30 Haziran 2012 Cumartesi

Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı

ÜNİTE 1-BİR KAHRAMAN DOĞUYOR, Atatürkün hayatı konu anlatımı, Atatürk'ün hayatı ders anlatımı, ders notları
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI

1.Çocukluğu, Ailesi, İçinde Yaşadığı Sosyal Ortam ve Yetişme Tarzı

Mustafa Kemal, 1881 yılında Selanik’te doğdu.

Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır.

Ali Rıza Efendi, önceleri gümrük memurluğu yapıyordu. Daha sonra bu görevinden ayrıldı ve kereste ticaretiyle uğraşmaya başladı.

Zübeyde Hanım; zeki, sağduyulu, sağlam karakterli, gelenek ve göreneklerine bağlı bir hanımefendiydi.


Mustafa Kemal’in en iyi şekilde yetişmesi için anne ve babasının çok büyük katkıları olmuştur.

Mustafa Kemal’in çocukluk ve gençliği, Osmanlı Devleti’nin en sıkıntılı yıllarına rastlar. Onun yaşadığı şehir olan Selanik, 19. yüzyılın sonlarında sık sık çatışmalara sahne olan Makedonya bölgesindedir.

Bu bölge aynı zamanda Avrupa’daki kültür hareketlerinin ve siyasi gelişmelerin etkisi altındaydı.

Mustafa Kemal’in kişiliğinin oluşmasında aile­sinin, aile çevresinin, öğrenim gördüğü okulların ve yaşadığı ortamın etkili olduğu görülmektedir.

Mustafa Kemal, aile hayatına önem vermiş, ailesini yaşamı boyunca yalnız bırakmamıştır. Askerliği sırasında görevden döndüğünde sık sık annesi ve kız kardeşini Selanik’te ziyaret etmiştir.

Selanik’in Osmanlı Devleti’nin elinden çıkmasından sonra annesi ve kız kardeşini yanına aldırmış, kardeşi Makbule Hanım’ı, Cumhuriyetin ila­nından sonra da yanından ayırmamıştır.




2. Eğitim ve Öğrenim Hayatı

Mustafa, önce annesinin isteğiyle mahalle mektebine gitti. Burada modern eğitim uygulanma­dığından Şemsi Efendi İlkokuluna başladı.

Şemsi Efendi İlkokuluna devam ederken baba­sını kaybetti. Bunun üzerine kısa bir süre öğrenimine ara vermek zorunda kaldı.

Babasının ölümüyle aile zor durumda kaldı. Zübeyde Hanım, oğlu Mustafa ve kızı Makbule ile birlikte Selanik yakınlarında çiftlik işleten kardeşinin yanına gitti.

Mustafa’nın öğrenim görmemesi annesini çok üzüyordu. Bu nedenle Zübeyde Hanım oğlunu öğreni­mine devam etmesi için tekrar Selanik’e gönderdi.

Mustafa, Selanik’te Mülkiye Rüştiyesine (sivil ortaokul) yazıldı (1892).

Mustafa Kemal’in arzusu asker olmaktı. Askerî okul sınavına girdi ve başarılı oldu. Selanik Askerî Rüştiyesine (Selanik Askerî Ortaokulu) kaydoldu.

Mustafa bu okulda, zekâsı ve üstün yetenek­leriyle öğretmenlerinin sevgisini kazandı.

Doğduğunda kendisine “Mustafa” adı verilmişti. “Kemal” adını ise bu okuldaki matematik öğretmenin­den almıştır.

Mustafa Kemal, Selanik Askerî Rüştiyesini bi­tirince Manastır Askerî İdadisine yazıldı (1895).

Manastır kenti ve girdiği bu okul Mustafa Ke­mal’in ülke sorunları, vatan ve millet sevgisi, milliyetçi­lik, bağımsızlık, özgürlük gibi düşüncelerinin gelişme­sinde önemli rol oynamıştır.

Mustafa Kemal, Ma­nastır Askerî İdadisini bitirdik ten sonra İstanbul’a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi (1899).

Bu okuldan sonra öğre­nimine İstanbul Harp Akade­misi, kurmay sınıfında devam etti. (1902). Derslerinin yanı sıra, ülkenin içinde bulunduğu siyası durum ve sorunları ile yakından ilgilendi.

Mustafa Kemal, Harp Akademisini kurmay yüzbaşı olarak bitirdi (11 Ocak 1905). Böylece orduda görev almaya hazır bir kurmay subay oldu.

3. Askerlik Hayatı




Mustafa Kemal’in askerlik mesleğine merakı çocukluk yıllarında başladı. Bunun sonucunda asker olmaya karar verdi.

İlk görev yeri 5. Ordu emrindeki 30. Süvari Alayı’ydı. Burada subaylara askeri bilgiler verecek ve bölgedeki asayişi sağlayacaktı.

Suriye’de bulunduğu sırada yakın arkadaş­larıyla Vatan ve Hürriyet Derneğini kurdu (Ekim 1906).

1907′de kolağası olarak Şam 5. Ordu Komu­tanlığında, oradan da aynı yıl içerisinde Manastır 3. Ordu Komutanlığında görevlendirildi.ı

İstanbul’da çıkan 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak ve düzeni sağlamak amacıyla hazırlanan Hareket Ordusu’nda kurmay yüzbaşı olarak görev yaptı.

İtalya’nın Trablusgarp’a saldırması üzerine kaçak yollarla Mısır üzerinden Trablusgarp’a gitti. Mustafa Kemal, Enver Paşa ve Fethi Bey Derne ve Tobruk’ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Bu başarılarından dolayı Mustafa Kemal binba­şılığa terfi ettirildi.

Balkan Savaşlarının başlamasıyla Trablusgarp’tan ayrılmak zorunda kaldı.

Mustafa Kemal Sofya Askeri Ataşeliği’ne atandı (27 Ekim 1913). Mart 1914′te yarbaylığa yükseldi.

Dünya Savaşı başladığında Mustafa Kemal Osmanlı Devleti’nin hemen savaşa girmesini doğru bulmuyordu. Ancak Osmanlı Devleti bir oldu bittiyle savaşa katılınca savaşta rol almak için 2 Şubat 1915’te kurulmakta olan 19. Tümen Komutanlığına getirildi.

Mustafa Kemal’in askeri yönden tanınmasını sağlayan, I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesin­deki savaşlar olmuştur.

Mustafa Kemal Çanakkale Cephesi’nde üstün bir askerlik yeteneği sergileyerek önemli savunmalar yaptı ve büyük başarılar kazandı.

Mustafa Kemal ve emrindeki tümen, Anafartalar ve Arıburnu’nda düşmanı ağır bir yenilgiye uğ­rattı. İtilaf Devletlerinin Çanakkale’yi geçmelerine izin vermedi.

Mustafa Kemal, Mondros’tan sonra yurdun işgal edilmesini önlemek amacıyla Anadolu’ya geçti.

Anadolu’da askerî niteliğinin yanında siyasi dehasıyla da halkı Kurtuluş Savaşı için örgütledi.

13 Kasım 1918′de İtilaf Devletlerinin donanma­larının İstanbul’a girdiğini gören Mustafa Kemal, yanın­da bulunanlara, “Geldikleri gibi giderler.” demiştir.

Erzurum Kongresi’nden bir gün önce askerlik görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır.

Sakarya Meydan Savaşı’ndan önce meydana gelen gelişmeler onun tekrar askerliğe dönmesine yol açmış, geniş yetkilerle başkomutanlığa getirilmiştir (5 Ağustos 1921).

Sakarya Meydan Savaşı’nda, “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” emrini verdi. Bu savaştan sonra kendisine gazilik ve mareşallik unvanı verildi.

26 Ağustos’ta Kocatepe’ye gelindi ve taaruza başladı.

30 Ağustos 1922′de Başkomutanlık Meydan Savaşı yapıldı. Yunan kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratıldı.

Mustafa Kemal Paşa: “Ordular; ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini vererek düşmanın süratle takip edilmesini sağladı. 9 Eylül’de İzmir kurtarıldı.

Sahip olduğu askerî özelliklerle Mustafa Kemal, 20.yy’ın en büyük asker ve komutanlarından biri olmuştur.






4. Siyasi Hayatı




Mustafa Kemal, büyük bir asker olduğu kadar eşsiz bir devlet adamıdır.

O, gençlik yıllarından itibaren Osmanlı Devleti’nin geçirdiği büyük sıkıntıları görmüş ve çareler ara­maya başlamıştır. Bu sebeple Harp Okulu ve Harp Akademisindeki öğrenimi sırasında bazı siyasi faa­liyetlere de katılmıştır.

19 Mayıs 1919′da millî birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla Samsun’a gitti. Buradan Havza’ya geçerek bildiriler yayımladı. Amasya Genelgesi’ni ya­yımladı. Doğu Anadolu’nun kurtuluşu için Erzurum Kongresi’ne başkanlık etti.

Sivas Kongresi’nde bütün cemiyetleri aynı çatı altında birleştirdi.

27 Aralık’ta Ankara’ya geldi ve çalışmaları bu­radan takip etti.

23 Nisan 1920′de TBMM’yi açtı ve Meclis’e başkan olarak seçildi.

Kurtuluş Savaşı sırasında I. İnönü Savaşı’ndan sonra Londra Konferansı; Sakarya Zaferi’nden sonra imzalanan Ankara ve Kars antlaşmaları onun siyasi başarılarıdır. Kurtuluş Savaşı sonucunda imzalanan Mudanya ve Lozan Barış Antlaşmalarıyla başarılarını devam ettirdi.

Mustafa Kemal, ülkenin çağdaş medeniyetler seviyesinde çıkması için çeşitli alanlarda inkılaplar yapmıştır. O, inkılaplarını gerçekleştirirken, ülkenin iç ve dış sorunlarını çözerken her zaman millî çıkarları göz önünde tutmuştur.

29 Ekim 1923′te Cumhuriyeti ilan etti ve Türki­ye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı oldu. 1934′te Atatürk soyadını aldı.



5. Medeni Hali




Mustafa Kemal, Türk toplumunda kadının layık olduğu yeri alması için çok çaba harcadı.

O, sağlıklı bir toplumun güçlü bir aile yapısıyla kurulacağına inanıyordu.

Atatürk’e göre, toplumun temeli sağlıklı bir aile yaşamı ile oluşurdu. Sağlıklı ve dengeli fertler ancak sıcak ve mutlu bir aile ortamında yetişebilirdi. Bu yüz­den aileyi toplumun temeli olarak kabul etmiştir.

29 Ocak 1923′te İzmir’de Latife Hanımla evlendi.

Mustafa Kemal, çıktığı yurt gezilerine eşini de yanında götürürdü.

Kadınla erkeğin hayatın her alanında birlikte yer almasını isterdi. Bu yüzden kendi evliliği ve aile hayatıyla Türk toplumuna örnek olmaya çalıştı.




DÖRT ŞEHİR VE ATATÜRK

SELANİK




Makedonya’nın önemli bir şehri olan Selanik siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan çevre ül­kelerden çok fazla etkilenen bir bölge idi. Bü­yük devletlerin yayılma ve nüfuz alanlarının en çok etkilediği Selanik şehri aynı zamanda Balkan milletlerinin Osmanlı’ya karşı ayak­lanmalarına da merkezlik yapmıştır.

Ayrıca Selanik; genç ve aydın neslin bu­lunduğu, vatanseverlik duygularının yoğ­rulduğu ve daha fazla özgürlük ortamının bulunduğu bir yerdi.

MANASTIR

Bugün Bitola adıyla bilinen Manastır Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşma­sında büyük etkiye sahiptir. Bu şehrin Av­rupa kültüründen çok çabuk etkilenmesi ve Osmanlı yönetiminin bu şehri çok sıkı kontrol altında tutamaması, yönetime karşı olanların faaliyetlerini arttırmalarına neden olmuştur. Mustafa Kemal de bu ortamda birçok çevreyle diyalog kurarak her yönden kendini geliştirmiştir.

SOFYA

Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913′te Sofya As­keri Ateşeliği’ne atanmıştır. Bir yıldan fazla süren bu görevi sırasında Atatürk, Balkan­ların ekonomik, politik ve sosyal ortamında bütün azınlıkları, dış güçleri, bunların emellerini ve çeşitli dinleri tanımış; dinlerin milliyetçilik akımlarının hizmetine verilme­sinin tanığı olmuştur. Bu büyük karışıklık ortamında kendini yetiştirmiştir.

İSTANBUL

Osmanlı Devletinin XIX. yüzyıl sonlarındaki mevcut durumu Atatürk’te İnkılap fikirlerinin gelişmesine sebep olmuştur. Mondros Ateş­kesinin imzalanmasının ardından İstanbul’a gelen Mustafa Kemal buradan ülkenin içine düştüğü durumdan kurtarılamayacağını an­lamış ve Anadolu’ya geçerek kurtuluş hare­ketini başlatmaya karar vermiştir.

Hiç yorum yok: