9 Nisan 2013 Salı

Süngerler Lise biyoloji dersi konu anlatımları


                                    SÜNGERLER


Sünger, bir hayvan türüdür. Ama, ayirimi öylesine güç yaratiktir ki XIX. Yüzyil baslarina degin bitkimsi hayvan yada hayvan bitki olarak adlandirilmistir. Sünger, çok hücreli hayvanlar arasinda en ilkel yapililardan biridir. Kas, sinir, agiz ve sindirim boslugu, kalp gibi herhangi bir organi olusmamisir. Buna karsin süngerlerin çok uzun zamanlardanberi yasadigi ve varliklarini basariyla sürdürdükleri bilinmektedir. 5000'den çok türü olan bu hayvanlar tatli suda ve denizlerde, 7500 metreden derin olan yerlerde bile yasarlar.
Genellikle göze çarpacak derecede güzel, çok çesitli boy ve renklerde olan süngerlerden binlerce yildir yararlanilmaktadir. Günümüzde en önemli kullanim alani ilaç endüstrisindedir. Bir tür süngerin bazi kanserlere karsi yararliligi üzerinde durulmaktadir.                                                                
SÜZME MAKINELERI
Süngerler, vücutlarinin iç ve dis bölümlerine düzensiz bir sekilde dagilmis birkaç degisik yapida hücrelerden olusur. Süngeri diger hayvanlardan ayiran, vücutlarindaki yaka hücreleri tarafindan olusturulan odaciklardir. Bu tip hücrelere adini veren, hücre merkezinde bulunan ve kamçiya benzeyen küçük çikintilardir. Bu kamçiciklar süngeri bastan basa kaplayan kanallara giren suya, sürekli olarak vurulurlar.
Kuskusuz su, oksijen ve besin maddelerini getirmektedir. Yaka hücreleri sudaki bakteri, küçük yosun ve organik atiklari yuttuktan sonra bunlari besin torbacigi denilen hücrelerine geçirirler. Bunlar kendi baslarina hareket edebilen sindirim hücreleridir. Sindirdikleri besinleri diger hücrelere iletirler. Tüm hücrelerin birbiriyle oksijen ve karbondioksit degisimi yaptiklari görülmektedir.
On santim boyunda ve iki santim kalinliginda bir süngerin iki milyonu askin yaka hücresi vardir. Bu sünger kanallarindan günde 110 litre su pompalayabilir. Bu özellikleriyle canli bir süngeri, etkin bir filtre olarak da niteliyebiliriz.

SÜNGERLERDE ÜREME 

Süngerlerin çogu erselik (çift cinsellikli)'dir. Yani, hem yumurta hem de sperma olusturur. Böyle bir sünger, yumurta ve spermasini ayri zamanda birakir. Bu da bir süngerin spermasinin kendi yumurtasini döllemesini önler ve degisik hayvanlar arasinda çaprazlama saglanmis olur. Bazi türlerde sperma ve yumurta birakma gözle görülür bir yogunlukta gerçeklesir. Spermalar süt gibi sivi bir durumdadir.
Bir sperma hücresi baska bir süngerin kanal sistemine girdigi zaman yaka hücreleri tarafindan yutulur ve yumurtaya iletilir. Içinde sperma bulunan hücre yumurtayla birlestigi zaman çiftlesme olur ve yumurta döllenir. Bazi türlerde, döllenen bu yumurta hemen suyun içine birakilir. Ama, çogu tür süngerde yumurtadan larva olusuncaya kadar süngerin içinde saklanir. Sonra, larva serbest birakilir. Serbest kalan larva birkaç saatten birkaç güne kadar degisen süreyle çevrede yüzer ve sonra genç bir sünger olarak yasantisini sürdürmek için uygun bir yüzeye yerlesir.
Süngerlerin aseksüel olarak (herhangi bir çiftlesme olmadan) yalniz tomurcuk verme yoluyla üreyebilme nitelikleri de vardir. Bazi sünger türleri, çok yüksek ya da çok alçak sicaklik, kuraklik, çevre kirliligi, besin yetersizligi gibi durumlarla karsilasinca soylarini sürdürmek için küçük tomurcuk (gemmül) denen bir grup hücre birakirlar. Tomurcuk uygun olmayan kosullara karsi dayaniklidir. Gelismeye uygun kosullar yeniden ousuncaya degin, tomurcuk durumunda kalir. Bu olaya daha çok tatli su süngerlerinde rastlanirsa da bazi tür deniz süngerlerinde de görülmektedir.
Süngerlerin dikkati çeken özelliklerinden biri de parçalandiklari zaman yeniden hayata dönmek için birlesebilmeleridir. Bunu kanitlayan klasik deneyde,  bir sünger parçasi sik dokunmus tül ya da ipek kumastan geçirilip içi deniz suyu dolu bir kaba konulur . bu sekilde binlerce parçaya ayrilan süngerin hücreleri önce dibe çökmekte, birkaç saat ya da birkaç gün sonra yine bir araya gelerek eskisinden küçük ama islevlerini ayni sekilde sürdüren bir süngeri olusturmaktadir.

BASARILI UYUM

Sünger iskeletleri esnek liflerden, spikül denilen küçük, igne gibi sert ögelerden ya da bunlarin her ikisinin birlesiminden olusmaktadir. Bilim adamlari süngerleri iskeletlerine göre baslica silisli (cam gibi) ya da kalkerli (kireçli) olmak üzere iki sinifa ayirirlar.
Bir hayvan türü olarak süngerlerin ilk olusumu, 550 milyon yil öncelerine kadar dayanir. Büyük bir olasilikla tek hücreli hayvanlardan bir türün evrimi ile olusmus ve o zamandan beri pek az degismislerdir. Normal bir süngerin yasam süresi birkaç yilla 20 küsür yil arasinda degisir. Son zamanlarda kati sünger adi verilen ve birkaç yüzyila kadar yasayabildikleri sanilan bir tür sünger bulunmustur.

DEGISIK ORTAMDA SÜNGERLER

Bir yer edinebilmek için büyük savasim veren çok çesitli canlilarin yogun bir sekilde yasadiklari mercan kayaliklarinda süngerler üç degisik türde görülmektedir. En çok rastlanan türü büyük, sekilsiz, uzun ve dalli, boru ya da bazen vazo biçiminde olanlardir. Bu türün büyüyebilmesi için yanlizca küçük bir yere tutunmalari ve orada beslenmeleri yeterlidir.
Ikinci tür sünger, mercan ya da diger kati deniz cisimlerinin alt taraflarinda ufak çatlaklar olusturur, buraya yerlesir. Bu süngerlerden çatlaga yerlesen portakal renkli Mycale leavis adli türün mercan kayaliklarini, zararli organizmalara karsi korudugu saptanmistir.
Üçüncü tür süngerler kandilerine mercan ya da kireçli kayalari delerek tüneller açar. Kayani içine önce asit ya da enzim salgilarlar. Bu asit ya da enzim kayadan minik parçalarin kopmasina yol açar. Kopan parçalari sünger hücreleri içine alir, hücreden hücreye ve sonra kanallarindan geçirerek kayanin disina atar. Bu sekilde tünel kazan sünger sonunda tüneli kendi vücudu ile doldurur. Ama, içi oyulan ve zayiflanan kaya iskeleti zamanla kuvvetli akinti ve dalgalara karsi koyamaz duruma gelir.
Bu tür süngerlerin büyük bölümü kayanin içindedir. Yanlizca disaridan tünelin giris ve çikisinda bacamsi papiller (bir çesit küçük uzanti) görülür. Bazi papiller kayadan ayirt edilemeyecek kadar küçüktür. Kayalarin içini tümüyle kaplayan türlerde çok sayida giris ve çikis organina gereksinme duyulacagindan, bunlar kayanin üstüne ufak papillerle kaplanmis görüntüsünü verirler. Sünger, kayaliklarda yasayan bir çok canlinin siginagidir. Çok büyük tür süngerler, kanallarinda binlerce karidesi barindirir. Bir tür deniz yildizlari süngerlere sarilip dinlenir. Yengeç, balik ve hatta deniz kestaneleri vazo tipindeki süngerlerin dibinde düsmanlarindan saklanirlar.
Bazi sünger türleri belli bir yerde duragan yasamaz. Suberites Domuncula adli sünger türünün larvasi, içinde bir tür küçük yengeç yasayan bir salyangoz kabugu üzerine yerlesir ; büyüdükçe kabugu tümüyle sarar. Zamanla salyangoz kabugunu eritir ve önceden kabugun içinde yasayan küçük yengeç bundan sonra yasantisini süngerin boslugu içinde sürdürür.
Dromia vulgaris türü yengeçlerin kabugu tüylü ve genis, son çift bacaklari yukari dogru dönüktür. Bunlar, süngerden bir parça koparip ayaklari ile üzeri tüylü kabuklarina takar. Sünger burada yerlesir, geliserek gizleme yaparmisçasina yengeci örter. Böylece yengeç kendisini yemek isteyen baliklardan korunmus olur, çünkü baliklar süngeri yemezler. Sünger de yangecin sirtinda sürekli yer degistirip daha çok beslenme olanagi bulur.
Ilginç bir Japon göreneginin kökeni Spangiola (süngerde yasayan karides) ile cam süngeri (Euplectella ya da Venüs'ün çiçek sepeti) arasindaki iliskiden gelir. Karides çiftler halinde yasar ve daha küçükken süngerin içine girer. Sonunda süngerden çikamayacak kadar büyür. Süngerin içinde yasamini sürdürür, çünkü o da besinini sudan süzerek alir. Böylece içine karides tutsak olmus sünger Japonlar tarafindan yasam boyu sadakatin simgesi sayilir ve evlenme hediyesi olarak verilir.
Süngerin düsmanlari dostlarina oranla çok azdir. Soguk ve iliman kusak denizlerinde, deniz yildizi ve deniz sarmasigi süngerin düsmanlaridir. Tropik denizlerde ise, bazi balik ve deniz kestaneleri süngeri kemirir ya da parçalarlar. Deniz kaplumbagalari da arada bir süngerden büyük parçalari isirarak koparir. Ama çogunlukla, igne seklindeki spikülleri ve bazi türlerin zehirli salgilari ile süngerler düsmanlardan korunurlar.

SÜNGERIN YARARLARI 

Görünüs güzelliginin yani sira süngerler çok yararlidir. Günümüzde çogu yerlerde yapay süngerler kullanilmasina karsin, dogal süngerlere olan istek azalmis degildir. Dogal sünger hiç damlatmadan daha çok suyu tutar, temizlenmesi kolaydir ve daha agir iste daha uzun süre dayanir. Bu nedenle boyaci, cam silici ve seramikçiler dogal süngerleri yeglerler. Yüzyillardir banyolarda ve yillardir otomobil temizliginde kullanilan sünger günümüzde ilaç endüstrisi ve hücre dirim bilimcileri (biologlar) tarafindan da kullanilmaya baslamistir. Bir çok deniz omurgasizinda oldugu gibi, süngerin de alisilmis anlamda savunma araci yoktur. Süngerler ne kavga edebilir ve ne de kaçabilirler. Bu nedenle süngerler zehirli ya da zehirsiz çok güçlü sivilar salgilar. Bu sivilarin bazi insan hastaliklarinin iyilestirilmesinde kullanilmasi, ilaç endüstrisinin yeni bir umudu ve beklentisidir.
Ayni zamanda, hücre düzeyinde yasamin gizlerini çözmek için bilim adamlari süngere her gün daha çok zaman ve dikkatlerini ayiriyorlar. Sünger hücrelerinin hareketleri, karsilikli iliskileri ve diger ayrintilarin incelenmesi insan hücresinin evrimi ile ilgili bigilerin tamamlanmasi yönünden çok yararli olmaktadir.
Günlük yasamimizda çok çesitli amaçlarla kullandigimiz süngerden ayrica ilaç üretiminde yararlanilmasi, hücre yapisinda çok degerli bilgiler elde edilmesi, doganin insanoglu için ne denli bitmez tükenmez bir kaynak oldugunu birkez daha kanitlamaktadir.

Hiç yorum yok: