri ve fonksiyonlarında yaşıtlarına göre belli bir şekilde sürekli gerilik gösterme durumudur .

2-Psiko-devimsel Açıdan Zihinsel Engellilik ;

Zihinsel gelişim geriliği ile birlikte , psiko-devimsel ( hareket) gelişim yönünden belirli ve sürekli gerilik gösterme durumudur .

3-Toplumsal Açıdan Zihinsel Engellilik ;

Toplumsal kuralları kavrama ve uygulamada , belirli bir şekilde akranlarına kıyasla görülen gerilik, yetersizlik ve becerisizlikler gösterme durumlarıdır .

4-Tıbbi Açıdan Zihinsel Yetersizlik ;

Yaş gurubuna kıyasla zihinsel gelişim ve fonksiyonlarında görülen sürekli yetersizlik , gerilikle birlikte, beyin ve beden yapısında belirgin farklı özellikler gösterme durumlarına denir .

5- Mesleki Açıdan Zihinsel Gerilik ;

Meslek için gerekli becerileri kazanmada ,iş gereklerini kavrayıp uymada , akranlarına göre belli bir şekilde sürekli gerilik gösterme durumudur .

6-Eğitim Açısından Zihinsel Gerilik ;

Zihinsel gelişimleri ve fonksiyonel gerilikleri sebebiyle , normal çocuklar için düzenlenmiş eğitim programlarından sürekli yararlanamama durumlarına denilmektedir .

7-Zeka Bölümü Açısından Zihinsel Gerilik ;

Çoğunluk bir kültüre göre geliştirilmiş , geçerli ve güvenilir zeka testlerine göre sürekli olarak 90 ‘ in altında zeka bölümü seviyelerinde bulunma durumu olarak görülmesidir .



ZİHİNSEL ÖĞRENME YETERSİZLİKLERİ VE TÜRLERİ


Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Doğum öncesi, doğum anı veya doğum sonrası çeşitli nedenlerle zihinsel gelişimleri ve performanslarının yetersizliğinden dolayı , kişinin eğitim performansının ve sosyal uyumunun sürekli olarak olumsuz yönde etkilendiği yetersizlik durumlarına denilmektedir Bunları 4 ana gurupta açıklayabiliriz ;

1-Hafif Düzey Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Kişinin temel okuma,yazma ve matematiksel bilgi ve becerileri kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumuna denir. Ortalama zeka düzeyleri 76-89 arasında olan çocukları kapsamaktadır ve sınır zeka düzeyi olarak da adlandırılmaktadırlar .

2-Ota Düzey Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Kişinin gecikmeli ve yetersiz bir konuşma ve dil gelişimi ile, sosyal, duygusal ve çeşitli davranış problemleri ile temel okuma-yazma ve matematik becerilerini kazanmada ortaya çıkan gecikme durumlarına denilmektedir. Bu çocukların zeka düzeyleri ortalama 45-75 arasında değişmektedir Eğitimsel sınıflandırmada eğitilebilirler zihinsel engelliler olarak adlandırılırlar .Bütün şartlar sağlandığında bu çocuklar ilköğretimi bitirdiklerinde 6.sınıf düzeyinde bilgi ve beceri edinerek mezun olurlar.Bu çocuklar okumu yazma olgunluğu olan 6 -7 yaş zeka olgunluğuna 8 ila 12 yaşları arası ulaşabilirler .

3-Ağır Düzey Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Kişinin ağır bir biçimde konuşma ve dil gelişim yetersizlikleri ,sosyal-duygusal ve davranış problemleri ile temel öz-bakım becerilerini edinmesinde ortaya çıkan ciddi gecikme durumlarına denilmektedir.Bu çocukların zeka durumları ortalama 25-44 arası değişmektedir .Eğitimsel anlamda öğretilebilirler zihinsel engelliler olarak adlandırılırlar .Bütün şartlar sağlandığında bu çocuklar ilköğretimden mezun olurken 1.sınıf düzeyinde bilgi beceri edinmiş olarak mezun olurlar .Öğretilebilirler zihinsel engelli şeklinde de adlandırılan bu çocuklar bütün şartların yeterli olması halinde ilköğretim 1. sınıf düzeyinde bilgi ve beceri kazanabilmektedirler .

4-Klinik Bakım Gereksinimi Nedeniyle Görülen Öğrenme Yetersizliği ;

Çok ağır (konuşamama,öz-bakım becerilerini kısıtlı veya hiç kazanamama,sürekli bakım ve gözetim isteyen bir biçimde zihinsel öğrenme yetersizliği ile birlikte , birden fazla alanda yetersizliği gerektirme ve ağır davranış problemleri vb. ) nedeniyle kişinin eğitim öğretim kurumlarından doğrudan yararlanamaması durumlarına denir.Bu çocukların zeka düzeyleri tam ölçülememekle beraber (DMR) 0-25 arası olarak kabul edilmektedir.

Yukarda açıklanan 4’ ana guruba 2’ farklı değerlendirme daha ekleyebiliriz .Bunlar 1=Psikolojik – geçici zihinsel engellilik durumu ,2= 6’ Saat Zihinsel gerilik durumu .

1)-Psikolojik-Geçici Zihinsel Yetersizlik Durumu ; Burada gözlenen şey yapısal bozukluktan kaynaklanan gerçek-sürekli zihinsel yetersizlik durumlarından farklı , yoğun duygusal ve psikolojik problemlerden kaynaklanan geçici öğrenme yetersizliği durumudur . Neden olan psikolojik ve duygusal faktörler düzeldiği zaman öğrenme yetersizliği de düzelmektedir .

2)- 6 Saat Zihinsel Gerilik Durumu ; Bir kısım özel eğitimcilerin kabul ettikleri , 24’ saat öğrenme yetersizliğinin görüldüğü değişik düzeylerdeki normal zihinsel gerilik durumlarından farklı olarak , öğrencinin öğrenme yetersizliğinin 6’ saatlik okuldaki öğrenme yaşantısında görülmesi ,buna karşın diğer sosyal yaşantısında gerilik ve uyumsuzluk göstermemesi durumudur .

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMA İLKELERİ :

1-Bütün bireyler kendi kapasiteleri oranında ( sınırlı düzeyde olsa da ) öğrenebilir ve öğretilebilirler ,

2-Kaynaştırma eğitimi bir program dahilinde uygulanan özel eğitim yöntemlerinden biridir ,
3-Özel eğitime ihtiyacı olan her bireyin akranları ile birlikte aynı kurumda – okulda eğitim görme hakkı vardır ,
4-Verilecek hizmetler , bireyin yetersizliklerine göre değil eğitim ihtiyaçlarına göre planlanarak yürütülmelidir ,
5-Karar verme süreci aile – okul – eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme kurulu işbirliğine dayalı olarak yürütülür ,
6-Çalışmalar okul merkezli olarak planlanır ,
7-Kaynaştırma eğitimine alınan öğrencilere yönelik bireysel eğitim programı ,okulda oluşturulan ekip tarafından hazırlanır-izlenir,

Kaynaştırma Eğitimi Uygulama Ölçütleri ;

1-Kaynaştırma eğitimi yapılan kurumlarda , özel eğitime ihtiyacı olan çocukların ihtiyaçları doğrultusunda ,kurumun (okulun) fiziksel , sosyal , psikolojik ortamında ve eğitim programlarında gerekli destek hizmetleri ile uygun ( destek eğitimi için kaynak oda ve öğretmen , rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti, bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirme ve uygulama birimi kurulması , ses ve ışık düzenine önem verilmesi, rampa yapılması vb.) düzenlemeler gerekir ,

2-Kaynaştırma eğitimine devam edecek olan öğrencilerin birden fazla engelinin-yetersizliğinin olmamasına, erken yaşta tanılanmasına-teşhisine, ailesinin işbirliğine açık ve eğitim almaya yatkın olmasına, cihaz kullanmaları gerekli olanların mutlaka cihazlandırılmasına ( işitme cihazı- gözlük- tekerlekli sandalye vb. ) , zihinsel, görme , işitme ve ortopedik vb. engellilerin hafif veya orta düzeyde olmasına dikkat edilir ,

3-Kaynaştırma eğitimi uygulamalarında öğretim programları ve amaçları bireyin gelişimi ve ihtiyaçları doğrultusunda uyarlanarak bireyselleştirilmiş eğitim programları ile desteklenerek uygulanır ,

4-Kaynaştırma eğitimi uygulaması yapılan okullarda tüm okul personelinin ,diğer öğrencilerin,ailelerin ve yakın çevrenin, özel eğitime ihtiyacı olan bu çocukların bireysel gelişim özellikleri hakkında bilgilendirilmelerine önem verilmelidir ,

5-Kaynaştırma eğitiminin başarısı, bütün eğitim çalışanlarının bu çocukları tanıyarak kabullenmeleri ve gerekli katkıları sağlamak amacıyla işbirliği halinde çalışmaları ile sağlanabilir .Mutlaka bu çocukları özel eğitim okullarına gönderelim düşüncesinden vazgeçmekle ve üzerimize düşen görevleri yapmakla gerçekleşebilir.


YARI VE TAM ZAMANLI KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMALARI


A- YARI ZAMANLI KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMASI

1-Kaynaştırma eğitimi uygulaması yapılan sınıflara veya özel eğitim sınıflarına devam eden öğrencilerin, özel eğitim/kaynaştırma uygulaması yapılan sınıfların faaliyetlerine katılmaları, kaynak oda , rehberlik ve araştırma merkezi ve özel eğitim kurumları ve okullarında destek eğitimi alabilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılır,

2-Personel durumu ve fiziksel şartları uygun olan özel eğitim okullarından, çevredeki özel eğitime muhtaç diğer öğrencilerinde , hazırlanan program çerçevesinde her türlü eğitim ortamından faydalanmaları sağlanır ,

3-Özel eğitim okullarına devam eden bazı öğrencilerin , kaynaştırma uygulaması yapılan sınıfların çalışmalarına katılmaları sağlanır ,

4-Birden fazla yetersizliği olan öğrencilerin, durumlarına uygun özel eğitim okullarında gündüzlü olarak açılan özel eğitim sınıflarında özel araç-gereçlerle gerekli eğitim materyalleri kullanılarak gelişimsel eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması ve sosyal bütünleşmelerinin gerçekleştirilmesi için tedbir alınarak, açılan bu sınıfların mevcutlarının en çok 6 öğrenciden oluşması ve bu sınıfa 2 öğretmen görevlendirilmesi, öğrenci değerlendirilmesinde de bireyselleştirilmiş eğitim programı hedefleri esas alınır ,


B- TAM ZAMANLI KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMASI


1-Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin , akranları ile birlikte okul öncesi , ilköğretim, ortaöğretim, ve yaygın eğitim kurumlarında aynı sınıflarda eğitim görmesi ve sosyal açıdan bütünleşmelerinin sağlanması için; özel eğitim destek hizmetleri, özel araç-gereç ve eğitim materyalleri sağlanır.
Eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır ve gerekli fiziksel düzenlemeler yapılır.Kaynaştırma uygulaması yapılan sınıflar da öğrenci mevcutları ; okul öncesi eğitim kurumlarında 14, ilköğretim kurumlarında 30 öğrenciyi aşmamasına dikkat edilir.Özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler şubeler düzeyinde eşit olarak dağıtılır, bir sınıfta yetersizliği aynı olan en fazla 2 öğrenci kaynaştırmaya alınır.

2-Durumları sebebiyle ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler için ; okul öncesi eğitim kurumlarında açılacak özel eğitim sınıfları en çok 6’ öğrenciden oluşur, ilköğretim kurumlarında açılacak özel eğitim sınıflarında en çok 12’ öğrenci , ortaöğretim kurumlarında ise en çok 20’ öğrenciden oluşur, yaygın eğitim kurumlarında ise açılacak özel eğitim sınıflarının ise mevcudu 10’ öğrenciden oluşturulur .

3-Çeşitli özel eğitim okullarının ( işitme,görme,ortopedik vb) yatılılık imkanlarından faydalanan öğrencilerden, akranları arasında eğitim almaları uygun görülenler yakın çevrelerindeki okul öncesi eğitim , ilköğretim , ortaöğretim kurumlarından birinden kaynaştırma yoluyla eğitim alabilirler ,servis giderleri ise ilgili özel eğitim kurumlarınca sağlanır.

4-Herhangi bir yetersizliği olmayan öğrencilerden isteyenler, özellikle okul öncesi eğitimde çevrelerindeki kaynaştırma eğitimi uygulaması yapan özel eğitim okullarında açılacak sınıflara kayıt yaptırabilirler .
Bu sınıflarda 5’ i özel eğitim gerektiren öğrenci olmak üzere bu sınıfların mevcutları okul öncesi eğitimde 14’ , ilk ve ortaöğretimde 20’ , yaygın eğitim de ise 10’ öğrenciden oluşur .

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE ALINACAK ENGELLİ ÖĞRENCİ ( ÖZÜR-YETERSİZLİK-GÜÇLÜK ) TÜRLERİ

Bunları şu alt başlıklarda açıklayabiliriz ;

1-Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Bireyin zihinsel öğrenme yetersizliğinden dolayı , eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde hafif-orta-ağır düzeyde etkilenmesi durumlarıdır.Tabii ki kaynaştırma eğitimine alınacak öğrenciler hafif ve orta düzey zihinsel engelli çocuklardır.Bunlara sınıf tekrarı yaptırılmaz,ancak yaşı ve fiziksel gelişimleri uygun öğrenciler sınıf öğretmeninin önerisi ve ailelerin onayı ile birinci sınıfı iki yıl tekrar edebilirler .
Bunlardan , ilköğretim programını başarı ile bitirenlere normal diploma ,özel eğitim tedbirlerine rağmen ilköğretimin amaçlarını gerçekleştiremeyen öğrencilere öğrenim belgesi verilir .

a-Hafif Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Kişinin-bireyin temel okuma-yazma ve matematik becerilerini edinmesinde ortaya çıkan ( 1-2 yıllık ) gecikme durumlarına denir .

b-Ota Düzey Zihinsel Öğrenme Yetersizliği ;

Bireyin akranlarına oranla gecikmeli bir dil ve konuşma gelişimi sosyal , duygusal ve davranış problemleri ile temel okuma yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumuna denilmektedir .Bu çocukların eğitim süreçlerinde bütün şartlar yeterli olduğu durumlarda bu çocuklar ilköğretimin 6.sınıf düzeyine kadar bilgi ve beceri kazanabilmektedirler. Bu düzey çocuklar okuma yazma gibi temel bilgi ve beceriler için gerekli olan zeka olgunluğuna ( 6-7) zeka yaşına 8 ila 12 takvim yaşlarında ulaşabilmektedirler.

2-İşitme Yetersizliği ;

İşitme duyarlılığının kısmen veya tamamen yitirilmesinden dolayı, konuşmayı kazanmada, dili kullanmada ve iletişimde yaşadığı güçlükler sebebiyle kişinin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz bir biçimde etkilenmesi durumuna denir. 2’ temel gruba ayrılmaktadırlar; Bu gurup öğrenciler istekleri doğrultusunda yabancı dil derslerinden muaf tutulurlar.Bu öğrenciler yazılı sınavlar, ödevler ve projelerle değerlendirilirler .

a-Ağır İşitenler ;

Bütün düzeltmelerden sonra ( Tıbbi tedavi, işitme cihazı vb )iyi işiten kulağındaki işitme kaybı 25-70 desibel arasında olanlardır . Bu kişilerin işitme kayıpları-yetersizlikleri , ana dillerini olağan yollardan öğrenmelerini ağırlaştıracak derecede olduğu için özel eğitime ihtiyaç duyarlar .


b-Sağırlar ;

Bütün düzeltmelerden sonra ( Tıbbi tedavi, işitme cihazı vb )iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları sürekli olarak 70’ desibel ve üstü olanlardır . Bunlar ana dillerini olağan yollardan öğrenemeyecek düzeyde işitme kaybı olanlardır.Yoğun şekilde özel eğitime ihtiyaç duymaktadırlar . ( İşitme ve Konuşma Eğitimi vb )

3-Görme Yetersizliği ;

Kişinin görme gücünü kısmen veya tamamen yitirmesinden dolayı, eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur .Bunları da genel olarak 2’ ana guruba ayırarak açıklayabiliriz .

a-Az Görenler ;

Bütün düzeltmelere rağmen ( Tıbbi tedavi, ilaç, gözlük vb )iyi gören gözünde görme gücünün en fazla 3/10’ u kalmış olanlara denir .Normal eğitim yaşantılarında görme yetersizliklerinden dolayı zorlanırlar .
Bu çocuklara yazılı yoklamalarda ek süre verilir,Braille-kabartma yazı olarak verilen cevaplar,öğretmenin öğrenciye okutması ile değerlendirilir. Yazılı yoklamalarda daktilo, bilgisayar gibi araçlardan yararlanılabilir . Bu çocuklar çizimli ve şekilli sorulardan muaf tutulurlar .

b-Körler ;

Yapılan bütün düzeltmelerden ( Tıbbi tedavi, ilaç, gözlük vb) sonra , iyi gören gözünde normal görme gücünün en fazla 1/10’ u kalmış olanlara denir . Eğitimlerinde direk özel eğitim araç ve yöntemlerine ihtiyaç duyarlar . ( Braille alfabesi vb )

4-Ortopedik Yetersizlik ;
Bireyin iskelet, kas ve eklemlerindeki hastalık-bozukluk ve yetersizliklerinden dolayı sosyal uyumunun ve eğitim performansının olumsuz yönde etkilenmesi durumuna denir.
Bu öğrencilerden yazma güçlüğü çekenler sözlü olarak değerlendirilirler, sinir sisteminin zedelenmesi ile ortaya çıkan yetersizliklerde ise çoktan seçmeli testler ile değerlendirilebilirler .

5-Dil Ve Konuşma Güçlükleri;

Sözel iletişimlerinde farklı düzey ve biçimlerde ortaya çıkan aksaklıklar ve düzensizliklerden dolayı dili kullanma , konuşmayı öğrenme ve iletişim kurmada yaşanan güçlüklerin , bireyin sosyal uyumunu ve eğitim performansını olumsuz yönde etkilemesi durumuna denir .Bu nedenle de özel eğitim-konuşma terapisi alması gerekir .
Bu çocukların değerlendirilmelerinde yazılı sınavlar , ödevler ve projelere ağırlık verilir .

6-DEHB-Özel Öğrenme Güçlüğü ;

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, birlikte veya ayrı olarak görülebilen, yazılı veya sözlü dili anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan; okuma – yazma – dinleme – heceleme – matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik ve dikkatini yoğunlaştıramama vb. nedenlerle kişinin sosyal uyumunun ve eğitim performansının olumsuz yönde etkilenmesi durumuna denir .
ÖÖG’ olan öğrenciler , güçlükten etkilenme durumlarına göre yazılı sınavlar veya sözlü değerlendirmelerin herhangi birinden istekleri doğrultusunda muaf tutulurlar.
Hiperaktivite ve dikkat eksikliği olan öğrenciler bu özellikleri göz önüne alınarak , kısa cevaplı ve az sorulu yazılı sınavlar, ödevler ve projelerle değerlendirilirler .

7-Duygusal Uyum Güçlüğü ;

Sağlık durumları zihinsel , duyusal faktörler tarafından açıklanamayan , bireyin kendisiyle ve çevresiyle dengeli ve doyurucu ilişki kurma ve sürdürmede güçlük çekme , genel bir mutsuzluk ve depresyon hali, ya da bireysel veya okul problemleri ile ilgili korku, tırnak yeme, parmak emme vb. fiziksel belirtiler gibi özelliklerinden bir veya birden fazlasının uzunca bir süre ortaya çıkmasından dolayı kişinin, eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumudur .
Bu çeşit duygusal uyum güçlüğü gösteren çocuklar sınıf öğretmenlerince belirlenerek okul rehber öğretmeni ve aile ile işbirliği halinde çözümü için destek sağlanarak çocuğun problemi çözülmeye çalışılır .Gerekli hallerde rehberlik araştırma merkezinden ve diğer sağlık kuruluşlarından yardım istenebilir .



8-Sosyal Uyum Güçlüğü ;

Riskli ve yetersiz hayat şartları , yetersiz beslenme ve bakım , madde bağımlılıkları , göç , suça yönelme , suç işleme , ihmal , istismar , terk edilme , çalıştırılma , dil farklılıkları gibi sebeplerle kişinin sosyal uyum ve eğitim performansının olumsuz yönde etkilenmesi durumlarına denir .
Sosyal uyum güçlüğü olan öğrencilerin durumları okul tarafından ayrıntılı bir rapor düzenlenerek özel eğitim kuruluna gönderilir . Özel eğitim hizmetleri kurulu , bu öğrenciler için gerekli tedavi , psikolojik danışma , rehabilite , bakım , gözetim , koruma altına alma , moral ve maddi destek gibi çeşitli konularda ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği kurarak , gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar.
Bu öğrencilerin başarı düzeyleri değerlendirilirken , rehberlik ve psikolojik danışma servisinin görüşü dikkate alınarak esnek ve hoşgörülü davranılır .


9-Üstün Veya Özel Yetenek ;

Sanat veya akademik alanındaki yetenekleri açısından akranlarına göre üst düzeyde performans gösterme durumudur .
Bu çocukları üstün oldukları alanlarla ilgili destek ve yönlendirmelerle (sınıf atlatma , program zenginleştirme ve destek kursları gibi ) performans düzeyi arttırılarak uyum ve başarı oranı arttırılabilir .




Kaynaştırma uygulamasına alınmış öğrencilerin değerlendirilmesi:

Kaynaştırma eğitimine devam eden bu öğrencilerle ilgili alınan tüm özel eğitim tedbirlerine rağmen , her tür ve kademede bir dersin öğretim programında başarısız olan öğrenci; diğer derslerindeki ortalamaya bakılarak , genel başarı ortalamasının altında bir notla değerlendirilmezler .


ZİHİNSEL ENGELLİLERİN ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERİ

Bu çocuklarda 6’temel özellik görülmektedir, bunları şu alt başlıklarda açıklayabiliriz ;

1-Fiziksel Ve Devimsel-Hareket Özellikleri ;

Zihinsel engelli çocukların önemli bir kısmında normal akranlarından farklı fiziki özellikler görülmez .Genellikle , klinik tip ve çok ağır zihinsel engellilerin bir kısmında farklı bedensel özellikler görülebilmektedir .Bu konuda yapılan araştırmaların ortalaması bu çocukları % 20’sinde fiziksel farklılık olduğunu göstermektedir .
1-Tiroit bezinin az salgısı nedeniyle oluşan gerilikte çok geri kalmış veya duraklamış olabilir,aşırı küçük cüsselilik gibi veya tiroidin aşırı salgısından oluşan dev cüsselilik görülebilmektedir.

2-Metabolizma bozukluklarından (fenilketanuri gibi) beslenme bozukluklarından kaynaklanan bedensel gelişim gerilikleri de görülebilmektedir .

3-Hidrosefaller de kafa büyüklüğü, Mikrosefallerde kafa küçüklüğü belli oranlarda görülmektedir .

4-Mongoloit ve kretenler de türe ait fiziksel özellikler görülür Çekik gözler ve benzer yüz yapısı, künt parmaklılık durumları görülür.

5-İstisnalar hariç akranlarına göre daha sık hastalanırlar ve sağlık problemleri daha çoktur .Diş bozuklukları normallerden fazladır.

6-El-göz koordinasyonları ve motor hareket gelişimleri zayıftır .

7-Küçük ve büyük kasları kullanımda genelde beceriksizdirler.

8-Bir kısmında oturma- kalkma- yürüme- koşma- durma vb. gibi yoğun kas hareketlerinde yetersizlikler ve orantısızlıklar görülür .

9-Bir bölümünde de özellikle de daha ağır yetersizliği olanlarda organik ve duyusal yetersizlikler de görülebilmektedir .

2-Zihinsel Ve Öğrenme Özellikleri ;

1-Zeka yetersizlikleri oranında, akademik bilgi ve becerileri sınırlı oranda geç ve güç öğrenirler .

2-Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır, o nedenle sürekli gözetim ve teşvik edilmeye ihtiyaç duyarlar .

3-İş ve etkinliklerden çabuk bıkarlar ,ilgileri kısa süreli ve dağınıktır, yoğunlaşmış amaçlı ilgileri yok denecek kadar az ve kısıtlıdır .

4-Çalışmalarda sebatsızdırlar , çabuk yorulurlar ve pes ederler,ufak bir zorlanma ve güçlükten kaçınırlar ,mücadele güçleri zayıftır .O sebeple çalışmalarda başarısız oldukları an ve noktada değil başarabilecekleri bir alt basamağa inerek başarılı olmaları sağlanarak çalışma o şekilde sonlandırılmalıdır ki öz güven duyguları daha da zayıflamasın .

5-Ayrıntılı kavramları kazanamazlar, soyut kavram ve terimleri-tanımları öğrenmede zorlanırlar, somutlaştırılan kavram ve terimleri daha kolay öğrenirler .Konuşma ve dil becerileri gelişimleri genellikle yaşıtlarında anlamlı olarak geridir,kelime hazineleri zayıftır

6-Bellekleri (hafıza) zayıf olduğu için işitip, gördüklerini öğrendiklerini çabuk unuturlar , zaman ve mekan kavramları geç gelişir .Uzak gelecekten çok yakın geleceğe ilgi duyarlar, o nedenle de başarılı yaşantılardan hemen sonra ödüllendirilmeleri daha etkili olur

7-Öğrendikleri bilgileri yeni durumlara transfer etmede ve genelleme yapmada oldukça yetersizdirler .Kendi öğretmeninden hareketle öğretmenlik meslek kavramına ulaşmada zorlanır .

8-Genellikle duygu ve düşüncelerini uygun bir dille ifade etmekte zorlanırlar, çoğunluk kendinden küçüklerle oynarlar.(Başta zihinsel gelişim düzeyleri olmak üzere, iletişim ve dil becerileri,kavrama,yargılama ve muhakeme düzeyleri, algı düzeyleri, sosyal gelişim düzeyleri vb. yönden onlara daha yakın gelişim basamağında olmaları nedeniyledir.)


3-Sosyal Özellikleri ;

1-Sosyal hayatta gerekli olan nezaket ve görgü kurallarını , akranlarıyla etkileşimde gerekli olan oyun vb. kuralları öğrenmede zorlanırlar .

2-Özellikle de yaşıtları ile oynarken , karmaşık ve uzun, fazla kurallı oyunları pek sevmez ve kaçınırlar .Bu nedenle de basit karmaşık olmayan , az kurallı oyunları tercih ederler .

3-Sosyal ilişkilerinde , özellikle de arkadaş ilişkilerinde bencil olmaları ve kendilerini gruba kabul ettirecek yeterli bilgi – beceri ve tecrübeden yoksun olmaları nedeniyle , liderlik özellikleri gelişmemiştir, bunun doğal sonucu olarak da grup etkinliklerinden kaçınma ve zorunlu hallerde de gruba tabi olmayı tercih ederler .

4-Sosyal yönden bir çok uyumsuzluk gösteriler ( uygun olmayan davranışlar, uygun olmayan giyim-kuşam kıyafet düzensizlik ve uyumsuzluklar vb. ) .Bu durum yetersizlikleri kadar da , bu konularda yeterli eğitim ve destek alamamaları daha doğrusu buna yeterli fırsat verilmemesi sonucu uygun yaşantı ve alışkanlık kazandırılmaması ile aile ve toplumun yanlış bakış açılarından kaynaklanmaktadır .


4-Kişilik Özellikleri ;

1-Bu çocuklar yıllardır okulda ve çevrede , öğrenme ve uyum konularında yaşadıkları yetersizlikler nedeniyle özgüven duyguları yeterli oranda gelişmediği için , bağımsız hareket etmekten çekinirler ve sürekli başkalarından ilgi ve yardım beklerler .

2-Yukarda açıklanan nedenlerle de kendiliğinde belirli hedefler belirleyerek onlara ulaşmak için ciddi istek ve eğilim göstermezler . Güçlüklerle mücadele etmek yerine , kabullenme veya kaçınma davranışları gösteririler .

Tabii ki bu konuda çevredeki bir kısım duyarsız insanların olumsuz yöndeki pekiştirici davranışları da ( o yapamaz , o bilemez o beceremez vb. konuşma ve o yöndeki davranışları da ) olumsuz etki yapmaktadır .

3-Duyguları sık değişir, geç ve güç dostluk kurarlar. Dostluklarını uzun süre devam ettiremezler . Çeşitli duygusal güçlükler yaşarlar .

4-Sabır ve sebatları zayıftır , cesaretleri çabuk kırılır . Sorumluluk almaktan kaçınırlar , tabii olmayı tercih ederler .

5-Bulundukları gruptaki insanların duygu ve düşüncelerini anlama ve kavramakta zorlandıkları içindir ki etkileşim içinde oldukları diğer kişilerin duygu ve düşüncelerine fazla önem vermiyor izlenimi verirler .

Bu duruma neden olan muhtemel diğer bir etkende onların duygu ve düşüncelerine , çevresindeki etkileşim içinde oldukları diğer insanların önem vermemesi durumudur .

6-Kendiliklerinden ve içlerinden gelerek çeşitli iş ve görevlere okul ödevlerine ilgi duymazlar ve yapma istek ve çabası göstermezler . Sürekli kontrol ve teşvik gerektirirler .


5-İş Ve Çalışma Özellikleri ;

1-Yaşıtları oranında kuvvetli ve bilinçli olmasa da iş ve meslek sahibi olmayı onlarda istemektedirler .Tabii ki bu yönde eğitim ve psiko-sosyal destek ve yardımlarla geliştirilebilirler .

2-Kapasitelerini aşmayan çok kompleks bilgi ve beceri istemeyen rutin sayılabilecek , basit becerili ve karmaşık olmayan iş ve meslekleri öğrenebilir ve çeşitli yardım ve desteklerle sürdürebilirler .

3-İş eğitimlerinde basitten karmaşığa doğru , küçük parçalara bölünmüş çalışma ve işleri bol tekrarlarla öğrenebilir ve yürütebilirler.

4-Yine bu çocuklar yavaş düşünme ve geç-güç kavramaları nedeniyle soyuttan çok somut açıklama ve göstermelerle, iş eğitimlerinde sabırlı ve ısrarlı olmak gerekmektedir . (Çünkü işi öğrenme ve kavramaları- işe başlamaları ve işe ısınmaları çok zaman ister ) .
5-Güven duygularının zayıflığı nedeniyle işi öğrenme ve yürütmede karşılaşacakları güçlüklerde yılgınlık göstermeleri doğaldır . O nedenle iş eğitimi çalışmalarında onları fazla zorlayıp kırmadan tekrar tekrar yardım edilerek , zaten yetersiz olan öz güven duyguları daha da yıpratılmamalıdır .

6-Bu çocukların çalışma ortamlarında bulunana diğer kişilerin daha sabırlı ve anlayışlı olmaları çok önemlidir . Bu çocukları kırmadan karşılaştıkları güçlüklerde yardımcı olmaları önemli katkılar sağlayacak ve bırakıp vazgeçmelerine fırsat verilmemiş olacaktır .


6-Ailesel Özellikleri ;

1-Etiyoloji-nedenler kısmında değindiğimiz gibi , bu çocukların aileleri genelde sos yo- ekonomik düzeyleri düşük , beslenme vb. temel ihtiyaçları normal şekilde karşılamada zorlanmaktadırlar .

2-Bu çocukların ailelerinde şiddet, ihmal , geçimsizlik , ölüm , boşanma gibi olumsuz faktörlerin görülme oranı daha yüksektir .

3-Yetersiz eğitim, ekonomik ve kültürel vb. faktörlerle bu çocuklar yeterli aile ilgi – sevgi – şefkat- eğitimsel destek ve yönlendirmesinden genellikle mahrumdurlar.

4-Yukarda sayılan etkenler nedeniyle bu çocukların aileleri , bu çocukları öğrenmeye teşvik edecek ve onların öz güven duygularını geliştirecek özen ve sabrı gösterememekte ve bunu sağlayacak uygun ortamı hazırlayamamaktadırlar .

5-Bu çocukların anne-babalarının çok genç veya yaşlı olma oranları daha yüksek bulunmuştur . Ailenin sahip olduğu çocuk sayısı ortalamanın üstünde olup , 0rtalama 15’ aileden 9’ u fakir , 4’ ü orta ve 2’ si de zengin bulunmuştur .

ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLARIN TANI VE TEŞHİSLERİ

Zihinsel engelli olma ihtimali olan çocuklar , Rehberlik Araştırma Merkezinin her yıl yaptığı taramalarla okullardan , öğretmenlerce süreğen olarak öğrenme güçlüğü çeken, sınıf müfredatını kavrama ve yürütmede ciddi şekilde zorlanan öğrencilerini merkezimize bildirmektedirler.
Merkezimizde, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik Ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünce gönderilen ve konuyla ilgili hizmet içi eğitim kursundan geçmiş uzmanlarca test yönergelerine uygun olarak test ve incelemeler gerçekleştirilmektedir.
Uygulanan testler, ülke norm ve standardizasyonları yapılmış, geçerliği ve güvenirliği olan standart testlerdir.
Tanılama sürecinde merkezimizde uygulanan testlerle birlikte, öğretmenlerimiz tarafından doldurulmasını istediğimiz , gönderme öncesi öğretmen gözlem formu ve yine incelemeden sonra çocuğun velisi ile birlikte doldurulan aile bilgi formu ile elde edilen bilgilerde eklenerek, eğer gerekiyorsa doktor muayene ve incelemelerini de ekleyerek, Eğitsel Tanılama-İzleme ve Değerlendirme Ekibince değerlendirilerek ,ailenin de görüşü alınarak karara varılmaktadır.Verilen bu karar İl Özel Eğitim Kurulunca görüşülerek karara bağlanır, ilgili okul ve kurumlara gönderilir.


ZİHİNSEL ENGELLİLERİN EĞİTİMLERİNDE UYULMASI GEREKEN KURALLAR VE DERS ETKİNLİKLERİ

Bilindiği gibi bu çocuklar, zihinsel gelişimleri normal akranlarında yavaş ve geri oldukları için daha geç ve güç öğrenmektedirler.Akranlarının hazır oldukları öğrenme etkinliklerine, zihinsel olgunluk ve zeka yaşlarının gerilikleri nedeniyle hazır olamamaktadırlar.Normal akranlarının kendiliğinden(informal) öğrendikleri bir çok şeyi, bu çocuklar (formal) eğitimle öğrenmede zorlanmaktadırlar.


Zihinsel Engelli Çocukların Sınıf-Ders Çalışmalarında Aşağıdaki Durumlara Önem Verilmelidir ;

1-Sınıf-Ders Etkinliklerinde Başarılı Yaşantılar Sağlanması ;
Zayıf olan öz güven duygularını daha da zedelememek ve öğrenme isteklerini arttırmak için, öğrenme düzeylerine uygun bilgiler verilerek, zorlandıkları zaman destek olunmalıdır.

Öğretim süreçlerinde ip uçları verilerek seçenekler azaltılmalı, soru basitleştirilerek tekrarlanmalı, doğru cevap buldurularak, çalışma başarılı bir şekilde sonlandırılmalıdır.Bu çocuklar başarısız oldukları noktada asla bırakılmamalıdırlar,çocuk başarana kadar yardım sürdürülerek, zamanla yapılan yardım yavaş yavaş azaltılmalıdır .

2-Geriye Bildirimler Sağlanması ;
Çocuğun verdiği cevabın doğru olup olmadığı, nazik bir dil ve tavırla kendisine bildirilmelidir.Bunu yaparken de sakince ve çocuk korkutulmadan, onuru zedelenmeden yapılaya çalışılmalıdır ki öğrenme hevesi ve öz güveni daha da zayıflamasın.

3-Doğru Cevapların Pekiştirilmesi ;
Burada çocuğun verdiği her türlü doğru cevap ve tepkilerin-davranışların ardından ve hemen açık bir dil ve tavırla yapılmalıdır .Bu pekiştireçler onun hoşuna giden maddi-manevi her türden (yiyecek-içecek-oyuncak-gülümseme-başını okşama-övme vb. )olabilir. Böylece çocuğa sevilip onaylandığı – kabullenildiği ve desteklendiği hissettirilmiş olacaktır ki bu da çocuğa psiko-sosyal yönden çok önemli katkılar sağlayacaktır.


4-Çocuğun Yeterlilik Düzeyinin Değerlendirilmesi ;
Öğretilecek konular çocuğun öğrenme düzeyine uygun olarak hazırlanmalıdır. Konuların çok basit olması veya çok zor olması çocuğun öğrenme isteğini azaltacak veya onun korku ve kaygıya kapılmasına ve yılgınlık göstermesine yol açacaktır.Bu durumda çocuğun dersle ve sınıfla bağlantısını azaltacak, kendi kabuğuna çekilmesine neden olacak, yapabileceklerini de yapmak için istek ve gayret göstermemesine yol açacak, öz güveni daha da zayıflayacak .


5-Öğretilecek Konu Ve Davranışların Analizinin Yapılması ;
Öğretilecek konular önceden analiz edilerek çocuğun öğrenme düzeyine uygun olmasına dikkat edilerek, birbirini tamamlayıcı bir tarzda, basitten karmaşığa doğru uygun bir sırada verilmelidir .Bütün bu çalışmalar yapılırken de periyodik aralıklarla önceki işlenen konulara dönülerek, uygun tekrarlar yapılmalı, konular arası bağlantılar kurularak pekiştirilme çalışmalarına sürekli devam edilmelidir.


6-Öğretilen Bilgilerin İlgili Diğer Durumlara Transfer Edilmesine Yardım Edilmesi ;
Öğretilen konular, benzer kavramlar değişik ve çeşitli durumlarla ilişkilendirilerek bağlantı kurulup, çocuğun dikkati çekilerek benzerlikler fark ettirilerek kavratılmalı ve bu sayede kazanılan bilgilerin transferi gerçekleştirilmelidir .


7-Öğretilen Konuların Periyodik Aralıklarla Tekrarının Yapılması ;
Bilindiği gibi bu çocuklar öğrendikleri bilgi ve becerileri kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarmada oldukça zayıftırlar .Bu sebeple de öğrendikleri yeni bilgileri zihinsel kapasiteleri paralelinde kısa sürede unutma eğilimindedirler .Bu yüzden öğrendiklerinin unutulmasını en aza indirmek için , öğretilenlerin kısa süreli periyodik aralıklarla tekrarlatılmasında çok büyük fayda ve zorunluluk vardır .


8-Motivasyon-Öğrenmeye Güdülenmelerinin Sağlanması ;
Bu çocuklar normal akranlarından daha çok güdülenmeye-teşvik ve motivasyona ihtiyaç duymaktadırlar . O sebeple de öğrenme yaşantılarının-çalışmalarının maddi veya sosyal pekiştireçlerle sürekli ödüllendirilmesi gerekir. Aksi halde öğrenmeye istek ve motivasyonları çabucak sönmektedir .

Öğretim sürecinde birden çok duyuya hitap edilmesi, ders süresinin 30-40 dakikayı geçmemesi, öğretmen ve ailelerin istekli, gayretli birbirlerini ve çocuğu destekleyici anlayış birliği içerisinde çalışmaları, bu çocukların motivasyon düzeylerini artırmaktadır .


9-Bir Defada Öğretilecek Konu-Kavram Ve Becerilerin Miktarının Çok Olmaması;
Bu öğrencilerin kavrama düzeyleri yetersiz olduğu için, bir derste birden çok kavramı bir anda öğrenememektedirler. Bu nedenle öğretilecek konu ve kavramlar, çocuğa birer birer pekiştirilerek aralıklarla öğretilmeli ve periyodik geri dönüşlerle de tekrarlattırılarak öğretilen şey iyice pekiştirilmeli ve daha sonra bir diğer konu ve kavramın öğretilmesine geçilmelidir .


10-Yukarda açıklanan uygulamaların her aşamasında öğretmen başta olmak üzere aile ve ilgili kişilerin oldukça sabırlı ve toleranslı olmaları kaçınılmaz bir zorunluluktur ;
Aksi tutum ve davranışlar çocuğun öğrenme istek ve hevesinin kırılmasına ve kısıtlıda olsa mevcut kapasitesini kullanmak ve geliştirmek için çaba ve gayret göstermemesine, kendisini başarısız ve değersiz hissetmesine yol açacaktır.Bu da hiç birimizin arzu etmeyeceği bir durumdur.



ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDE UYULMASI GEREKEN KURAL VE YÖNTEMLER

Özel eğitim çalışmalarında uygun davranışların geliştirilmesi, düzenlenmesi ve yönetilmesi için özellikle şu esaslar göz önünde bulundurulmalıdır:

A- Kavramlar basitleştirerek öğrenim alanında öğretilmelidir. Soyut kavramları geç ve güç öğrenirler. Somut ve fonksiyonel kavramlar tek tek, kolaydan zora doğru öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğretilmeden diğerine geçilmemelidir.

B- Kısa süreli konular ele alınmalıdır. Dikkat ve ilgileri ile yetenekleri yeterli olmadığından uzun konuları takip edemezler, takipleri sınırlıdır. Bu nedenle ünite bütünlüğü içinde kısa süreli zaman dilimleri ile küçük bölümler halinde işlenilmelidir.

C-Öğrenme, rastlantıdan ziyade programlara bağlı öğretmen gözetiminde yapılmalıdır. Kavrayış seviyelerine göre konular anlamlı parçalara bölünmeli,bölümler sırayla iyice öğretildikten sonra tümü kavratılmalıdır.

D- Öğretim, çocuğun-öğrencinin kavrama düzeyine uygun olarak bireyselleştirilmiş eğitim programı çerçevesinde yürütülmelidir .

E- Öğretimde öğrencinin gelişim düzeyine uygun araç-gereçler kullanılmalıdır. Çevrede bulunan araç-gereçler olmalıdır. Karmaşık, parçalı araçlar yerine az parçalı araçlar seçilmeli, araçların parçaları yerine, bütünü ve işlevi alınmalıdır.

F- Sınıftaki günlük çalışmalar, düzeye uygun ve basit olmalıdır. Bireyselleştirilmiş eğitim programları geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.

Bütün Özel Eğitim Çalışmalarında Bireysel Eğitim Temel Alınmalıdır.

BU AMAÇLA ;
1-Öğrencilerin başarılı çalışmaları mutlaka görülmeli, değer verilmeli ve gerekirse ödüllendirilmelidir.

a- Öğrenciye başarabileceği görevler verilmelidir.
b- Doğru cevaplayabileceği sorular sorulmalıdır.
c- Gerektiğinde yardım edilmeli, yardımlar başarıya ulaşıncaya kadar sürdürülmelidir.
d- Çocuk başarısız olduğu noktada bırakılmamalıdır. Başarabileceğini bildiğimiz bir alt konuya geçerek başarılı olduktan sonra çalışmalar sonlandırılmalıdır .
e- Mevcut yetenekleri harekete geçirmek için zorunlu hallerde yardım edilmelidir.
2- Eğitim öğretim çalışmaları sırasında olumsuzdan daha çok olumlu ifadelere yer verilmelidir .
3- Güven sarsıcı sözlerden ve isteklerden kaçınılmalı, maddi ceza verilmemelidir.
4- Acele ve telaşlı emir ve yönergeler yerine sakin ifadeler kullanılmalıdır.
5- Sınıfta çocukların konuşmalarına ve aktif olmalarına önem verilmeli, öğretmen mümkün olduğu kadar az konuşmalıdır.

6- Eğitilebilir öğrenme yetersizliği olan çocukların eğitiminde ailenin önemi göz önünde bulundurulmalı, öğretmen-veli işbirliği sağlanmalı, aile eğitimi çalışmalarına önem verilmelidir .

EĞİTİM PROGRAMININ UYGULANMASI

Zihinsel öğrenme yetersizliği olan bireylerin zihinsel, sosyal, bedensel ve devinimsel özellikleri ile bireysel farklılıklarına uygun olarak öğretmen; çevresel faktörler, öğrencinin özellikleri ve ihtiyaçlarını esas alarak her çocuk için bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlayarak uygulamak durumundadır .

Öğretmenler arasında görüş alışverişinde bulunulması ve uygulamalarda birlik sağlanması amacı ile zümre öğretmenler toplantısı, özel sınıf öğretmenleri yılda en az üç kez toplantı yapmalıdırlar. Gerektiğinde bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirme birimi oluşturulmuş diğer bir okuldan destek ve yardım alınmalıdır.

ÖĞRETİMDE KULLANILAN İŞLEM SÜREÇLERİ:

Burada öğretimde kullanılan işlem süreçlerinden “ipuçları” ve “şekil verme” ye ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

A- İPUÇLARI:
İpucu, öğrenciye belli bir uyaranın varlığında, doğru tepkide bulunmasını sağlamak amacı ile , nasıl davranacağı ve ne yapacağına ilişkin hatırlatmada bulunmaktır. İpuçları; sözel ipucu, işaret ipucu, model olma ile fiziksel yardımları içermektedir.

1-Sözel ipucu :
Öğrencinin yapmasını istediğimiz şeyi, sözcüklerle ifade etmektir. Öğretimde kullanılan sözel ipuçlarının, öğrenciler başarılı oldukça geri çekilmesi gerekmektedir. Sözel ipucu öğrenciye bir beceriyi gerçekleştirmesi için en az yardım etme yoludur.
Ancak sözel ipuçlarının öğrenci için anlamı olup olmadığının araştırılması gerekir. Öğrenci için bir anlamı olmayan sözel ipuçları, fiziksel yardım ve model alma ipuçlarıyla birlikte kullanılarak öğrenci için anlamlı hale getirilmesine gayret edilmelidir .
Yani burada birkaç ipucunun birlikte kullanımı ile konunun öğrenci tarafından daha kolay ve iyi kavranması amaçlanmaktadır .

2-İşaret ipucu:

Fiziksel temas olmadan öğrencinin dikkatini bir şeye çekmek amacı ile yapılan hareketlerdir. Bu hareketler el–kol ve baş gibi kaba hareketlerden parmak, göz gibi ince hareketlere doğru bir yol izler. Öğrenci başarılı oldukça işaret ipuçları azaltılarak geri çekilir.

3-Model olma:

Bir kişinin yaptığı hareketi gözleyerek ve taklit edip yaparak öğrenme şeklidir. Bunun için öğrencinin taklit etme becerisine sahip olması gereklidir. Ancak taklit etme becerisi de öğretilebilir bir beceridir. Bu nedenle taklit etme becerisi, model olmadan önce öğretilmelidir.

Model olmada öğretmen, öğrencinin o davranışı hangi eli ve ayağı ile yapmasını bekliyorsa kendisi de o elini ve ayağını kullanarak beceriyi önce yavaş sonra normal hızda yaparak göstermelidir .

Bunu yaparken öğretmenin, öğrencinin kullandığı eli tarafında ve hafifçe ona dönerek durması daha uygun olmaktadır. Model olma sözel ipuçları ile birlikte kullanılır ve öğretim süreci içinde model olmanın ipuçları sistematik olarak yavaş yavaş geri çekilerek öğrencinin sadece sözel ipuçları ile hareketi yapması sağlanır.


4-Fiziksel yardım:

Bir kişiye el, kol, ayak vb. ile yapılan vücut hareketlerini içeren etkinlikleri öğretmek için uygulanan yardımdır.

Fiziksel yardım, öğretmenin, öğrenci ile birlikte bir beceri basamağının tamamını yapması ve ne yapıldığını söylemesinden ; beceri basamağını hiç yapmayıp ne yapılacağının söylenmesine kadar değişen bir süreç içinde kademeli olarak uygulanır .

Fiziksel yardım uygulanırken sözel ipucu da birlikte verilir. Zamanla fiziksel yardım azaltılarak geri çekilir ve öğrenci beceri basamağını sözel ipuçları ile yapar hale getirilir.

B-Şekil Verme :

Yeni bir davranışın kazandırılması, ve var olan davranışların artırılması ya da gerçekleştirilmesi sürecinde, bir davranışın öğelerinin birkaçının pekiştirilmesini ve diğer öğelerinin pekiştirilmemesini ya da sönmesini içerir.
Hedef davranışa ulaşmayı sağlayan her tepki, pekiştirilerek süreç işletilir.

5-Uygun Olmayan Davranışların Azaltılarak Uygun Olan Davranışların Arttırılması:


A- UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLARIN AZALTILMASI :

Eğitim süreci içinde uygun olmayan davranışların değiştirilmesi, önlenmesi yada yerine başka uygun davranışların kazandırılmasında, dikkat edilecek noktaları şu şekilde sıralayabiliriz .

1-Öncelik, öğrencinin öğretimini en çok engelleyen ya da sonucunda fiziksel zarara yol açabilen bir davranışın azaltılmasına önem ve öncelik verilerek başlanır.
2-İlk aşamada, o davranışın ayrıntılı olarak gözlenmesi ve gözlem sonuçlarının kaydedilmesi ile başlanır.
Belirli zaman aralıklarında o davranışın kaç kez ve hangi ortamlarda ortaya çıktığı gözlenerek sıklığı belirlenerek kaydedilir.
3-Kısa süreli gözlemek yerine belirlenen süre boyunca gözlem yapılarak üst üste kaydedilir
4-Belirlenecek yöntem, çocuğun yaptığı davranış özellikleri dikkate alınarak tespit edilmelidir.
5-Belirlenen yöntem, tutarlı bir biçimde uygulanmalıdır.
6-Davranışın azalıp azalmadığı kaydedilerek kontrol edilmelidir.
7-Aile ile işbirliği içinde çalışılmalı, sürekliliği sağlanmalıdır.


Öğrencide Gözlenen, Uygun Olmayan Davranışların, Azaltılmasında En Sık Başvurulan Yöntemler


a) Ayrımlı Pekiştirme:

Uygun olmayan davranış yerine , uygun olan davranışın olumlu pekiştirilmesi biçiminde gerçekleştirilir. Örneğin ; yere kağıt vb. atan öğrenciye ,kağıdı çöpe atmasının uygun bir davranış olduğu açıklanarak, buna uygun davranışların gözlendiği durumlarda , sözel veya maddi ödül verilmesi vb. şekilde uygun davranış pekiştirilir .


b) Sönme:

Bir davranışın sürmesini sağlayan pekiştirecin geri çekilmesidir. Örneğin , öğretmeninin hediye ettiği kalem tıraşla açtığı kaleminin çöplerini masasının üstünde bırakan öğrenciden kalem tıraşın,( sebebi açıklanarak ) geçici bir süre geri alınması gibi .

c)Hoşa Giden Uyaranı Çekme:

Yine bir davranışın devamında , etkili olan istenilen bir pekiştirecin uygulanmamasını kapsamaktadır .

Bu da İki Şekilde Uygulanır

1-Tepkinin Bedeli :
Uygun olmayan bir davranışın gösterilmesine bağlı olarak bireyin daha önce edindiği pekiştirecin geri alınmasıdır. Örneğin; ev ödevlerini eksikte olsa yaparak okula gelen öğrenciye verilen övgü ve maddi ödüllerin , ödevini yapmada ihmalkar olduğu zamanlarda bunlardan mahrum bırakılmasını içerir .

2-Mola Verme :

Uygun olmayan davranışı gösterdiğinde bireyin, pekiştireçlerin bulunduğu ortamdan uzaklaştırılması ya da tüm pekiştireçlere bir süre ara verilmesidir. Yine burada da çocuğa daha önceden olumlu davranışların kazandırılması amacı ile verilen pekiştireçlerin ,olumlu davranışlardan uzaklaşılması durumlarında geri alınması veya o ortamdan uzaklaştırılmasını içerir .

B- UYGUN OLAN DAVRANIŞLARIN ARTIRILMASI

Bir davranışı izleyen ve o davranışın ileride gerçekleşme olasılığını artıran duruma pekiştirme denir. Olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır. Olumlu pekiştirme,uyaranın eklenmesiyle davranışın yapılma sıklığının artırılmasıdır. Olumsuz pekiştirme ise,itici uyaranın çekilmesiyle o davranışın yapılma olasılığının artırılmasıdır.


Bu Konudaki Pekiştireçleri İki Ana Grupta Toplayabiliriz

1-Birincil pekiştireçler:
Daha çok biyolojik ihtiyaçları karşılamaya yarayan (yiyecek,içecek vb.) maddi şeyleri içerir .
2-İkincil pekiştireçler:
Bunlar daha çok öğrenme sonucunda pekiştirici özellik kazanmış pekiştireçlerdir. Bunları da kendi içinde gruplandırabiliriz.

a- Nesnel pekiştireçler:
Oyuncak, eşya, araç vb. öğrencinin severek kullanabileceği somut varlıklardan oluşur .
b- Etkinlik pekiştireçleri:
Bireyin sözel ya da bedensel uğraşıyı yerine getirmesidir (İstenen şeyin yapılması durumlarından sonra çocuğun istediği (sinema,oyun,kitap okuma vb.) şeyin sağlanmasını içermektedir .

c- Sosyal pekiştireçler:
Olumlu davranışların ardından çocuğa gülümseme, kucaklama, onaylama vb. gösterilen uyaranlardır.

d- Sembol pekiştireçler:
Kendi başlarına anlamları olmayan ancak başka bir pekiştireçle değiş tokuş edilebilen araçları kapsamaktadır .( yıldız, jeton, kupon vb.). Öğrenci, bu araçlardan belirtilen sayıda kazandığında karşılığı olan ödül verilir.

Etkili pekiştireç belirlemede aşağıdaki yollar izlenmelidir:

1-Öğrencinin hoşlandığı ve hoşlanmadığı olaylar ve nesnelerin öğrenciye sorularak öğrenilmesi.
2-Bu konuda aileden bilgi alınarak işbirliği sağlanması.
3-Öğrencinin, belli zamanlarda doğal ortamlarda gözlenmesi.
4-Öğrencinin yapılandırılmış ortamlarda gözlenmesi.
Gibi uygulamalar yolu ile en uygun , etkili ve isabetli pekiştireçler tespit edilmeye çalışılır .

Pekiştireçler kullanılırken dikkat edilecek noktalar

Hangi davranışın pekiştirildiği izlenmeli, anında pekiştireç sağlanmalı, nesnel, sosyal vb. pekiştireçler daha çok tercih edilmeli, devam eden ilerlemeler de pekiştirilmelidir.

Yine uygulanan pekiştireçler kolayca doyum sağlamamalı, etkili bir pekiştireç tarifesine bağlı olarak sunulmalı, bireyin özelliklerine uygun olmalı, yine uygulanması düşünülen pekiştireçler uygulamacı tarafından kolay ulaşılabilir ve uygulanabilir olmalı, pekiştirecin nitelik ve niceliği izlediği davranışın önemine uygun olmalı ve çeşitlendirilmeli.

ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

Özel eğitimde, genel eğitimde de kullanılan anlatım, soru-cevap, problem çözme, rol oynama vb. yöntemlerle birlikte aşağıda açıklanan yöntemlerde kullanılmaktadır.

A- Açık Anlatım Yöntemi

Hem düzenli bir programı hem de araçların kullanılmasında sistematik olmayı gerektirir. Açık anlatım yönteminde ayrıt edici öğrenme sürecinden yararlanılmaktadır.

Bunun için öğretmen, öğreteceği kavramın, ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini belirler. Daha sonra kavramın olumlu ve olumsuz örneklerini oluşturur.

Kavramın ilişkili nitelikleri kavramı tanımlar ve onun benzer örneklerini oluşturur.

Kavramın ilişkisiz nitelikleri ise kavramı tanımlayan, ancak kavramın yapısında var olan niteliklerdir. İlişkisiz nitelikler kavramın özelliklerinin farklı olmasını sağlar.

Örneğin : “kırmızı” kavramı için tek ilişkili nitelik onun rengidir. Kırmızıyı temsil eden nesnenin şekli, malzemesi gibi nitelikler ilişkisiz niteliklerdir. Kavramın olumlu örnekleri, kavramı tanımlayan nitelikleri gösterir.

Kavramın olumsuz nitelikleri ise kavramı tanımlamayan nitelikleri gösterir.

Örneğin, “kırmızı” kavramının olumlu örnekleri kırmızı plastik oyuncak, kırmızı tahta silindir, kırmızı elişi kağıdı vb.’ dir .

Kırmızı kavramının olumsuz örnekleri ise sarı plastik boncuk, yeşil tahta silindir, mavi elişi kağıdı vb.’ dir.
Kavramın olumlu ve olumsuz özellikleri hazırlanırken örnek sayısının çok olmasına ve ilişkisiz niteliklerinin değişmesine dikkat edilmelidir.

Daha sonra öğrenciye olumlu ve olumsuz örnekleri sorulmalı ve pekiştirilmelidir.

B- Basamaklandırılmış Yöntem

Bu yöntemin öğretim süreci “yap”,”göster”,”söyle” ve “yaz” basamaklarına ilişkin 4’ tür etkinliği içerir. Öğrenciler, öğretmenlerini beceri yaparken görürler, beceriyi açıklamasını dinlerler.

Daha sonra öğrenciler beceriyi kendileri yaparlar, gösterirler, ne yaptıklarını söylerler ve yazarlar.

Öğrenci doğru tepki verdiğinde davranışı pekiştirilmekte, yanlış tepki verdiğinde ise öğretime yeniden başa geri dönülerek tekrarlanır .

1-Yap basamağı:

Öğretmen gerçek nesneleri kullanır ve öğrenci de cevaplarını gerçek nesneler kullanarak verir.

Bu basamaklar ‘yap-yap’, ‘yap- göster’, ‘yap- söyle’, ‘yap- yaz’ gibi alt basamaklarından oluşmaktadır.

2-Göster basamağı:

Öğretmen görsel bir uyaran verir ve öğrenciden doğru tepki vermesini bekler. ‘Göster- yap’, ‘göster-göster’, ‘göster- söyle’, ‘göster –yaz’ alt basamaklarından oluşur.

3-Söyle basamağı:

Öğretmen öğrenciye sembolik uyaranı sözlü olarak verir ve öğrenciden de doğru tepki vermesini bekler .Basamakları ‘söyle- yap’, ‘söyle- göster’ , ‘söyle- söyle’, ‘söyle- yaz’ gibi alt basamaklardan oluşur.

4-Yaz basamağı:

Öğretmen, öğrenciye sembolik uyaranı yazılı olarak verir ve öğrenciden de doğru tepki vermesi beklenir. “Yaz-yap”,”yaz-göster”,”yaz-söyle”,”yaz-yaz” alt basamaklarından oluşur.


C-İleri zincirleme yöntemi:

Bu yöntem için performans alımı öncesi hazırlanan beceri analizinin ilk yapılandan , son yapılana doğru düzenlenmesini gerektirir.

Öğretim yapılırken ilk işlem basamağı (birincil temel beceri) üzerinde durulup diğer işlem basamakları (diğer temel becerilerin) öğretimi yapılmaz. Öğrenci ilk işlem basamağını bağımsız olarak gerçekleştirdikten sonra ikinci işlem basamağına geçilir.

İş eğitimi ile ilgili becerilerin öğretiminde daha çok ileri zincirleme yöntemi kullanılır.


D-Tüm beceri yöntemi:

Performans alımı öncesi hazırlanan beceri analizinin, ileri zincirlemeye göre yapılması gerekir. Bu yöntemin uygulanması sırasında becerinin bütün işlem basamakları için öğretim yapılır.

Her öğretim oturumunda beceri basamaklarındaki ipuçları yavaş yavaş çekilerek becerinin tümü gerçekleştirilmeye çalışılır.

E-Tersine zincirleme yöntemi:

Performans alımı öncesinde hazırlanan beceri analizinin, tersine zincirlemeye göre yapılması gerekir. Yani beceri analizi son yapılandan ilk yapılana doğru düzenlenerek oluşturulmalıdır.

Öğretim yapılırken son işlem basamağı üzerinde durulur, diğer işlem basamaklarının öğretimi yapılmaz. Öğrenci son işlem basamağında bağımsızlığa ulaşınca sondan bir önceki işlem basamağının öğretimine geçilir, sonra tamamlanması istenir.

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI ( BEP)

BEP NEDİR ?

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları, özel eğitim ihtiyacı olan her birey için yazılı olarak hazırlanmış ; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin , öğretmenlerin anne-babaların veya koruyucu ailelerin , okul ve kurumların , özel ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulmuş özel eğitim programlarıdır .

Bir BEP’in 4’ ana unsuru vardır;

1-Bireyin o anki performansını ,
2-Kısa dönemli öğretim hedeflerini de içeren ,uzun dönemli amaçları,
3-Bireye sağlanabilecek özel eğitim hizmetlerini ve normal eğitim programlarına ne oranda katılabileceğini,
4-Bu çalışmalara başlanması için düşünülen zamanı, ve devam edeceği süreyi,uygun amaçları, ölçüt değerlendirme sürecini , öğretim amaçlarının değerlendirilmesi için en az bir yıllık zaman çizelgesini içermelidir
.
573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4.Mad-f/bendinde ‘ Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır.’ Hükmüyle BEP’i yasal zorunluluk haline getirmiştir .
Yine 18-Ocak 2000 tarihinde çıkan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 62.Maddesinde;

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı: Özel eğitim gerektiren birey için geliştirilen ve ailesi tarafından onaylanan bireyselleştirilmiş eğitim programı ; bireyin, ailenin, öğretmenin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan ve hedeflenen amaçlar için verilecek destek eğitimi hizmetlerini içeren özel eğitim programıdır.

Bireyselleştirilmiş eğitim programları, bireyin tüm gelişim ve disiplin alanlarında gözlem ve değerlendirme ölçekleri kullanılarak ve hedeflenen amaçların gerçekleşme düzeyi doğrultusunda değerlendirilir. Birey için hazırlanacak bireyselleştirilmiş eğitim programında ve yöneltme kararında bu değerlendirmeler esas alınır denilmektedir .

KİMİN İÇİN BEP ?

Okul ve sınıfta yapılan çalışmaların özünü planlama, öğretme ve ölçme tekniklerinin yer aldığı birbirini tamamlayan döngü oluşturur. Okul bünyesinde gerçekleştirilen bu genel düzenlemeler, çocuğun okula beraberinde getirdiği beceri, yetenek ve ilgilerini göz önünde bulundurur.

Çocukların büyük çoğunluğu bu düzenlemeler çerçevesinde öğrenecek ve gelişecektir.Bu büyük çoğunluğun dışında kalan, özel eğitim ihtiyaçları nedeniyle öğrenme ve gelişmede geri kalan, sınıf ve yaş düzeyinden beklenen bilgi ve becerileri kazanmada sürekli gerilik gösteren çeşitli engel türlerinden oluşan özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerdir.İşte BEP bu çocukların kaynaştırılmasında yol gösteren kılavuz niteliğindeki özel düzenlemeler bütünüdür .

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROĞRAMININ HAZIRLANMASI

BEP’i KİM HAZIRLAR ?

BEP Geliştirme Birimince Hazırlanır.

Madde-63; Özel eğitim ve kaynaştırma uygulamaları yapılan okul ve kurumlarda özel eğitim gerektiren bireyler için, bireyselleştirilmiş eğitim programının geliştirilmesi, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi amacı ile, bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirme birimi oluşturulur. Bu birimin, yakın çevrelerinde birim kurulamayan kurumlardaki özel eğitim gerektiren bireylere de destek eğitim vermesi için hizmet alanları özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından belirlenir.

BEP’ birimi; Kurum müdürü veya görevlendireceği müdür yardımcısının başkanlığında, gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen, aile, özel eğitim gerektiren öğrenci, psikolojik danışman, eğitim programı hazırlamakla görevlendirilen öğretmen, özel eğitim gerektiren öğrencinin sınıf öğretmeni veya hazırlanan programın içeriğine uygun branş öğretmeni, gerektiğinde izleme tanılama ve değerlendirme ekibinden görevli bir kişiden oluşur .

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Geliştirme Biriminin Görevleri;
Madde 64; BEP’ geliştirme birimi başkanı ve üyelerinin görevleri şunlardır ;

a)Başkan;

1-Birimi oluşturur , üyeleri belirler, toplantıları planlar ,
2-Bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirilmesi, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde, bireyin ihtiyaçları doğrultusunda kurum içi düzenlemeleri yapar .
3-Bireyselleştirilmiş eğitim programı geliştirilmesi sürecinde yapılan çalışmaları, değerlendirmeleri izler, ihtiyaç duyulan araç-gerecin geliştirilmesi veya sağlanması için özel eğitim hizmetleri kurulu ile eş güdümlü çalışır.

b)Gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen;

1-Kurumun imkanları ve bireyin ihtiyaçlarına göre hazırlanan bireysel eğitim planlarını, kaynaştırma uygulamaları yapılan kurumlar ile özel eğitim kurumlarında uygular,
2-Değerlendirme ölçeklerinin geliştirilmesinde görüşünü bildirir,
3-Gerektiğinde bireye,aileye,öğretmene ve kuruma bilgi verir.

c) Öğretmen ;

1-Bireysel eğitim programlarının hazırlanmasında, uygulanmasında ve değerlendirilmesinde etkin görev alır .
2-Planlanan eğitim programlarını uygulamaya dönüştürür,
3-Bireyin gelişimine göre yeni bireysel eğitim programı önerileri hazırlar,

d) Aile ;

1-Bireysel eğitim programının geliştirilmesi sürecinde ihtiyaçları iletir,
2-Çocuğu ile ilgili hedef ve planlarını belirtir,
3-Eğitim programının uygulanması sırasında çalışmalara aktif bir şekilde katılır,gerektiğinde eğitim araç-gereç desteği sağlar,

e) Özel Eğitim Gerektiren Birey;

1-Bireysel eğitim programlarının hazırlanışı sırasında kendi ihtiyaç ve isteklerini belirtir,
2-Çalışmalara etkin bir biçimde katılır,
3-Değerlendirme sonrasında çıkan eğitim önlemi ve yöneltme kararında isteğini belirtir.

f) Psikolojik Danışman ;

1-Bireyin özel eğitim ihtiyaçları doğrultusunda görüşünü belirtir ve bireye rehberlik yapar,
2-Bireyin gelişimini izler,

g) Eğitsel Tanılama,İzleme ve Değerlendirme Ekibi ;

1-Birey için belirlenen destek eğitimi hizmetlerinin uygulanmasında rehberlik eder,
2-Bireyin gelişimini okul rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisi ile işbirliği içinde izler.

h) Eğitim Programları Hazırlamakla Görevlendirilen Öğretmen;

1-Bireysel eğitim programlarının hazırlanmasında, uygulanmasında ve değerlendirilmesinde etkin görev alır,
2-Değerlendirme ölçekleri geliştirir.İhtiyaç duyulan araç-gereçlerin geliştirilmesi veya sağlanması için başkan ile eşgüdümlü çalışır.
3-Bireyin gelişimine göre yeni bireysel eğitim programı önerileri hazırlar,
4-Gerektiğinde bireye, aileye, öğretmene danışmanlık yapar,


BEP geliştirmenin öğeleri;

1-Bilginin toplanması,
2- Karar Verme
3-Öğrencinin performans düzeyini belirlemeye yönelik olarak a-gözlem, b-gelişim ve c-değerlendirme ölçütlerine göre öğrenci performans düzeyinin belirlenmesi,
4-Performans düzeyine göre öğretim planlarının hazırlanması ve 5-Öğretimin değerlendirilmesi aşamalarından oluşmaktadır.



A-Bilgi toplama ve karar verme:

Öğrencinin kapasitesine göre ihtiyaç duyduğu bilgi ve beceriler, bir diğer deyişle neler öğretileceğine karar vermek program hazırlamanın ilk basamağıdır.
Öğrenci BEP geliştirme birimi tarafından bilgi toplama amacıyla değerlendirmeye alınır.
Bu değerlendirmeden sonra öğrencilerden toplanan bilgiler doğrultusunda belirlenen disiplin alanlarında bir sene boyunca sınıfta işlenecek ünitelere ve konulara karar verilir.
Daha sonra bu ünite ve konularla ilgili kaba değerlendirme yapılarak alt konular belirlenir. Alt konular belirlendikten sonra performans düzeyinin ayrıntılı değerlendirilmesine gidilir.

B-Performans düzeyi belirleme ve değerlendirme:

Performans düzeyinin belirlenmesinde, ölçüt bağımlı ölçü aracı ve gözlem formu kullanılır.
Bu ölçü araçları aynı zamanda değerlendirmede de kullanılır.

1-Ölçüt bağımlı ölçü aracı:

İlk aşama öğretimi yapılacak konuların analizinin yapılmasıdır.Önce performansı belirlenecek konuya ilişkin ön şartı davranışların öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi gerekir.
Eğer öğrenci bu ön şart davranışlarını kazanmışsa performans alımına geçilir. Kazanmamışsa öncelikle bu ön şart davranışlar kazandırılır ve daha sonra performans alımına geçilir.

Beceri analizi:

Bir beceriyi alt basamaklarına ayırma işidir. Basamaklar uygun bir sırada dizilir. İlerlemenin açık bir şekilde görülmesi açısından önemlidir.


Kavram analizi:

Bir kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerinin belirlenmesi işidir. Analizi yapılacak kavramın ilişkili ve ilişkisiz nitelikleri kolaydan zora doğru sıralanır.

Yani, nesnenin rengi, büyüklüğü ve malzemesi sırayla değiştirilir. Çünkü ilişkisiz nitelikleri zorlaştıkça kavramın öğrenilmesi de zorlaşmaktadır.

Beceri ve kavram analizlerinin dışında kalan diğer konuların analizinde, ana basamaklar kendi içerisinde kolaydan zora doğru sıraya konularak öğretilmeye çalışılır.

Beceri, kavram ve konu analizleri yapıldıktan sonra ölçüt bağımlı ölçü araçları hazırlanmasına başlanabilir. Bu araçlar bildirimler, ölçüt ve sorular olmak üzere üç bölümden oluşur. Burada analizi yapılan becerinin her basamağı, bildirimler şekline dönüştürülür.Bildirimler oluştuktan sonra ölçü aracının ölçütü belirlenir. Ölçüt, bildirimin hangi düzeyde gerçekleştirileceğinin beklendiğini belirler.

Son aşama ise soruların hazırlanmasıdır.

Bu aşamada, bildirimlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini belirlemeye yönelik sorulara yer verilir. Beceriyle ilgili ölçüt bağımlı ölçü aracındaki sorular bölümünde , “bağımsız”, “sözel ipucu”, “model olma” ve “fiziksel yardım” ifadeleri yer alır.Yönergeler sütunu bulundurulur.

Beceri ve kavram dışındaki diğer konularla ilgili ölçüt bağımlı ölçü aracı geliştirmede konularla ilgili performans düzeyi belirlenirken analizlerden yararlanılarak hazırlanan her bildirim için yer alan sorular, öğrenciye sorularak doğru ve yanlış tepkiler, ilgili basamağın karşısına, kayıt sütununda ‘ + ‘ veya ‘ – ‘ sembolleri ile kaydedilir.

2-Gözlem formu hazırlama :
Gözlem formu, uygulama ya da duyuşsal alandaki davranışların hangi düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediğini ölçmek amacıyla kullanılır.

Öğrencinin gözlenecek davranışının türüne göre, farklı formlar geliştirilerek kullanılabilir.

C- Öğretim planları :
Belirlenen amaçlara ulaşılmasında iyi bir planlamanın önemi büyüktür. Hazırlanacak planlar, katı ve şekilci olmaktan çok, fazla ayrıntıya girmeyen ve öz nitelikte olmalı.

Uygulayıcının çalışmalarını desteklemeli, ona serbestlik ve güven vermelidir. Uygulayıcının eğitim – öğretim etkinliklerinde kullanacağı yıllık plan, ünite planı ve günlük planlar hazırlanmalıdır.

Yıllık plan :
Yıllık plan bir eğitim öğretim yılı sonunda gerçekleşmesi beklenen amaçlardan oluşmaktadır. Her bir öğrenci değerlendirilerek uygun yıllık amaçlar belirlenmelidir.

Bu değerlendirmeler yapılırken öğrenci velilerinin görüşleri, öğrenci ihtiyaçları, öğrencinin gelişimsel özellikleri ile okul ve çevresel şartlar dikkate alınmalıdır.

Ünite planı :
Her öğrenci için oluşturulan yıllık amaçların ayrıntılı olarak ele alınmasıdır. Ünite planında, öğrenciye nelerin niçin öğretileceği, ne gibi etkinliklere yer verileceği, hangi kaynaklardan yararlanılacağı, işlenecek yöntem ve tekniklerle değerlendirme şekilleri yer almalıdır.
Günlük plan :
Ünite planında yer alan amaçların kazandırılmasına yönelik davranışların ele alındığı ve bir dersin nasıl işleneceğine ilişkin bütün açıklamaların bulunduğu ayrıntılı bir plandır.

Günlük planda, 1-dersin nerede ve nasıl işleneceği, 2-ders işlenirken yapılacak etkinliklerin neler olacağı, 3-hangi materyallerin kullanılacağı, 4-dersin hangi yöntem ve tekniklerden yararlanılarak işleneceği, 5-işlenen konunun daha önceki konularla bağlantısının nasıl kurulacağı, 6-konunun ne kadar sürede işleneceği, 7-ders sonunda yapılacak değerlendirmeye ne kadar süre ayrılacağı, 8-bu değerlendirmenin hangi ölçme araçları kullanılarak yapılacağı , gibi hususlar ayrıntılı olarak yer almalıdır.
EĞİTİM ORTAMLARININ DÜZENLENMESİ

Eğitim ortamı, öğrencinin etkinliklerde bulunduğu ve öğretme – öğrenme etkinliklerinin meydana geldiği çevredir. Psikolojik, sosyal ve fiziksel boyutları olan bu çevrenin uygun şekilde düzenlenmesi gerekir.

Öğrencilerin sosyal uyumlarının sağlanabilmesi ve problem davranışların değiştirilmesinde destek alınabilmesi açısından, öğrencinin ailesi, okul personeli, okuldaki diğer öğrenciler ve onların ailelerinin, bu öğrencilerin özellikleri hakkında bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.

AİLE EĞİTİMİ VE REHBERLİĞİ

Aile eğitimi, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitiminde sürekliliği olan bir hizmet olmalıdır. Ailelerin aktif katılımını ve katkısını sağlayacak önlemler mutlaka alınmalıdır.
Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklara verilecek eğitimin etkili ve başarılı olması, ev - okul ve çevre gibi farklı ortamlardaki yaklaşım ve davranışların tutarlı olmasıyla yakından ilgilidir.
Okulda uygulanan eğitim ilke ve yöntemlerinin ev yaşantısıyla bağdaştırılması, eğitimcinin ana ve babadan, ana – baba’ nın da eğitimciden yararlanması şeklinde kurulacak işbirliği, çocuğun eğitiminin yalnız okulda değil, evinde ve diğer sosyal çevrelerinde de süreklilik kazanmasına yardımcı olacaktır.
Ailelerin eğitim programlarına katılımlarının sağlanması, çocuğu ve etkinlikleri gözleme, etkinliklerde aktif rol alma, etkinliklere yardımcı olma şeklinde olabilir.
Ayrıca aileler evde ya da okulda eğitim materyali hazırlayabilir, meslekleriyle ilgili ya da yetenekleri olan bir konuda çocuklara etkinlik yaptırarak da katılımı sağlayabilirler.
Ailelerin bir araya getirilerek onların etkileşimlerini güçlendirmek ve ebeveynlikle ilgili bilgileri desteklemek amacıyla çalışmalar yapılmalıdır. Aileler, bireysel görüşmeler, basılı materyaller ve kitle iletişim araçları kullanılarak desteklenmelidir.

Eğitim ve rehberlik hizmetlerinden faydalanan aileler :

1-Çocuklarının gelişim özellikleri, güçlü ve zayıf oldukları yönleri öğrenirler.
2-Çocuklarının eğitimindeki karar verme, eğitimini üstlenme hak ve sorumluluklarını paylaşır.
3-Kendine düşen görevi yerine getirir.
4-Okul programını evde uygulamanın etkili yollarını arar.
5-Eğitim için şimdiki ve gelecekteki en önemli kaynakların farkına varır.
6-Çocuklarına yardım etmekten ve onların eğitimlerinde sorumlulukları üstlenmekten dolayı kendilerini psikolojik olarak rahatlamış hissederler.
7-Ailenin çocuğu içtenlikle kabul etmesi, yanlış bilgi ve tutumlardan sıyrılması, çocuğun gerçek durumunu ve geleceği hakkında doğru bilgilere sahip kılınarak güçlendirilmesi, çocuğu için neleri nasıl yapacağının öğretilmesi, eğitimde onlardan destek sağlanarak eğitimin amacına varması sağlanmalıdır.


ZİNİSEL ENGELLİ ÇOCUKLARA İLİŞKİN REHBERLİK FAALİYETLERİ

Yapılan araştırmalarda engelli- özürlü çocuğa karşı sağlıksız tutumların kısaca şunlar olduğu tespit edilmiştir:

1 -Aşırı şekilde korunmaktadırlar.
2-Aşırı derecede ihmal edilmektedir.
3-Çocuklar çok beceriksiz değerlendirilmektedir.
4-Çocuklardan çok şey istenmekte ve beklenmektedir.
5-Bu çocuklar çoğu zaman kabul edilmemektedirler. Açık veya gizli olarak reddedilirler.
6-İnkar edilerek adeta yok sayılmaktadırlar .
7-Utanç duyulan bir varlık gibi görmektedir.
8-Alay konusu edilmektedir.
9-Sık sık suçlanmakta ve baş belası olarak görülmektedirler.
10-Normal yaşıtları ile kıyaslanarak onlar gibi olmaları beklenmektedir .
11-Ailede şaşkınlık, panik, geçimsizlik konusu olabilmektedir.
12-Bedensel, zihinsel, sosyal, duygusal ve psikolojik temel ihtiyaçları karşılanmamaktadır.
13-Bazen de yok edilmekte veya istismar edilmektedirler .

Rehberlik çalışmaları, tüm bu tutumların öğrenciyi nasıl etkilediğini (ve aileyi- diğer bireyleri) bilgilendirmeye, öğrenme ortamlarından yararlanabilmesini etkileyen bu olumsuz durumların etkisini en aza indirmeye yönelik olmalıdır.
Okul yönetimi ; öğretmenlere, velilere, arkadaşlarına bir bütün olarak sosyal ve fiziksel çevre uyarlaması yaparak, ön hazırlık eğitim programları düzenlenerek bilgilendirmelidirler.
Okul rehberlik hizmetleri servisi diğer öğrencilere yönelik çalışmalar içinde bu tür faaliyetleri ele almalıdır.
Engelli bireylerin benlik gelişimlerine, yaşadıkları hayatın daha kaliteli olmasına yönelik çalışmalarla , aile eğitimi ve danışmanlığına, diğer öğrencilerle bir arada olmalarına ve oyunu,sevinci, neşeyi, üzüntüyü birlikte paylaşmalarına önem vermelidirler.
Özürlü-engelli öğrencinin gerçekçi bir benlik kavramı kazanmasına, onun bu durumu kabul ederek toplumun sağlıklı ve mutlu bir üyesi olmasına yardımcı olunmalıdır.
Bireyin kapasite ve bilgi-becerisine uygun, yapabileceği bir mesleğe yönlendirilmesi ve meslekte tutunabilmesine yardımcı olunmalıdır .

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU SENDROMU
(DEHB)

1-TANIMI

Bu sendrom çocukluk çağının sık görülen, nöro-fizyolojik yönü ağırlıklı psikiyatrik bir bozukluk türüdür.Bozukluk nöro-fizyolojik sistemden kaynaklanan yapısal bir sendromdur. Burada psiko-sosyal etkenler ikincil konumda olup bozukluğun devamı sürecinde devreye girerek önem arz etmektedir. Tanımın en önemli iki unsurundan biri aşırı süreğen hareketlilik (HİPERAKTİVİTE) ile ikincisi ise yine süreğen durumdaki aşırı dikkat dağınıklığı (DİKKATİNİ TOPLAYIP YETERİNCE DEVAM ETTİREMEME) özellikleridir. Kısacası dikkatin kısa sürmesi ve aşırı hareketliliğin aynı anda birlikte görülmesi durumudur.




Bu çocuklardaki bu iki temel yetersizlik üç türde görülebilir:

1-Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu, aşırı hareketliliğin ikincil konumda olduğu DEHB’dur.
2-Aşırı hareketliliğin ön planda olduğu ,dikkat eksikliğinin ikincil konumda olduğu DEHB’dur.
3-Dikkat eksikliği ile Hiperaktivitenin aynı eşit yoğunlukta gözlendiği DEHB’ durumlarıdır.

2-TEMEL ÖZELLİKLERİ

a-Dışardan gelen uyaranlarla dikkatleri kolayca dağılır. Çünkü uyarılma eşiklerinin oldukça düşük olması bu durumun ana nedenidir.
b-Günlük ödev ve etkinliklerinde sıklıkla unutkanlık yaşarlar.
c-Okul ödevlerinde ve diğer etkinliklerde dikkatsizliklerinden dolayı detayı kaçırırlar ve çeşitli olmadık hatalar yaparlar.
d-Kendisi ile konuşulduğu zaman dinlemiyor izlenimi verirler.
e-Verilen iş veya ödevleri istenen yönerge veya öğreti doğrultusunda tamamlayamazlar.
f-Belirli bir süre zihinsel çaba gerektiren okul ödev veya görevleri yapmaktan hoşlanmaz ve kaçınırlar, isteksiz davranırlar.
g-Yapılacak iş ve ödevi organize edip planlamada ve düzenlemede oldukça zorlanırlar.
h-Evde ve okulda elleri ve ayakları boş durmaz, oturduğu yerde dahi kıpır kıpırdırlar.
ı-Çoğunlukla hareket halinde ve kurulmuş motor gibidirler.
k-Oturmaları gereken durumlarda bile hareketlidirler, örneğin sınıfta derste gezinmeleri ,arkadaşlarını çeşitli şekillerde rahatsız etmeleri gibi.
l-Gereksiz yere çok konuşurlar, oyun ya da eğlence etkinliklerini sakince kuralına uygun olarak sürdürmede zorlanırlar.
m-Okulda veya evde soru bitmeden cevaplamaya kalkışırlar (İMPULSİFTİRLER)
n-Sırasını beklemede zorlanır ve aşırı sabırsızlık gösterirler.
o-Çoğunluk çevresindeki kişileri rahatsız edecek biçimde davranırlar, örneğin konuşmaya ya da oyuna aniden girerek bölmek gibi.
ö-Bu çocukların zeka düzeyleri normale yakın, normal veya normal üstü olabilmektedir.Buna rağmen zeka düzeylerine paralel akademik bilgi ve becerileri öğrenmekte çeşitli güçlükler yaşamaktadırlar.

EĞİTİM VE TEDAVİLERİ

Evde ve okulda bu çocuklarla ilgilenmek durumunda olan ebeveyn ve öğretmenlerin, dikkat etmeleri gereken önemli konular şunlardır:

1-Ebeveyn veya öğretmen olarak bu çocuklara yönerge verirken yavaş, kısa, sade ve anlaşılır konuşmaya dikkat edin.Yönergelerinizi açık ve net bir şekilde vermeye çalışın. Bunu yaparken de sizi dinleyip dinlemediğine dikkat edin,gerekirse tekrar edin dinlediğinden emin olun. Hızlı ve karmaşık,çok faktörlü yönergeler vermekten kesinlikle kaçının.
2-Okulda öğrencinizi ön sırada size yakın bir yerde oturtun. Özellikle cam kenarlarına veya arka sıralara kesinlikle oturtmayın. Fark ettirmeden izleyin, dikkatinin dağıldığını görünce basit ödevlerle veya görevlerle dikkatini toplamasına ve biriken hareket ihtiyacını gidermesine yardımcı olun. Böylece çocukla olan ilişkinizi bozmadan üzerindeki kontrolünüzü sağlayıp devam ettirebilme imkanı bulursunuz.
3-Verdiğiniz yönerge ve görevler uzun olduğunda da gerekirse yönergeyi tekrarlayarak cevaplama süresini uzatın. Bunu yaparken de özellikle grup ortamlarına dikkat çektirmeden ve çocuğa yetersizlik duygusunu hissettirmeden yapmaya çalışın.
4-Verdiğiniz sözel yönergeleri mümkün olduğu kadar görsel ve dokunsal öğelerle uyarıcılarla destekleyerek vermeye çalışınki çocuk kolay anlayabilsin.
5-Yapılacak çalışmaları birkaç bölüme ayırarak basamaklar halinde yaptırmaya çalışınki çocuk bütünü bir anda algılama güçlüğünden dolayı korkup çalışmayı yarım bırakmasın.
6-Her bir bölümü tamamladıkça mola verin dinlensin sonra devam ettirin. Aksi halde çabuk bıkar ve yılgınlık gösterir devam etme ve tamamlama cesareti bulamaz.
7-Evde veya okulda dikkatinin dağıldığını anladığınızda,daha önce üzerinde birlikte anlaşacağınız bir işaretle çocuğu sakin bir şekilde uyarınız. Aksi halde fark etmediği için dikkatsizliği uzun süre devam edebilir. Böyle bir durum hem ilişkinizi ve hem de uyum ve öğrenme grafiğinin düşmesine neden olur.
8-Belirlediğiniz kurallar net ve açık olmakla beraber, pozitif yönde olmasına dikkat edin.
9-Kuralları sıkça tekrarlayın, evde ve sınıfta yazarak asınki, gerektikçe görebilsin.
10-Bu çocukların evde ve okuldaki dürtüsel davranışlarını görmemezlikten gelin, ufak yanlışlarını cezalandırmayın.
11-Kurallar aşırı olmamakla beraber kesin olsun ki çocuk hangi davranışı yaparsa ne tür karşılık bulacağını tutarlı bir şekilde önceden bilebilsin.
12-Ebeveyn ve öğretmenler şunu kesin ve açık olarak bilmeliler ki, bu çocuklar kötü ya da arsız oldukları için değil yapısal bozukluklarından dolayı kontrol eksikliği yaşamaktadırlar.
13-Akılcı öğütler vermekten kaçının, tartışmayın, güç mücadelesine girmeyin, kendi kontrolünüzü yitirmeden sakin olmaya çalışın ki ilişkileriniz daha da bozulmasın. Gerekli durumlarda çocuğunuzu veya öğrencinizi sakinleştirmek ve kontrolünü tekrar sağlamak için onu sakin bir yere gönderin.
14-Evde veya okulda çocuğun hareket ihtiyacından kaynaklanan ayağa kalkmasına, kol veya bacaklarını sallamasına, sandalye veya sırayı sallamasına izin verin, en önemlisi de bu tür hareketlerine neden olan hareket ihtiyacın sizin kontrolünüzde vereceğiniz görev ve aktivitelerle gidermesine fırsat tanıyarak azalmasını sağlayın.
15-Öğrenciyi tıbbi teşhis ve ilaç tedavisi için alanda uzman doktora ve rehberlik ve araştırma merkezine yönlendirin. Unutmayın ki uyum ve başarısı ilaç, psikolojik destek ve terapi kadar öğretmen ve velilerin bu konudaki anlayış ve işbirliklerine, gerekli özen ve sabrı gösterebilmelerine oldukça bağlı bulunmaktadır. Hiç kimsenin elinde sihirli bir değnek yoktur.
16-Bu çocuklar grup ortamlarında daha da zorlanmakta ve belirti ve güçlükleri artmaktadır. Bulunulan grubu uygun bir dille bilgilendirerek işbirliklerini sağlamaya çalışın.
17-Her türlü çalışmanızda çocuğu kabul edip yanında ve desteklemeye hazır olduğunuzu ona hissettirin.Onun güçlüklerini anladığınızı, ona değer verdiğinizi hissettirin ki zaten zedelenen öz güveni ve başarma azmini tamamen yitirmesin ve ruh sağlığını bozmasın.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTEYE BENZEYEN DURUMLAR

Çocuklarda ve ergenlerde bazen çeşitli psikolojik etkenlerden kaynaklanan dikkat eksiklikleri ve aşırı hareketlilik görülebilir. Bunun ayırımını yapabilmek için bu iki temel belirtinin DEHB da süreğen olması, okulda, evde, mahallede ufak tefek farklılıklarla ara vermeden ve ortamdan bağımsız bir şekilde devam etmesidir. Psikolojik kökenli benzer belirtilerde ise duruma neden olan olumsuz psikolojik faktörler geçince veya düzelince bu tür belirtilerde kaybolmaktadır. Yani DEHB da esas etken nöro-fizyolojik kökenli yapısal bozuklukken,diğer benzer belirtili durumlarda ise psikolojik kaynaklıdır ve neden olan olumsuz psikolojik etkenler geçince bu belirtilerde geçmektedir.Önemli ayırıcı bir noktada DEHB’olan çocuklar TV’de çok sevdikleri bir programı dahi hiç kalkmadan,kıpırdanmadan 15 dakika aralıksız izleyememektedirler. Aynı durumda psikolojik kökenli dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklarsa hoşlarına giden ilgilerini çeken bazı konularda uzun süre hatta bazen saatlerce hareketlenmeden programı izleyebilmektedirler.

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞ(DEHB) İLE İLGİLİ ÖĞRETMEN REHBERİLİĞİ

SEVGİLİ ÖĞRETMENLER !

Her türlü sınıf içi ve sınıf dışı eğitim-öğretim çalışmalarınız da öğrencilerinizden bir veya ikisinde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olabileceğini hiç düşündünüz mü ? Bu yazımız bir tanıtıcı rehberlik niteliğin de sizlerin bu tür özellikler gösteren öğrencilerinizi daha iyi tanıyıp farkındalık düzeyenizi artırmak ve gerekli tedbirleri alıp yeterli çalışmaları yapabilmenizi sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.

DEHB’NEDİR?

Bu bozukluk çocukluk çağının sık görülen psikiyatrik bozukluklarından birisidir.Temel özellik ve belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1-Aşırı hareketlidirler,oturmakta zorlanırlar,kıpır kıpırdırlar.Motor takmış gibi sürekli hareket halindedirler.Durmak yorulmak nedir bilmezler.
2-Dikkatleri hem çok kısa hem de dağınıktır,yoğunlaştırıp yeterli süre devam ettiremezler.
3-Engellenmeye ve beklemeye tahammülleri yoktur,impulsiftirler.
4-Sabırsızdırlar dayanma güçleri zayıftır,ani ve atak davranışları sık ve süreğendir.
5-Uyarılma eşikleri düşük olduğu için lüzumsuz ve gereksiz durumlar da dahi kolay uyarılırlar ve böylece de dikkat ve ilgileri çabuk dağılır ve değişir.
6-Çabuk kızar ve öfkelenirler,kurallara uymakta oldukça zorlanırlar.
7-Dayanma güçleri ve özgüvenleri zayıf olduğu için kolay incinir ve alıngandırlar.
8-Neden oldukları olay ve durumlar karşısında ısrarcı ve savunucudurlar.
9-Genellikle yüksek sesle konuşurlar.Oyuncak ve eşyalarını hor kullanır ve sahip çıkmazlar,sık sık kaybederler,savruk davranırlar.
10-Zeka düzeyleri normale yakın,normal veya normalin üstünde olabilmektedir.
11-Okulda öğrenmeleri gereken bilgi ve becerileri gerekli şekilde takip edip kazanamazlar.
12-Çoğunluk kendilerini yetersiz,başarısız ve güvensiz hisseder ve başarmak için yeterli çabadan yoksundurlar.
13-Sürekli tedirgin ve kaygılıdırlar,bazen depresyon görülebilir.
14-Bir hareketi yapmadan önce muhtemel sonuçlarını düşünemez veya fark etmeden davranırlar,çevredeki insanlarda kasıtlı yapıyor izlenimi bırakırlar.
15-Ancak hareketi yaptıktan sonra yapılmaması gerektiğini fark ederler.
16-Akranları ile kardeşleri ile evde ,okulda ,sokakta çeşitli iletişim ve davranış sorunları yaşarlar.
17-Belirtileri yetişkinlik dönemlerinde de şekil değiştirerek hafifleyerek devam eder.Tanı konulabilmesi için belirtilerin 7 yaşından önce başlamış ve en az 6 aydır devam ediyor olması;şizofren veya ağır duygusal sorunlardan kaynaklanmaması gerekir.

DİKKAT VE KONSANTRASYON ALANINDAKİ GÜÇLÜKLER:

1-Verilen iş ve görevleri yerinde ve zamanında tamamlamakta aşırı güçlük çekerler.
2-Çok sık olarak düşünmeden,sonucuna dikkat etmeden davranma eğilimleri çok fazladır.
3-Beklemek,sabretmek,ertelemek,güçlüklere göğüs germek,tahammül etmekte sürekli zorlanırlar.
4-Yoğunluğu değişmekle beraber gündüz düşleri görürler.
5-Okul yaşantılarında,evde ve çevre ile hemen her türlü yaşantılarında karmaşa yaşarlar.

SOSYAL DAVRANIŞ GÜÇLÜKLERİ

1-Bu çocuklar arkadaşlık kurma ve sürdürmede zorlanırlar.
2-Çevrelerindeki yetişkin ve çocuklar tarafından sosyal yargılanmaya sık sık maruz kalırlar.
3-Dürtüsel ve ani davranışları nedeniyle çevrede tepki doğurur ve çevrece pek istenilmez, dışlanır ve tepki görürler.
4-Hayatlarının hemen her alanında yaşadıkları güçlükler ,başarısızlıklar,hayal kırıklıklar vb nedenlerle bir çok olay ve olguya karşı tahammülsüzlük ve sabırsızlık gösterme eğilimleri fazladır.
5-Bu çocukların eğitimlerinde uzun olmayan kısa kısa açıklamalar yapılmalı,bu açıklamalar mümkün olduğu kadar görsel materyallerle desteklenmeli birden çok duyuya hitap ederek yapılmalıdır.
6-Çeşitli grup aktivitelerini uygun bir şekilde yürütmekte zorlanırlar,zaten bu çocukların en önemli güçlük alanını grup ortamları oluşturur.Çünkü uyarılma eşikleri düşük olduğu için grup ortamlarında da her türden uyaran bol miktarda bulunduğundan dolayı uyarı bombardımanına uğrar algı ve dolayısı ile de tepkileri karışır,şaşkınlık yaşarlar.

ORGANİZASYON GÜÇLÜKLERİ VARDIR

1-Çeşitli iş ve faaliyetlerinde zamanı ayarlama ve ona göre çalışmalarını planlatıp sürdürmede güçlük taşarlar,zaman kavramları tam gelişmemiştir,dünü,şu anı yarını ve uzak geleceği anlamada zorlanabilirler veya karıştırabilirler.
2-Yine organizasyon güçlükleri nedeniyle ödevlerini planlı bir şekilde çalışarak tamamlamada zorluk yaşarlar.
3-Okul veya ev yaşantısında plan kavramı gelişmediği için düzensizlik ve karmaşa hakimdir.
4-Yine çeşitli iş ve görevlerini yapmada planlamadaki güçlükleri sebebiyle önceliklerini belirlemekte ve çalışmalarını ona göre yönlendirip sürdürmekte zorlanırlar.
5-Çeşitli ödev ve çalışmalarında uygun sıralama ve tanzim beceriler zayıf olduğu için işleri birbirine karıştırırlar.

FİZİKSEL KOORDİNASYON GÜÇLÜKLERİ YAŞARLAR

1-El göz koordinasyonları zayıf olduğu için ufak objeleri kullanmakta zorlanırlar.Makasla kesmek,doğru şekilde çizmek,el yazısını öğrenmekte zorlanırlar.
2-Tırmanmak,koşmak,bedensel aktivitelerde dayanıklılık gibi konularda dikkati çekerler.

DEHB’NUN GÖRÜLME ÇEŞİTLERİ

1-Bu türde hiperaktivite önde olup dikkat eksikliği ikincil konumda görülmektedir.
2-İkinci türde ise dikkat eksikliği ön planda olup hiperaktivite ikincil durumda gözlenmektedir.
3-Bu üçüncü türde ise hiperaktivite ile dikkat eksikliği aynı oranda görülmektedir.

DEHB’NUN BENZER DURUMLARDAN AYIRICI TANISI

DEHB’nun temel belirtileri olan aşırı hareketlilik ve hiperaktivite ile dikkatini yoğunlaştıramama ve sürdürememe gibi temel yetersizlikler çeşitli ortamlarda ve sürekli gözlemlenebilmektedir ve nedeni nöro-fizyolojik yapısal bozukluktan kaynaklanmaktadır ve süreğendir..DEHB’na benzer belirtiler veren ancak kökeni ve nedeni psikolojik ve duygusal sorunlardan kaynaklanan benzer durumlarda ise belirtilere neden olan psikolojik sorunlar düzelince dikkat eksikliği ve hiperaktivite de kendiliğinden geçmektedir.Örneğin DEHB’olan çocuk TV de çok sevdiği bir yayını bile yerinden hiç kalkmadan ve kıpırdamadan 10-15 dakika aralıksız izleyemezken,psikolojik kökenli benzer belirtileri olan çocuklar ise uzun süre rahatlıkla izleyebilmektedirler.




DEHB’DA ÖĞRETMEN ROL VE TUTUMLARI:

1-Bu çocukların dikkatleri kolay dağıldığı için ,onları size yakın ve ön sırada iç tarafta pencereden uzak bir yere oturtun.Yanındaki arkadaşının da daha olgun ve sabırlı kendinden emin biri olmasına dikkat etmenizde yarar vardır.Dikkatleri kısa sürdüğü için öğretim ve ödevlendirmelerinizin kısa ve anlaşılır,sade ve net olmasına dikkat edin.Söylediklerinizin anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol edin,gerekirse sakince tekrar edin ve çocuğa da tekrarlatın.
2-Sınıf içi veya sınıf dışı her türlü çalışmanızda onun güçlüklerini anladığınızı,onu kabullendiğinizi,yardıma hazır olduğunuzu ona hissettirin ve onu psikolojik yönden destekleyin.Onda istenmediği ve sevilmediği duygusunun artmasına kesinlikle fırsat vermeyin.
3-Güçlük çektiği alanları belirleyerek tıbbi ve eğitsel teşhis ve tedavi için ebeveynini uygun bir dille alanda uzman bir hekime ve rehberlik araştırma merkezine yönlendirin.Eğitim ve tedavilerinde onlardan yardım istemekten çekinmeyin.
4-Dürtüsel davranışları olanların her uygunsuz ufak tefek davranışlarını görmemezlikten gelin.Onun kendini denetlemesine yardımcı olacak küçük yönergeler,veya uyulacak kuralların yazılı olduğu bir tablo oluşturarak görebileceği bir yere asın.Amaca uygun davranışlarını görerek destekleyin,onu arada bir ödüllendirin.Uygunsuz davranışlarına ani ve aşırı tepki vermekten kaçının.Cezalandırmak amacıyla dersten çıkarmayın.
5-Sınıf içinde dikkatinin dağıldığı anlarda onunla daha önceden üzerinde anlaştığınız bir davranış veya işaretle,haberdar ederek dikkatini tekrar toplamasına yardımcı olun.
6-Dikkat dağınıklığı ve aşırı hareketliliğinden dolayı görevini aceleci ve özensiz ve yetersiz yapmışsa kızmadan sakin bir tavırla tekrar kontrol ederek yapmasını sağlayın.Baskı ve tehditkar davranışlardan uzak olun.
7-Hangi davranışları yapınca karşılığında ne tür tepkiler,ödül veya kısıtlamalarla karşılaşacağını arada bir hatırlatın.Ve bu konuda da tutarlı olun.Aynı davranışına aynı tepkiyi veri.Ona karşı anlayışlı sabırlı ve tutarlı davranışlarınızla örnek olun.
8-Bazen sınıfta ona yapabileceği özel görev ve sorumluluklar vererek onun kendine güveninin artmasına,hem de arkadaşları tarafından olumlu algılanmasını yardımcı olun.Sosyal ortamlarda yaşayabileceği güçlükleri aşmasına yardımcı olun,destekleyin,övün,başardığı anlarda arkadaşlarına alkışlatın.
9-Unutmayın ki bu çocuklar genelde yapılandırılmış ,net şekilde belirlenmiş sınırlara iyi cevap verebilirler.Uygun tedavi,ilaç,terapi ve destekle kontrolleri artar ve uyumları gelişebilir.
10-Çalışmalarınızda doktor,aile,okul psikolojik danışmanı ve diğer öğretmen ve idarecilerle anlayış ve işbirliği halinde,sınıfınızdaki diğer öğrencileri de uygun bir dille bilgilendirerek onlarında yardım ve işbirliklerini sağlamanızda büyük yararlar vardır.
11-Bazen bu çocuklarda aşırı hareketlilik ve dikkat eksikliğinin yanında özel öğrenme güçlüğü de aynı anda bulunabilir. Harf atlamalar,p-d-f-e-y gibi bir kısım harfleri karıştırabilirler,sayısal sembolleri karıştırabilirler,işlem hataları sık gözlenebilir.Görsel veya bazen işitsel veya dokunsal uyaranların bir veya birkaçında yetersizlik yaşayabilirler,bunların ayrımını yaparak güçlü oldukları alanlara ağırlık verilmelidir.
12-Bu çocuklar süren rutin işleyişin değişmesine fazla tepki verebilirler,stresleri artıp öfke ve anksiyete duyabilirler.Bu gibi rutin çalışmaların değişmesi vb durumlarda uyumunu kolaylaştırmak için olabilecek değişiklikleri önceden öğrenciye bildirin.Örneğin bir çalışmanın bitmesine 5 dakika kaldığını veya öğretmenin birkaç gün gelmeyeceğini sebebiyle beraber önceden açıklayın.
13-Bu öğrencilerin yapılandırılmamış kalabalık ve çok sesli ortamlarda davranış kontrollerinin daha da zayıflayıp yitirdiklerini unutmayın.Böyle durumlarda aşırı uyarılıp tedirginlik yaşıyor ve çıkışlarda kalabalıktan rahatsız oluyor çarpma ve sürtüşmelerden çekiniyorsa sınıfı 1-2 dakika önce terk etmesine izin verebilirsiniz.
14-Bu çocuklara kontrollerini kaybetmeden önce ,duygu ve düşüncelerini sözelleştirmeyi öğretiniz.Örneğin bu ödev çok zor,bu konuyu anlamadım,beni yalnız bırakın,sinirlenmeye başladım gibi sözelleştirmelerle çevreyi uyarmasına ve gerekli destek ve yardımı alabilmesine fırsat vermiş olursunuz.
15-Bazen çocuktaki gerilimi azaltmak için mizahı kullanın.Böylece öğrencinin dikkatini başka yöne çekerek olması yakınlaşan olumsuz bir durumu bertaraf etmiş olursunuz.
16-Bu öğrencilerin stres düzeyleri yüksek olduğu için uygun seçenekleri bulup üretmede zorlanırlar.Karşılaştıkları çatışma ve güçlükleri çözebilmeleri için alternatif çözümler bulmasına yardımcı olun.Bu yolla daha da bocalamasını ilişkilerinin gerilemesini,veya öğrenmeye karşı motivasyonunun azalmasını engellemiş olursunuz.
17-Dürtü kontrolünü sağlayıp uygun davrandığında öğrenciyi ödüllendirin.Çeşitli problem durumlarında kullanılabilecek etkili çözüm stratejilerini öğrenci ile tartışarak bulmasına yardımcı olun. Problemi teşhis ederek sözel olarak ifade etmesine yardımcı olun.Örneğin,problem nedir,arkadaşıma vurdum,konuyu veya soruyu anlamadım vb.
18-Yine öğrencinize uygun amaçları teşhis etmeyi öğretin,örneğin uygun davranışları yaparak,problemi çözerek sen neler kazanacaksın ? sürtüşmeye girmeden insanlarla daha iyi anlaşacağım,okul başarı ve uyumum artacak gibi.
19-Üretilen alternatif çözümlerin değerlendirebilmesine yardım edin.Örneğin bulunan çözüm işleyecek mi, o çözümü daha önce hiç denedin mi,seni ve diğerlerini nasıl etkileyebilir gibi analizler yapmaya cesaretlendirin.
20-Öğrenciye davranışlarındaki değişikliğin sonuçlarını nasıl değerlendireceğini öğretin.Örneğin,çözüm işledi mi,memnun musun,yeni bir problem var mı ,çok güç olmadı,işliyor vb.
21-Yine öğrencinize davranışlarındaki değişikliklerin sonuçları hakkında nasıl pozitif ifadeler kullanacağını öğretin.Örneğin,arkadaşlarım tarafından kızdırıldığımda hemen kavgaya girmemeyi çok iyi becerdim,kendimle gurur duyuyorum gibi.


DEHB’Lİ ÇOCUKLARIN ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARINI GELİŞTİREREK BAŞARILARINI ARTTIRMAK

1-Bu öğrencilere her çalışmada akıllarında tutabilecekleri miktarda bilgi sunun.Birden çok karmaşık bilgi ve beceriyi bir anda öğretmeye kalkışmayın.
2-Öğrenciyi ödevlendirirken, onda engellenme duygusu yaratacak,çok uzun ve zor ödevler vermekten kesinlikle kaçının.Yine çok kısa,çok kolay,çok tekrarlayıcı sıkıcı ödevde vermeyin.Öğrencinin düzeyine uygun nitelikli ve incelikli görevler verin.
3-Öğrenciniz başarılı oluncaya kadar ödevle ilgili beklentinizi yükseltmeyin.Öğrenciniz başarı gösterdikçe ödevlerin güçlüğünü ve uzunluğunu yavaş yavaş arttırabilirsiniz.
4-Öğrencinizi yapılmakta olan bir çalışmayı-ödevi bitirmeden eve göndermeyin,evde ailesinde güç savaşına yol açabilir,morali bozulup enerjisi azalabilir.Boş zamanda veya sınıfta kalarak tamamlamasına yardımcı olabilir.Mutlaka ödev kontrolü yapılarak eksik veya yarım ödevler tamamlattırılmalıdır.Taviz verilmeyeceği gösterilmelidir.
5-Ödev vermeseniz bile öğrencinizin evde yarım saatlik bir çalışma periyodunu sürdürmesine destek olun, teşvik edin ödüllendirin.
6-Öğrenme isteğini kamçılayın,sınıfta,laboratuar,bahçe,müze vb ilginç bir çevre yaratmaya ,farklı modaliteler yoluyla görsel,işitsel,dokunma ve motor yollarla öğrenmelerine fırsatlar yaratın.
7-Yeni bilgi ve becerileri verdikten hemen sonra başarılı olmasını beklemeyin.Sözel bilgiyi kısa aralıklarla kesin,yeniden gözden geçirip özetleyerek öğrencinizin tekrar etmesini sağlayınız.
8-Öğrencinizin küçük başarılarını dahi ödüllendirin.Başarısının adımlarını adımlarını,seyrini açık bir şekilde tanımlayarak gayret ve coşkusunu arttırın.Örneğin,öğrenciye zamanını çok iyi değerlendirerek dönem ödevini yavaş yavaş tamamladın gibi.Unutulmamalıdır ki, öğrenci başarıyı tecrübe edip yaşadıkça yeni bir göreve başlamak,yeni bilgiler edinmek için çaba sarf edecek tir.
9-Çok fazla koruyucu olmak evde ve okulda başarı duygusunun gelişmesine engel olacağı için, başarı sağlayabileceği kolay çalışmalardan zora doğru bir seyirle sorumluluk üstlenmesinde öğrencinizi cesaretlendirmeniz yararlı olacaktır.
10-Yanlışların önemli öğrenme tecrübeleri sağladığı noktasından hareketle,başarısızlığının sorumluluğunu üzerine almasında öğrencinizi cesaretlendirin.
11-Daha kısa ve kolay okuma parçaları üzerinde okuma pratikleri yapın,yaptırın.
12-Uygun hızda okuma güçlüğü varsa ,geri bildirim ve karşılaştırma yapabilmesi için teyp kaydı kullanmasını özendirin.
13-Konuyu okumadan önce varsa giriş,özet,değerlendirme sorularını vb lerini okumasını önerin.İkinci aşamada bu sorulara cevap bulmak amacıyla okutun.Bu metot öğrencinin edindiği bilgiye ilişkin farkındalığının artmasına yardımcı olur.
14-Yüksek sesle tekrar okumasını sağlayın,yeniden okuma aşaması sırasında kolaylık sağlaması için,konunun önemli yerlerinin altını çizsin,veya özet çıkarmasını destekleyin.
15-Öğrencinizin okuma veya diğer çalışmalarında kim,ne,ne zaman,nerede,nasıl,niçin,neden gibi detaylara odaklanmasına ve bu anahtar kelimelerle düşüncelerini organize ederek aktarabilmesini sağlayın.
16-Matematikte süre kullanmayın,zamanla kısıtlanmış (süre uzun olsa bile) testler öğrencide strese sebep olur.
17-Teste başlamadan öğrencinin testi incelemesine izin verin.Çoktan seçmeli,doğru yanlış vb. gibi.
18-Genellikle yavaş çalıştıklarından testi tamamlamaları için ek süre tanıyın.
19-Sorulara verdiği cevapları gözden geçirmesi için teşvik edin.
20-Öğrencinizin yetersizliklerinden çok yeteneklerini değerlendirin.Örneğin, sosyal bilgiler sınavında el yazısını , noktalama veya harf ve hece hatalarını değil sınavın içeriğini değerlendirin.
21-Öğrencinin yanlış cevaplarından çok doğru cevaplarının sayısı ile ilgilenin.

DUYGUSAL OLARAK GÜVENİLİR BİR ÇEVRE OLUŞUMUNU DESTEKLEYİN

1-Bütün öğrencilerin farklı özelliklere sahip olabileceğini,ferdi fark ve ihtiyaçları fark edin.
2-Okulda ve evde öğrencinin entelektüel kapasitesini ortaya koyan ve benlik saygısını geliştiren bilgili ,sabırlı ve eğitici bir çevre oluşturmaya çalışın.
3-Destekleyici çevre öğrencinin stres ve anksiyetesini azaltıcı etki yapar.
4-Evde,okul veya sınıfta öğrencinin özellikleri ile uyumlu değişiklikler yapın.
5-Öğrenciye saygılı ve sabırlı davranışlarda model olunuz.Öğrenciyi arkadaş ve çevresinin doğru anlamasına yardımcı olun.Sınıf önünde eleştirmekten kaçının.
6-Öğrencinin semptomlarına(belirtilerine) karşı duyarlı olun,ona empatik yaklaşın,eğer siz belirtilere duyarsız kalırsanız sınıf arkadaşları da öğrenciye olumsuz tepki verirler.
7-Bu tür öğrencilerinize derste uygun olmayan davranışlarından dolayı tembel,aptal,şımarık vb sözler kullanmayın.
8-Sınıf içinde ve dışında onunla uyumlu ilişkiler kurarak sürdürebilecek uygun arkadaşlar edinmesine yardım edin,dışlanmasını engelleyin.
9-İşlenen ders ve konuların özelliklerine göre uygun çeşitli materyaller kullanın.Öğrencinin zayıf yanlarını destekleyin,güçlü yönlerini geliştirmeye çalışın.
10-Bütün bu çalışmalarınızda bilginiz,sezginiz,azim ve sabrınız size yol gösterici olacaktır.Şunu unutmayın ki; başarı sabır ve fedakarlık ister,kimsenin elinde sihirli bir değnek yoktur.
HİPERAKTİVİTE VE DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA
AİLE REHBERLİĞİ
(DEHB)
Eğer çocuğunuzun okulda,evde ve çevre ile olan ilişki ve etkileşimlerinde uyum ve davranış sorunları ile öğrenmeye ilişkin çeşitli güçlükler yaşadığını görüyorsanız bu sorunların DEHB’ dan kaynaklanabileceğini durumun yaramazlık,huysuzluk,tembellik vb gibi basit değerlendirmelerin ötesinde DEHB’ dan da kaynaklanabileceği ihtimalini unutmamanızda fayda vardır.Hatta çocuğunuzun durumu ile ilgili çeşitli kaygı ve korkularınızda olabilir.Bütün bu kaygı ve korkularınızı aydınlığa kavuşturmak ve daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilmeniz için lütfen okumaya devam edin.

DEHB nedir ? Ne değildir ?

Anne baba olarak şimdi ne yapmalıyız ?
Çocuğun gelişim seyrinde neler olacak ?
Bu yazı çocuğunuzu daha iyi anlamanıza ve yaşadığınız çeşitli türden güçlük ve sorunlarınıza doğru cevaplar bulabilmenize yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.DEHB olan çocukların temelde sorunları birbirine oldukça benzemesine rağmen ortaya çıkış tür ve yoğunluğu ile tedavileri her çocuğa özel farklılıklar içerebilir.O nedenle teşhisi,seyir ve tedavisinde de kendine has farklılıklar gösterebileceği unutulmamalıdır

. DEHB NEDİR ?

Bu bozukluk çocukluk çağının hemen hemen en sık görülen ve nörofizyolojik yönü ağırlıklı psikiyatrik bir bozukluktur.Bu çocuklar da görülen en önemli iki temel belirtiden biri aşırı hareketlilik diğeri ise dikkat dağınıklığıdır.Bu iki temel özelliklerinden biri diğerine göre daha ön planda görülebileceği gibi bazen eşit oranda da görülebilmektedir.Burada bazen çocuklarda görülebilen psikolojik kaynaklı aşırı hareketlilikten ve dikkat eksikliği gibi durumlardan ayırımını yapmak gerekir,yani her dikkati dağınık ve hareketli çocuk da DEHB OLMASI GEREKMEZ. Burada dikkat etmemiz gereken önemli farklardan birisi bu belirtilerin DEHB olan çocuklarda hem yoğun hem de süreklilik göstererek çoğu durum ve ortamda özelliklede grup ortamlarında artarak devamlılık göstermesidir.Dikkatlerinin çabuk dağılması ve dayanma güçlerinin yetersiz olması ve sabırsızlık gibi özellikleri sebebiyle ENGELLENMEYE VE BEKLEMEYE TAHAMMÜLLERİ yok denecek kadar zayıftır.
Uyarılma eşikleri düşük ve alt düzeyde oldukları için çok kolay ve çabuk uyarılırlar, o nedenle de çabuk kızar,hareketlenir ve kolay incinirler. (Yani verdikleri tepkiler çoğunluk yaşadıkları durumla pek de orantılı değildir) İleriki yaşlarda belirtisel tepkileri bazen pek değişmeden veya çoğunluk azalarak ve şekil değiştirerek devam eder.DEHB tanısının tam konulabilmesi için çocuğun dikkatlice gözlemlenerek şu durumlara dikkat edilmesi gereklidir; çeşitli belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, en az 6 aydan beri devam ediyor olması gereklidir. Ayrıcada bu belirtilerin hem evde hem de okul veya değişik grup ortamlarında devam ediyor olması gerekir.DEHB tanısı yeterli bilgi ve gözlemlere dayanmalı ve alanda bilgi ve tecrübe sahibi kişilerce dikkatlice yapılmalıdır. Konulacak tanının doğru ve yeterli olabilmesi için ilgili çocuğun annesinin hamilelik döneminden itibaren bütün gelişim öyküsü anne ve babadan alınır ve bu bilgilere ek olarak öğretmen değerlendirmesi eklenerek okul başarısına ilişkin bilgi alınır,zeka ölçümü ve nörolojik muayenesi eklenerek çok yönlü değerlendirmesi yapılmalıdır.

DEHB’İN GÖRÜLME SIKLIĞI

Toplum da görülme oranı cinsiyete ve yaş gruplarına göre değişiklikler göstermektedir.Bu oranlar ortalama olarak 4-12 yaş grubunda kızlarda %4,erkeklerde %8 oranında görülürken , yaş grubu 13_18 arası kızlarda ise %2-3 iken,erkeklerde %6-7’ye düşmektedir.Yetişkinlerde ise bu oran kadınlarda %2’ye erkeklerde ise %4-5‘e inmektedir.Bu çocukların anne ve babaları ile yakın akrabalarında genetik yatkınlıklar nedeniyle benzer belirtilere daha sık rastlanmaktadır.

DEHB’NİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

1-Bu çocukların dikkat süreleri yaş düzeylerinden oldukça geri olup kısa ve çabuk dağılır.
2-Çoğu zaman yerlerinde sakin ve rahat duramaz ve adeta oturma güçlüğü çeker gibidirler.Hareketlerinde amaçsızlık ve orantısızlık hakimdir.Yersiz el kol hareketleri vurmalar, çırpmalar,dokunmalar vb sık ve süreğendir.Huzursuzdurlar ,yemek yerken masada sakin ve yeterli süre oturmakta zorlanırlar ve sofraya pek gelmekte istemezler, Yemek yerken ,TV izlerken,oyun oynarken,ders çalışırken pek çok şeyle birden ilgilenirler,ilgileri kısa ve dağınıktır.
3-El göz koordinasyonları genelde zayıf olup ince el işlerini öğrenme ve yapmada zorlanırlar .Yazıları düzensiz olup kağıt vb kesme ve yapıştırmada,kalemi doğru şekilde tutmada ,ayakkabı bağlama ve çözmede,düğme ilikleme ve açmada vb zorluk yaşarlar. 4-Çoğunluk impulsiftirler ani ve düşünmeden hareket ederler.Bu sebeple bir hareketi yapmadan önce düşünmez veya sonuçlarını fark edemezler.Hareketi yaptıktan sonra ancak farkına varabilirler,bu durumda da çevrede kasıtlı yapıyor veya alay ediyormuş izlenimi bırakabilirler.Gerçek kasıt durumlarıyla bu durum karıştırılmamalıdır.Aniden yola çıkabilir, tehlikeli durumlar yaratabilir ve çevreden ikaz edildiklerinde de alınganlık gösterip küsebilirler,kızabilirler, sinirlenip bağırabilirler,o anda ellerinde bulunan şeyleri rast gele çevredeki kişilere doğru fırlatıp atabilirler.
5-Genellikle bu çocuklar akranları ile kardeşleri ile ,çevrede,okulda ve sokakta çeşitli uyum güçlükleri yaşarlar. Anne babaları veya diğer yetişkinlerle olan ilişkilerinde de kurallara uymada,verilen yönergeleri anlama ve yerine getirmede vb zorlandıkları ve yavaş hareket ettikleri için çeşitli problemler yaşamaları adeta kaçınılmazdır. 6-Çoğunluk (bu güne kadarki başarısız tecrübelerinin de etkisiyle)kendilerini yetersiz ve başarısız olarak görür ve güvensiz hissederler.Özgüvenleri zayıftır,özellikle yeni durum ve kişilerden çekinebilirler.Tedirgin ve kaygılıdırlar, ağlamaya hazır gibidirler.Genellikle evde, okulda ve çevrede ‘yaramaz ve tembel’ olarak değerlendirilirler ve bu olumsuz değerlendirme onlara fazlası ile hissettirilir,ve bu durumu çocuk tarafından öğretmenlerinin ve çevrenin bir adaletsizliği olarak değerlendirilir ve kendi davranışlarının sonuçlarını fark edemez ve kabullenmek istemezler.
7-Yine bu çocuklar arkadaş grubuna katılmakta ve onlarla uyumlu bir şekilde oyun,ders ve etkinlikler gerçekleştirmekte yoğun kontrol ve iletişim , koordinasyon ve uyum güçlükleri yaşarlar.Bazen emredici denetleyici ve baskıcı davranırken, istekleri yerine getirilirse ne ala aksi durumda hemen heyecanlanırlar ve engellenmeye tahammül edemezler. Arkadaşlarının haksızlık yaptıklarını ,ve hatta kendisi gibi iyi oynayamadıkları için kıskandıklarını düşünürler. Kendi yanlış ve hatalarını görüp kabullenemezler,arkadaşlarına sataşır kavgaya karışırlar ve sonra arkadaşlarının kendisini kavgaya sürüklediklerini iddia ederler.Grup arkadaşlıklarından çok teke tek arkadaşlıklarda daha başarılıdırlar.Kendinden küçük veya büyüklerle arkadaşlık etme eğilimindedirler.Arkadaş ilişkileri bozuk olduğu için sokağa çıkmaktansa evde atari,bilgisayar oyunları,tv izleme gibi şeylere yönelirler. 8-Dinlemekte güçlük çekerler,bazen çevrede dinlemiyor izlenimi verirler. 9-Hemen her konuda ısrarcı ve savunucu davranma eğilimleri fazladır.Genellikle yüksek sesle konuşurlar.
10-Kişisel eşyalarına özen göstermezler,hor kullanırlar ve iyi sahip çıkamadıkları için sık sık bir şeylerini kaybederler.Dikkat güçlükleri ve savruklukları nedeniyle bu tarz kayıpları sık olur.
11-Kendiliklerinden amaçlı ve hedefli bir şeye başlayamazlar,gerçekçi planlamalar yapıp uygulayamazlar,güvensizlikleri ve hayal kırıklıkları nedeniyle kendi kendilerini veya çevrece engellenebilir ve engellenmeye karşı dayanma güçleri zayıf olduğu içinde de çabuk pes eder ve çaba göstermezler vazgeçip boş verirler. 12-Bazen ağır hareket eder okul servisini kaçırabilir,sınıftaki yazılacak şeyleri zamanında yetiştiremezler.
13-Bir faaliyet veya görevi uzun süre katılıp devam ettirmekte ve dinleyerek pekiştirme becerilerin de pek yetersizlik gösterirler. Çabuk bıkma ve vazgeçme eğilimleri burada da kendisini gösterir.
14-Genellikle zeka düzeyleri normale yakın,normal veya normal üstü olmasına rağmen kendinden beklenen performansın altında başarı gösterirler.Biliyorsunuz ki öğrenebilmek için çevreden gelen uyaranlardan lüzumlu olanlarının seçilip, bu uyarana dikkatin verilerek yoğunlaştırılması gerekmektedir.Aynı zamanda gerekli duyu alanları da uyarılarak aktif hale getirilebilmelidir. Diğer ilgisiz uyaranlar ise dikkat alanının dışına itilebilmelidir ki öğrenmeye geçilebilsin. Örneğin DEHB olan çocuklara bir grup eşya vb gösterilerek bunları ortak özelliklerine göre gruplandırmaları istendiğinde genelleştirmeye götürecek temel özellikleri seçemedikleri için genelleme yapamazlar ve hep aynı ayrıntıya takıldıkları için ,genel benzerlik ve farklılıkları analiz ederek sonuçlara varmada zorlanırlar.
15- DEHB’na çoğunluk çeşitli öğrenme (özel öğrenme güçlüğü gibi) güçlükleri eşlik eder. ÖZELLİKLEDE MATEMATİĞİ ANLAMA ,KAVRAMA VE ÇÖZMEDE ZORLANIRLAR.Aslında bu çocuklarda diğer akranları gibi büyük istekle derse veya bir etkinliğe başlayabilir ve çok başarılı olmayı isteyebilirler ,ancak başta öz güven duygularının zayıf olması,düzenli ders çalışma becerilerinin olmaması,yapılacak faaliyeti organize edememeleri ve dikkatlerinin çabuk dağılması sebebiyle başarılı olamazlar.Dikkatsizlikleri ve dürtüsellikleri nedeniyle de testlerde iyi bildikleri konularda bile hatalar yaparlar ve sonuçta hayal kırıklığına uğrarlar ve doğal olarak da özgüvenleri daha da zayıflayabilir .
16-DEHB olan çocukların %70 inde yaşları ilerledikçe hiperaktiviteleri ,kolay uyarılabilirlikleri, dürtüsel tepki ve davranışları azalırken dikkat eksiklikleri hayat boyu devam edebilir.

TEDAVİLERİ-ANNE-BABAYA DÜŞEN GÖREVLER

DEHB uzun süren bir sendrom olduğu için tedavileri de uzun dönem planlanıp uygulamayı gerektirir.Tedavi hedefleri çocuğun zayıf ve güçlü yanlarına,belirtilerine göre ve her çocuğa özgü planlanır.Doktor çocuğa ilaç vermişse mutlaka kullanılmalıdır.

1-Çocuğunuzun problem alanlarını ve diğer çocuklardan farklı yönlerini (güçlü ve zayıf) belirlemeye çalışınız ki size çözümde nasıl katkılar sağlayabileceğinizi görmenizi sağlasın. Çocuğunuzun güçlük alanlarını belirlemeniz onun ihtiyaçlarına uygun çözümler bulmanıza yardımcı olacaktır.Bunu da yapabilmeniz için çocuğun zayıf ve güçlü yanlarını bilmeniz gerekir.Evde yaşayan diğer kişilerde çocuğun güçlüklerini bilmeli ve çözüme katkı sağlayıcı tarzda yaklaşmalıdırlar.
2-Çocuğunuzun gelişimi için bir yılı aşmayan planlar yapın ki aşırı beklentiler içine girerek çocuğunuzu bıktırıp çabasını sonlandırmayasınız.Çocuğunuzun mevcut sorunlarını bir felaket olarak değil bir durum olarak kabullenmeniz çözümü kolaylaştıracaktır.Beklenti düzeyinizi gerçekçi olarak belirlemeniz ,aşırı beklentilerinizden dolayı onun bunalımını artırı ve özgüvenini daha da yıpratır,veya beklenti düzeyinizin az olması ise onun kapasitesi oranında çabalamasını engeller ve gelişimini olumsuz etkilemiş olursunuz.
3-Çocuğunuzla konuşurken sizi dinlemediği çoğu anlarda ona kızarak veya bağırarak dikkatini çekip dinlemesini sağlamak yerine sakince yanına giderek onunla göz teması kurarak konuşmaya çalışmanız çözüme katkı sağlayıcı olumlu bir davranış olur.
4-Çocuğunuzla konuşurken istek ve beklentilerinizi açık, kısa, kesin , net ve anlaşılır yönergeler verin.Söylediğinizin anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol ederek yerine getirilip getirilmediğini izleyin ve izlediğinizi de ona hissettirin.
5-Çocuk evde okul ödevlerini yaparken çalışma süresini kısa tutarak sık sık kısa aralar verdirin ki onun zorlandığını veya sıkıntıya girdiğini fark ettiğiniz anlarda onun gerginliğini azaltmasına,öfkesini dizginlemesine yardım ederek onu cesaretlendirin ve böylece iş yükünü hafifleterek onun daha da zorlanmasını engelleyerek onun rahat nefes almasını sağlamış olursunuz.Bu tarz yaklaşımlarınızla onun özgüveninin daha da zayıflamasını önlemiş olursunuz.Fakat bunu yaparken önceden koyduğunuz doğru kural ve yasaklarınızı da devam ettirin ve kurallarınızı bozmayın.
6-Çocuğunuzun güzel,yapıcı ve olumlu davranışlarını da görün ve onayladığınızı sakince hissettirin.Ama küçük olumsuz davranışlarını da görmemezlikten gelin.Daima onun olumlu davranışlarını destekleyin ve özendirin.
7-Onunla konuşarak ondan yapmasını istediğiniz ve istemediğiniz davranışları kısa ve net bir dille açıklayarak anlamasına yardımcı olun ve uygulamada ki kararlı ve tutarlı davranışlarınızla gösterin.
8-Ev içinde yapabileceği ufak görevler vererek onun becerikliliğini ve yardım sever olduğunu ve size yaptığı yardımdan çok memnun kaldığınızı ona hissettirin.Bu yolla hem davranışlarını kontrol etmiş ve hem de azda olsa özgüven duygusunun gelişimine katkı sağlamış olursunuz.Böylece ebeveyn çocuk ilişkisini işbirliği yönünde geliştirme zemini yaratmış olursunuz.Ör.Mutfağa git ocağın altını kapat gelirken de bir bardak su getir dediğinizde birkaç yönergeyi aynı anda içeren bu uzun cümleyi tam algılamakta ve yerine getirmekte güçlük çekecektir.O nedenle vereceğiniz görevler kısa ve net olsun,peşpeşe eklemeli uzun yönergelerden oluşmamasına dikkat edin.
9-Ev dışında da çeşitli sosyal ve sportif faaliyetlere yönlendirerek katılmaya teşvik ediniz.Böylece hem keyif alacağı etkinliklerle onun hareket kontrolüne katkı sağlamış hem de arkadaş ve çevre ilişkilerini geliştirmesine fırsat ve ortam hazırlamış olursunuz.
10-Çocuğa gerekli açıklamaları yapın ve bu açıklamaları yaparken de onu küçük düşürücü azarlama ve eleştirilerden kaçının özelliklede onu azarlamaktan ve eleştirmekten ,başkalarıyla kıyaslamalardan kesinlikle kaçının.Bu tarz yaklaşım hataları ancak onun özgüvenini zedeler ve hem de size ve kıyaslanan kişiye karşı kin duymasına sebep olur.
11-Çocuğunuzun tedavi ve eğitim sürecinde doktor,aile,okul psikolojik danışmanı, okul öğretmenleri ve rehberlik, araştırma merkezi uzmanları ile işbirliği ve koordinasyon kurarak devam ettirmeye özel önem verin.Çocuğunuz hakkında elde ettiğiniz bilgi ve tavsiyeleri öğretmeniyle paylaşın.Öğretmeni çözüm konusunda işbirliğine davet ederek problemin çözümündeki önemine dikkati çekin.
12-Çocuğunuzda DEHB ile birlikte özgül öğrenme güçlüğü de varsa ,bu ikincil sorunun okuma,yazma,matematik,mekanda yönelme vb alanların hangisinde veya hangilerinden kaynaklandığını işbirliği yaparak belirlemeye çalışın.Hem de bununla beraber çocuğun güçlü yanlarını kullandırmaya özendirerek öğrenmeye karşı hevesini arttırmaya çalışın. Güçsüz olduğu alanlarda da çaba göstermesini sağlayarak destekleyin. Ufak tefek başarılarını görerek ona hissettirin başarılarını daha çok vurgulayın zayıf yönlerini geliştirmesi için onu cesaretlendirin gerekirse arada bir ödüllendirin.Bazı çocuklar bu konuda alacakları eğitsel tedavi sonucu güçlüklerini belli ölçülerde aşarak telafi eder ve çevrelerine uyumları artar.
13-Çocuğunuzun başarılı olacağını düşündüğünüz durumlar yaratarak uygun aktiviteler seçin onun başarılı olmasına katkı sağlayın.Böylece kendisini gösterme fırsatı bularak başarabildiğini hissetsin.Bu tür başarılardan alacağı hız ve hevesle daha çok çaba gösterecek,zorlukları aşmak için gayretle deneme isteği artarak devam edecektir.

14-Anne-baba olarak bütün çalışmalarınızda çocuğunuzu ve onun güçlüklerini kabullenin,onu her yönüyle sevip desteklemeye çalışın.Çocuğunuzun durumunu bir felaket ya da ceza olarak değerlendirmeyin,kendi ruh sağlığınızı da tehlikeye atmayın.İlaç tedavisi ve diğer eğitsel terapi imkanlarını ihmal etmeyin.Her şeyden önce de tedavi sürecinde ebeveyn katkısının önemini UNUYMAYIN.

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (ÖÖG) OLAN ÇOCUKLAR

Eğitim olgusunun her geçen yıl daha da önem kazanması nedeniyle, bu hayat boyu devam eden (örgün ve yaygın eğitim yaşantılarında ) sürecin özellikle örgün eğitim basamağında yaşanan çeşitli güçlüklerinden belki de en önemlisi okulda başarısızlık durumlarıdır. Her ne sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın , okul çağı çocuklarının ruh sağlığını ve aile içi ilişkilerini olumsuz etkileyen önemli bir problem olma özelliğini sürdürmektedir.Okul ve uyum sorunları sebebiyle pek çok aile ruh sağlığı uzmanlarına başvurmak zorunda kalmaktalar.
Yaklaşık 30-40 yıl öncesine kadar okulda başarısızlık neredeyse sadece zekaya bağlı bir problem olarak ele alınmaktaydı.Son yıllarda çocuk ruh sağlığı alanında yapılan çeşitli araştırmalar , okul başarısızlığının zeka faktörünün dışında kalan pek çok etkenden kaynaklanabileceğini göstermiştir.Genelde okula başlayan her çocuktan müfredat programında hedeflenen bilgi ve becerileri (okuma-yazma ve matematik ) kazanması beklenir.Bu becerileri kazanmak da başarıyla eşdeğer tutulur.Bu sebeple de okul çağındaki bir çocuğun ilk görevi de öğrenme olarak kabul edilir.Kısaca öğrenme olayını bilgilerin kazanılması olarak tanımlayabiliriz.
Öğrenme sürecinde görülen çeşitli güçlüklerde öğrencinin bilgiyi kazanırken karşılaştığı sorunları içerir.Daha basit olabilen öğrenme problemleri fazla hissedilmeden aşılabilirken,kimi süreğen öğrenme ve okul sorunlarının altında yatan çeşitli etkenler olabilmektedir.Bu etkenleri kısaca sıralayacak olursak ;zeka yetersizlikleri,ruhsal sorunlar,görme-işitme engelleri,nörolojik ortopedik engeller,sosyo-ekonomik ve kültürel yetersizlikler,motivasyon eksikliği,aile içi problemler,okul-öğretmen ve programlardan kaynaklanan sorunlar olarak sayabiliriz.İşte konumuz olan Özel Öğrenme Güçlüğü yaşayan çocuklar,yukarda saydığımız temel etkenlerin dışında kalan özel durumları içermektedir.İlk olarak Kirk (körk) 1962 yılında Öğrenme Bozukluğu kavramını(learning disorder) çocuk psikiyatrisi ve nörolojisi ile özel eğitim alanlarında üzerinde durulması gereken bir olgu olarak vurgulamış ve gün geçtikçe de önemi giderek artmıştır.
ÖÖB’ terimi zeka düzeyleri normal veya normalin üstünde olan ve kendilerinden beklenen akademik bilgi ve becerileri kazanamayan çocuklar için kullanılır.Bu bozuklukta herhangi bir duyusal,nörolojik,fiziksel,ruhsal ve kültürel özrü olmayan ama okuma,yazma matematik,kendini ifade etme ,mekanda yönelme gibi alanlardan birinde veya çoğunda güçlük çeken çocukları kapsamaktadır.Bu konuda dünyada pek çok araştırmalar yapılmıştır. Ülkemizde ise kapsamlı araştırmaların yapılmasında sayısız yararlar olacağı düşünülmektedir.

ÖZEL ÖĞRENME BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ
( ETİYOLOJİSİ )

Bozukluğa yol açan etkenler tam ve net olarak bilinmemekle beraber , son yıllarda elde edilen ortak bulguları 5 ana başlıkta sıralayabiliriz.

1-Beyin Hasarları ; Hamilelik süresinde , doğum sırasında veya sonrasında , ilk aylarda oluşan bazı risk faktörlerinin merkezi sinir sisteminin gelişim ve işleyişini olumsuz etkilediği sanılmaktadır.Bu risk faktörlerini şu şekilde açıklayabiliriz.

- Ailevi Durumlar; Genetik yatkınlık , kalıtsal hastalıklar , yakın akraba evlilikleri, anne-baba sağlık ve sosyokültürel faktörler vb.

- Hamilelikle ilgili durumlar ; Hamilelik süresinde yeterli beslenememe ve gebeliğin aşırı stresli geçmesi , zorlanmalı doğum durumları, hamilelikte geçirilen enfeksiyon hastalıkları,bilinçsiz ilaç kullanımı,alkol-sigara vb kullanımı,diabet (şeker hastalığı ) ,kan uyuşmazlığı,annenin çok genç veya yaşlı oluşu,düşük riskleri,37 haftadan kısa veya 42 haftadan uzun süren hamilelikler.

- Doğumla İlgili Durumlar ; Uygunsuz ve kötü şartlarda yapılan doğumlar,plesenta (eş) ve göbek bağı-kordonu anomalileri, anne kalçasının aşırı darlığı , müdahaleli ve zor doğumlar.

- Yeni Doğan Dönemi Durumu ; Doğum sonrasında görülebilen anormal nörolojik bulgular,kas ve refleks problemleri,ağır seyreden sarılık vb hastalıklar,merkezi sinir sistemi enfeksiyonlar vb.

2- Gelişimsel Sapmalar ; Kimi çocuklar bazı gelişim alanlarında örneğin, konuşma gibi diğerlerine oranla daha yavaş olgunlaşırlar.Gelişimdeki bu boşluk ve sapmalar bazen öğrenme bozukluklarına neden olabilmektedir.

3-Genetik- Kalıtımsal Etkenler ; Bazı araştırmacılar ,öğrenme bozukluğu olan çocukların ortalama % 35 inde genetik köken bulmuşlardır.Birinci derece yakınlarda görülme oranı daha yüksek bulunmuştur. Otosomal dominant geçişin 15 nolu kromozomla olduğu tahmin edilmektedir.

4- Algısal Bozukluklar ;İşitsel , görsel , dokunsal , mekansal , kinestetik (ısı ) algı bozuklukları bu alanlarla ilgili öğrenme bozukluklarına neden olabilmektedir.

5- Nörolojik Fonksiyon Bozuklukları ; Öğrenme bozuklukları öğrenme sürecinin input (giriş ) ,entegrasyon ( işlem ) ,bellek (depo-hafıza ) , output ( çıkış ) süreçlerindeki işleyiş bozukluklarından da kaynaklanabilmektedir.

ÖĞRENME SÜRECİNDEKİ GÜÇLÜK ALANLARI

30-40 yıl öncesine kadar okul başarısızlıkları ve öğrenme güçlükleri genellikle zeka durumuna bağlı bir problem olarak ele alınmaktaydı.Ancak son yıllarda çocuk ruh sağlığı ve beynin yapısı ile ilgili araştırmalarda , öğrenme ve düşünmenin , klasik öğrenme teorilerince açıklananlardan daha geniş kapsamlı ve karmaşık süreçlerden oluştuğunu göstermiştir.Her anne-baba okula başlayan çocuğundan okuma yazmayı öğrenmesini bekler… Bilindiği gibi öğrenme ;bilgi edinme,bilgiyi işleme,depolama ve gerekli durumlarda da bilgiyi kullanabilmek gibi oldukça kapsamlı ve komplike işlemlere bağlıdır.Kısaca öğrenmeyi bilginin kazanılması süreci olarak ta tarif edebiliriz.Öğrenme güçlükleri de bilgi kazanma sürecinde görülen yersizliklerle kendini gösterir.

Öğrenme problemleri ve okul başarısızlıklarını klasik anlamda sıralarsak bunlar;

1-Zeka yetersizlikleri ,
2-İşitme ve görme gibi duyusal engeller,
3-Nörolojik ve ortopedik engeller,
4-Depresyon ve psikoz gibi ciddi ruhsal sorunlar,
5-Aile içi problem ve çatışmalar ,
6-Sosyo-ekonomik ve kültürel yetersizlikler,
7-Güdülenme-motivasyon eksikliği-isteksizlik,
8-Öğretmen,okul veya eğitim programlarından kaynaklanan çeşitli sorunları sıralayabiliriz.Bu etkenlerden kaynaklanan öğrenme yetersizliklerinin dışında kalan özel bir durum ise Özel öğrenme Bozukluğu olarak kabul edilmektedir.Bu terim zeka düzeyleri normal ya da normalin üstünde olan,ancak kendilerinden beklenilen akademik bilgi ve becerileri kazanamayan çocuklar için kullanılır.

1988 yılında ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Komisyonunun yaptığı tanıma göre; ÖÖB’luğu terimi, dinleme,konuşma,okuma,yazma,akıl yürütme,matematik bilgi ve becerilerinin kazanılmasında ve kullanılmasında görülen önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluk gurubudur.Bu bozukluğun çocuğun yaradılışı ile ilgili olduğu ve Merkezi Sinir Sisteminin işleyiş bozukluğuna bağlı olduğu varsayılmaktadır.Yukarda sayılan belirtilere ek olarak ,kendini idare etme,sosyal algılama ve sosyal etkileşim güçlüklerinin de birlikte görülebileceği belirtilmektedir.

Öğrenme Sürecinde Güçlük Çıkabilecek Alanlar

1-Dinleme Güçlükleri; Özellikle kalabalık ortamlarda sesleri ayıramamak vb.
2-Konuşma Güçlükleri; Sözlü dili kullanmada yetersizlik.Özellikle kendiliğinden konuşmalarda zorlanmazken,sorulan bir soruyu cevaplamada zorlanırlar.(söylemeleri gereken kelimeleri uygun şekilde sıralamada zorlandıkları için )
4- Düşünme Güçlükleri;Olay ve olguların analizini yapmada zorlanırlar .
5-Algılama Güçlükleri; İşitsel,görsel ve dokunsal algılarda karıştırma ve ayrımlaştırma güçlüklerini sık yaşarlar. 6-Bilgiyi Organize etme,depolama ve tekrarlama alanlarında güçlükler yaşarlar. 7-İmla Kurallarını tam öğrenip yerinde kullanamazlar. 8-Okuma alanında,harf veya kelimeleri yer değiştirme ve karıştırma görülür.
9-Yazma alanında,harf veya kelimeleri ,rakamları yer değiştirme ve karıştırma sık görülebilmektedir. 10-Matematikteki sayı ve sembolleri,rakamları yer değiştirme ve karıştırma görülür.
11-İletişim kurmada;,anlama ve anlatma,dinlemede güçlük çektikleri için duygu ve düşüncelerini tam olarak aktarmakta zorlanırlar. Öğrenme sürecini ve bu konudaki güçlükleri iyi anlamak için konuya sibernetik metotla bakmakta yarar vardır.Bu bakış açısına göre ÖÖB’u öğrenme süreçlerindeki işlev bozukluğuna bağlıdır.

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN KABUL EDİLEN ON TEMEL ORTAK NOKTASINI AŞAGIDAKİ ŞEKİLDE AÇIKLAYABİLİRİZ

1-Süreğen Başarısızlık ;Bu tür güçlüğü olan çocuklar fark edilir bir şekilde sürekli olarak mevcut kapasitelerinin altında başarı gösterirler.Yani zeka düzeyleri normal veya normalin üstünde olmasına rağmen okulda başarısızlık yaşarlar.
2-Psikolojik Süreçler ;Öğrenme bozukluğunun psikolojik süreçleri olumsuz olarak etkilediği kabul edilmektedir
3-Sinir Sistemi Fonksiyon Bozukluğu ; MSS ( Merkezi Sinir Sistemi ) de işleyiş bozuklukları olduğu belirtilmiştir.
4-Dil ve Konuşma Güçlükleri; Anlama ,yazılı ve sözlü ifade bozuklukları görülür.
5-Yaş ; İnsan hayatının her döneminde görülebileceği belirtilmektedir.
6-Çok Boyutlu Güçlük; Bu alanda yapılan çoğu tanımda primer ve sekonder (birincil ve ikincil ) sorunlar ayırt edilmiştir.Örneğin,zeka geriliği olan çocuklardaki öğrenme sorunları sekonder olarak ele alınmıştır.
7-Kavramsal Güçlükler ; Düşünme ve akıl yürütme gibi kavramsal sorunların öğrenme bozukluğu olabileceği belirtilmiştir.
8-Akademik Güçlükler ; Belirli akademik sorunların ( okuma-yazma-imla-matematik vb) bir veya bir kaçının görülmesi.
9-Diğer Güçlükler ;Sosyal beceriler ,mekanda yönelme güçlükleri,entegrasyon uyum-düzenleme-hareket beceri güçlükleri,zamanı ayırt etmede görülen güçlükler vb bu kapsama girmektedir.
10-Özel Eğitim İhtiyacı ; Bu çocukları yakından tanıyan kimselerin ortak kanaati bunların özel eğitime ihtiyaçları olduğunu kabul etmeleri.


ÖĞRENME SÜRECİNİN BASAMAKLARI

Öğrenme süreci 4 aşamada , birbirlerini tamamlayacak şekilde seyreder.Bu aşamaları sıralayarak açıklayalım.( İnput-Entegrasyon-Bellek-Output ):
1-İnput ( Giriş ) ; Duyu organlarından gelen bilgilerin beyne girmesi durumudur. Bu sürece algılama da denilir.
2-Entegrasyon ( Bütünleme-Birleştirme ) ; Gelen , algılanan bilginin kaydedilerek organize edilmesi , anlaşılıp işleme konularak yorumlanması sürecidir.Bu süreç de kendi içinde 3 basamakta gerçekleşir.Birincisi sıraya koyma ,ikincisi soyutlama ,üçüncüsü de organizasyon dur.Soyutlama güçlüğü zeka yetersizliklerinde daha yoğun yaşanır.
3- Bellek (Hafıza ) ;Bu süreçte anlaşılarak yorumlanan bilgi tekrar kullanılmak üzere depo edilir.Buradaki yaşanan güçlük bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada yaşanan yetersizliklerdir.O nedenle bu çocuklar öğrenecekleri materyali akranlarına kıyasla çok daha fazla tekrarlamak zorunda kalırlar.Ancak o sayede bilgiyi uzun süreli belleğe aktarabilmektedirler .Bilgiyi uzun süreli belleğe aktardıktan sonra öğrenme tamamlanmış olur.
4- Output ( Çıkış ) ;Kazanılan bilgilerin gerekli durumlarda beyin tarafından mesaj olarak hücrelere,kaslara,dil veya motor (hareket ) etkinlik alanlarına gönderilme sürecidir.Bu çocuklar bu alanlarda güçlük yaşarlar.Örneğin, dil alanında kendini ifade , yazılı anlatımda, motor alanlarında kas koordinasyonunda , ince motor becerilerde güçlükler yaşarlar.Kalem kullanmada ,kesme ,yapıştırma vb güçlükler yaşarlar ,beceriksiz olarak algılanırlar.
Öğrenmede Piaget (piaje ) nin açıkladığı gelişim evrelerinin sağlıklı olarak tamamlanması büyük önem kazanmaktadır. 5 yaş sonunda bir düzine resimden 9 tanesindeki benzerlik ve farklılıkları algılayabilmelidir.Şayet çocuk gördüğü kaplan resmini sürekli kedi ile karıştırıyorsa, bu çocuğun algılamasında bulanıklık ve belirsiz genellemeler var demektir. Yine 5-6 yaşlarında geometrik şekilleri eşleştiremiyorsa şekil sürekliliği zayıf demektir. Dokunma ve hareket tecrübeleri yolu ile öğrenme,görsel-işitsel algılama güçlükleri olan çocuklar için etkili ve faydalı bir yöntemdir.


ÖĞRENME GELİŞİMİNİN 5 TEMEL BASAMAĞI VARDIR

1-Algısal Öğrenme:Duyu organlarından gelen uyarıcalardan haberdar olunarak bu uyarıcıları ayırtedip , duyduklarını ve gördüklerini hatırlayabilmektir.Alınan uyarılara tepkide bulunabilmek için kas fonksiyonlarının normal olması (motor gelişim ) gerekir. Çocukların duyuları doğuştan fonksiyonel olarak gelişmiştir, ancak ayırt edicilik özelliği gelişerek zamanla kazanılır. (su,süt,meyve suyu vb ayırımını zamanla yapacak olgunluğa erişir ) .

2-Ayırtedici Ve Birleştirici Öğrenme :Çocuklarda önceleri gördüğü cisimlerin sürekliliği yoktur. Yaklaşık 2-4 yaşlarında cisimleri gerçek şekilleri ile kavramaya başlarlar ve cisimleri aynı olanlarını birleştirmeyi, farklı olanları ayırmayı öğreneceklerdir. Böylece objeleri sıralayabilir, eşleyebilir, gruplandırabilir hale geleceklerdir.Bu temel yetenekler matematik yeteneğinin ön şartıdır.
3-Özümleyerek Öğrenme : Çocuk zamanla yukarda açıklanan süreçleri özümleyerek bunları kendisinin bir parçası haline getirerek kullanmaya başlar.Bu gelişim , kaba-ince motor aktiviteler ve vücudundan haberdar olma yeteneğinin gelişmesi ile paralel giden bir süreçtir.
4-Uydurarak-Adapte Ederek(Accomodatıve) Öğrenme:Çocuk artık kazandığı bilgileri kullanarak bunları yeni durumlara transfer edebilir.Bu dönemde alıcı verici dil fonksiyonları gelişir . 5-Sembolik Öğrenme : Bu aşamada semboller aracılığı ile işlem yapılarak, akıl yürütme becerileri gelişir.Çocuk artık Okuma-Yazma-Matematik ( O-Y-M ) eğitimine hazırdır. O-Y-M eğitimi çocuğun sembol sistemini kullanabilmesi ile ilişkilidir.Şimdi bu becerilerin normal gelişim aşamalarını sıralayalım:
O K U M A

1-Algısal Gelişim Basamağı : 0 – 6 - ay sese tepki gösterir.
2 - ay a,e,u gibi sesler çıkarmaya başlar.
2 – 5 - ay sesin geldiği yöne doğru bakamaya başlar.
3 – 4 - ay anlamsız heceler kullanmaya başlar.
6 - ay - aynı heceleri yan yana getirmeye başlar, ba-ba, de-de gibi.
7 – 9- ay öksürük,dil şapırtatma,basit konuşma seslerini taklit etmeye başlar.
6 –13- ay basit anlamlı ifadeleri anlamaya başlar,bay-bay yap,el salla gibi . 12 - ay - herkesin anladığını sandığı ancak sadece kendisinin anladığı sesler çıkarır.Kendi ismine tepkide bulunur.
12-13 - ay yakın çevresine ait 10 kelimelik kelime hazinesi oluşur. 15- ay- tanıdığı kişi,oyuncak ve hayvanları sorunca gösterebilir.Basit otur-kalk gibi istek ve emirleri yapar,yerine getirir. 13-15 - ay tanıdık bir kaç objeyi isimlendirir. 19 - ay kendinden ismi ile bahseder. 19-21 - ay kelime hazinesi 20’ mi ye ulaşır.
2-Ayırtedici Ve Birleştirici Gelişim Basamağı :

22-24 - ay 3-5 objeyi resimde tanıyabilir ve gösterebilir. 24 -ay sesleri ayırt etmeyi ve birleştirmeyi öğrenir,sesli olanla olmayanı ayırt edebilir. Basit soruları anlar, 3 kelimelik cümleler kurar,zamir ve çoğul eki kullanabilir, olumsuz cümleler kurabilir.
24-29 - ay yaklaşık 300 kelimelik kelime hazinesine ulaşır . 27-29 - ay vücut parçalarının görevlerini kavrar.
27-30 - ay şekil kavramı ciddi şekilde gelişmeye başlamıştır.
3-Özümleyici Gelişim Basamağı :

30-35 ay kavramları keşfetmede vücudunu kullanır,düşüncesini iletir,kritik yapar, kafiyeli sözcüklerden hoşlanır.
30-35 ay iki aşamalı emirleri yerine getirebilir.
36-37 aydan itibaren gece ile gündüzü ayırt edebilir,mevsimleri kavramaya başlar.
4-Accomodative-Uydurma-Adapte etme Gelişim Basamağı :

36-48ay çevresiyle sözel iletişim başlatır.
40-48 ay basit okul şarkıları öğrenebilir. 5-6 kelimelik cümleler kurmaya başlar, sözcük dağarcığı 1000 e yaklaşır. Konuşma hızını ayarlayabilir, resimde olay anlatabilir. 3-5 aşamalı emir ve yönergeleri yerine getirebilir.Soyut anlam ifade eden kelimeler, umarım-sanırım gibi kullanmaya başlar.
48-50 ay ne – neden,nasıl-niçin vb sormaya başlar.
40-60 y yaşını,doğum gününü,ev adresini bilebilir,zıt ifadeler kullanabilir.
40-61 ay uzun sayılabilecek hikayeleri dinleyerek anlatabilir.
60-72 ay nesnelerin görevlerini,neden yapıldıklarını kavrayabilir.Yukarı – aşağı , iç-dış gibi mekansal kavramları anlar,genellikle çoğu sesleri doğru kullanabilir,bazen s-z,r-y gibi sesleri karıştırır.Konuşmalarında geçmiş-şimdiki ve gelecek zamanı kullanır,harflerin şekillerini kavramaya başlar.Sağını-solunu anlamaya başlar,öğrenmek için sorular sorar.

5-Sembolik Gelişim Basamağı :

60-72 ay harflerle sesler arasındaki bağlantıyı kavramaya başlar.
60-80 ay anlayarak okumaya başlar. Sizlerde biliyorsunuz ki çocuklar İlköğretime başlarken , o senenin en geç Aralık ayı itibari ile 72 ayını doldurması gözetilir.Ancak çocuklar gelişim ve büyüme seyirlerinde ciddi bir engelle karşılaşmamışlarsa 6 yaşını doldurma evrelerinde okuma-yazma olgunluğuna erişmekte oldukları anlamına gelir.

GÖRSEL ALGI SORUNLARI

1-Görsel ayrımlaştırma demek, görsel uyarıcılar arasında ayırım yapabilmektir.Bu alanda yetersizliği olan çocuklar çeşitli uyarıcıları ayrımlaştırma da zorlanırlar Örneğin,harfleri ters yada dönmüş olarak algılarlar , z-s,b-d,b-f,d-f,g-e veya 6-9 vb karıştırabilirler.Bazen de bütün bir kelimeyi ters dönmüş olarak algılarlar .Örneğin,çok-koç, ev-ve ,en-ne, yat-tay veya 12-21 gibi ters algılanabilir.Yine bazen de harflerin yerini değişik algılayabilirler.Örneğin,orman-roman,için-çini ,kapı-apı gibi.
2-Görsel fiğür-zemin algı yetersizliği ise, bir zemin üzerindeki figürü algılayamama – ayrımlaştıramama durumudur.Buradaki güçlük bir bütünün önemli bir parçasına odaklanamamaktır.Yazıyı okuyabilmek için bu becerinin normal olması gerekir. Okurken yerini kaybetme,satır atlama,sözcük atlama,satırı tekrar okuma veya rehberde, sözlükte , haritada aradığı şeyi bulamama gibi aşırı ve süreğen güçlükler yaşarlar.
3-Görsel bütünlük ve keskinlik alanında da güçlük yaşarlar.Eksik tamamlamada, nokta birleştirmede,yeterli hızda görebilmede vb güçlük çekerler.Örneğin,yap-boz türü oyuncaklarla oynamada zorlanırlar.
4-Görsel hafızaları zayıftır.Gördükleri şeyleri zihinde tutmada ve hatırlama da zorlanırlar.Gözünde canlandırma ve sıralamada zayıf oldukları için, istenilen harfin görsel sembolünü hatırlama güçlükleri vardır.Bu çocuklar kelimeleri,uzunluk ve kısalığına göre tanırlar.Kısa kelimeleri kolay,uzun kelimeleri ve kuyruklu harfleri zor öğrenirler.El-göz koordinasyonlar zayıf olduğu için, diagonal eğri çizmede, resim yapmada, alet kullanmada,sınırları belli bir bölgeyi boyamada,yazmada,okuma-yazma süresinde gözle izlemede zorluk yaşarlar.Sağını-solunu karıştırırlar, mekanda yönelme-pozisyon ve yönlerini karıştırırlar.Adres bulmada,belli bir mesafeyi tahmin etmede zorluklar yaşarlar.

İŞİTSEL ALGI SORUNLARI

1-İşitsel ayrımlaştırma güçlüğü yaşarlar;Benzer sesleri ayırt edememe ve karıştırma görülür.Bilindiği gibi okumada önemli olan sesleri ayırt etmek ve bu seslerin karşılığı olan sembolleri hızlı olarak düşünerek bulabilmektir.Yazmada da f-m,k-t,b-m,l-n,t-d vb sık karıştırırlar. 2-İşitsel zemin-figür ayırt etme güçlüğü olanlarda,işitsel uyarıcıyı anlamsızdan ayırt etmede zorluk yaşarlar.Örneğin; evde TV izlerken zil sesini veya bir yakınının sesini ayırt etmede zorlanırlar.Sınıf içinde gürültülü ortamda anlatılanları ayrımlaştırmada zorlanırlar. 3-İşitsel kavrama yetersizliği olanlar, duydukları ses ve konuşmaların manasını kavrayıp anlamada güçlük yaşarlar.Dinleme ve dikkat etmekte zorlanırlar,yönergeleri izleyemez ve karıştırırlar. 4-İşitsel bütünleştirme ve keskinleştirmede güçlük yaşarlar.Örneğin,eksik okurlar,ritmi yakalayamazlar,işitsel uyarıcının eksiğini tamamlamada güçlük yaşarlar. 5-İşitsel hafıza yetersizlikleri vardır .İşitsel uyarıcıları hafızalarında tutmada ve gerekli durumlarda da hatırlamada güçlük yaşarlar.Örneğin,dinledikleri hikayenin sırasını karıştırırlar, isimlendirme güçlüğü çekerler,dikte hataları sıktır,ifade güçlüğü yaşarlar.

ÖÖG OLAN ÇOCUKLARIN EĞİTİM VE TERAPİLERİ

Bu tür güçlüğü olan bir çocuğun tanılama sürecinde,gerekli inceleme ve değerlendirmeler yapılarak kesinlik kazandıktan sonra,öncelikle çocuğa yaşadığı sorunu onun anlayabileceği bir dille anlatarak,kaygı ve korkularının bir ölçüde azalmasına ve kendini değersiz ve yeteneksiz-beceriksiz olarak algılamamasına,özgüveninin daha da yıpranmasına meydan verilmemelidir.İkinci olarak, aileye çocuklarının güçlük çektiği alanlar onların anlayabileceği bir tarzda anlatılarak,onların çocuklarını doğru olarak tanıyıp kabullenmeleri,çocukların eğitimlerinde üzerlerine düşen görevleri anlayıp yapmalarında desteklenmeleri ve böylece hem kendi hem de çocukların ruh sağlıklarını korumalarına yardımcı olunmuş olur.
Üçüncü aşamada ise bu çocuğun öğretmen veya öğretmenleri ile görüşülerek onların öğrencileri hakkında doğru ve sağlıklı bilgiler edinmelerine , çocuğu gereksiz yere zorlama veya aile ile karşılıklı suçlama vb gereksiz sürtüşmelere fırsat verilmemelidir. Özel öğrenme güçlüğü olan çocukların eğitimlerinin normal sınıf müfredat programlarıyla veya özel takviye derslerle normal metotlarla yürütülmesi oldukça güçtür.Bu çocukların yapılan tanı ve değerlendirmeler de elde edilen bulgular doğrultusunda hazırlanacak özel eğitim programlarına ilaveten ,psikopedagojik yaklaşımla yapılacak eğitsel terapi yaklaşımları ile öğrenmeleri sağlanabilmektedir.

BU YAKLAŞIMLARDA ;

1-Multi-sensory akademik terapi,
2-Davranış Terapisi,
3-Aile Terapisi,
4-Gerekiyorsa konuşma ve uyum terapisi vb ile desteklenebilir. Bu konuda değişik terapi modelleri öneren uzmanlar bulunmaktadır. Örneğin;LETMAN’ın görsel motor yaklaşımı, KEPHART’ın algısal-motor yaklaşımı, VALETT’in gelişimci özel eğitim proğramı, ORTON-GILLINGHAM’ın harf-ses sistemine ağırlık veren linguistik proğramı,FROSTIG’ın görsel motor ağırlıklı algısal programı gibi . Ayrıca eğitsel terapi çalışmaları devam ederken,aile içi ilişkilerin , uyum ve davranış problemlerinin tedavisinde diğer psikoterapi yöntemlerinden de yararlanılabilir ( Aile terapisi-Davranış terapisi) vb.

ÖÖG’ OLAN ÇOCUKLARDA GÜÇLÜK TÜRLERİNE YÖNELİK
YAPILABİLECEK EGZERSİZLER

ÖÖG-de görülen Görsel Figür-Zemin Ayrım Güçlükleri için Yapılabilecek Egzersizler

1-Odada aynı şekil ve boyuttaki,renkteki eşyaları buldurma alıştırmaları yapmak, 2-Kolaydan zora doğru boz-yap materyal ve oyuncaklarını yaptırmak,
3-Karışık zeminden sözcükleri ayırma alıştırmaları yaptırmak.
4-Resimde gizlenmiş durumdaki sayıları,harfleri veya figürleri bulmak.
5-Sözlük,indeks,rehber ve harita kullanma çalışmaları yaptırmak.
6-Yukarda açıklanan alıştırma örnekleri ile görsel figür- zemin ayrım zayıflığının yaşantıdaki etkisini azaltmak hedeflenmektedir.
Görsel Bütünleştirmeyi Geliştirici Çalışmalar

1-Eksiklikleri bularak tamamlama.
2-Eksik kelimeli cümleyi tamamlamak,eksik harfli kelimeleri bulmak vb.
3-Resimdeki eksiği veya eksikleri bulmak .
4-Noktadan noktaya, sayıdan sayıya birleştirmek.
5-Manzara,tanınan eşya vb. gibi boz-yapları birleştirebilme.
6-Bilinen objeleri gölgelerinde tanıma.
7-Resimdeki saklı şekilleri bulmak.

Görsel Hafızayı Geliştirici Çalışmalar

1-Özel veya genel çalışmalarda görsel imajı güçlü ve belirgin materyallere ağırlık vermek (renk,şekil,vurgu,vb özelliği olan şeyler )
2-Adres ve telefon numarası vb hatırlama egzersizleri yapmak.
3-Öğrenme ortamlarında bulunan öğrenme ile ilgili olan veya olmayan materyalleri – uyarıcıları mümkün olan en aza indirerek sadeleştirmek.Çocuğun hafızasının yersiz uyarıcılarla meşgul olmasını engelleyerek , esas öğrenmeleri gereken konuya yoğunlaşmalarına yardım edilmiş olunur.
4-Ayrıca görsel hafızayı destekleyip geliştirmek için işitsel ve dokunsal araçlar kullanılabilir.Böylece öğrenilecek materyalin farklı duyuları kullanarak daha kolay kavranarak hafızada daha uzun süre kalarak-aktarılarak kullanılabilmesine fırsat sağlanmış olunur.
5-Hafızadan – hayali şekil dizileri, boncuk vb sıralama ,bloklardan farklı şekiller oluşturma çalışmaları yaparak ,bunları bazen çizim veya materyallerle gösterecek çalışmalar yapmak.
6-Kelimedeki harf sırasını hatırlama alıştırmaları yapmak. 7-Alfabedeki harfleri , günleri ve ayları sırasına göre sıralama alıştırmaları yapmak.
El-göz Koordinasyonunu Geliştirici Çalışmalar

1-İlgili nesne veya materyalleri, öğrenme sürecini vb gözle izleme egzersizleri yaptırmak.El ile gözün koordinasyonunu yavaş yavaş artırmaya yarar.
2-Top ve tenis vb oyunlar izleterek oynamasını sağlamak.
3-Çivi çaktırmak, değişik şekiller çizdirmek veya yaptırmak.
4-Bocuk dizdirmek,blok vb dizdirme egzersizleri yaptırmak.
5-Çeşitli resimler çizdirerek bunları boyatmak vb alıştırmalar yaptırmak.
6-Domino,satranç,tavla vb oynatmak ( kontrollü şekilde ) .

Mekan Algısını Geliştirirci Egzersizler

1-Spor ve benzeri etkinliklerle vücut yapısını daha iyi algılamasını sağlamak.
2-Sağını-solunu,önünü-arkasını ve 4 ana yönü ve ara yönleri kavratıcı alıştırmalar yaptırarak bunları pekiştirmesine yardımcı olmak.
3-Çeşitli vücut egzersizleri yaptırarak değişik vücut pozisyonlarını taklit ettirmek. 4-Uzaklık-yakınlık,derinlik-boyut,şekil –zemin,ağırlık ve miktar olarak değişebilen nesnelerin diğerleriyle ilişkisini anlatarak kavramasına yardımcı olmak. 5-Çeşitli yazı egzersizleri yaptırmak. 6-Küp ve boncuklarla benzer şekiller oluşturmak. 7-Harita okuma-kullanma alıştırmaları yaptırmak. 8-Yazılı veya sözlü yönergelerle eşya ve objelerin yerini belirleme egzersizleri yapmak.
9-Ters şekil ve sembolleri tanıma çalışmaları yaptırmak.
İşitsel Algılamayı Geliştirici Çalışmalar :

1-Benzer sesli kelimeleri bulma alıştırmaları yaptırmak. 2-İşitsel uyarıcıya dikkat ederek sesin kaynağına yönelme çalışmaları yapmak. 3-Sesin olup olmadığını belirlemek.Eğer varsa sesin kaynağını oluşturan materyalleri çeşitli müzik aletleri,radyo vb aletleri kavramak ve ayrıştırmak amaçlı alıştırmalar yapmak. 4-Ses kaynağına başını çevirdiğinde fark edip görmesini sağlamak.
5-İşitsel ayrımlaştırma eğitimine tanınan seslerin ayırımını kavratıcı çalışmalar yapmak.
6-İşitsel ayrımlaştırma eğitimi çalışmalarında iki farklı sesle başlayın,bunlar kavrandıkça,sesleri değiştirip yavaş yavaş arttırarak çalışmaları tekrarlarla devam ettirin.
7-Cümle,sayı vb ritm tekrarları yaptırmak.
8-Sözlü yönergeleri tekrarlama alıştırmaları yaptırmak. 9- Evet-hayır şeklinde cevaplandırabileceği sorularla çalışmalar yapmak. 10-Çeşitli ses taklitleri yaptırarak farklılıkları ve benzerlikleri kavratma egzersizleri yaptırmak,işitsel algıyı kuvvetlendirir.
11-Cevap vermeden önce bekleme alıştırmaları yaptırmak. 12-Yarım bırakılan cümle veya öykü tamamlatma egzersizleri yaptırmak. 13-Teyp den yönerge ve talimatları dinletmek . 14-Şiir , şarkı ,hikaye,öykü,fıkra vb sıralama alıştırmaları yaptırmak. 15-İhtiyaçlarını hareketlerle anlatma ve anlattırma çalışmaları yaptırmak.

NOT: Yukarda çocuğun zayıf olduğu alanları güçlendirmek için önerilen alıştırmaları yaparken, kesinlikle acele etmeden, basamak basamak, kolaydan zor doğru çalışınız. Çocuğun kendine ve size olan güvenini sarsacak en ufak hareket ve davranışlardan kaçınınız. Unutmayınız ki başarı zaman ve sabır ister.

ÖÖG OLAN ÇOCUKLARIN EĞİTSEL TERAPİLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DİĞER KURAL VE YÖNTEMLER

- Çocuğa yönelik hazırlayacağınız eğitim programı çocuğun güçlük alan ve derecesine göre,onun gelişim düzeyine uygun olarak düzenlenmelidir.
- Eğitim çalışmalarına çocuğun en kolay başaracağı uygun seviyeden başlanmalıdır.
- Çalışmaları ,çocuğun mekana hakim olabilmesi ve güven kazanması ve olumlu yönde kolay şartlanabilmesi için, genellikle hep aynı yerde sürdürmeye özen gösterin.Örneğin,çalışma masası,duvar ve kapı gibi nesnelerin hep aynı pozisyondan algılanmasına uygun zemin hazırlayın.
- Harekete geçmeden veya konuşmaya başlamadan önce kısa süre bekleyerek düşünüp hazırlık yapmasını öğretin.Aceleci tavrından dolayı karıştırıp fazla hata yapmasın.
-Çalışmanın başlangıcında 8-10 dakikalık kısa aralıklarla başlayın ve çalışma konularını sık sık değiştirin. Yavaş yavaş çalışma süresini uzatın.
-Çalışma konularını küçük-basit anlamlı parçalara bölerek işleyin.
-Çocukla konuşurken sizin gözünüze bakmasını sağlamaya çalışın.
-Yine çocukla konuşurken kısa ve olumlu cümlelerle konuşmaya özen gösterin
-Çocuğa öğrettiğiniz bilgi ve davranışları kısa aralıklarla sıkça tekrarlayınız ki öğretilenleri pekiştirerek kalıcı olsun .
-Bütün öğrencilerle yapılan çalışmalarda olduğu gibi bu çocuklarla çalışırken de aile öğretmen koordinasyon ve işbirliğinin sağlanmasına özen gösterin ki evde ve okulda yapılan çalışmalar birbirini tamamlayarak destekleyici olabilsin.
-Ev ve okulda yapılan çalışmalarda cezadan kaçının, ancak bazen gerekli durumlar da ödülü vermeyebilirsiniz.Başarı ve başarısızlık gösterdiği zamanlar da çocuğa karşı aşırı sevgi veya aşırı kızgınlık tepkileri göstermekten kaçının.
-Çocuğun başarabileceği yakın hedefleri birlikte belirleyin ona hedefleri dikte etmeyin, çünkü direnç göstermesine neden olabilirsiniz.
-Çocuğa yönelik program hazırlarken çocukla ilgili ayrıntılı ve doğru bilgiler edinerek,yaratıcılığınızı kullanmayı ihmal etmeyin.
- Seçim yapmakta zorlandıklar durumlarda doğru şekilde sizler yönlendirin.
-Bu çocuklar başaramadıkları zamanlarda kendilerini değersiz hissederler.Değer duygularının gelişimi için onları başarabilecekleri çalışmalara yönlendirin.Onların değer duygusunu hissetmek için iyi başarabilecekleri bir aktivite veya oyuna yönelmelerini anlayışla karşılayın,başardığı ders ve etkinliklerden sonra fark edip beğendiğinizi ona hissettirin.
-Başarılı çalışmalarını teyp veya videoya kaydederek ,isteksi veya başarısız yaşantılardan sonra izletebilirsiniz.
-Nasıl olsa yapamaz diye çocuğa görev ve sorumluluk vermekten kaçınmayın.Unutmayın ki onun da rahat başarabileceği pek çok etkinlik çeşitleri mutlaka vardır.
-Çocuğun terapisine mümkün olan en erken dönemde başlamaya çalışın.Gecikme oranında ek problemlerde de artış olur , çözümü de giderek güçleşir.Erken teşhis ve eğitsel terapiye, psikolojik yardıma önem verin.Esas güçlüğüne ilaveten gelişen ek sorunları çözmesine yardımcı olun , çözmeye çalıştığınız ek sorunları basitten zora doğru sıralayarak birer birer sırayla çözmeye çalışın.Hepsini birden çözmeye kalkışmayın,çünkü durumu daha da zorlaştırmış olursunuz. Bir problem çözülmeden diğerlerini çözmeye kalkışmayınız.
-Çocuğun sosyal ilişkilerini geliştirmesini destekleyin,evde okulda uygun modeller bulun ,kendiniz model olun.
-Kendisine ait işleri yapabilmesinde, bağımsızlık kazanmasına yardımcı olun .
-Çocuğun çevresinde ve kendisinde oluşan değişikliklerin farkına varmasını sağlayın.
-Sınıfta ön sırada pencereden uzak öğretmenine yakın oturmasını sağlayın.Fark ettirmeden izleyin, dikkat ve ilgisinin dağıldığını anladığınız anlarda, onunla daha önceden anlaştığınız basit bir hareketle ( gözüne bakmak, öğretmenin kendi kulağına dokunması vb ) onu uyararak tekrar derse dönmesini sağlamaya çalışın.
-Gerekirse sayfayı bölün , altını çizin ,renkli kalemler kullanarak kolay fark etmesine yardımcı olun.
-Yavaş olduğu bitiremediği,yetiştiremediği durumlarda , ek süre tanıyın veya daha az iş vererek başarısızlık duygusu yaşamasını engelleyerek,çalışmalara karşı yılgınlık göstermesine fırsat vermeyin.
-Çalışma ve ödevlerindeki hataların farkına vardırarak ,düzeltmesine yardımcı olarak öylece bırakmasına engel olun.
-Çalışmalarınızı mümkün olduğu kadarıyla sessiz ortamlarda yürütmeye çalışın.
-Daktilo,bilgisayar ve hesap makinesi vb kullanmaya özendirin.
-Çalışmalarınızda dokunma duygusundan da yararlanarak gerek duygu aktarımı ve gerekse öğrenmeyi kolaylaştırabilir, kavramayı, dokunma duyusundan da yararlanarak arttırabilirsiniz.
-Çalışma ve egzersizlerinizi onlar için eğlenceli hoş yaşantılar haline getirmeye çalışın.Çalışmaların arasına fıkralar,bilmece ve bulmacalar,tekerleme ve oyunlar serpiştirerek kuru ve sıkıcı şeylermiş gibi hissetmelerini engelleyin.Sulandırmadan espri duygusunun gelişimini destekleyiniz.
-Çocuğa yapması için verdiğiniz ödevleri sınıfta mutlaka kontrol edin.Takip edilip izlendiğini ve desteklendiğini hissettirin.Karşılaştığı güçlükleri anladığınızı ve çözmesi için onun yanında olduğunuzu ,onu anladığınızı samimi olarak ona yansıtın.
-Dikkatinin dağılıp hareket ihtiyacının arttığını hissettiğiniz durumlarda vereceğiniz basit iş ve görevlerle onun sizin kontrolünüzde kalarak hareketini sağlayın ki rahatlayabilsin.Böylece hem sınıftaki kontrolünüz kaybolmamış ve hem de çocuğu kontrol için gereksiz baskı ve zorlamalara yönelmemiş olursunuz.
-Çocuğun güçlüklerini fark edemeyen veya yanlış algılayan pek çok aile ile karşılaşabileceğinizi unutmayınız.Onların birtakım olumsuz duygusal tepkiler de verebileceğini ve bunun normal olduğunu,kabul edin;ancak çocuğun sorunlarını kavramaları,kabullenmeleri , eğitimleri ve tedavileri konusunda bilinçlenmelerine katkıda bulununuz,duygusal davranmaktan kaçınınız, durumu kişiselleştirip yersiz tartışmalara girmeyiniz.

DSM-III-R’DE ÖĞRENME BOZUKLUKLARI

Burada Öğrenme Bozuklukları Pedagojik bir terim olarak varsayılıp kullanılmamış, ancak yinede eğitimsel bir terim sayılabilecek, Akademik Beceri Bozuklukları olarak adlandırılmışlardır. Bu durumun-güçlüklerin Özel Eğitim Alanını ilgilendiren bir problem olduğu vurgulanarak, Çocuk Psikiyatrisi kapsamında ele alınarak değerlendirilmesi gerektiği ifade edilerek aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.

Akademik Beceri Bozuklukları

1-Gelişimsel aritmetik bozukluğu ( Discalculia ) .Örneğin,4+3= ? sorusunu çocuk 4+7=3 olarak yazabilir.Doğru cevabı yanlış yerde verebilmektedirler.
2-Gelişimsel okuma bozukluğu .Bir kısım ses ve heceleri yutma,atlama,yer değiştirme vb olarak görülür.Dili anlama ve anlatmada yavaşlık ve yetersizlik görülür. 3-Gelişimsel yazılı ifade bozukluğu .Harfleri ters yazabilir veya birbirinin yerine kullanabilir, karıştırabilirler (b,p,d,s,ş,z vb) ,hissedilir şekilde yavaşlık görülür.

Dil Ve Konuşma Bozuklukları

1-Gelişimsel artikülasyon bozukluğu.Kekemelik gibi ifade bozuklukları görülebilir.
2-Gelişimsel reseptif (alıcı ) dil bozukluğu-Sözlü ifade bozukluğu.Özelikle konulu ve istenen konuları anlatmada ve toparlayarak ifade etmede zorlanırlar.

Motor Beceri Bozuklukları

1-Gelişimsel koordinasyon bozukluğu.El-göz koordinasyonunun zayıflığı nedeniyle el-göz bir amaç doğrultusunda birlikte paralel çalışmakta birbirini takipte zorlanırlar. 2-Diğer gelişimsel bozukluklar.Yönelmede ,yön bulmada ,durma ve kalkmada uygunsuzluk veya orantısızlık,atma ve tutmada,hızlanma ve yavaşlamada orantısızlıklar ve ölçüsüzlükler sık görülür.

MATEMATİK VE ARİTMATİK BECERİ BOZUKLUĞU-DİSCALCULİA

Genellikle,okuma yazma bozukluğu ile aritmetik ve matematik beceri bozuklukları birlikte görülür. Aritmatik bozukluğu, aşağıdaki becerileri de olumsuz yönde etkilemektedir.

Dil Becerilerindeki Yetersizlikler

- Matematiksel terim ve kavramları ifade etmede zorlanırlar,
- Matematiksel kavram ve işlemleri isimlendirmede zorlanırlar, - Matematikle ilgili yazılı problemleri sözel olarak ifade etmede ve anlamada zorlanırlar, problemin basamaklarını kavrayıp takip etmede zorlanırlar,
-Matematik problemlerini sembollere dönüştürerek çözmekte zorlanırlar.
Algısal Beceri Yetersizlikleri

- Sayı ve sembolleri doğru algılamada zorlanırlar, bazen şekillerini ve bazen de işlem sürecindeki yer ve basamaklarını karıştırırlar,
- Sayı ve sembolleri ayrımlaştırmada ve tanımada zorlanırlar , - Sayı ve sembolleri yerinde ve doğru olarak okumada-ifade de zorlanırlar.
Dikkat Beceri Yetersizlikleri

- Matematiksel şekilleri doğru alarak kopyalamada zorlanırlar,
- Eldeli sayıları kavramada ve onları işlem sürecinde yeterli algılamada ve doğru kullanmada zorlanırlar,

Matematik Beceri Yetersizliği

- Çarpım tablosunu öğrenmede aşırı zorlanırlar ,
- Rakamları veya objeleri doğru saymada zorlanırlar,
- Matematiksel işlemlerde işlemlerin sıra ve basmaklarını karıştırırlar.Örneğin, 5- 3= işlemini yaparken sonucu bilmesine rağmen işlemi şu şekilde yapabilir : 2-3=5 ,burada sonucu bilmesine rağmen yanlış yerde vermektedir .
Discalucıalı Çocukların Gelişimsel Özellikleri

Bu çocuklar ilkokula başlayınca sayıların bir bütünü temsil ettiğini kavrarlar. Böylelikle de 9=5+4 veya, 9=6+3 ün toplamı olduğunu öğrenirler. Bunu anlayabildikleri zaman problemlere geçebilirler.Bundan sonraki öğrenecekleri basmak 10’ luk sistemin anlaşılıp kavranmasıdır.Burada da öncelikle 2 basamaklı sayılar öğrenilerek başlanır.Ör; 38 in 30 ve 8 den oluştuğunu kavramak gibi.Daha sonra bunlar işlemlerle pekiştirilerek diğer üst basamakların öğretilmesine geçilir.
Bu çocukların teşhisinde hata analizleri ve informal testler kullanılabilir.Terapilerinde gelişimci eğitim programları daha verimli olabilir.Bu programların temel hedefi okul öğrenimine yönelik temel becerilerin öğretilmesidir. Bu beceriler kazandırılırken somut yollar kullanılarak çok tekrarlarla kavratılarak pekiştirilmeye çalışılır.Parayı öğrenme ve kullanma, çeşitli ölçüm araç ve yöntemleri, saat vb. şeyler öğretilir.

Gelişimci Eğitim Teknikleri;

-Model Olma;Terapist veya öğretmen kendini örnek olarak gösterir .Örneğin; öğrenciye, bak ben nasıl topluyorum der ve göstererek işlemi yapar ve sonra da, ondan sesli olarak kendi kendine talimat vererek işlemi yapmasını ister. Toplama için farklı yöntemler uygulanabilir:
Örneğin,4+6=?
1- . . . . noktalar saydırılır - 1 – 2 – 3 – 4 . . . . .bu noktaları da say - 1 - 2 – 3 – 4 – 5 – 6 . . . . . . . . . . şimdi noktaları ve rakamların tamamını say denir 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10 Şimdi en büyük sayıyı söyle denir, 10
2- . . . . . . noktaları say , 1- 2- 3- 4- 5- 6 . . . . noktaları say 1- 2- 3- 4 şimdi ilk saydıklarından saymaya devam et denir , 6- 7- 8- 9- 10 sonrada son söylediğin sayıyı toplam olarak söyle denir, 10 gibi.

DEĞERLENDİRME VE EĞİTİM ÖRNEKLERİ

-Sembolleri tanımlama egzersizleri yapılır.Burada çeşitli rakamlar göstererek hangi rakam olduğunu sorarak söyletin .
Örneğin,12 - 16 - 10 - 25 - 39 - 47 - 21 - 34 - 43 - 52 - vb. söylemesi istenir.
-Sayıların öncesine ve sonrasına ne gelir, türü egzersizler yaptırılır.
Örnekler; . . . . . . . 8 – 9- 10 – 11- 12- . . . . . 18 – 19- . . . 23- . . . vb.
5 – 10 -15 - . . 30 - . vb. . . . . . 60 . . . . 110 vb. 48 . ( 50 ) . 52 vb.
-Her türden basit işlemler yaptırılabilir. ( Özellikle 4 temel işlemler )
-Çeşitli problemler,önce çocuğun dinlemesine yönelik dikkati çekilerek yaptırılır.Örneğin, soru – problem; Ahmet’in 5 tane kalemi vardı (bekle denir), babası 3 tane daha aldı .Şimdi toplam kaç kalemi oldu diye sorulur.Soru bir defa daha baştan itibaren aynen tekrarlanır .
-Meral’in 12 portakalı, 4 elması ve 25 tanede armudu var.Şimdi toplam kaç tane meyvesi var gibi sorularla basit alıştırmalar yaptırılabilir.
- Canan’ın bir düzine muzu vardı. 3’ünü kardeşine, 2’sinide arkadaşına verdi.Şimdi elinde toplam kaç muz kaldı ? vb. - 4060 - 406 - 4600 - 4006 - 4066 vb. Yukarıdakilerden dört bin altıyı işaretle gibi.
- Örneğin çeşitli basit işlemler yarım bırakılarak boşluğu uygun şekilde tamamlaması sağlanır; 3 + = 17 , -49=21 , 8 * = 48 vb.
- Örneğin çocuğun sınıf düzeyine uygun küçükten büyüğe kadar çeşitli sayılar söylenerek rakamla yazması istenir. Üç yüz yirmi yedi yaz , Beş bin altı yüz seksen beş yaz,İki yüz kırk dokuz bin yedi yüz on üç yaz, Dört milyon sekiz yüz kırk sekiz bin dört yüz elli dokuz yaz gibi. Tane tane söylenerek çocuğun rakamla yazması sağlanır.
-Kare,üçgen,dörtgen,çember, ok işareti vb’ leri ile değişik türevlerinin çizimi,şekil,alan ,boyut ve miktar gibi farklılıkların ayrımına varması öğretilmelidir.
-Kesirleri öğreterek çeşitli işlemler yaptırabilirsiniz.
Yukarıda önerilen işlem örneklerinden yola çıkarak sizlerde öğrencilerinizin sınıf ve bilgi düzeylerine uygun çeşitli alıştırmalar yapabilirsiniz. Önemli olan bütün çalışmalarınız da bu çocukların sabrınızı zorlayabileceklerini unutmadan,basitten zora doğru çalışmalarınızı kararlılıkla sürdürmeniz gerektiğini unutmayın.Başarı yavaşta olsa ede edilecektir.
D İ S L E K S İ – DYSLEXİA

Dislektik çocukları güçlük ve yetersizlik gösterdikleri alanlara göre 3 temel gruba ayırarak inceleyebiliriz.Bunları sırasıyla şu alt başlıklarda açıklayabiliriz.

1-Disfonetik Disleksi ( Dysphonetik Dyslexia )

Fonetik bozukluğu yani ses bozukluğu olan disleksili çocuklar,özellikle dil ve sözlü ifade alanında güçlük çekmektedirler. İşitsel kavrama becerileri zayıftır ,o nedenle sözcüklerin fonetik ayrımını (ses ayırımını ) yapamazlar.Örneğin evde TV izlerken evlerinin çalan kapı zilini duymamak gibi.Veya sınıfta gürültü varken öğretmeninin veya arkadaşının konuşmasını duymamak gibi.Burada çocukta fiziksel anlamda bir işitme sorunu bulunmamakta ancak, sesleri ayrımlaştırma güçlüğünden dolayı duymamaktadır.

2-Diysedietik Disleksi ( Dyseidetic Dyslexia ) :

Bu tür disleksili çocuklarda zihinden canlandırma yetileri bozuk olup , harflerin ve sayısal sembollerin görsel-motor , mekansal analizini ve ayrımlaştırmasını yapamamaktadırlar.Bu sebeple de harflerin şekil ve/veya sırasını karıştırırlar. Harf ve sayıları ters çevirirler , olmadık imla hataları yaparlar, matematik işlemlerinde sayıların yarlerini karıştırabilirler.

3-Karma Disleksi (Mixing Dyslexia ) :

Yukarda açıkladığımız iki tür dislektik özelliklerin eşit veya değişik oranlarda aynı kişide görülmesi durumudur. Bu tür disleksili çocukların hem ses algılama hem de işitsel ayrımlaştırmaları bozuktur ve de zihinde canlandırma yetileri zayıf olup sayısal sembollerin ve rakamların, harflerin görsel- mekansal analiz ve ayrımlaştırmasını yapamazlar.Ters çevirirler,yer değiştirirler,imlaları ve sözel istenen anlatımları bozuktur.


DİSLEKSİLİ ÇOCUKLARI BEYİN YARIM KÜRELERİNDEKİ İŞLEYİŞ BOZUKLUK TÜRLERİNE GÖREDE KABACA İKİYE AYIRABİLİRİZ


1- L – Tipi Disleksi = Sol yarım kürenin fonksiyon bozukluğuna bağlı okuma güçlükleri bu gruba girmektedir.Hızlı okuyabilirler ama harf ve yer değişiklikleri,atlamalar , eklemeler gibi hatalar yaparlar.

2- P – Tipi Disleksi = Sağ serebral fonksiyon bozukluğuna bağlı görsel algı kusurları olan çocuklardaki okuma sorunlarını kapsamaktadır.Okumaları yavaştır, eksik bırakma ve tekrarlama hataları sık görülür.
NOT:Yukarda anlatılan bütün disleksi türleri çocuğun okul başarısını ve performansını olumsuz yönde süreğen olarak etkilemektedir.

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ (ÖÖG) OLAN ÇOCUKLARDA
ÖĞRETMEN REHBERLİĞİ

Değerli Öğretmenler:

Eğitim öğretim çalışmalarınız esnasında her öğrencinizin benzer özelliklerinin yanı sıra oldukça farklı ve değişik özelliklerinin de olduğunu gözlemlemektesiniz.Ortalama öğrenciye göre düzenlenmiş müfredat programlarını uygulamak durumunda olduğunuzu biliyoruz.Ancak bazı öğrencilerinizin diğerlerinden farklı özellikler gösterdiğini,zeka yetersizlikleri olmamasına rağmen;okuma-yazmayı öğrenmede,matematiksel işlemlerde güçlük çektiklerini,ama zihinsel kapasitelerinin okuma-yazma olgunluğuna erişmiş olduklarını da gözlemliyorsunuz.Bakıyorsunuz ki çocuk harf atlıyor,harfleri karıştırıyor,ses veya heceleri birleştiremiyor,toplama yapacakken çıkarma yapıyor,bazen rakamların yerlerini karıştırıyor.Günleri,ayları,alfabedeki harfleri sıralayamıyor,saati,çarpım tablosunu vb öğrenmede oldukça zorlanıyor,derste kıpır kıpır ise,derslerle ilgilenmiyor ,okula gelmek istemiyor,baş veya karnının ağrıdığını söyleyerek sınıftan çıkmak istiyorsa,bütün bunlarla beraber öğrencinin kapasitesinin altın da başarı gösterdiğini gözlemliyor ve acaba sorun nerde diye düşünüyorsanız lütfen okumaya devam edin.
Bu sorunların öğrencinizin derslerine çalışmamasından,ilgisizliğinden veya aklını oyuna takmasından değil Özgül Öğrenme Güçlüğünden kaynaklanabileceğini düşünebilirsiniz.ÖÖG olan çocukların her biri benzer ya da farklı güçlükler gösterebilmektedirler.Dolayısı ile de problemin tür ve yoğunluğuna göre de tedavileri farklılıklar gösterecektir.Ortalama okul çağı çocuklarının yaklaşık %10’ unda özel öğrenme güçlüğü görülebilmektedir.ÖÖG’ ile beraber %20 civarındada DEHB (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) da aynı anda birlikte görülebilmektedir.İki ayrı güçlük olmalarına rağmen birlikte de görülebilmeleri nedeniyle her iki bozukluğun bezeyen ve farklı yönlerinin iyi bilinmesinde yarar vardır. ÖÖG görülen çocukların yaşadıkları başarısızlık ve hayal
kırıklıkları sonucunda sık olarak duygusal-sosyal ve ailevi problemler de gözlenmektedir.
ÖÖG’ ün de görülen; dinleme, okuma, yazma, konuşma, matematiksel beceriler ve akıl yürütme gibi konularda görülen yetersizliklerle kendini gösteren, merkezi sinir sisteminin işleyiş bozukluğundan kaynaklanan çok boyutlu yapısal bir bozukluk olduğu düşünülmektedir. Öğrencinizi yakından tanıyıp anlayabilmeniz için onun güçlüğüne ve bu güçlüğün onun okul ve aile yaşantısını nasıl etkilediğini anlamanız için çok yönlü bakmanız gerekmektedir. Bu güçlük çocuğun tüm hayatını (sosyal ve sportif etkinliklere katılımlarını,aile ve arkadaşlık ilişkilerini,ileriki okul yaşantılarını sağlıklı yürütebilmelerini) bütünüyle etkilemektedir.

Özgül Öğrenme Güçlüğü Nedir ?

Sizlerde biliyorsunuz ki ÖĞRENME ETKİNLİĞİ öncelikle uyaranları algılama, organize etme, depolama ve gerektiğinde de bilgiyi uygun şekilde göstermeyi ve bilginin kazanılmasını içeren komple işlemler sürecidir.Bu tanımlamaya göre öncelikle bilgi beyne ulaşmalı (GİRDİ), sonra organize edilerek anlaşılmalı (BÜTÜNLEME), ardından da depolanmalıdır (BELLEK-HAFIZA), ve sonrada gerekli durumlarda dışarı yansıtılarak kullanılabilmelidir (ÇIKTI). İşte bu çocuklarda öğrenme sürecindeki bu basamaklardan bir veya bir kaçında süreğen bir güçlük görüldüğünde ÖÖG’ü olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu basamaklarda görülen güçlükleri şu şekilde açıklayabiliriz;

Girdi Sorunları

Bilindiği gibi girdiler beyine beş duyu aracılığı ile ulaşarak işlenir ve algılanırlar.Özellikle çocuk şekil ve pozisyona dayalı karıştırmalar yapıyorsa, örneğin b’ yerine p’ yada d’, koç yerine çok yazıyorsa veya okuyorsa, harf, kelime veya satır atlıyorsa, uzaklık, derinlik ve boyut algılama da güçlük yaşıyorsa GÖRSEL ALGI sorunları yaşıyordur. Çeşitli sesleri yanlış algılıyor, ayırt etmekte zorlanıyor ya da gerekli olan sese odaklanamıyorsa, cümleleri eksik ya da yanlış algılıyorsa İŞİTSEL ALGI sorunları yaşıyor demektir. Dokunduğu nesneleri tanımakta veya ayırt etmekte (avucuna-sırtına yaz yazılan rakam veya harfleri) zorlanıyorsa DOKUNSAL ALGI sorunu var demektir.
Bütün bu güçlükler; okuma-yazma, merdiven inme, yön bulma, basket atma, çukur atlama, karışık bir çekmeceden aradığı nesneyi bulmada ,çok sesli bir ortamda söyleneni duyma ve anlamada (evde TV izlerken kapı zilini duymamak gibi), hızlı bir konuşmayı izleyerek bütünüyle algılama vb. durumlarda zorlanmalarına yol açmaktadır.

Bütünleme Sorunları

Bu basamakta algılanan bilgi sınırlanarak kullanıldığı ortama göre yorumlanır (soyutlama) ve önceki bilgilerle bağlantı kurularak anlam kazanır. Eğer bu aşamada çocuğun bir güçlüğü varsa okuduğu veya duyduğu hikayeyi doğru sırada aktaramaz. Bazen harflerin dizisini , ayları-günleri sırasıyla sayamaz, öncesini sonrasını karıştırır.Kelimelerin kullanılış yer ve amaçlarına göre aldıkları farklı anlamları ayırt edemez. Örneğin şaka, deyim ve ata sözlerini anlamakta zorlanır. Okuduğu veya duyduğu konunun ana fikrini bulmakta aşırı zorlanır. İş ve görevlerini, çevresini düzenleyip programlayamaz.

Bellek Sorunları

Buraya kadarki aşamalardan sonra algılanıp kaydedilen bilgi ilerde hatırlanıp kullanılmak üzere hafızada saklanır. Kimi zaman da kısa sürede (dikkatimizi sürdürdüğümüz süre içinde) bilgiyi kullanmamız gerekebilir.Örneğin 5-7 kelimelik bir cümleyi akılda tutarak yazabilmek, günlük ödevleri akılda tutmak, çarpım tablosunu, bir şiiri ezberlemek gibi konularda oldukça zorlanırlar.Normalde öğrenilmesi gereken çeşitli tür bilgiler birkaç tekrardan sonra öğrenilerek, daha sonra kullanılmak üzere uzun süreli belleğe aktarılarak kaydedilir. Öğrenciniz akşam öğrendiği şiiri sabah tam olarak okuyamayabilir. Sınıftan çıkıp eve giderken aklında tuttuğu ödevi yolda unutabilir, buna karşın bir yıl önceki bir olayı veya bir bilgiyi daha rahat hatırlayarak aktarabilir. Çünkü o bilgi veya olayı kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmıştır da ondan. Bu çocukların ana sorunu bir bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada gözlenmektedir. Sınıf arkadaşlarının az tekrarla öğrenebildikleri (uzun süreli belleğe aktarabildikleri) bilgileri öğrenebilmek için çok daha fazla tekrara ihtiyaç duyarlar. Kısaca kısa süreli hafıza ile uzun süreli hafıza arasındaki bağlantı köprüsü pek de sağlam çalışamamaktadır.

Çıktı Sorunları
Biliyorsunuz ki önceden kazanılmış bilgi ve yaşantılar anlatma, yazıp-çizmeyle, çeşitli hareketlerle dışarı aktarılmaktadır.Bu alanda güçlüğü olan öğrenci kendiliğinden konuştuğunda gayet akıcı anlatırken ,ilgili soruya cevap verirken aynı rahatlıkla anlatamaz ve tutuklaşarak geçiştirmeye çalışırlar,bu durumda çevresindekileri şaşırtır.Bazen yürürken, koşarken yalpa yapar bir yerlere takılabilir.Yazmada, okumada, matematiksel işlemlerde güçlükler yaşayabilir, özelliklede hatalı ve ağır yazarak çabuk yorulurlar.

Duygusal,Sosyal Ailevi Sorunlar
Bu çocuklar uzun zaman evde, okulda tam fark edilemeyebilirler. Zamanla okuldaki başarısızlıklar, okula veya derslere ilgisizlik, kendini derse verememe ve arkadaşlık ilişkilerindeki sorunlar fark edilerek duygusal sorunları dikkati çeker.Bu aşamada bazen öğretmen ve aile birbirlerini ilgisizlikle suçlama eğilimi gösterebilirler. Çocuğun güçlüğü ne kadar geç fark edilir ve geç tedavi ve eğitime başlanırsa, çocukta da o oranda olumsuzluklar gözlenebilir.Örneğiz, bezginlik, kendini yeterince zeki bulmama, kendine güvensizlik, kendini değersiz ve kötü hissetme, aşırı alınganlık, kavgacılık vb. olumsuz duygusal tepkiler gelişir.Bazen fiziksel yakınmalar (baş ve karın ağrısı-bulantı vb) görülebilir . Kimi zamanda dikkati çekmek için olmadık komiklik ve yaramazlıklar yapabilirler. Yaşadıkları sosyal problemler sadece okulla sınırlı kalmaz ilişkileri bozulduğu için çocuğun tüm yaşantısı olumsuz etkilenir. Çünkü duyguları anlayıp ayırt etmede, sınırlarını kavramada, kendilerini kontrol etmede zorlanırlar, kendilerine yapılan uyarı ve ikazları doğru ve zamanında algılamada yetersiz kaldıkları için çevresel etkileşimleri kötüye gider işler karışır.Bazen de çevrelerini baskı ve dayatmalarla istekleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışırlar, sınır konulmasına tahammül edemezler ve aşırı tepki gösterirler.
Bu çocukları teşhisi çocuk psikiyatrisi, RAM (Rehberlik ve araştırma merkezi-Özel eğitim hizmetleri bölümü) ilgili uzmanları, aile ve öğretmenlerle bilgi alışverişi ve değerlendirmeler sonucunda yapılmaktadır. Bu süreçte, çocuğun işitme, görme duyuları ile ilgili bir sorunu olup olmadığı belirlenerek, zeka durumu ölçülerek değerlendirilir.Çünkü çocuğun yaşadığı güçlüklerin kaynağı duyusal ve zihinsel yetersizliklerden kaynaklanıyorsa o çocukta ÖÖG yoktur demektir. Çünkü ÖÖG olan çocuklarda duyusal ve zihinsel gerilik –yetersizlik bulunmaz,duyuları ve zeka düzeyleri normaldir.Bazen de üstün zeka ve yeteneğe sahip olabilmektedirler.

DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) ile ÖÖG’nin (Özel Öğrenme Güçlüğü) Benzeyen Ve Farklı Yönleri
Bunlar iki tür farklı güçlüğü ifade eden, bazen de ikisi aynı anda görülebilen bozukluk türleridir. DEHB olan çocuklardaki bir çok özellik ÖÖG olan çocuklarda da görülmesine rağmen DEHB bir ÖÖG değildir.DEHB olan çocuklar da her alanlardaki fonksiyonlar etkilenirken, ÖÖG olan çocukların ise güçlükleri tek bir alanla veya birkaç alan da sınırlı kalabilmektedir. Örneğin, ÖÖG olan çocuklarda sadece matematikte, sadece okumada sadece yazma becerilerinde işlev bozuklukları görülebilmektedir. DEHB olan çocuklar da aşırı hareketlilik ön planda ise, daha küçük yaşlarda problem olarak fark edilirler, ÖÖG olan çocuklar ise çoğunluk okula başlayana kadar pek fark edilmezler, ancak okula başlayıp zihinsel kapasitelerinden beklenenin altında başarı göstermeleri ,çeşitli uyum ve davranış güçlükleri yaşamaları nedeniyle fark edilmeye başlarlar.
ÖÖG daha çok okul çağı çocuklarında görülen bir bozukluk olmasına rağmen genellikle hayat boyu sürmektedir. DEHB un da ise aşırı hareketlik yaş ilerledikçe azalmasına rağmen dikkat eksikliği hayat boyu belli oranlarda devam etmektedir.

ÖÖG’ de Sık Gözlenen Belirtiler
Temel güçlükleri şu şekilde sıralayabiliriz ; Okuma ve yazılı anlatım yetersizlikleri dikkat dağınıklığı, ifade edici dil ve anlatım güçlükleri, dikkat dağınıklığı, motor-hareket beceri sorunları, matematiksel becerilerdeki güçlüklerle sosyal uyum problemleri süreğenlik gösterir.
DEHB olan çocuklar daha çok dikkatlerini yoğunlaştırıp sürdürmede güçlük çekerlerken,ÖÖG olan çocuklar ise dikkatlerini yoğunlaştıracakları konuları seçerek (seçici dikkat) yoğunlaşmada zorlanırlar, yoğunlaştıkları konularda uzun süre dikkatlerini sürdürebilirler.Örneğin, ders çalışırlarken konuyla ilgili gerekli noktalara yoğunlaşarak ayrımlaştıramazlar, karışık bir çekmeceden aradıkları nesneleri bulmada zorlanırlar.
ÖÖG’ de yapısal ve sinir sistemindeki işlev bozukluğuna bağlı olarak işitsel, görsel, dokunsal ayrımlaştırma ve bellek alanlarında güçlükler ortaya çıkmaktadır.Bu güçlüğü yaşayan çocuklar, kelimelerdeki harf ve heceleri tanıma ve ayırmada zorluk çekerler. Örneğin, daha’ kelimesini baha’ olarak okuyup yazabilirler, ev’ kelimesini ve’ olarak okuyup yazabilirler.
ÖÖG Görülen Öğrencinize Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz
Sınıfınızda böyle bir çocukla karşılaştığınız da ailesi ile işbirliği yaparak çocuğun yaşadığı güçlükten haberdar ediniz,RAM ne incelenmek amacıyla çocuktaki belirtilere yönelik tespitlerinizi de yazıp bir zarfa koyarak randevu ile göndermeniz de yarar vardır. Tespitten sonra çocuğun özel eğitsel tedavi alması gerekir.Tedavide çocuğa yönelik verilecek psikolojik yardım ve eğitimle beraber, evde alenin ilgi ve desteği, okulda siz öğretmenlerin bilinçli ve sabırlı yardımcı tutumunuzla beraber koordineli olarak yürütülmesinde gereklilik vardır.Böylece çocuğun güçlü yönleri kuvvetlendirilerek, zayıf alanlardaki güçlükleri aşmasına yardımcı olmak hedeflenmelidir. Bu amaçla yapabileceklerinizi özetlersek;
1-ÖÖG’nün her çocukta farklı alanlarda görülebileceğini göz önünde tutarak, güçlük çektiği alanları belirlemeniz ve eğitim çalışmalarınızı güçlü olduğu alanlara ağırlık vererek yürütmeniz yararlı olacaktır.
2-Eğitim ve öğretim çalışmalarınızda ders anlatımı ve sınavlarda, kısa kelimelerden oluşan detaysız ve kesin yönergelere ihtiyaç duyarlar.Kolay seçim yapamadıkları için sizin yönlendirme ve desteğinize sık sık ihtiyaç duyacaklardır.
3-Öğrenmede en önemli faktörün istek ve motivasyon olduğunu unutmayın , öğrencinizin güçlü yönlerini sınıfta vurgulayın, başarabileceği ödev ve görevler vererek onun kendine güvenini arttırmaya çalışarak öğrenme istek ve hevesini arttırmaya çalışın.
4-Sınıfta ön sıralarda oturtarak sizi ve dersi kolay takip etmesine yardımcı olun . Derslerde aktif olması için onu destekleyin.
5-Bu çocukların bir kısmı işiterek, diğer bir kısmı da görerek daha kolay öğrenirler.Örneğin, çalışmayı ,ödevleri ve sınavı yavaş yazdığı için yetiştiremiyorsa sözel çalışma ve sınavlara ağırlık verebilirsiniz.Tam tersine görerek kolay öğreniyorsa görsel öğelere ağırlık vererek öğretim ve sınav değerlendirmesine yoğunlaşabilirsiniz.Güçlü oldukları alanlara ağırlık verilirken, zayıf oldukları yönleri de desteklemeyi unutmayınız.
6-Grup çalışması ve oyunlara uyum sağlamada zorlanırlar, onları yönlendirerek başarabilecekleri görevlerle gruba uyumunu destekleyiniz.
7-Her türlü çalışmanız da zaman kısıtlamasından kaçınınız çünkü zaman kısıtlaması altıda kalırlarsa kilitlenebilirler. Sınıfta yetiştiremediği yazı ve sınavlarda ek zaman ve tekrarlarla destekleyiniz. Çoktan seçmeli testlerde daha başarılıdırlar, sözlü sınavlarda daha iyi olabilirler .Çalışmalarınızda güçlü alanlarına dikkat ederek o alanda yoğunlaşabilirsiniz.
8-En önemlisi de her türlü eğitim öğretim faaliyetleriniz de onu anladığınızı, güçlüğüyle beraber kabul ettiğinizi, ona değer verdiğinizi hissettirin.Gösterdiği her türlü çaba ve başarıyı sevgi ve saygınızla ödüllendiriniz. Sevginizi hissederse çaba ve gayreti artarak devam edecektir.Sizde bir eğitimci olarak sabır ve çabanızın meyvesini alma fırsatı bulacaksınız.
9-Öğrendiği konuların devamlılığı ve sürekliliği korunmalıdır.Bir konudan başka bir konuya geçerken,bir önceki konuyu tam öğrenip öğrenmediklerine dikkat ederek,eksiklerini tamamlamaları için zaman ve fırsat vererek ailesi tarafından da okul çalışmalarının ufak tekrarlarla desteklemelerini sağlamaya çalışın.
10-Sınıf içi ve sınıf dışı her türlü çalışmanızda kısa süre içinde başarı beklemeyin,sabırlı olun,en basit kolay görevlerden zora doğru adım adım,başardıkça onu destekleyerek özgüveninin artmasına yardımcı olun.Böylece çocukta derslere ve size karşı bir soğukluk ve isteksizlik,korku ve aşırı kaygı duymasını engelleyerek,onun başarması için çaba göstermesine ortam hazırlamış olursunuz.
11-Çocuğun yaşadığı güçlük ve yetersizlikleri konusunda daha toleranslı olun ki onun kendisini beceriksiz.işe yaramaz ,başarısız hissetmesini engelleyin.Her türlü çalışmanızda en önemli silahınız sabır,sevgi ve bilgiyle kucaklamanız olacaktır.



ÜSTÜN ZEKA VE YETENEKLİLER İÇİN BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ VE ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMLARI HAZIRLANMASI


Bireyselleştirilmiş Eğitim programları sadece öğrenme yetersizliği olan çocuklar için değil üstün zeka- yetenekli çocukların entegrasyon eğitimlerinde de hazırlanması gerekli olan program-
lardır. Bu özelliklere sahip çocukların normal programlarla gelişimini en üst düzeyde sağlamak
mümkün değildir.
Aşağıda üstün yetenekli çocukların özellikleri açıklanmış ve bireysel program hazırlamada
kullanılan tüm kısa ve uzun dönemli program örnekleri verilmiştir.Bu örneklerden yararlanılarak
üstün zeka –yetenekli çocuklar için bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlanacaktır.

Üstün Zeka ve Üstün Yetenekliler
Tanım: Zeka bölümü çeşitli ölçeklerde sürekli olarak 130 veya daha yukarı olan-lara
‘üstün zekalı’ denir.
Zeka- yaratıcılık, sanat,liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda yaşıtlarına göre
yüksek düzeyde performans gösteren ve bu tür yeteneklerini geliştirmek için okul tarafından sağlanamayan hizmet ve faaliyetlere gereksinim duyan çocuklardır.
Üstün ve özel yeteneklilik 4 temel insan özelliği arasındaki etkileşimden oluşur:
1- Ortalamanın üstünde yetenek düzeyi,
2- Yüksek düzeyde görev sorumluluğu,
3- Yüksek düzeyde yaratıcılık,
4- Yüksek düzeyde motivasyondur.

Üstün veya Özel Yetenekli Çocukların Özellikleri
A) Bedensel özellikleri:
1- Grup olarak beden yapıları ve sağlık durumları bakımından yaşıtlarına oranla üstündürler.
2- Doğumda normal çocuklardan daha ağırdırlar.
3- Boy ve ağırlık bakımından normal çocuk grubunun üstündedirler.
4- Erken yürür ve erken konuşurlar.
5- Duyu organı bozuklukları, bedensel sakatlık, diş deformasyonu vb. normal çucuklara oranla daha az rastlanır.
B) Zihinsel Özellikleri:
1- Çabuk ve kolay öğrenirler.
2- Kelime hazineleri geniştir. Kelimeleri yerinde ve düzgün kullanabilirler.
3- Zihinsel işlemleri zorlanmadan yapabilirler.
4- Genelleme yapmada, olaylar arasındaki ilişkileri görmede, bilgilerin transferinde, mantıki çağrışımlarda yaşıtlarına oranla ileridedirler.
5- Dikkat süreleri uzundur. Soyut fikirlere ilgileri fazladır.
6- Sınıf düzeyinin 1-2 yıl üzerindeki kitapları okumakta ve işlemleri yapmakta zorluk çekmezler.
7- Diğer çocukların farkında olmadığı bazı alanlarda bilgi sahibidirler.
8- Duyduklarını ve okuduklarını uzun zaman belleklerinde tutar ve hatırlarlar.
9- Çok soru sorarlar ve ilgi alanları geniştir.
10- Pratik bilgileri fazladır.
11- Çoğunlukla okula başlamadan okuma-yazma öğrenirler.
12- Dışa dönüktürler.

Sosyal Özellikleri :
Arkadaşları arasında sevinirler.
1- Kolayca arkadaşlık kurabilirler.Arkadaşlarını kendilerinden 2-3 yaş yukarıda olanlardan seçerler.
2- Grup içinde lider olabilirler.Başkalarına tabi olmaktan hoşlanmazlar.
3- Okula karşı isteklidirler.Ders dışı uğraşlara katılmaktan zevk alırlar.
4- Ders uğraşılarının yanı sıra sosyal uğraşılar, sportif faaliyetler, şiir, hikaye alanlarında çalışmaktan hoşlanırlar.
5- Yaratıcılıkları gelişmiştir.
6- Yeni ve değişik durumlara kolay ve çabuk uyarlar.


Üstün Yetenekli Öğrenci Kimdir ?
Üstün yetenekli öğrenci, yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen, sınıf arkadaşlarının istediği veya ihtiyaç duyduğundan daha derin ve geniş ilgi alanlarına sahip, karmaşıklıktan (zorluktan)hoşlanan , soyut fikirleri anlayan, kendisinin seçtiği konuda veya ilgi alanlarında bağımsız çalışmayı seven çocuklardır.
Bu tip çocuklar, başarılı oldukları alanda yüksek performans ve potansiyel kabiliyetlerini tek başına veya birleştirerek kendilerini gösterirler.


Üstün Veya Özel Yetenekli Çocukların Genel Özellikleri
1- Girişimin tüm alanlarında yaşıtlarının ilerisindedirler.
2- Erken yürür, erken konuşur, okumayı erken yaşta öğrenirler.
3- Sürekli soru sorar, meraklıdırlar.
4- Zihinsel ve fiziksel olarak büyük bir enerjiye sahiptirler.
5- Ayrıntılara olağanüstü dikkat ederler.
6- Öğrenme ve bilgiye sürekli açlık duyarlar.
7- Zengin sözcük hazinesine sahiptirler. Kelimeleri doğru telaffuz ederler, yerli yerinde kullanırlar ve akıcı bir konuşmaları vardır.
8- Çabuk öğrenme, kavrama ve akılda tutma özellikleri vardır.
9- Uzun süre dikkatlerini bir konu üzerinde yoğunlaştırabilirler.
10- Karmaşık problemler çözmekten hoşlanırlar.
11- İlgi alanları geniştir.
12- Sorumluluk kuvvetlidir. Sorumluluk almayı çok ister ve bunu yerine getirmekten çok hoşlanırlar.
13- Gözlem güçleri vardır.
14- Genelleme ve soyutlama yaparak bilgilerini başka alanlara aktarabilirler.
15- Sebep- sonuç ilişkisine ilgi duyarlar.
16- Yaratıcılık ve mucitlik özellikleri vardır.
17- Azimli ve sabırlıdırlar.
18- Kendilerine güvenleri tamdır.
19- Espri özellikleri vardır.
20- Duyarlıdırlar.Başkalarına karşı empati duyarlar.
21- Güçlü bir konsantrasyona sahiptirler.
22- Liderlik özellikleri vardır.
23- Amaçlarına ulaşmaktan ve başarıdan zevk alırlar.
24- Orijinal ve eleştirel düşünceye sahiptirler.
25- Başkaları ile kolayca işbirliği yaparlar.
26- Alçak gönüllüdürler.Başkalarına yardım etmekten hoşlanırlar.
27- Çalışkandırlar.Ancak bütün bu özellikler her çocukta bulunmaz..



Üstün veya Özel yetenekli Çocuklarda Yetenekler

A) Müzik Alanındaki Yetenek Özellikleri :

1- Ritim ve melodiye diğer çocuklardan fazla tepkide bulunurlar.
2- Müzikle çok ilgilidirler.Plak, kaset dinler, nerede müzik etkinliği var ise ona katılmak ister.
3- Müzik parçaları yapmaya büyük istek ve çaba gösterir.
4- Başkaları ile şarkı söyler iken onlara uymaktan hoşlanır.
5- Yaşıtlarına duygu ve düşüncelerini anlatmak için sık sık müziği araç olarak kullanır.
6- Çeşitli müzik aletleri ile ilgilenir.Onları çalmayı dener.
7- Müzisyenler, şarkıcılar ve müzik parçaları ile ilgili koleksiyonlar yapar.
8- Dinlediği müzik parçasını kısa zamanda anlamlı ve uygun biçimde öğrenir.

B) Resim Alanındaki Yetenek Özellikleri :

1- Çeşitli konularda çizimler yapar.
2- Resimler planlar, resimlere derinlik verir ve parçalar arasında uygun oranlar kullanır.
3- Resim çalışmalarını ciddiye alır ve resim çalışmaktan haz duyar.
4- Diğer çocukların yaptığından değişik çizimler yapar.
5- Resim yapma, çizme ve boyama için geniş zaman harcar.
6- Resmi kendi yaşıtlarını ve duygularını ifade etmek için başarılı olarak kullanır.
7- Diğer insanların, sanat ve resim çalışmalarına ilgi duyarlar.
8- Diğerlerinin eleştirilerinden hoşlanır ve içlerinden yeni şeyler öğrenir.
9- Çamurdan, sabundan, plastikten vb. yumuşak gereçlerden üş boyutlu şeyler yapmaya özel ilgi gösterirler.

C) Fen Alanındaki Özellikleri:

1- Okur ve fen raporlarını yorumlayarak bir bilgi zemini oluşturur.
2- Fen Bilgisi konusunda otoriter olan kaynakları tarar.
3- Fen ve teknik araçları kullanabilir ve bunlara vakıf olur.
4- Fikir ve hipotezleri test etmeye yönelik deneyler yapar.
5- Yerinde ve yeterli veri seçer.
6- Verilerden geçerli çıkarımlar yapar ve tahminlerde bulunur.
7- Problem çözmede kullanılan teknik ve süreçlerin altında yatan varsayımları tanır ve değerlendirir.
8- Fikirleri hem niceliksel hem de niteliksel ifade eder.
9- Fen Bilgisini toplumsal değişim için kullanır ve uygular.
10- Bilinen gerçek ve kavramlardan yeni ilişki ve fikirler oluşturur.
11- Bilimsel gözlem, veri toplama ve yorum yapma becerileri vardır.
12- Problemlere yönelik duyarlılığa yeni fikirler geliştirme ve değerlendirme yeteneğine sahiptir.
13- Devamlı meraklıdır.
14- Tutarsızlıkların tespitinde tetiktir.
15- Yüksek düzeyde mekanik düşünmeye sahiptir.
16- Uzay ilişkilerine ilgi duyar.
17- Planlama ve iletişim yeteneğine sahiptir.
18- Öğrenme ve bilgiye sürekli açlık duyar.
19- Çabuk öğrenir,kavrar ve aklında saklar.
20- Genelleme ve soyutlama yaparak elindeki bilgiyi diğer alanlara aktarabilir.
21- Kararlı ve sabırlıdır.
22- Yaratıcıdır.
23- Düşünceleri ve nesneleri sistematik biçimde bir araya getirebilir.
24- Sorgulamalarında ‘ne’,’nasıl’,’neden’ sorularının ötesine ulaşmaya çalışır.
25- Kendine güvenir. Kendi başına bir iş üstlenir.
26- Yaşıtlarına göre alışılmışın dışında nitelikli ürün ortaya koyar.
27- Birbirini takip eden konular ve olaylar dizisi karşısında bir sonraki adımı takip edebilir.
28- Bir alanda öğrendiği konu ile başka bir alanda öğrendiği konu arasında mantıklı ilişkiler kurabilir.
29- Olaylar arasındaki bağlantıları, neden-sonuç ilişkilerini ve benzerleri yaşantılarında daha çabuk ayırt edebilir.
30- Öğrendiklerini yeni ve farklı alanlarda kullanabilir.
31- Çeşitli konularda mantıklı eleştiri getirebilir.
32- Bir kez öğrendiğini kolay kolay unutmaz.
33- Kimsenin aklına gelmeyecek sorular sorar.
34- Bir cümlede yada sözde doğrudan bildirilmeyen kastedilen anlamları bulup çıkarabilir.
35- Sorun çözümünde karmaşık yöntemler kullanabilir.
36- Yetişkin denetimi olmaksızın bir proje, deney üzerinde çalışabilir.
37- Arkadaşlarını etkinliklerini örgütleyip planlayabilir.
38- Yeni deneyler yapmaya isteklidir.


D) Matematik Alanındaki Özellikleri:

1- Verilerin ele alınmasında, düzenlenmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.
2- Zihinsel çevikliğe sahiptir.
3- Orijinal yorumlar yapar. Fikirlerin iletilmesinde göze çarpan yeteneğe sahiptir.
4- Göze çarpan genelleme yeteneği vardır.
5- Yazılı iletişimden ziyade sözlü iletişim tercih eder.
6- Aynı problem çözümüne yönelik değişik yöntemleri kullanır.
7- Olağan dışı matematiksel işlemler yapar.
8- Gayret gerektiren olağan dışı problemler sorar.
9- Uygulaya, analize, senteze, ve değerlendirmeye odaklanır.
10- Problemi kısa sürede çözer.
11- Matematiği başka kategorilere entegre edebilir.
12- İlgisiz gibi görünen işlemler arasında ilgi kurar.
13- Yanlışı ve doğruyu seçme güçleri fazladır.
14- Yaşıtlarının çözemediği zor problemleri çözebilir.


E) Sosyal Alandaki Yetenek Özellikleri:

1- Yaşına göre kavramsal olarak ilerlemiştir.
2- İleri düzeyde teknik bilgi birikimine yada çok özel bilgilere sahiptir.
3- Güç veya karmaşık işlerden hoşlanır.
4- Bağımsız projeler için yüksek standartlar belirler.
5- Sınıf arkadaşları tarafından grup stratejicisi yada organizatörü olarak görülür.
6- Sınıf arkadaşları tarafından yeni fikir ve bilgilerin kaynağı olarak görülür.
7- İnsan ilişkilerinde mizahı görür ve kendi kendine gülebilir.
8- Yaratıcı öyküler anlatır yada yazar.
9- Geniş bir alana yayılan ve/veya oldukça kapsamlı ilgileri olur.
10- Diğer insanların göremediği ilişkileri görebilir.
11- Bilgiyi kolayca ve süratle kazanır.
12- İlerlemiş, yoğunlaşmış ve geniş konulara eğilen bir okuyucudur.
13- İnsanlara ve sosyal etkileşimin sonuçlarına karşı duyarlı, samimi, ilgilidir. Başkalarının fikir ve ahlaki değerlerini taktir eder.
14- Özellikle insan davranışlarının değerlendirilmesi açısından eleştirel yargı kapasitesi vardır.
15- Hayal gücü, zaman ve mekan bakımından farklılık gösteren sosyal durumlara kendini yönlendirme durumu vardır.
16- Zaman duygusu ve birbirini izleyen olayların başka olaylarla ilişkisini görme yeteneği vardır.
17- Sosyal problemlerde araştırma, uygulama, bir problemin sınırlarını algılama, anlamlı sonuçlara varma ve yazılı veya sözel sunular için sonuçları etkin biçimde düzenleme yeteneği vardır.


Üstün Zekalı çocukların Eğitim ve Öğretimleri ile İlgili Genel İlkeler

1- Üstün zekalı çocuklar normal zekaya sahip çocuklardan daha süratli öğrendiklerinden, derslerde gereksiz tekrarlardan kaçınılmalıdır.
2- Muhakeme yetenekleri normal çocuklardan daha üstündür. Fikirler arasıdaki ilişkileri kolaylıkla görüp kavradıklarından sınıfta bu yeteneklerinin gelişmesi için fırsat verilmelidir.
3- Geniş bir kelime hazinesine sahiptirler. Bunları kolaylıkla kullandıklarından sınıf içi çalışmalarında bu özelliğin göz önünde tutulması gerekir.
4- Kendilerine özgü ilgileri olduğundan grupta olduğu kadar bireysel çalışmalara da önem verilmelidir.
5- Bir konu hakkında bilgi edinmek için çok şey sorarlar. Çok kitap karıştırırlar. Bunlar için proje çalışmalarına yer verilmelidir.
6- Ders uğraşılarında kuru ve kitaba bağlı bilgilerden çok, geniş gözlem, deney ve araştırmalara yer verilmelidir.
7- Kendi günlük başarıları onları doyurmadığından okul içi ve okul dışı çeşitli uyumsuzluklar doğabilir. Çocuğu doyurmak, tatmin etmek için ders içi ve ders dışı özel uğraşılara yer verilmelidir.
8- Öğrenme yetenekleri normallere göre daha üstün olduğundan müfredat programındaki konular genişliğine ve derinliğine zenginleştirilmelidir.
9- Üstün zekalı öğrenciler yaratıcı özelliklere sahiptirler. Yaratıcılığın geliştirilmesi için aşağıdaki bilgiler göz önünde bulundurulmalıdır:.

a) Bir problem çözümünde o problemin çözüm yolları ile ilgili çocuklar tarafından ortaya atılan fikirler üzerinde kritik yapılmalıdır.
b) İleri sürdükleri fikirler hoş karşılanmalıdır.
c) Problemlere karşı öğrencilerin duyguları etkili hale getirilmelidir. Örneğin: Eğer dünyadaki tüm insanlar üç parmaklı olsalar ne olurdu?
d) Fikir akıcılığı teşvik edilmelidir.
e) Fikirleri teşvik edilmelidir.
f) Problemlerin değişik yollarla çözümüne fırsat verilmeli ve zemin hazırlanmalıdır.


Üstün Zekalı Çocukların Sınıf İçi ve Sınıf Dışı Çalışmalarında Yaratıcılığı Engelleyen Uğraşılardan Bazıları

1-Belirli bir uğraşın belirli bir zaman limitleri içerisinde bitirilmesinin zorunluluğunun belirtilmesi.
2-Ödevlerin üst üste yığılması.
3-Yanlışlarından dolayı öğrencilerin azarlanması.
4-Gözlem araştırma ve deneylerin gereksizliğine inanılması, bu çalışmaların sınıf uğraşlarında önemle ele alınmaması.
5-Öğrencilerin bir şeyi olduğu gibi kopyaya teşvik edilmesi.
6-Yapılan işte ve ödevlerde gereğinden fazla şekilcilik ve özenti üzerinde durulması.
7-Akademik konular için Resim iş, Beden eğitimi ve Müzik gibi derslerin feda edilmesi.
Bu günkü ilköğretim ve diğer okullarda uygulanan müfredat programları hazırlanırken normal çocukların öğrenme kapasitesi göz önünde tutulduğu için, üstün zekalı çocuklara cevap verememektedir.Programın kapsadığı alanlar ve konular üstün zekalı çocuklara hafif gelmektedir.Bu nedenle:
A) Üstün zekalı çocuklar konuları yaşıtlarına göre daha çabuk öğrendiklerinden, diğer zamanlarda çeşitli problemler yaratırlar.
B) Normal çocuklar için yapılan sınıf içi tekrarlar bu tip çocukları doyurmaz.Onlar için can sıkıcı bir hal alır.
C) Üstün zekalı çocuklar az bir gayretle sınıf seviyesinin üzerinde bir başarı gösterdiklerinde kendi kapasiteleri oranında çalışma zorunluluğu duymaz, çaba göstermez ve tembel ( atıl ) kalırlatr.


Üstün Zeka ve Yetenekli Çocukların Eğitimlerinde Alınacak Önlemler :

1) Erken Başlama ve Hızlı İlerleme : Çocuğun üstün yeteneği ve hızlı gelişmesi dikkate alınarak onun yaşıtlarından önce eğitime alınmasına ve sınıflarını daha erken geçmesine dayalı bir uygulamadır. Hızlandırma ilkokuldan üniversiteye kadar her düzeydeki uygulamayı kapsayabilmektedir.Bu tür uygulamanın en büyük sakıncası çocuk akademik yönden sınıf ya da okuluna ayak uydurabilse de, sosyal ve duygusal yönden uyum güçlükleri ile karşılaşabilir.
2) Zenginleştirme : Üstün zekalı öğrenciler kendi yaşıtları arasında ve normal sınıflarında tutularak, çalışmalarını normale göre daha zengin hale getirme yolu ile alınan önlemler denilmektedir.Zenginleştirme iki şekilde olabilir ;üstün zekalı öğrenciler için ders programını 1-2 ders daha eklenebilir veya ders ve etkinlik sayısı aynı kalarak üstün zekalı öğrenci normallerin işlediği konuda daha derinliğine çalışma yapabilir.
3) Özel Sınıflar : Üstün zekalı oldukları tarama ve incelemelerle ortaya çıkarılan ve kanıtlanan öğrencilerin bir araya getirildikleri sınıflara özel sınıflar denir.


Üstün Zeka ve Yetenekli Çocukların Eğitim Programları

Bu hedef grubunun eğitim programlarının amacı, değişik yetenek alanlarında potansiyele sahip olan bu bireylerin yeteneklerine optimum düzeyde işlerlik kazandırarak bireylerin bu potansiyellerinin kendileri içinde yaşadıkları toplumları ve genelde insanlığın hizmetine sunmak olmalıdır.
Üstün yeteneklilerin eğitimi, genel özellikleri itibarıyla nitelikli normal eğitimden çok farklı değildir. Ancak öğrencilerin çabuk ve kolay öğrenmeleri, ilgi ve meraklarının çeşitliliği, özel yeteneklerinin çok sınırlı olmayışı nedeniyle bir konunun derinliklerine inebilme açısından daha özenle hazırlanmış ve olabildiğince bireyselleştirilmiş öğretim programlarını özel eğitim için daha uygun kılmaktadır.
Ancak üstün zekalı çocukların her alanda çok üstün performans göstermeleri beklenmemelidir.
Bu çocuklara uygulanacak program anlayışı her öğrencinin kendi potansiyeli doğrultusunda ulaşabileceği her yöne ve düzeye kendi hızıyla ilerlemesine fırsat verecek Birey-selleştirilmiş öğretim anlayışıdır.
Farklılaştırılmış programların geliştirilmesinde öğrenme yaşantıları düzenlenirken kapsam, sıra, düzen, zamanlama ve derinlik boyutları bireylere göre esnek bir biçimde ele alınmalıdır. Aynı zamanda her bireyin kazanması gereken temel bilgilerin gözden kaçmamasına da dikkat edilmelidir. Üstün zekalı ve yetenekli bir çocuğun kapasitesi sınıftaki diğer öğrencilerden üstün olduğundan yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi gerekir.



ÖZELLİKLER

PARLAK ÇOCUK ÜSTÜN ÇOCUK

Yanıtları bilirler Sorular sorar
İlgilidirler Aşırı meraklıdırlar
Dikkatini yoğunlaştırır Zihinsel ve fiziksel olarak katılım gösterir
İyi fikirleri vardır Çılgın saçma gelen düşüncelere sahiptir
Çok çalışır Etrafta dolanıp çalışmaz gibi görünürken
sınavlarda başarılıdır
Soruları yanıtlar Ayrıntıları dikkate alarak tartışır,
zenginleştirir
Üst grubu oluşturur Grubun ötesindedir
İlgiyle dinler Kuvvetli duygu ve düşünceler sergiler
Kolaylıkla öğrenir Zaten biliyordur
Tam olarak öğrenmesi için 5-6 tekrar 1-2 tekrar gereklidir
gerektirir
Düşünceleri anlar Soyutlamalar yapar
Yaşıtlarından hoşlanır Yetişkinleri tercih eder
Anlamı yakalar Varsayımlar ortaya atar
Ödevlerini tamamlar Yeni proje atılımlarında bulunur
Alıcıdır Ateşlidir
Doğru olarak kopya eder Yeni bir desen yaratır
Okulu sever Öğrenmeyi sever
Bilgileri emer Bilgilerle oynar
Teknikçidir İcatçıdır
İyi ezberler İyi tahmincidir
Doğru ve adil bir sonuçtan hoşlanır Karmaşıklığa açlık duyar
Uyanık ve dikkatlidir Keskin gözlemcidir
Öğrendiği kadarıyla tatmin olur Çok fazla öz eleştiri yapar.



Üstün Zeka ve Yetenekli Öğrenciler İçin Örnek Formlarla Bireyselleştirilmiş Programlar Oluşturma

Aşağıda üstün zeka – yetenekli öğrenciler için hazırlanacak bireyselleştirilmiş programlar örnek formlarla verilmiştir. Buradaki tüm kısa ve uzun dönemli programların hazırlanışında temel hareket bireyin performans düzeyidir.Program; daha üst düzeyde amaçlar ve hedefler konularak zenginleştirilecektir.

a) Bireysel Eğitim Programı: Tüm Hizmet Programı

Çocuğun adı : Varolan performans düzeyi özeti:
Okulu :
Programa başlama tarihi:
Öncelikli uzun dönemli hedefler:
Kısa dönemli Eğitimsel Sorumlu Geçirilen Başlama ve Beklenen
amaçlar ve/veya kişi(ler) zaman bitiş tarihi zaman
destek servisler
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Normal sınıfta geçirilen zaman: Katılan ekip üyeleri:
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Tavsiye edilen yerleştirme: Toplantı tarihi:
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Özel süreçler,teknikler,materyaller(öğrenme sitilindeki bilgiye göre),ekibin önerileri
_________________________________________________________________________________Her yıllık hedef ifadesi için objektif değerlendirme ölçütü
________________________________________________________________________________


Amaçlardan kimin sorumlu olacağı

Amaçlar çoğunlukla açıkça belirlenmiştir ancak kimi zaman bu amaçlardan kimin sorumlu olacağı belirsizdir.Özel eğitim öğretmeni diğer öğretmeni;diğer öğretmen de özel eğitim öğretmenini sorumlu tutabilir.Buna göre BEP üzerinde destek özel eğitim hizmeti verenler ve hedefledikleri kısa-uzun dönemli amaçlar belirtilmelidir.


Tüm Hizmet Planı ve Bireysel Öğretim/Uygulama Planı

Tüm hizmet planı Eğitsel tanılama ve değerlendirme ekibi / Sınıf Öğretmeni tarafından geliştirilir.Bireysel uygulama/ eğitim planı ise programın uygulanmasından sorumlu olan kişi yada kişilerce geliştirilir.Bireysel öğretim planı tüm hizmet planında ter alan hedeflerin daha spesifik uzun ve kısa dönemli hedeflere dönüştürülmesi yolu ile oluşturulur.Üstün zeka ve yeteneklilerin programlarında amaç; çocuğa sınıf genel seviyesinin üstünde zenginleştirilmiş bir programla ulaşmak ve çocuğun tüm kapasitesini kullanmasını sağlamak ve gelişimini devam ettirmektir.


b) Kısa Dönemli Program : Bireysel Uygulama Planı

( Tüm hizmet planındaki her bir kısa dönemli hedef ifadesi için bunu doldurunuz ) .

Çocuğun adı : Kısa dönemli amaç ifadesi :
Okulu :
Programa başlama tarihi :
Tahmin edilen bitiş tarih :
Formu dolduran kişi(ler) :
Davranışsal Amaçların Strateji Materyaller Başlama Bitiş Açıklamalar
amaçlar beceri ve/veya ve/veya tarihi tarihi
analizi teknikler kaynaklar
Konu Konu
Zenginleş. Zenginleştirme
teknikleri kaynakları







c) Uzun Dönemli Program: Bireysel Uygulama Planı

(Tüm hizmet planındaki her bir uzun dönemli hedef ifadesi için bunu doldurunuz).

Çocuğun adı : Uzun dönemli hedef listesi:
Okulu :
Programa başlama tarihi :
Tahmin edilen bitiş tarihi:
Formu dolduran kişi(ler) :
___________________________________________________________________________
Davranışsal Amaçların Strateji Materyaller Başlama Bitiş Amaçlar
amaçlar beceri ve/veya ve/veya tarihi tarihi
analizi teknikler kaynaklar
Konu Konu
zenginleşt. zenginleştirme
teknikleri kaynakları








YARARLANILAN KAYNAKLAR
- Özel Eğitime Giriş.Ankara Ün.Yay. 1987
- Eğitilebilir çocuklar ilkokul programı – M.E.B. yayınları-1991-ANKARA
- M.E.B.Çeşitli Hizmet içi Eğitim Kurs Notları.
- İlköğretim Okulu Orta düzeyde öğrenme yetersizliği olan çocuklar eğitim programı – M.E.B. yayınları - 2001
- Özel eğitimde aile eğitimi sempozyumu – Milli Piyango Yayınları M.E.B.Özel Eğ. Reh. Dan.Hiz. Genel Müdürlüğü – 2000


Hiç yorum yok: