Kar (2)
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan yoldan,
Rüzgâr gibi ta eski Anadolu’dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram.
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın
Ahmet Muhip DIRANAS,
Kar (1)
Bembeyaz oldu ortalık
Kışın da başka tadı var
Hava bir parça karanlık
Her yanda buz tutmuş sular
Gel biz de şöyle kocaman
Bir kardan adam yapalım
Eğer düşmekten korkmazsan
Buzun üstünde kayalım
Vasfi Mahir KOCATÜRK
Kar ve ben
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
Cahit Sıtkı Tarancı
Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın
Allah kar gibi gökten yağınca
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
Başını önüne eğince
Benim bu şiirimi anlayacaksın
Bu adam o adam gelip gider
Senin ellerinde rüyam gelip geçer
Her affın içinde bir intikam gelir gider
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın
Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
Ruhum seni düşününce ışıdı
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın
SEZAİ KARAKOÇ
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Bir uçurum kıyısında vursunlar beni ki dünya
Uğuldayıp duran bir uçurum değil miydi zaten
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Adımı yazıyorum kar üstüne ve ıslığını çığlık
Gibi incelterek yetişiyor ardımdaki tipi bana
Siliyor adımı bir dal kırarak çam ormanından
Geçmişim kar sessizliğiyle özetleniyor artık
Anılarım buz tutmuştur aşklarım kar yangını
Ömrüm parmak uçlarımda eriyen bir kar tanesi
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Kar yağıyorken milyon bekerel hüzün yağıyordur
Derim ki kar ve hüzün bir aşkın seyir defteridir
Yolculuklar ve ayrılıklarla anlatılabilir ancak
Karda izler bırakıyorum avcılar peşime düşsün
Bir uçurum kıyısında vursunlar beni,vursunlar
Bir kahkahayla çekip giderim karlı ovalardan
Şairler vurulmalıdır,hayat yakışmıyor onlara
AHMET TELLİ
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Tıkandı geçitler yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan çetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yüzlerinde iğreti bir kibirle
Hep düşürmekten korktukları,
Dalıp gittiler günlük işlerine.
Diz boyu birikmiş kar içinde
Yürürdük uzatarak açtığımız kanalı,
İki kar güvesi gibi sokaklarda seninle
Anardık bütün yitik aşkları
Bu karlı kış gününde.
Güngörmüş dağlara karşı
Sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin türküsü yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıçak açmıyor ağızları;
Acı, yalnız acı var yüreklerde.
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev içlerine.
Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
Kendi özgül tarihinde.
Çıngırakların, kızakların karı
Yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.
Birikti bir çamaşır ipine bile.
Saçaklardan sarktı,
Attı kendini gürültüyle yere,
Kimse sahip çıkmadı;
Yığıldı kaldı duvar diplerine.
Yalnız kuş ayakları
Bastılar incelikle göğsüne.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Kar var yaşadığımız günlerde.
Umutsuzluk çevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gündemde.
Yine de ele güne karşı,
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dört yanım kar içinde.
METİN ALTIOK
KAR MÛSIKÎLERİ
Varşova 1927
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
Yahya Kemal Bayatlı
Kar kar kar... Yağıyor rahmet: Kar aydınlık !..
Varşova 1927
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
Yahya Kemal Bayatlı
Kar kar kar... Yağıyor rahmet: Kar aydınlık !..
İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmuş
Gezer Elif Elif diye
Elif'in uğru nakışlı
Yavru balaban bakışlı
Yayla çiçeği kokuşlu
Kokar Elif Elif diye
Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye
Evlerinin önü çardak
Elif'in elinde bardak
Sanki yeşil başlı ördek
Yüzer Elif Elif diye
Karac'oğlan eğmelerin
Gönül vermez değmelerin
İliklemiş düğmelerin
Çözer Elif Elif diye
KARACAOĞLAN
gülüşümü ıslattım -kar yağdı bütün gün-
daha yağsın
kar yağsın bütün otellerin üstüne
üstüne üstüne bütün otellerin
kar yağsın
lacivert gözlerine seniha'nın
hiç bitmesin, yağsın
karla dolsun göğsünün katedrali
avluya düşen org uyansın
özlemim sanadır, varsın
kar yağsın, daha yağsın
seni arındırıncaya kadar.
Edip Cansever
KAR
kar, kar gibi yağıyor ince ince
ipek gibi kar yağıyor özlenen
kar yağıyor haydar'ın şiirlerine
kederine yağıyor nâzım'ın
yüzüncü yaş gününü kutluyorum
kar altında kalıyor hasreti
kar yağıyor günlerce gecelerce
durmaksızın yağıyor kar kar
gökyüzüne bakıyorum, kar nerede
başlıyor, nerede bitiyor kar kederi
ağaçların dalları karla yüklü
kara bir kedi geçiyor sokaktan
kar yağıyor ipekten inceliği
kar yağarken beresi kaşında
bir kız geçiyor sokağı
keyifle seyrediyorum, uçuşuyor
beresinin altında güzelliği
kar yağıyor sürekli ve aydınlık
ıssızlığı geçen kar sesidir geceden
kar yağıyor ipeksi ve inceden
kocaman boşlukta durmaksızın büyüyor
yüreğime dolan kar kederi
kar yağıyor ruhum kardır benim
ince ince yağıyor geceden beri
kardır nâzımı'ın bütün sözcükleri
yüzüncü yaş gününü şiiriyle kutluyorum
odama doluyor nâzım kederi
Ahmet Ada
Agora Dergisi Mart-Nisan 2002 sayısı
ipek gibi kar yağıyor özlenen
kar yağıyor haydar'ın şiirlerine
kederine yağıyor nâzım'ın
yüzüncü yaş gününü kutluyorum
kar altında kalıyor hasreti
kar yağıyor günlerce gecelerce
durmaksızın yağıyor kar kar
gökyüzüne bakıyorum, kar nerede
başlıyor, nerede bitiyor kar kederi
ağaçların dalları karla yüklü
kara bir kedi geçiyor sokaktan
kar yağıyor ipekten inceliği
kar yağarken beresi kaşında
bir kız geçiyor sokağı
keyifle seyrediyorum, uçuşuyor
beresinin altında güzelliği
kar yağıyor sürekli ve aydınlık
ıssızlığı geçen kar sesidir geceden
kar yağıyor ipeksi ve inceden
kocaman boşlukta durmaksızın büyüyor
yüreğime dolan kar kederi
kar yağıyor ruhum kardır benim
ince ince yağıyor geceden beri
kardır nâzımı'ın bütün sözcükleri
yüzüncü yaş gününü şiiriyle kutluyorum
odama doluyor nâzım kederi
Ahmet Ada
Agora Dergisi Mart-Nisan 2002 sayısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder