9 Aralık 2013 Pazartesi

Mondros Antlaşması'na Osmanlının, halkın ve Atatürk'ün tutumu ne olmuştur?

Mondros Antlaşması'na Osmanlının, halkın ve Atatürk'ün tutumu ne olmuştur? 

İstanbul Hükümeti'nin Tutumu(Osmanlının):
İstanbul Hükümeti işgaller karşısında tamamen sessiz kaldı. Onlara göre işgalci güçlere karşı koymak imkansızdı. Osmanlı Devleti'nin devamı, padişah – halifenin varlığı her şeyden önemliydi. Bu nedenle tamamen yok olmaktansa küçük bir toprak parçası üzerinde büyük devletlerden birinin himayesinde de olsa devletin varlığını devam ettirmek önemliydi. İtilaf Devletleri’ne karşı gelmek onların isteklerini daha da artırabilirdi. Bu nedenle onların istekleri derhal yerine getirilmeliydi. İstanbul Hükümeti'nin bu görüşlerini destekleyen bir çok cemiyet kurulmuştur. Bunların başlıcaları; Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti, Hilafet ve Saltanat yanlıları Cemiyeti, İngiliz Muhipler (sevenler) Cemiyeti, Wilson İlkeleri Cemiyeti, Teali İslam Cemiyeti ve Kürt Teali Cemiyeti’dir. Bu cemiyetlerin en önemli özelliği İstanbul Hükümeti ve padişahı desteklemeleri, milli mücadele hareketine karşı olmaları, manda ve himaye fikrini savunmalarıdır.

Türk Halkının Tutumu :

Türk halkı başlangıçta haklarını hukuksal yollardan aramaya çalışmıştır. Ancak Ermeni ve Rum işgallerinin başlaması, tepkilerini sertleştirmiştir. Bu amaçla bir taraftan müdafaa-i hukuk cemiyetleri kurulurken bir taraftan da Kuva-yı Milliye birlikleri kurularak silahlı direnişe başlamıştır. Milli Cemiyetler (Yararlı Cemiyetler): Türk halkının haklılığını dünyaya duyurmak, Türklerin çoğunlukta yaşadığı toprakların işgalini hukuki yollardan engellemek için çalışmıştır. Bunların başlıcaları; • Doğu Anadolu Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti • Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti • İzmir Müdafaa-i Hukuki Osmaniye Cemiyeti • Reddi İlhak Cemiyeti • Trabzon Muhafaza-i Hukuki Milliye Cemiyeti • Kilikyalılar Cemiyeti • Milli Kongre Cemiyeti (Daha çok basın yayın yolu ile çalışmıştır) Milli Cemiyetlerin Ortak Özellikleri: Kuruluşlarında vatan, millet ve Türklük duygusu vardır. Bölgesel kurtuluş yolları aramışlardır. Milli Mücadelenin temelini oluşturmuşlardır. İşgallere karşı basın yayın ve hukuki yollardan mücadele etmişlerdir. Halk direnişinin başlamasında ve milli bilincin oluşmasında öncü olmuşlardır. Sivas Kongresi’nde birleştirilmişlerdir.

Mustafa Kemal'in Tutumu :

Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada Suriye'de Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi. Aynı gün İstanbul'a gelmiş olan İtilaf Devletleri donanmasını gören Mustafa Kemal “Geldikleri gibi giderler” diyerek mücadele edeceğini ifade etmiştir. Mustafa Kemal Paşa İstanbul'da bulunduğu sürece yurdun kurtuluşu için çalışmalar yapmış, ancak burada bir şey yapılamayacağını görmüştür. Mustafa Kemal, Anadolu'daki milli cemiyetlerin birleştirilmesi ve Türk halkının yeterince bilinçlendirilmesi halinde kurtuluşun mümkün olduğuna inanıyordu. Bunun için de Anadolu'ya geçmek istiyordu. Bu sırada 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a gitmesi, orada hem ordunun terhis işlemlerini yapması, hem de bölgedeki Türklerle Rumlar arasındaki çatışmaları önlemesi istendi. Mustafa Kemal bu kararı Milli Mücadele hareketi için bir fırsat olarak değerlendirip kabul etti. 19. Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Milli Mücadele hareketini başlattı.

Azınlıkların Tutumları 

Osmanlı topraklarında yaşayan azınlıklardan Rumlar ve Ermeniler Mondros'tan sonra ortaya çıkan durumdan yararlanmak istediler. Bunların temel amacı ya işgalleri kolaylaştırmak ya da bağımsız devlet kurmaktı. Azınlıklar işlerini kolaylaştırmak amacıyla çeşitli cemiyetler kurdular. Bunlar; Mavri Mira: Rumlar tarafından Batı Anadolu ve Trakya'yı Yunanistan'a katmak için kuruldu. Pontus Rum: Trabzon ve çevresinde Rum devleti kurmak için oluşturuldu. Etnik-i Eterya: Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak için kuruldu. Ermeni Taşnak ve Hınçak: Doğu Anadolu'nun Ermenilere verilmesi için çalışmıştır. Ayrıca Çukurova çevresinde bir Ermeni devleti kurmak için Ermeni İntikam Alayı oluşturuldu

Hiç yorum yok: