11 Mart 2014 Salı

İslamiyetin doğuşu sırasında var olan dinler hangileridir?

İSLAMİYET`TİN DOĞUŞU SIRASINDA DÜNYANIN GENEL DURUMU

İslamiyet`ten Önce ARABİSTAN`ın Durumu


Arabistan;Asya`nın güneybatısında bulunan bir yarımadadır.Kızıldeniz ve Basra Körfezi arasında yer alır.Yarımadayı çevreleyen dağlar arasında özellikle iç kesimlerde uçsuz bucaksız uzanan çöller vardır.

*İklim koşullarının yetersiz olması bu bölgede önemli uygarlıkların yaratılmasını engellemiştir.

Siyasi Durum ve Halk:

1.Araplar Sami ırkına mensuptular,

2.Arabistanda yaşayanlar halkı iki grupta incelemek mümkündür;

*Güney Araplar:Yemenliler olup genellikle yerleşik bir hayatı benimsemişlerdir.

*Kuzey Araplar:Arabistan`ın kuzey bölgesinde daha çok göçebe (bedevi) bir hayat sürmekteydiler.

1)Tarih içinde Yemen`de Main Devleti,Seba devleti ve Himyeriler devleti kurulmuştur.

2)Kuzey Arabistan`da Nebatiler,Tedmürlüler ve Gassaniler devleti kurulmuştur.

3)İslam tarihi bakımından son derece önemli bir yer olan Hicaz bölgesinde ise bir devlet yok idi.

4)Hicaz bölgesinin iki önemli şehri Mekke ve Yesrip (daha sonraki adı Medine) idi.

5)Mekke`de Kureyş kabilesi hakim idi.

6)Mekke gerek ticaret yollarının keşiştiği bir yerde olması gerekse Kâbe`yi ziyarete gelen Araplar sayesinde önemli bir ticaret ve din merkezi duruma geldi.

7)Bu arada İran,Habeşistan,Yemen ve Bizans ilede ticaret yapılıyordu.

8)Medine ise daha çok tarım sehriydi. Buarada Araplar ve Yahudiler birlikte yaşıyordu.

Din ve İnanış:

Arabistan`da yaygın olarak puperestlik vardır.Büyük putlar Kâbe`de bulunurdu.Putlar ziyaret edilir,kurban kesilir,panayırlar düzenlenirdi.Bu sayede Mekke önemli bir iktisadi güce sahip olmuştu.Hicaz`da tek tanrı inancına sahip hanife denilen insanlar vardı.Yhudilik ve Hristiyanlık da Araplar tarafından biliniyordu.

** Mekke`de Hz.İbrahim ve oğlu Hz.İsmail`in Allah`ın emri üzerine inşa ettikleri "Kâbe” bulunmaktadır.



1-ASYA (siyasi durum):

*Bizans İmparatorluğu (395,1453)

Kavimler Göçü sonucunda Roman İmparatorluğu, büyük karışıklıklar içinde kalmış ve eski gücünün büyük ölçüde kaybetmişti.Bunun sonucu olarak 395 yılında Batı ve Doğu Roman İmparatorlukları olraka ikiye ayrıldı.Batı Roma İmparatorluğu`nun başkenti eskiden olduğu gibi Roma,Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti ise Bizans (İstanbul) oldu.İslamiyet`in doğuşu sırasında Bizans`ın başında bulunan Herakleios,Kartaca valisinin oğlu idi.Donanmayla İstanbul`a gelerek İmparatorluğu ele geçiren Herakleios Roma tarihinin en güç ve en karanlık devrinde görev başına gelmişti.Bizans İmparatorluğu daha sonraki yıllarda Sasanîlerin,Slâvların,Avarların ve Hunların saldırılarına uğradı.VII.yüzyılda Müslümanlar,bir yadan Bizans`ı kuşatırken,diğer yandan Süriye,Filistin,Mısır,Kuzey Afrika,müslümanların eline geçti.1017 Malazgirt Savaşında ağır yenilgiye uğrayan Bizans,kısa zamanda Anadolu`nun büyük bir kısmını kaybetti.29 Mayıs 1453`te Osmanlı Padişahı F.Sultan Mehmet,İstanbul`u fethederek Bizans İmpaaratorluğu`na son verdi.





*Sasaniler (224-651)

Miladi III.yüzyılın başlarında İran`da Partlar hakimdir.İran`da Part imparatorluğu zayıflamasında Sasan`ın oğlu Bebek, 224 yılında bağımsızlığını ilan etti.Bbek`in oğlu Ardeşir,Partları yenerek başkentleri Medain`i ele geçirdi.Sasaniler en güçlü dönemlerini, I. Hüsrev zamanında yaşadılar.Sasaniler, Batı Göktürk Yabgusu İstemi ile anlaşarak, Akhunlar devletine son verdiler.İpek Yolu`nu kapatmaları,Sasanilerin,Göktürklerle aralarının açılmasına neden oldu.Göktürkler, Sasanilere karşı Bizans ile ittifak yaptılar.Sasaniler, Göktürklerin ve Bizanslıların saldırıları sonucu iyice yıprandılar.Hz. Ebubekir döneminde başlayan Müslüman Arap ordularının İran seferleri,Sasanilerin çıkışını hızlandırdı. Hz. Ömer zamanında kazanılan Kadisiye (635) ve Nihavend (642) savaşlarında Sasaniler ağır yenilgiye uğradılar.Horosan taraflarına kaçarak mücadeleyi sürdürmek isteyen III. Zeydcerd`in 651`de öldürülmesiyle, Sasani Develeti sona erdi.



*Göktürkler

Çin`in siyasi faaliyetleri sonucu Göktürk Devleti 582 yılında doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı.Her iki Göktürk devleti daha sonra meydana gelen olaylar sonucu Çin hakimiyetine girdiler.552`de Bumin Kaan tarafından kuruldu.İslamiyetin ortaya çıktığı ve yayılmaya başladığı dönemde Göktürkler, Asya`da önemli bir siyasi güç olmaktan çıkmışlar ve Çin hakimiyeti altında girmiş bulunuyorlardı.



*Hindistan

XI.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Hindistan <> ünvanıyla anılan birçok prensler tarafından idare edilmeye başladı.Hindistan`ın İlk Çağdan beri istilalara uğraması, bu ülkede siyasi birliğin kurulmasına imkan vermemişti.Hint halkı arasında bir kaynaşmanın olmayışının en önemli sebebi "Kast Sistemi” idi.Buna göre Hint halkı çeşitli sınıflara ayrılmıştı. Bu sınıflar şunlardı: Brahmanlar, askerler ve asilller, vaysiyaler (tüccarlar,çiftçiler) ,südralar (işçiler). Hindistan`da ilk siyasi birliği sağlayan Guptalar (320-550) oldu.

VI. yüzyılınn sonunda başkent Thanesar olmak üzere bir krallık kuruldu. Böylece Thanesar hanedanı ortaya çıktı.605`te on altı yaşında Harşa başa geçmişti.O tahta çıktığı sırada ülke karışıklık içindeydi. Harşa ilk olarak çeşitli bölgeleri kontrolü altına almak istedi.Bunun içinde harekete geçti ve 620`de mahalli prensleri mağlup ederek hemen hemen bütün Kuzey Hindistan`a hakim oldu.

İslamiyetin doğuşu sırasında siyasi birliğin bulunmadığı Hindistan Nepallilerin ve Tibetlilerin saldırılarına uğramaktaydı.



Çin

İslamiyetin doğduğu yıllarda Çin`de siyasi birlik, Sui ve Tı_ang Hanedanları (589-906) tarafından sağlanmış durumdaydı. Çin`de üç yüz yıllık mücadele ve parçalanma döneminden sonra Sui hanedanı birliği yeniden kurdu. Bu hanedanın yönetimi sırasında Çinlilerin Göktürkler ile münasebetleri oldu.Daha sonra Çin`de patlak veren iç savaşta Sui hanedanının yönetimi sona erdi. Tı_anglar öteki rakiplerini yenerek Çin tahtına çıktılar.Çin, bu dönemde çeşitli yollarla Göktürkleri ikiye bölmüş ve 630`da hakimiyeti altına almıştı.Orta Asya`da tek güç haline gelen Çin, yayılması sonucunda Çin sınırları İran`da Kore`ye Moğolistan`dan Güneydoğu Asya`ya kadar genişlemiş durumdaydı.



Japonya

İslamiyetin doğuşu sırasında Japonya `da Yamato aileleri hakimdi.Soga ailesi 587 tarihinde Yamato içinde üstünlüğü elde etti.Nitekim 592`de bu ailenin başına bir kadın yönetici Suiko getirildi.Aynı zamanda onun yeğeni Shotuku Taishi Naip olarak görev yapmaya başladı.O, yıllarca Kore üzerinde kaybedilen Jopan nüfusunun tekrar elde edilmesi için çalıştı.Bu maksatla oraya seferler düzenlendi.Ayrıca askeri siyaseti terk ederek, Çin İmparatorluğu ile doğrudan temas kurdu. (607) Shotuku 622`de öldü.

Din ve İnanış:

Büyük dinlerin ana yurdu olan Asya`da İslamiyetin doğuşu ve yayılması sırasında Hristiyanlık, Musevilik, Zerdüşt, Hindu, Mani dinleri bulunmaktaydı.

Zerdüşt dini M.Ö VII. Yüzyılda İran`da ortaya çıktı. En büyük tanrısı Ahuramaz idi.

*Bizans`ta ; Hristiyanlığın Ortodoks mezhebi yaygındı. Bizans`taki patrik,aynı zamanda tüm ortodoksların dini lideri haline gelmişti.Bizans İmparatorluğu Ortodoksluğu resmi devlet haline getirerek siyasi amaçlarıyla birleştirdiler.

*Sasanilerin egemen olduğu İran`da halkın çoğunluğu Zerdüşt dinine mensuptu. Bu dinin esası iyilikle kötülüğün mücadelesiydi.İyilik tanrısının adı Ahuramaz da (Hürmüz) ,kötülük tanrısının adı Angramanyu (Ehrimen) idi. İranlılar inanışına göre bu iki Tanrı arasında devamlı savaş vardı. İyi bir iki her zaman Ahuramazda`nın yanında yer almalı ve kötülüklere karşı savaşmalıydı.İranlılar, Tanrıları Ahuramazda êteş yakarak tapıyorlardı. Bu ateşlerin yandığı yere "Ateş gede” denir ve Ateş hiçbir zaman söndüremezdi.Ancak bu ateş , Hz. Muhammed`in doğduğu gün kendiliğinden sönecektir.

*Göktürk, Göktanrı dinine inanıyorlardı.İnanışlarına göre Tanrı Kainatın yaratıcısıdır,tektir,ebedidir.Topa Kağan , Budizm`e büyük ilgi göstererek bu dini Türkler arasında yaymaya çalıştıysada halk arasında fazla ilgi görmedi. Çünkü ; Budizm Türklerin yaşantısına uygun değildi.

*Hindistan`da en yaygın din, Hinduizm idi. Daha sonra bu ülkede ortaya çıkan Budizm , Hindistan`da fazla yaygınlaşamamış, Çin`de, Tibet`te ve Japonya`da benimsenmişti. Temelinde , Tanrı ve doğa üstü güç düşüncesi olmayan Budizm ,din olmaktan çok, felsefi bir düşücedir. Ahlâk anlayışının temeli doğruluktur.Ruh temizliği, düşünmeyi ve kötülüklerden uzak durmayı öğütlemektedir.

*Çin`de halkın çoğunluğu Budizm dinine inanıyordu.Budizm yanı sıra Şinto ( Tanrılar yolu) dini de halkın arasında yaygındı. Şinto dini, tabiat kuvvetlerine ve atalara tapınma üzerine kurulmuştu.



2-AVRUPA (Siyasi durum)

Batı Roma İmparatorluğu`nun yıkılmasından sonra yerine Vizigot, Ostrogot ve Frank krallıkları kurulmuştu. Bu krallıklar döneminde de Avrupa karışıklıklar içinde kaldı. Merovenj ve Karolenj İmparatorlukları döneminde Avrupa`da bir süre içinde siyasi birlik kuruldu. Ancak Normanların ve Macarların saldırıları sonucu siyasi birlik bozuldu.Bunun sonucu krallar, ülkelerini koruyamaz duruma geldiler. Ortaya çıkan kargaşa ve güvensizlik ortamı içinde kraldan yardım göremeyen büyük toprak sahipleri , şövalye denilen en iyi savaşçıları çevrelerinde topladılar. Şatolar ve kaleler yaptırarak güvenliklerini buralarda sağlamaya çalıştılar. Bu korunma ihtiyacı feodaliteyi (derebeylik) ortaya çıkardı. Feodaliteyi Ortaçağ Avrupa`sının siyasi yönetim şekli haline geldi.Giderek güçlenen derebeyler, kralların topraklarına da saldırmaya başladılar. Avrupa`da kralların otaritesi tamamiyle sarsıldı.

Derebeylikler yönetiminde himaye edenlere "süzeren”, himaya altına girenlere " vassal” denirdi. Temeli eşitsizlik üzerine kurulan derebeylik yönetiminde insanlar hak ve ayrıcalıklar yönünden birbirinden farklı dört sınıfa ayrılmışlardı.

1.Soylular : Bunlar büyük toprak sahipleri olup , şatolarda otururlardı. Soyluluk, babadan oğula geçiyordu.Soylular, askerlik ve devlet işlerinde başka işlerle uğraşmazlardı.

2.Rahipler : Kilise topraklarında soylular gibi yaşarlardı. Halk üzerinde büyük nüfusları vardı. Dini görevlerinin yanı sıra, okullarda öğretmenlik yaparlardı.

3.Burjuvalar : Şehirlerde otururlar, sanat ve ticaretle uğraşılardı. Soylulara belli bir vergi öderlerdi.

4.Köylüler : Bunlar, serbets köylüler ve serfler diye ikiye ayrılırlardı. Serbest köylüler , kendi topraklarını ekip biçerler, mallarını satabilirler ve başka bir yere göç edebilirlerdi. Ancak soylulara vergi verirler, onların angaryalarını ve çeşitli işlerini görürülerdi.

Serfler hiçbir hakka sahip değildiler. Soyluların malı sayılırlardı. Toprakla birlikte alınırlarve satılırlardı. Bunların , İlk Çağdaki kölelerden farklı bir yani ailece alınıp satılmalarıydı.

Din ve İnanış :

Hz. İsa`nın Kudüs`te çarmıha gerilmesinden sonra Havarileri Hristiyanlığı yaymaya başladılar.Roman İmparatorluğu Konstantinos (324-337) Hristiyanlara hoşgörü ile davrandı. I. Theodosios (379-395) zamanında putperestlik kanun dışı ilan edildi, ve Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu halkının resmi dini oldu. Daha sonra Hz. İsa `nın Tanrı olup olmadığı meselesi Hristiyanlık dünyasını alt üst etti. Bu gibi tam anşılmayan durumlar piskoposların katılmasıyla toplanan konsiller ratafından çözümlenmeye çalışıldı. Bu konsillerin kararlarını doğru bulmayanlar Hristiyanlık içinde bir çok mezhep kurdular.

Öte yandan kilisenin en yülsek makamında oturan Hristiyanlığın serbest bırakılmasıyla papaların görev etki alanları genişledi, siyasî nüfuslarıda arttı. Papaların bir hristiyanı kilise topluluğu dışına bırakma yani aforoz etmek yetkiside vardı.

İstanbul patrikliği ise Güneydoğu ve Doğu Avrupa`da canlı bir faaliyet gösterdi. Slâvlar büyük çoğunlukla Hristiyanlığı kabul ederek İstanbul patrikliğine bağlandılar. Papalık ile İstanbul Patrikliği arasındaki anlaşmazlıklar XI. Yüzyıl ortalarında iki kilisenin kesin olarak birbirinden kopmasıyla sonuçlandı. Doğu Hristiyanları kendilerine Ortodoks , Batı Hristiyanları ise Katolik dediler. Her iki kelimede aynı anlamda doğu inançlı  demektir. Daha sonra yeni çağın başında Roma kilisesi Prostestanlığı ortaya çıkışıyla , büyük bir bölünmeye daha uğrayacaktır.



3- AFRİKA

( Bizans`ın hakimiyet sahası , Habeşistan ve Hristiyanlık )

Bizans`ın hakimiyet sahası: Bizans , Kuzey Afrika`daki durumunu , Berberi kabileleri ile mücadeleler içinde de olsa Arap fetihlerine kadar korunmuştu. Nitekim imparator Mavrikios (582-602) disiplinli bir asker organizasyonla savunma gücüne sahip olabilmek için Kuzey Afrika `da eksarhlık ( askeri valilik) kurdu. Buradaki askeri valiye aynı zamanda sivil yönetimin idaresi de verilmişti. İranlılar 619 ilkbaharında Mısır`ı işgale başladılar. Daha sonra Ssaniler ile yapılan bir antlaşmayla bu eyalet geri alındı.

Habeşistan : Habeşistan `ın asıl çekirdeğini oluşturan Aksum devleti`nin kurulması M.S I. Yüzyılda rastlar. Daha sonra Habeşler Yemen`e hakim oldular.(525). Aksum Krallığı VI. Yüzyılın ikinci yarısıyla VII. Yüzyılın başlarında çökmeye başladı. Hz. Muhammed , Kureyşlilerin baskıları karşısında Müslümanlardan bir kısmını saldıralardan uzak tutmaya karar verdi. Onlara Hristiyan olan Habeş kralı Necaşi`nin yanına gitmelerini tavsiye etti. Bir grup müslüman 615 yılında Habeşistan`a göç etti.

Habeşler önceleri putperes idiler. İmparator II. Konstantinos

Zamanında (337-340) Hristiyan misyonerleri bu ülkede faaliyette bulundular. VI. Yüzyılın başlarında Aksum krallarının da kabul etmesiyle Hristiyanlık bu ülkede yerleşmiş oldu.

Hiç yorum yok: