20 Mart 2013 Çarşamba

YAŞLILIK VE ÖZÜRLÜLÜK



YAŞLILIK VE ÖZÜRLÜLÜK




Yaşlı ve özürlü bireyin toplumun bir parçası olduğu yadsınamaz. Bu bireyler de toplumun her üyesi gibi; sağlık, iş ve sosyal servislerin kullanımı gibi alanlarda gereksinim duydukları desteği alabilmelidirler. Yaşlılıkta ortaya çıkan özürlülükten korunma; bireyin sosyal katılımını ve bağımsızlığını en üst düzeye ulaştırmayı ve fonksiyonel kapasitesini artırmayı hedefler.



Yaşlı popülasyona sunulacak hizmetlerin planlanmasında, bu bireylerdeki özürlülük oranının ve eşlik eden kronik hastalıkların prevalansının bilinmesi önemli rol oynar. Bu amaçla, 23 ilde Türk tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ nın koordinasyonu ile Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’ na bağlı huzurevlerinde, 60 yaş üzeri bireylerle görüşülerek; özürlülük varlığı ve günlük yaşam aktivitelerindeki bağımlılık düzeyi değerlendirilmiştir (Arslan Ş, Gökçe Kutsal Y). Çalışmaya katılan kadınlarda % 33.2, erkeklerde % 29.7 oranında özürlülük bildirilmiştir.



Bu çalışmada, doğuştan ortopedik özürlü bireylerin yaş ortalaması 71.6±7.9, doğuştan nörolojik özürlü bireylerin yaş ortalaması 76.3±9.6, doğuştan görme özürlü bireylerin yaş ortalaması 72.4±9.3, doğuştan zihinsel özürlü bireylerin yaş ortalaması 68.9±5.6 yıl olarak saptandı.

Hiç yorum yok: