2 Ekim 2011 Pazar

BÜTÜN ÖĞRENCİLER İÇİN VERİMLİ DERS ÇALIŞMA PROGRAMI


Verimli Ders Çalışma Programı
ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK
“Çalışma Ortamına İlişkin Düzenlemeler”
Amaç: Bu bölümde ders başında geçirmeyi planladığınız zamandan en iyi biçimde yararlanmayı sağlamak için çalışma odasının ve ma­sasının organize edilmesi, çalışmayı kolaylaştıracak çevre şartları ve çalışmaya başlayamama sebepleri anlatılacaktır.
SORULAR
Bu bölümü okuduktan sonra şu soruların cevaplarını verebileceksiniz:
1) Çalışma masası çalışma davranışını hangi yönlerden etkiler?
2) Çalışma odasının duvarlarında posterlerin bulunması dikkati dağıtır mı?
3) Çalışma odası olmayanların, çalışma köşeleri nasıl düzenlenmelidir?
4) Çalışma masasında “sadece çalışmak” nasıl bir sonuç verir?
5) Çalışmak için gerekli her türlü malzemenin el altında bulundurulması­nın yararı nedir?
Çalışmak için oturan bir insanın dikkatini dağıtan faktörler ya çevreden gelir veya kişinin kendi zihninden kaynaklanır. Bu sebep­le çalışma ortamının belirli özelliklere sahip olması öğrenmeyi ko­laylaştırır ve çalışmak için ayrılan zamandan en üst düzeyde yarar sağlanmasına imkan verir.
Her ne kadar herkese tam anlamıyla uyan bir çalışma ortamı mo­deli ortaya konamazsa da, çalışma odasının döşenme biçiminin ve içindeki eşyaların ilgi ve dikkati etkilediği bilinir: Aynı şekilde ses, başka insanların varlığı, radyo, televizyon ve el altında gazetelerin bulunmasının çalışmayı engellediği araştırmalarla ortaya konmuştur.
Çalışma Odası ve Masası
• Eğer mümkünse çalışma odası özel olarak döşenmelidir. Çalışma masası camın
hemen yanında olmamalı, böylece çalışan kişinin yazın sıcaktan, kışın soğuktan etkilenmesi önlenmelidir.
• Gün ışığı tercihen karşıdan gelmeli, böylece çalışan kişinin göl­gesi çalışma
malzemesinin üstüne düşmemelidir.
• Çalışma odası iyi havalanmalıdır. Çünkü havadaki oksijenin azalması, gerginliğe yol
açar ve bu durum da baş ağrısı gibi öğ­renmeyi güçleştiren birçok etkinin doğmasına sebep olur.
Sandalye
• Bazı insanların çalışmaktan özellikle hoşlandıkları bir masaları ve sandalyeleri veya
koltukları vardır. Sandalye veya koltuğun çok rahat olmaması daha yerindedir. Sandalye, çalışma odası için kol­tuktan daha uygun bir eşyadır. Çünkü koltuk fazla gevşemeye yol açarak öğrenmeyi güçleştirebilir. Sandalye seçiminde standart öl­çülerin dışına çıkılabilir ve uygun yükseklik öğrencinin boyuna göre ayarlanabilir. Bu özellikle ilkokul çocukları için önem taşır.
Sessizlik
• Çalışma odası sessiz olmalıdır. Gençler arasında yaygın tutum, “ders çalışırken müzik
dinlemek”tir. Kendilerine sorulduğunda müzik dinlemelerinin çalışmalarına engel olmadığını, tam tersine daha kolay öğrendiklerini söylemektedirler. (Bu konuya Zihnin Dağılmasını Önlemek bölümünde değinilmiştir.)
Posterler
• Öğrenciye ait oda, onun egemenlik alanıdır. Oraya kimsenin ka­rışmaması, çocuğun
veya gencin bu odada bağımsızlığını rahat rahat yaşaması yerindedir. Bunun için de genç odasını istediği gi­bi düzenler, duvarlara istediği resim, afiş ve posterleri yapıştırır. Bu onun en doğal hakkıdır. Ancak bu durumun doğurduğu en önemli sakınca aynı ortamda ders çalışırken ortaya çıkmaktadır. Çünkü özellikle duvarlara asılı olan poster, afiş, resim gibi gencin zevkini, özlemlerini ve iç dünyasını yansıtan ögeler öğrenci kafa­sını kaldırdığı anda onu alıp hayal dünyasına götürür, dersten kop­masına sebep olur ve değerli zamanının ziyan olmasına yol açar.
Bu sebeple ders çalışılan ortamın, insana mümkün olduğu ka­dar az çağrışım yaptı-
racak şekilde düzenlenmesinde yarar vardır.
Bunun için de, gencin egemenlik alanı içindeki düzenlenmeyi kendisinin gönüllü
olarak yapması, yoğun çalışma dönemi geride kaldıktan sonra poster ve afişlerini dilediği gibi sergilemesi ya­rarlıdır.
Çalışma Köşesi
· · Herkes bağımsız bir çalışma odasına sahip olacak kadar şanslı ol­mayabilir. 0 zaman da
bir çalışma köşesi düzenlemek çok yerin­dedir. Çalışma köşesinin sahip olması gereken sıcaklık, ses, ışık gibi özellikler daha önce belirtilmişti. Burada üzerinde durulacak olan bir çalışma köşesinin sahip olması gereken asgari nitelikler­dir.
· · Bir çalışma köşesi en az üzerinde yazı yazılabilecek bir masa ve yanında çalışma
sırasında el altında bulunması gerekli olan kitap­ların, notların, kağıtların, kalemlerin vb. malzemenin konabilece­ği bir ilave alandan oluşur.
· · Bu konuda en önemli nokta çalışma köşesinde – daha farklı işler­de de kullanılıyorsa -
çalışmaya başlarken mutlaka temel bir de­ğişiklik yapılması gereğidir. Örneğin yemek masası çalışma ma­sası olarak kullanılıyorsa, mutlaka örtüsü değiştirilmelidir. Müm­künse masanın yeri de değiştirilebilir ve üzerine bir çiçek koyula­bilir; masanın örtüsünün değişmesiyle beraber bir de lamba ek­lenmesi de masanın artık farklı bir amaçla kullanılacağı konusun­da “uyarıcı” rolü oynar.
Çalışma Masası Sadece Çalışmak İçindir
· · Çalışmayı, çalışma için ayrılmış alanın dışına kaydırmamak ya­rarlıdır. Bir başka odada
çalışmak, koltuğa geçerek “tekrar yap­mak” yerine, bütün bu faaliyetleri çalışma masasında ve sandalye üzerinde yapmakta yarar vardır.
· · Eğer çalışma sırasında dikkatiniz dağılır, hayale dalarsanız yapı­lacak şey derhal
çalışma masasını terk etmektir.
· · Çalışma ortamına ait düzenlemelerin can alıcı noktası, belirli bir çalışma alanı ile
çalışma davranışı arasında şartlı refleks türün­den bir ilişki kurmaktır.
Genç bir insan hayal de kurar, çalışırken yorulur ve uykuya da dalar. Ancak bunları yatak, koltuk gibi ait oldukları yerlerde yap­mak, sonra da tekrar çalışma ortamına dönmek, daha sonraki uy­gulamalarda çalışmak için ayrılan zamandan en iyi biçimde yararlanmayı mümkün kılar. Çünkü böyle bir alışkanlık kazanıldığı takdirde çalışma ortamına dönmek kendiliğinden çalışma davra­nışını başlatır. Bu durumda çalışma masasına oturmak, çalışmaya başlamak için “uyarıcı” görevi görür ve çalışmayı başlatır.
· · Çalışma masasının her çalışmadan sonra düzenlenmesi, bir son­raki çalışmaya
başlamayı kolaylaştırır. Dağınık bir masada çalış­maya başlamak zordur ve çalışma için ayrılmış değerli zamanın bir önceki çalışmadan kalan malzemeyle ilgili gereksiz ayrıntıla­ra harcanmasına yol açar.
· · Çalışmaya başlamadan önce, çalışma sırasında gerekecek her türlü malzemenin el
altında bulundurulması son derece yararlıdır. Böylece çalışma başladıktan sonra ders başından kalkmayı ge­rektirecek kopmalar önlenmiş olur. Çalışmayı bıraktıktan sonra aynı noktadan çalışmaya başlamak mümkün değildir. Mutlaka zihnin uyumu için bir süreye ihtiyaç vardır. Bu sebeple kopmala­rı önleyecek tedbirleri önceden almak verimi yükseltir
ÖZET
• Çalışma odası mümkün olduğu kadar fazla sıcak veya soğuk olmamalı, iyi
havalandırılmalı ve sessiz olmalıdır.
• Çalışma masası ve yüksekliği kişinin boyuna göre ayarlanmalıdır.
• Ders çalışırken müzik dinlemek dikkati dağıtır.
• Ders çalışma ortamındaki poster, afiş ve resimler de dikkatin dağılma­sına, öğrencinin
hayal dünyasına kaymasına yardımcı olur.
• Çalışma köşesi en az yazı yazılacak bir masa ve çalışma için el altında bulunması
gerekenleri koyabilecek ilave bir üniteden oluşur.
• Çalışma masasını, çalışma faaliyeti dışında işler için kullanmamak; ha­yal kurmak,
mektup yazmak, yemek yemek gibi her türlü faaliyeti ait ol­dukları yerde yapmak gerekir.
• Yemek masası çalışma masası olarak kullanılıyorsa, hiç olmazsa örtü­sünü değiştirerek,
üzerine bir lamba ekleyerek yeni amacına hazır et­mek yerinde olur.
• Belirli bir çalışma alanı ile çalışma davranışı arasında şartlı refleks tü­ründen ilişki
kurabilmek büyük önem taşır. Böylece çalışma masasına oturmak, çalışmaya başlamak
için “uyarıcı” rolü oynar ve çalışmayı başlatır.
• Çalışmaya başlamadan önce çalışma sırasında gerekli olacak bütün malzemenin el
altında bulunması, dikkatte kopmalara yol açacak kesin­tileri Önlemek açısından yararlıdır.
ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEK
“Zihnin Dağılmasını Önlemek”
Amaç: Bu bölümde, çalışmaya başladıktan sonra çalışmayı sürdür­meyi engelleyen zihin dağılmasının içten ve dıştan kaynaklanan se­bepleri anlatılmış ve bunlarla başa çıkacak yollar önerilmiştir.
SORULAR
Bu bölümü okuduktan sonra şu soruların cevaplarını verebileceksiniz:
1) Zihnin dağılmasına yol açan sebepler nelerdir?
2) Zihnin dağılmasına yol açan ve içten kaynaklanan sebeplerle nasıl mü­cadele edilir?
3) Zihnin dağılmasına yol açan ve dıştan kaynaklanan sebepler nelerdir?
4) Yatarak çalışmak, müzik dinleyerek çalışmak, çalışma verimini nasıl etkiler?
5) 5) Televizyonun ve telefonun çalışmayı engellememesi için neler yapmak gerekir?
Dikkatin dağılması sebebiyle çalışma veriminin düşmesi; hem ders başında geçen sürenin uzamasına hem de zevk veren etkinlik­lere daha az zaman ayırmaya yol açar. Diğer taraftan başarının düş­mesi ve zevk veren etkinliklere zaman ayıramamak okuldan ve eği­timden uzaklaşmaya sebep olur.
Zihnin dağılmasına yol açan sebepler içten ve dıştan kaynakla­nabilir.
ZİHNİN DAĞILMASINA YOL AÇAN İÇ SEBEPLER
Zihnin dağılmasına yol açan iç sebepler;
• Hayal kurmak ve
• Endişelere kapılmaktır.
Hayal kurmak çalışmaya başlayan bir öğrencinin çalışmasını en­gelleyen ve en sık karşılaşılan durumdur.
Çalışmaya başladığınızda hayalleriniz sizi içine alıyor ve çalış­manızı engelliyorsa size iki farklı yol önereceğiz;
• Birincisi böyle bir durumla karşılaştığınızda kurmak istediğiniz hayali kendinize bir ödül
olarak verin. “Bu ders çalışma seansı­mı tamamladığım zaman, 10 dk. hayal kuracağım”
deyin. Eğer iç disiplini kuvvetli bir öğrenciyseniz, çalışma motivasyonunuz artacaktır. Bu
takdirde seansın sonunda kendinize tak ettiğiniz ödülünüzü zevkle verin ve hayalinizi
zevkle kurun.
• Ders çalışırken hayale dalarsanız ve bunu kendinize ödül olarak verecek şekilde erteleyemiyorsanız, ikinci önerimiz kurduğunuz hayale devam etmeniz ve bitirmenizdir. Hayalinizi bitirip doyu­ma ulaşın ve tekrar dersinize dönün. Bu hayallerin geri gelmesi­ni önlemenin bir yoludur. Hayallerinizi birdenbire keserseniz, bir süre sonra onları düşünmeye başlamanız kaçınılmazdır. Bir­çok kişi hayal kurma isteği ve hayal kurmanın pişmanlık arasın­daki ikilemden kendini kurtaramaz ve verimli çalışamaz. Siz öy­le yapmayın. Hayalinizi tamamlayın ve dersinize dönün.
Bazı öğrenciler hayallerini sürdürdükleri ve hayallerine gö­müldükleri zaman, bundan çıkamadıklarını ve dolayısıyla derse dönemediklerini söylemektedirler. Böyle durumlar için önerece­ğimiz yol şudur:
• Beş-on dakika gibi makul bir süre sonra derse dönemediğinizi fark ederseniz,
yeniden kalkın yürüyün, hafif fizik egzersiz hare­ketleri yapın, kendinizi, zihninizi ve
havanızı değiştirin.
ENDİŞELER
Zihnin dağılmasına yol açan bir başka sebep endişelerdir. “Bu sınavda başarılı
olabilecek miyim?”
“Ya başaramazsam, annemin-babamın yüzüne nasıl bakaca­ğım?”
“Arkadaşlarım benden çok çalıştı, ben tam hazırlanamadım…”
“Bu iş olmayacak galiba…”
“Çalışacak bunca konu var, hiç zaman kalmadı. Mahvoldum, ha­pı yuttum”
Bunlar ve buna benzer düşünceler önemli bir sınava hazırlanan her öğrencinin zihnini meşgul eder. Bu tür endişelerle başa çıkma yolları dördüncü bölümde çeşitli yönleriyle ele alınıp incelenmekte ve çok yönlü başa çıkma yolları anlatılmaktadır.
Ancak bu noktada basite indirgenmiş bir formül olarak kendi kendinize şu soruları sormanızı öneririz:
“Bu düşünceler benim çalışmamı kolaylaştırıyor mu?”
“Bu düşünceler amacıma hizmet ediyor mu?”
“Bu düşünceler bana yardımcı oluyor mu?”
Bu sorulara verilecek cevap “Hayır” olduğuna göre, yapılacak olan bu düşüncelerden uzaklaşıp çalışmaya yönelmektir.
Not:Okuldan geliş saatiniz ile uykuya yatış saatiniz arasındaki süreyi hesaplayınız. Bir gün boyunca yemek, dinlenme, okul işleri, hobileriniz, müzik, spor ve diğer aktivitelerinizi planlı bir şekilde düzenleyerek arta kalan süreyi ki; bu süre 5 saat olabilir, 45 dk çalışma – 5 dk tekrar – 10 dk dinlenme şeklinde tanzim ederek belirlediğiniz konular bitene kadar çalışın.
 Program hazırlanırken dikkat edilecek hususlar
  • İdeal program yerine uygulayabileceğiniz bir program hazırlamanız daha mantıklı olacaktır.
  • Ağır bir program hazırlamak yerine esnek bir program hazırlamalısınız
  • 2 sözel ya da 2 sayısal ders peş peşe çalışmamalısınız
  • Bir konuya, aynı zamanda ve aynı metotla sadece bir saat çalışmalısınız. Eğer bir konuyu bir oturuşta bitirmek zorundaysanız, çalışma metodunuzu değiştirmelisiniz. Mesela bir saat ders çalıştıysanız, bir saat test çözün. İlk 30 dakikadan sonra öğrenme veriminiz düşmeye başlar.
  • Eğer 4-5 saat sonra hala aynı konuya aynı metotla çalışıyorsanız fazla verim alamıyorsunuz demektir.
  • Uyumadan önce yapacağınız tekrarlar bilgilerin hafızada daha çok kalmasını sağlar.
  • En verimli ders çalışma saatleri kişiden kişiye değişse de genel olarak sabah 8-12 arası öğleden sonra 16-18 arası, akşam ise 20-23 arasıdır.
  • Zihinsel ve bedensel olarak en dinç olduğunuz saatlerde zorlandığınız derslere çalışınız.
  • Uykunuzu tam alırsanız, daha verimli ders çalışabilirsiniz. Çalışma ve dinlenme vakitleri günün aynı saatlerinde olmalıdır.
  • Çalışma ortamı sabit ve sade olmalıdır.
  • Bu çalışmalar zorunluluk değil, sorumluluk olarak algılanmalıdır.
  • Gerekiyorsa çalışma ortamı değiştirilmelidir.
  • Ders çalışmadan sosyal aktivitelere başlamayınız, sosyal aktiviteleri kendinize ders çalışma programından sonra ödül olarak verebilirsiniz.
  • Ders çalışırken, eksik olduğunuzu hissettiğiniz konulara öncelik veriniz. Bildiğiniz konuları tekrar tekrar okuyarak zaman kaybetmeyiniz. Bildiğiniz konuları soru çözerek pekiştiriniz.

Hiç yorum yok: