Ne Tarafa Döneyim
Nasreddin Hoca Akşehir sokaklarında yürürken bir gençler kendisini durdurur ve sorar:
- “Hocam, namaz kılarken kıbleye doğru döneriz. Acaba abdest alırkende kıbleye mi dönmeliyiz?” Hocamız aslında hazır kıbleye doğru dön diyecek ama Akşehir gençlerinin kendisine zaman zaman oynadığı oyunları hatırlayarak:
- “Ceketin, çorabın, ayakkabın, şapkan yani elbiselerin ne tarafta ise o tarafa dön!“
Müjde
Yolda bir tanıdığı Hoca’ya:
- “Bir oğlun oldu, müjdemi isterim! demiş.” Hoca:
- “Allah’a bin şükür ama, demiş, benim oğlum oldu, bundan sana ne?”
Minare Yapımı
Hoca, Akşehir’de dolaşırken yanına daha önce hiç minare görmemiş bir adam yaklaşır.
- “Bunları nasıl yapıyorlar,” diye sorar. Hoca ciddiyeti bozmadan:
- “Bunu anlamayacak ne var? Kuyuların içini dışına çevirirler, olur sana bir minare!”
Secdeye kapanırsa
Bir gün Hoca, bir handa gecelerken tavandaki tahtalardan gıcırtılar gelmeye başlamış, hancıya
- “Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be, beşik mi mübarek!” diyecek olmuş ama hancı sözü şakaya boğarak:
- “Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil: tavan tahtaları Hak’ka tespih çekiyor!” demiş. Hoca da:
- “Ya bu tavan böyle tespih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa, bizim halimiz nice olacak!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder