20 Ocak 2011 Perşembe

ÖNEMLİ OSMANLI AYDINLARINDAN KOÇİ BEY VE RİSALESİ(RAPORLARI)

ÖNEMLİ OSMANLI AYDINLARINDAN KOÇİ BEY VE RİSALESİ(RAPORLARI)

17. Yüzyıl'da yaşamış Koçi Bey. 1. Ahmed zamanından 4. Murad zamanına kadar Enderun'da değişik odalarda hizmet görmüş, 4. Murad zamanında has odaya alınmış, padişahın musahip ve mahremi olmuş, Sultan İbrahim döneminde de etkili görevlerde bulunmuştur. Saraydan nasıl ve ne zaman uzaklaştırıldığına dair kesin bir
bilgi yoktur. Arnavut asıllı Mustafa Bey'in yüzündeki kırmızılık (Arnavutça'da kuç, kırmızı anlamına geliyor) O'nun Koçi Bey lakabıyla anılmasına sebep olmuştur.
Koçi Bey, 1631 yılında kaleme aldığı ve Sultan 4. Murad'a verdiği; devlet işlerini, yeniçerilerin içerisindeki bozulmaları örneklerle anlatan layihaları (raporları) ile tanınmıştır. Sultan 4 Murad'dan sonra Sultan İbrahim'e de bir layiha vermişse de bu layiha kaybolmuştur.
Çürüme süreci
RİSALEDE, kadim kanunların ihmalinin ne gibi bozukluklara yol açtığını, Osmanlı Devleti'nin içten çürümeye başlamasının en azametli diye tanıdığımız Kanuni Sultan Süleyman devrinde başladığını, Osmanlı Devleti'ne bulaşmış hastalıkların teşhisi ve tedavisi için neler yapılması gerektiğini anlatmıştır.
17. Yüzyıl Türk Tarihi'nin en önemli kaynak eserlerinden olan risale iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde devlet teşkilatındaki bozuklukları anlatan Koçi Bey, hükümdarlık makamını bile tenkit edecek cesareti göstermiştir. İkinci bölümde ise bütün bozuklukların düzeltilebilmesi için alınması gereken tedbirlere yer vermiştir.
Koçi Bey'in Risalesi, 17. Yüzyıl'da devlet düzeniyle ilgili yazılı bir rapor verme geleneği olmadığı için bir ilktir. Osmanlı padişahlarının hataları korkusuzca ve isabetli şekilde dile getirilmiştir.
Koçi Bey, sarayın içerisinde ve padişahın danışmanları arasında olduğu için devlet çarkının nasıl döndüğünü bilmekte, bu sebeple yapmış olduğu gözlemler ve getirmiş olduğu teklifler çok önemlidir.
Koçi Bey'den 365 yıl sonra, tımar sistemindeki bozuklukların KİT'lerde sürmekte olduğunu anlamamız, esamili yeniçerilerin yerini sendikalı kamu işçilerinin almış olduğunu fark etmemiz, devlet malının çarçur edilmesi ve yağmalanmasının aynıyla sürmekte olduğunu ibretle görmemiz için önemli bir vesika olan risaleden bazı tespitleri sizinle paylaşmak ve tarihin ibret almayan toplumlar için tekerrür olduğunu bir kere daha dikkatinize getirmek istiyorum.
Koçi Bey'in uyarıları
KOÇİ Bey, padişahların zenginliğinin zengin ve refah içinde olan halk kitlesiyle mümkün olacağını, zulümle bir memleketin yaşayamayacağını, dünyanın her yerinde olduğu gibi her şey iki dudağı arasında olan mutlak hükümdarın etrafında daima dalkavuklar ve fırsatçılardan örülmüş bir çemberin teşekkül edeceğini, bunların şahsi menfaatleri uğruna baştaki otoriteyi yanlış yollara sürükleyebileceğini, bu zümrenin çemberi yüzünden otoritenin halktan, dürüst ve yurtsever devlet adamlarından uzaklaşacağını anlatmaya çalışmıştır.
Koçi Bey, bilhassa mülki ve askeri teşkilatın basamak basamak nasıl dejenere edildiğini, devlet adamlarının alenen rüşvet aldığını, memuriyetlerin rüşvetle satıldığını, saray ağalarının memlekete sahip olduğunu, sipahi zorbalarının ve devlete karşı isyan eden eşkıyanın halkın sırtından geçindiğini, bu yüzden halk tabakasının ıstırap çektiğini, Anadolu'nun ah ve vahlar diyarı haline geldiğini vurgulamıştır.
Koçi Bey, bir zamanlar Osmanlı ülkesinde yaşayan köylü ve şehirlileri refaha kavuşturmuş, memleketi ekilmiş yemyeşil tarlalar haline getirmiş olan tımar ve zeamet sisteminin; kökünden bozulduğunu, halkı refah yerine aç bırakan, ekilmiş tarlaları bozartan ve verimsiz topraklar haline getiren bir sisteme dönüştüğüne dikkat çekmeye çalışmıştır. Koçi Bey, üretmeyen ve hazineden beslenme alışkanlığını sürdürmek isteyen organizasyonlara sahip devletlerin ve toplumların sonrasının felaket olacağını, derin bir vukuf ile açıklamıştır. Koçi Bey, merkezi yönetimin kuşatılma riskinin yüksekliğini vurgularken aynı zamanda da katılımcı bir yönetimin ihtiyacını dile getirmiştir.

Hiç yorum yok: