25 Ocak 2010 Pazartesi

OKULLARIMIZDA KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMALARI

OKULLARIMIZDA KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Milli Eğitim Bakanlığının 2509 sayılı Şubat 2000 ‘tarihli Tebliğler Dergisinde yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 7. kısım da kaynaştırma uygulamaları bölümünde :
Kaynaştırma : ( Madde 67 ) Özel Eğitim gerektiren bireylerin , yeterliliği olmayan akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini resmi ve özel okul öncesi İlköğretim , Ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır , denilmektedir.
Kaynaştırma Yoluyla Eğitim Uygulama İlkeleri : ( Madde 68 )Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulama ilkeleri şunlardır.
*Özel Eğitim gerektiren her bireyin akranları ile birlikte aynı kurumda eğitim görme hakkı vardır.
*Hizmetler bireyin yetersizliklerine göre değil , bireylerin eğitim gereksinimlerine göre planlanır.
*Hizmetler okul merkezli olur.
*Karar verme süreci aile – okul Eğitsel Tanılama , İzleme ve Değerlendirme Ekibi dayanışmasına dayalı olarak gerçekleşir.
*Bütün bireyler öğrenebilir ve öğretilebilir.
*Kaynaştırma bir program dahilinde verilen bir özel eğitim uygulamasıdır.
Kaynaştırma Yoluyla Eğitim Uygulama Ölçütleri : ( Madde 69 ) Kaynaştırma
yoluyla eğitim uygulama ölçütleri şunlardır:
*Kaynaştırma uygulamaları yapılan kurumlarda özel eğitim gerektiren öğrencinin gereksinimleri çerçevesinde kurumun fiziksel , sosyal , psikolojik ortamında ve eğitim programlarında destek hizmetler ile gerekli düzenlemeler ( kaynak oda , rehberlik ve psikolojik danışma servisi , bireyselleştirilmiş eğitim programları geliştirme ve uygulama birimi kurulması , rampalar ses yalıtımı , ışık düzenine dikkat edilmesi gibi ) yapılır.
*Kaynaştırma uygulamalarına devam edecek öğrencilerin birden fazla yetersizliği olmamasına , erken yaşta tanılanmış , ailesinin işbirliğine açık ve eğitim almaya yatkın , cihaz kullanması gerekenlerin mutlaka cihazlandırılmış , zihinsel öğrenme yetersizliği olan öğrencilerin hafif ve orta düzeyde zihinsel yetersizliği olmalarına dikkat edilir.
*Kaynaştırma uygulamaları yapılan kurumlarda tüm kurum personelinin , öğrencilerin , ailelerin ve yakın çevrelerin özel eğitim gerektiren öğrencilerin bireysel ve gelişim özellikleri hakkında bilgilendirilmeleri esastır.
*Kaynaştırma uygulamalarında öğretim programları programın amaçları bireye uyarlanarak uygulanır , bireyselleştirilmiş eğitim programları ile desteklenir.

İKİNCİ İBÖLÜM

Yarı Zamanlı ve Tam Zamanlı Kaynaştırma Uygulamaları :
Tam Zamanlı Kaynaştırma Uygulaması : ( Madde 70 )
*Özel Eğitim gerektiren bireylerin , akranları ile birlikte okul öncesi , ilköğretim , ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında aynı sınıfta eğitim görmesi ve sosyal açıdan bütünleştirilmesi için ; Özel eğitim destek hizmetleri , özel araç – gereç ve eğitim materyalleri sağlanır . Eğitim programı bireyselleştirilerek uygulanır ve gerekli fiziksel düzenlemeler yapılır. Kaynaştırma uygulamaları yapılan okullarda sınıf mevcutlarının ; okul öncesi eğitim kurumlarında 14 ,ilköğretimde kurumlarında 30 öğrenciyi aşmamasına dikkat edilir . Özel eğitim gerektiren öğrenciler her sınıfta eşit olarak dağıtılır , bir sınıfta yetersizliği aynı olan en fazla iki öğrenci uygulamaya katılır.
*Durumları ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler için okul öncesi eğitim , ilköğretim , ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında özel eğitim sınıfları , özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından açılır . Bu sınıfların mevcudu en fazla ; okul öncesi eğitimde 6 ., ilköğretimde 12 , ortaöğretimde 20 ve yaygın eğitimde 10 öğrenciden oluşur,
*Özel eğitim okulunun yatılık olanaklarından yararlanan öğrencilerden , akranları arasında eğitime alınması uygun görülenler yakın çevrelerindeki okul öncesi eğitim , ilköğretim , ortaöğretim kurumlarından eğitim alırlar ve servis giderleri özel eğitim kurumlarınca karşılanır.
*Yetersizlikleri olmayan bireyler , istekleri doğrultusunda , özellikle okul öncesi eğitimde , çevrelerindeki kaynaştırma uygulaması yapan özel eğitim okullarında açılacak sınıflara kayıt yaptırabilirler. En fazla 5’ i özel eğitim gerektiren birey olmak üzere bu sınıfların mevcutları okul öncesi eğitimde 14 , ilköğretimde 20 ve yaygın eğitimde 10 öğrenciden oluşur.
Yarı Zamanlı Kaynaştırma Uygulamaları : ( Madde 71 )
*Kaynaştırma uygulaması yapılan sınıflara veya özel eğitim sınıflarına devam eden öğrencilerin ; özel eğitim / kaynaştırma uygulaması yapılan sınıfların etkinliklerine katılması , kaynak oda , Rehberlik ve Araştırma Merkezi ile özel eğitim kurumunda destek eğitim alması için gerekli düzenlemeler yapılır .
*Özel eğitim okullarında kaydı olan bazı öğrencilerin kaynaştırma uygulaması yapılan sınıfların etkinliklerine katılması için gerekli önlemler alınır.
*Personeli ve fizikisel koşulları uygun olan özel eğitim okullarında çevredeki diğer öğrencilerinde hazırlanan program çerçevesinde her türlü eğitim ortamından faydalanmaları sağlanır.
*Birden fazla yetersizliği olan öğrencilerin ; özel eğitim okullarında gündüzlü olarak açılan özel eğitim sınıflarında ; özel araç – gereç eğitim materyalleri kullanılarak gelişimsel öğretim programlarının bireyselleştirilerek uygulaması ve sosyal bütünleşmesinin sağlanması için gerekli önlemler alınır. Bu sınıfların mevcudu en fazla 6 öğrenciden oluşur , sınıfta 2 Öğretmen görevlendirilir. Bu öğrencilerin değerlendirilmesinde bireyselleştirilmiş eğitim programlarında belirlenen amaçlarının gerçekleştirilmesi esas alınır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kaynaştırma Uygulamalarında Görev ve Sorumluluklar : ( Madde 72 ) İlgili mevzuatla belirlenen görevleri yanında :
Müdür ; kaynaştırma uygulamaları için kurumda gerekli düzenlemeleri planlar ve uygulamasını sağlar . Özel eğitim hizmetleri kurulu ile işbirliği yapar.
Gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen ; bireyselleştirilmiş eğitim programlarını uygular , değerlendirir , gerektiğinde bireye , aileye öğretmene ve kuruma bilgi verir.
Öğretmen ; Özel eğitim gerektiren öğrencilerin sınıf tarafından sosyal kabulü için önlemler alır . Bireysel ve gelişim özelliklerini dikkate alarak değerlendirme yapar . Programını bireyselleştirerek uygular. Bu çerçevede aileler , ilgili kurum , kuruluşlar ile işbirliği içinde çalışır.
Rehber Öğretmen ( Psikolojik Danışman ) ; Kaynaştırma uygulaması kararı ile gelen öğrenciler için uygun eğitim ortamının düzenlenmesinde ve uygulamada yer alan öğretmenlere, öğrencilerin gelişimlerini izleme ve aile eğitimi konularında rehberlik eder.
Aile ; Programın uygulanması sırasında çalışmalara etkin bir şekilde katılır . gerektiğinde eğitim araç – gereç desteği sağlayabilir.
Özel eğitim gerektiren bireyi değerlendirme sonrasında çıkan eğitim önlemi ve yöneltme kararında isteğini belirtir.


DEĞERLENDİRME

Madde 73 – Kaynaştırma uygulamalarında eğitimlerini sürdüren öğrenciler devam ettikleri okulun sınıf geçme ve sınav yönetmeliğine göre değerlendirilir. Ancak bireysel ve gelişim özellikleri dikkate alınarak sınavlarda gerekli önlemler alınır ve düzenlemeler yapılır. Değerlendirmede öncelikle bireyselleştirilmiş eğitim programlarında hedeflerin gerçekleştirilmesi esas alınır. Zihinsel öğrenme yetersizliği olan öğrencilere ilköğretimde sınıf tekrarı yaptırılması ancak yaşı ve fiziksel gelişimi uygun öğrenciler sınıf öğretmeninin önerisi ve ailelerin onayı ile 1. sınıfı 2 yıl tekrar edebilirler. İlköğretimi başarı ile tamamlayanlara diploma ; her türlü özel eğitim önlemine rağmen ilköğretim programı uyarlanmış ilköğretim programının amaçlarını gerçekleştiremeyen öğrencilere öğrenim belgesi verilir.
Görme yetersizliği olan öğrencilere ; Yazılı yoklamalarda yeteri kadar zaman verilir. Braille – kabartama yazı olarak verilen yanıtlar sınavdan hemen sonra öğretmenin öğrenciye okutmasıyla değerlendirilir. Yazılı yoklamada daktilo , bilgisayar gibi cihazlardan yararlanılabilir. Bu öğrenciler çizimli ve şekilli sorulardan muaf tutulur.
İşitme yetersizliği olan öğrenciler ; İlköğretim ve Ortaöğretimde istekleri doğrultusunda yabancı dil programlarının bazı konularından veya tamamından muaf tutulurlar. Bu öğrencilerin başarıları yazılı sınavlar , ödevler ve projelerle değerlendirilir.
Ortopedik yetersizliği olan öğrenciler; Yazmada güçlük çektiği belirlenenler sözlü olarak değerlendirilir . Sinir sisteminin zedelenmesi ile ortaya çıkan, yetersizliği olanlar ise çoktan seçmeli testlerle değerlendirilebilir.
Dil ve konuşma güçlüğü olan öğrencilerin değerlendirilmesinde yazılı sınavlar , ödevler ve projeler dikkate alınır.
Özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler güçlükten etkilenme durumlarına göre yazılı veya sözlü değerlendirmelerinin herhangi birinden istekleri doğrultusunda birinden muaf tutulurlar. Hiperaktivite ve dikkat yetersizliği olan öğrencilerin bu özellikleri göz önüne alınarak kısa yanıtlı ve az sorulu yazılı sınavlar , ödevler ve projelerle değerlendirirler.
Otistik ve duygusal uyum güçlüğü olan öğrencilerin değerlendirilmeleri ; Öğrencilerin hazır oldukları zamanlarda yapılır.
Sosyal uyum güçlüğü olan öğrencilerin durumu ;Okul tarafından ayrıntılı bir rapor düzenlenerek Özel Eğitim Hizmetleri Kuruluna gönderilir , Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu bu öğrenciler için tedavi , psikolojik danışmanlık rehabilite , bakım – gözetim , koruma altına alma, moral ve maddi destek gibi konularda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği kurarak gerekli önlemlerin alınmasını sağlar. Bu öğrencilerin değerlendirilmesinde Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Servisinin görüşü dikkate alınarak , esnek ve hoşgörülü davranılır.
Alınan özel eğitim önlemlerine rağmen her tür kademede bir dersin öğretim programında başarısız olan öğrenci diğer derslerdeki ortalamaya bakılarak genel başarı ortalamasının altında bir not ile değerlendirilmez.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ NEDİR

Kaynaştırma yoluyla eğitim ; Çeşitli ( Özür ) engellerinden – yetersizliklerinden dolayı özel eğitime ihtiyaç duyan çocukların, örgün ve yaygın eğitim kurumları içerisinde normal akranları ile birlikte engel ve yetersizliklerine uygun olarak yapılan ,ilave düzenleme ve programlarla verilen eğitime kaynaştırma eğitimi denir.
Kaynaştırma yoluyla bireyselleştirilmiş eğitim plan ve programları içerisinde normal çocuklarla birlikte eğitim ve sosyal yönlerden birleştirilmesinin sağlanması amaçlanır.



KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN AMACI

Kaynaştırma eğitiminin amaçlarını birkaç boyutla değerlendirebiliriz ; Öncelikle özel eğitimle ilgili Bakanlığımızın son yaklaşımı özel eğitime muhtaç çocukların özel eğitim okulları ve sınıflarından ziyade normal okul ve sınıflarda akranları arasında kaynaştırma yoluyla eğitimlerine ağırlık vermektedir. Bu öğrencilerin akranlarıyla sosyal bütünleşmesinin sağlanarak kendini kabul etmesi , çevresindekilerden kabul ve anlayış görmesinin sağlanması , sosyal etkileşimler yoluyla her çeşit öğrenmelere ortam hazırlayarak istekli hale getirilmesidir .

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE ALINACAK ENGEL ( ÖZÜR ) GÜÇLÜK TÜRLERİ
1-Zihinsel engelli çocuklar (eğitilebilirler-orta düzey zihinsel engelli ve sınır zeka düzeyi)
2-Görme engelli çocuklar : Görme gücünü hafif ve orta düzeyde yitirmiş çocuklar.
3-İşitme engelli çocuklar : İyi işiten kulağında işitme kaybı 90 db ‘ e kadar olan ve işitme cihazı kullanan çocuklar.
4-Ortopedik engelli çocuklar : Bir organın veya fonksiyonunu kaybetmiş , eklem iskelet , sinir sitemi veya kaslarında bir sakatlık – yetersizlik bulunan ; ancak sınıfta başkalarına bağımlı olmadan kalabilen çocuklardır.
5-Dil ve konuşma engelli olan çocuklar : Eğitim – öğretim sürecinde öğretmen ve akranlarıyla sözel iletişimini ciddi manada ağır düzeyde engelleyen ( artikulasyon , eklemleme , az kekemelik vb.) ağır iletişim engelleridir.
6-Otistik ve duygusal uyum güçlüğü olan çocuklar : Çocuk psikiyatrisi tarafından raporla belgelenenler.
7-Sosyal uyum güçlüğü olan çocuklar : sürekli sınıf okul ve çevresinde uyum güçlüğü yaşayan , uyumda aşırı zorlanan çocuklardır.
Yukarıda belirtilen 7 grup özelliğe sahip öğrenciler Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından incelenir,eğitsel tanılama ve izleme kurulu tarafından değerlendirilerek İl Özel Eğitim Kuruluna aktarılır.Bu kurul tarafından kaynaştırma eğitimine yerleştirilerek çocuğun güçlük alanlarına göre ek önlemler ve ila ve yardımlarla anlayış , hoşgörü ile eğitimlerini kapasiteleri oranında devam ettirmeleri sağlanır.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİM ORTAMLARI VE PROGRAMLARININ DÜZENLENMESİ

Eğitim – öğretim sürecinde öğretmen , okul , bireyselleştirilmiş programları , kitap, ders araç ve gereçleri vb bütün eğitim unsurları kaynaştırma eğitimine alınan çocukların daha iyi yetiştirilmelerinde başlıca araçlardır. Bu araçlar çocukların bedeni , zihni ve sosyal alanlardaki potansiyel yeteneklerine göre düzenlendiğinde maksimum düzeyde yararlı ve etkili olabilir.
Kaynaştırma eğitimine yerleştirirken mümkün olan en az mevcutlu sınıflara yerleştirilmeleri ve aynı sınıfa en çok 2 ‘ den fazla kaynaştırma öğrencisi verilmemelidir. Okul idareleri dağıtımı bu konuya dikkat ederek yapmalıdırlar. Kaynaştırma eğitimine devam eden öğrencilerin belirli zamanlarda özellikle zayıf oldukları ve zorlandıkları alanlarda (öncelikli olmak üzere ), destek eğitimi alması amacıyla uygun araç ve gereçlerle donatılmış kaynak odaların düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu öğrencilerin uyum ve başarılarının artmasında, sosyal kabul görmesinde, akran ilişkilerinin gelişmesinde yararlı olan sosyal faaliyetlere katılmalarını uygun şekilde sağlayarak, sorumluluk alma yoluyla hem sosyalleşmesinin artmasına ve hem de özgüven ve değerlilik duygusunun artmasına katkı sağlayacaktır.
İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görevli Rehber Öğretmenler ( Psikolojik Danışmanlar ), okullarında , kaynaştırma eğitimine devam eden öğrencileri yakından izleyerek, onların inceleme ve yerleştirme kurul raporlarını ayrı bir dosyada bulundurmalıdır. Ayrıca kaynaştırma eğitimine devam eden öğrencilerin özellikleriyle ilgili öğretmen , idareci ve velilerle arada bir görüşerek sürekli bilgi alış verişi sağlar durumda olmalıdır. Böylece bu öğrencilerde öğrenci kişilik hizmetlerinden yararlanmış olur.
Yapılacak eğitim öğretim faaliyetlerinde bu çocukların kendilerine has özellikleri dikkate alınarak bedeni , ferdi ve grup etkinliklerinde bulunurken, uygun öğretim metot ve teknikleri uygulamaya çalışmalıdır. Kaynaştırma eğitimine alınan eğitilebilir ( orta düzey zihinsel engelli ) zihinsel engelli çocuklar bulundukları sınıf seviyesinin altında oldukları için sınıf veya branş öğretmenlerince yapılacak etkinliklerde, çocuğun bireysel özelliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate almaları, çocuğun uyum ve başarısında büyük katkılar sağlayacaktır. Çalışmalarda çocuğun gelişim ve ihtiyacına göre takrir , soru – cevap gözlem , inceleme , gösteri ( drama ) iş –proje , deney vb. yöntem ve teknikler kullanılabilir. Öğretmen kendi yaratıcılığını kullanarak ta katkı sağlayıcı farklı metotlar geliştirebilir. Bütün eğitim – öğretim çalışmalarında hangi tür yöntem veya faaliyeti seçersek seçelim öncelikle öğrenciyi kabullenici bir anlayışla ve sevecen bir tutumla yaklaşmak temel kuralımız olmalıdır. Onu ek bir yük gibi görmemek, kabullenici ve gayretli bir tutum içinde olmakta sonsuz yararlar vardır.
Rehberlik ve Araştırma Merkezinde incelemesi yapılan bütün öğrencilerin velileriyle inceleme sonrası görüşülerek çocuğun zeka düzeyinden , kişilik ve sosyal özelliklerine kadar ayrıntılı bilgiler vererek , ailenin çocuğuyla ilgili yanlış bilgi ve tutumlarını düzeltmek , onu gerçekçi olarak kabullenmelerine, aile içinde ve toplum yaşantısında dışlanmamasına büyük katkılar sağlayacaktır. Ailelere yönelik bu tür rehberlik çalışmalarını okul rehber öğretmenleri ile sınıf ve branş öğretmenlerinin de ihtiyaç duydukça sürekli velilere yönelik (birbirlerini tamamlayıcı şekilde ), yapmalarında etkililik ve süreklilik açısından büyük yararlar vardır.
Kaynaştırma eğitimine alınan zihinsel , görme , işitme ortopedik , konuşma , otistik,özel öğrenme bozukluğu, sosyal uyum , hiperaktif ve dikkat eksikliği bozukluğu gibi çeşitli alanlarda güçlük yaşayan öğrencilerin kaynaştırma eğitim süreçlerinde esas olan onların kendi yaş grubu içinde bütün olarak yetiştirilmelerinin mevcut imkanlar ölçüsünde sağlanmasıdır. Öğrencinin yıl sonu başarısı bütün derslerde ve ders dışı eğitici çalışmalarda uygulanan programlar doğrultusunda öğrencinin ilgi , ihtiyaç , kabiliyet ve özel yetenekleri dikkate alınarak, engel ve yetersizlik durumlarına uygun, ölçme ve değerlendirme araçlarıyla esnek bir tutumla değerlendirilmelidirler. Resim , yabancı dil , müzik , beden eğitimi gibi derslere katılımda ( çocuğun engel türüne göre ) çocuğun isteği dikkate alınır.
Özel eğitime muhtaç bir veya birden fazla engeli olan çocuk ve gençlerin eğitiminde daha çok günlük hayat için gerekli olan bilgi ve becerilerle donatılması ve problemleri çözebilme yeterliliğine ulaştırılması bu çocuklara verilecek eğitimin temel hedefini teşkil etmektedir. Bütün eğitim faaliyetlerinde engelli çocuğu ve özelliklerini iyi bilmek , kabullenmek , sevgi ve bilgiyi çabayı birleştirebilmek başarının temelini teşkil edecektir. Özel eğitimle ilgili her türlü eğitsel faaliyette engelli çocuğun hızında belki bir az üstünde bir tempoyla gitmek, onu bunaltıp korkutmadan alabileceklerini ona vermek temel yaklaşımlardan biridir.
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN YARARLARI
Engelli bireylerin toplum dışına itilerek dışlanmalarını engelleyip , toplumla daha kolay kaynaşıp bütünleşmelerini sağlamak için bütün eğitim imkanlarından olabildiğince erken başlayarak sonuna kadar ( örgün ve yaygın eğitim ortamlarından ) yararlanmalarına büyük oranda bağlıdır.
Kaynaştırma eğitiminde bireyselleştirilmiş eğitim planları ve programları içerisinde eğitim görmeleri uygun görülen, engelli çocuklarla normal çocukların birlikte eğitilerek , sosyal açıdan bütünleşmeleri amaçlanır. Engelli çocukların normal akranları içerisinde aynı sınıflarda kaynaştırılmasının sağlanarak onların mümkün olabildiğince bağımsız olmalarına, bulundukları çevrede yaşama ve öğrenmelerine imkan tanınmalıdır. Kaynaştırma eğitimi programları bu çocukların ihtiyaç duyduğu , kendi engel ve yetersizliklerine uygun, özel ihtiyaçlarına göre adapte edilen yöntem ve tekniklerle kapasitelerinin tümünü kullanabilme fırsatını onlara tanımalı ve onların kapasiteleri oranında maksimum düzeyde gelişimlerini sağlamak hedef olmalıdır.
Bütün bu anlatılanlar çerçevesinde kaynaştırma eğitiminin faydalarını şu başlıklarla özetleyebiliriz.
1-Engelli çocuğu normal akranları ile birlikte etkileşime sokarak bir çok davranışı akranlarından öğrenmelerine ortam sağlanmış olması.
2-Toplumun engelli bireylerin sorunlarını bilmesi için onlarla birlikte yaşamanın temel faktörlerden biri olması , güçlük ve sorunları bilen ve gören toplum bu sorunlara çözüm arayışına girerek , bütün engelli çocuk ve yetişkinlerle birlikte yaşamayı öğreneceklerdir.
3-Kaynaştırma eğitimi sayesinde engelli çocuklar kendi durumlarını olduğu gibi kabullenerek, gizil güçlerini kullanma yönünde gayret, istek ve cesaret duyacaklardır. Bu sayede sağlıklı ve gerçekçi benlik algısı geliştirerek, aşağılanma ve yetersizlik duyguları fazla gelişmeyecek, şayet varsa da hızla azalacaktır.
4-Kaynaştırma eğitimi doğru ve yeterli uygulandığında, engelli çocukların özel eğitim okulu ve sınıflarına göre sosyal gelişimlerinin daha olumlu olduğu gözlenmiştir.
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE BAŞARIYI ETKİLEYEN FATÖRLER
1-Kaynaştırma eğitimi uygulanan sınıflarda kaynaştırmaya alınan öğrenci sayısı 2 ‘ yi geçmemelidir. Ayrıca fazla kalabalık sınıflar, kaynaştırma eğitiminin başarısını olumsuz etkilemektedir.
2-Engelli çocuğun sosyal yönden akranlarıyla kaynaştırılması ve yeteneklerini azami derecede kullanmasını sağlayacak yöntemlerin doğru belirlenmesi gerekmektedir.
3-Engelli çocukların ailelerinin zaman zaman bilgilendirilmesinde yarar vardır.Çocuğun gelişim ve eğitimleriyle ilgili okul idarecisi , öğretmenler ve rehber öğretmenlerce bilgilendirilmesinde fayda vardır.
4-Yarım zamanlı özel eğitim sınıflarındaki görevli özel eğitim öğretmenleriyle normal sınıf öğretmenleri arasında bilgi akışı sağlanarak uygulamalara yönelik karşılıklı yardımlar sağlanabilir.
5-Engelli çocukların eğitimlerinde görevli öğretmenler kendilerini sürekli yenileme ve geliştirme çabası içinde olmalıdırlar. Ve başarının sabır ve özveriyle birlikte çocuğun kapasitesi oranında gerçekleşebileceği unutulmamalıdır.Çalışmalarında kendi bilgi, beceri ve yaratıcılıklarına güvenmelidirler.
ENGEL TÜRLERİNE GÖRE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMLERİ
1-Zihinsel Engelli Çocukların Kaynaştırma Yoluyla Eğitimi Tanımı : Süreklilik arz eden zihinsel engellilik; doğum öncesinde hamilelikte , doğum esnasında ve doğumu izleyen ( özellikle ilk yıllarda ) gelişim sürecinde çeşitli nedenlerle zihinsel gelişimlerinde ve fonksiyonlarında oluşan sürekli yavaşlama , duraklama ve gerileme gösteren ve bunların sonucu olarak ta, etkili uyumsal davranışlarda, akademik öğrenmelerde gerilik ve yetersizlik gösteren, süreklilik arz eden gerilik-engellilik durumlarıdır.
Zihinsel Engellilik Genel Olarak 4 Gruba Ayrılır :
1-Zeka bölümü 76 – 89 arası sınır ( hafif ) zeka düzeyi,
2-Zeka bölümü 45 –75 arası olan eğitilebilirler ( orta düzey ) zihinsel engelliler.
3-Zeka bölümü 25 – 44 arası olan öğretilebilirler (ağır düzey ) zihinsel engelliler.
4-Zeka bölümü 24 ve altında olan ( DMR ) testi alamayan çok ağır düzeyde klinik bakıma ve gözetime ihtiyaç duyan zihinsel engelliler .
Kaynaştırma eğitimi kapsamında üzerinde duracağımız grup eğitilebilirler zihinsel engelli çocuklarla ( orta düzey zihinsel geriliği olanlarla ), hafif zihinsel engelli çocuklardır. Ana sınıfı veya okulları ile ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında normal öğrencilerle birlikte aynı sınıflarda kaynaştırma eğitimi yoluyla eğitimlerine devam edebilmektedirler.

KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNE ALINAN EĞİTİLEBİLİRLER ( ORTA DÜZEY ) ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ .
Grup olarak zihinsel engelli çocuklar normal çocuklarla kıyaslanınca çeşitli farklılıklar ve yetersizlikler gösterirler bu farklılıkları alt başlıklar halinde inceleyelim. Bunları yetersizlik alanlarına göre şu şekilde sıralayabiliriz.
A – Bedeni ve Devimsel Özellikleri:
Bu özellikler gelişim ve büyümenin bir sonucudur. Bunun kökeni döllenmeyle başlayarak anatomik ve fizyolojik derinliklere inmektedir. Doğuştan getirilen bu karakteristik özelliklerin genelde pek değişmeyeceği düşünülse de zamanla yapılan araştırmalar göstermiştir ki çocuğun beslenme , eğitsel ve kültürel fırsatlarındaki olumlu değişikler sağlanınca zihinsel gelişimleri de o oranda olumlu etkilendiği gözlenmiştir. Eğitsel ve kültüreli etkinliklerin aşağıda belirtilen 1. ve 2. maddelerdeki farklılaşmalara yol açtığı gözlenmiştir. Bunlar :
1- Zihinsel engelliler genellikle fiziksel gelişim ve olgunlaşma yönümden normal çocukların gelişim seyrini gösterirler. Bir grup olarak karşılaştırıldıklarında boy ve ağırlık yönlerinden normal akranlarına göre daha zayıf olup gelişimleri de daha yavaştır. Hastalıklara karşı daha zayıf olup daha az dirençlidirler.Bu özellikler ortalama eğilimi yansıtmaktadır, önemli oranda uymayan istisnalarda olabilir. Burada anlatılmak istenen şey,zihinsel yetersizliğin bir kuralmış gibi daima fiziksel yetersizliklere yol açmayacağıdır.Zeka gelişimini olumsuz etkileyen birçok muhtemel etken,gelşim sürecinde genellikle fiziksel gelişimi de olumsuz etkileyebilmektedir.
2- Motor ( hareket ) becerileri açısından yaşıtlarına göre gerilik gösterirler özellikle küçük kas kontrol ve koordinasyonuna dayalı karışık hareketleri yapma durumlarında bu gerilik daha da bariz şekilde görülür. Bu sebeple okul öncesi çağdan itibaren okulun ilk yıllarında bu tür çocukların gelişiminde el becerilerinde kalem vb. tutmada ve bazen yürüme gibi devimsel hareket becerilerini geç kazandıkları sık görülmektedir.
B- Zihinsel Özellikleri :
Orta düzey ( eğitilebilirler ) zihinsel engellilerin zihin ve öğrenme özelliklerini şu maddelerle açıklayabiliriz.
1-Genellikle geç ve güç öğrenirler.
2-Dikkatleri zayıf ve dağınıktır , dikkat süreleri kısadır.
3-İlgileri zayıf ve sık değişir.
4-Soyut kavramları geç ve güç kavrarlar.
5-Zamanı kavrama ve yapılandırmada güçlük çekerler.
6-Genelleme yapamazlar , kavram ve nesnelere takılma eğilimindedirler.Örneğin sınıf öğretmeninden yola çıkarak genel öğretmenlik mesleği kavramına ulaşmada zorlanırlar,biraz karmaşık ve müphem durumlarda hiç genelleme yapamazlar.
7-Kavradıkları bilgileri , başka konulara transferde güçlük yaşarlar.
8-Genellikle kendinden küçüklerle oynama eğilimindedirler.
9-Çabuk unutur ve sık tekrara ihtiyaç duyarlar.Çünkü hafızaları zayıftır.
10-Uzak sonuçtan çok yakın sonuçlara ilgi duyarlar.Yani ileriye dönük istek,plan ve programları hemen hemen hiç yoktur.
11-Yeni durumları kavrama ve uyum da zorlanırlar,bu nedenle de çevre ve eşya değişikliklerine direnç gösterir ve pek hoşlanmazlar.Bu durumda bazen çevrede salt inatçılık olarak algılanabilir.
12-Ev , okul ,çevre , derslerle ilgili güçlük ve problemlerden çabuk yılgınlık gösterir ve pes ederler , dayanma , güç ve azimleri zayıftır.
13-Kendilerini gerekli durumlarda ifade etmekte güçlük yaşarlar , tepki ve algıları basit düzeyde kalır ,aynı zamanda yavaştır,odaklaşıp yoğunlaşmakta güçlük yaşarlar.
14-Başarısız yaşantı ve tecrübelerinin etkisiyle öğrenme konusunda , kaygı ve isteksizlik gözlenir.O sebeple basitte olsa öğrenip başardığı şeyleri ona yansıtıp ödüllendirmek,sonraki öğrenmeler için güç ve cesaret verecektir.

C – SOSYAL ÖZELLİKLERİ .
1-Sınıf ve mahalle arkadaşlarıyla ilişki kurmada ve sürdürmede güçlük yaşarlar.
2-Arkadaşlık ve dostlukları düzenli. sistemli, hedefli ve yapılandırılmış değildir.
3-Tek başlarına hareket etmektense gruba uymayı yeğlerler, liderlik özellikleri hiç yoktur.
4-Karşısındakinin duygularını anlamada ve kendi duygularını ifade etmekte zorlanırlar, bu nedenle de insan ilişkileri kolay bozulur
5-Oyun kurallarına uymakta zorlanır , fazla uzun kuralı oyunlardan hoşlanmazlar.
6-Giyim ve kuşamlarına pek dikkat etmez ve dağınıktırlar,kirliliği
7. Toplumsal ( nezaket ve görgü ) kurallara uyum güçlüğü yaşarlar.Çünkü kuralları öğrenmede ,uygun yer ve zamanda uygulamada zorlanır ve karmaşa yaşarlar .
8. Genel olarak uyumsuz olarak algılanırlar.Hak ve sorumluluklarını pek kavrayamazlar.
9. Grup faaliyetlerine katılmada ve kurallara uymada zorlanırlar , grup tarafından dışlanabilirler,guruba girmek için çaba ve gayret göstermezler.
10.Sosyal beceri kapasiteleri ve tecrübeleri yetersizdir.Bu anlamda çeşitli sosyal ortamlara sokularak desteklenmeli,sosyal model davranış örnekleriyle muhatap olması sağlanmalıdır.
11.Sosyal etkinliklere az katılır veya hiç katılmazlar.Etkinliğin içeriğini,amacını,türünü,kendi konum ve görevlerini kavrama ve yapmada zorlandıkları için bu tür etkinliklerden uzak durmayı tercih ederler.

D- KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
1-Öz güvenleri zayıf , benlik saygıları düşüktür. Bağımsız hareket etmekten çekinirler kaygı duyabilirler. ( yıllardır yaşadıkları başarısız yaşantıların ve bilinçli eğitim ve destekten mahrum kalmalarının etkisiyle )
2-Başarmak öne çıkmak ,kendilerini kanıtlamak için pek gayret etmezler , belli hedefler için kuvvetli ve devam eden hisler – duygular beslemezler.
3-Kırılgan ve sebatsızdırlar , kolayca cesaret ve hevesleri kırılır , çok çabuk pes etme eğilimindedirler, çünkü geçmiş olumsuz yaşantıların etkisinde kalırlar.
4-Kendiliklerinden bir faaliyete başlayıp bitirene kadar sürdürme istek ve davranışları pek görülmez.
5-Zor ve güç dostluk kurarlar, kursalar bile dostlukları geçici ve yüzeyseldir.
6-Duygu ve düşüncelerini yerinde ve zamanında uygun tonda cümlelerle ifade etmede oldukça zorlanıp bir çok duygusal bozukluklar gösterirler.
7-Olay ve durumları tam kavrayamama ifade edememe normal yollardan kendini savunamama vb. nedenlerde bazen aşırı tepkiler içinde öfke ve kızgınlık nöbetleri yaşayabilirler. Bazen de zıddına ilgisiz ve duyarsız olabilirler.

ORTA DÜZEY ( EĞİTİLEBİLİR ) ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİMİN
TEMEL AMAÇLARI
Orta düzey zihinsel engelli çocukların eğitimlerinde ilköğretimin amaçlarına paralel dört amaç tespit edilmiştir. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
1-Kendini bir birey olarak anlamak ve kendini (kapasitesi oranında ) gerçekleştirmek , kendinden memnun olmak, yani ,
a-Kendi sağlığını koruyucu temel bilgileri öğrenerek gerekli sağlık ve temizlik alışkanlığını kazanmak ve uygulamak .
b-Evde , çevrede , yolda , sınıf ve okulda olabilecek her türlü kazalara karşı uyanık ve tedbirli olmayı öğrenmek.
c-Kendini , ailesini ve arkadaşlarını diğer insanları canlı ve cansız varlıkları kabullenmesi ve değer vermesi.
d-Günlük yaşantıda kendisini kurtaracak okuma - yazma temel matematik gibi temel bilgi ve becerileri kavrayarak uygulayabilmesidir.
e-Görev ve sorumluluk duygusunu kazandırmak.
f-Öğrenme merak ve hevesini geliştirmek artırmak.
g-Ana dilini doğru ve güzel kullanmayı öğrenmek.
h-Sağlıklı düşünme doğru karar verebilme alışkanlığını geliştirmek.
ı-Tabii güzelliklere , ilgi ve yeteneğinin olduğu her hangi bir sanat faaliyetine karşı istekli ve etkin olmak.
i-Kendince başarılarından haz alması , ümitli olması.
2İnsani ilişkileri kurmak ve devam ettirebilmek bu anlamda .
a-Nezaket ve görgü kurallarını öğrenerek günlük hayatına uygulaması.
b-Mutlu ve dengeli bir aile ve toplum hayatı için gereken temel değer ve kuralları kavrayarak kişisel görev ve sorumlulukları öğrenerek uygulaması .
c-Diğer insanlarla birlikte yaşamaya çalışması ve paylaşmayı ( almayı – vermeyi ) öğrenerek uygulaması.
3-Ekonomik yönde bilgi ve beceri geliştirmek bu anlamda .
a-İyi bir üretici olarak , aile ve toplumun bağımsız ve faal bir üyesi olmak için istekle çalışması.
b-İyi bir tüketici olmanın kurallarını ve önemini bilmesi.
c-İnsan gücü ve üretkenliğinin , bir meslek edinmenin , mesleki başarı ve uyumun önemini kavraması.
d-Üretim ve paylaşmanın aile ve ülke ekonomisine katkılarını kavrayarak bilinçlenmesi.
4-Uygar toplumun sorumluluk gereklerini kazandırmak . Bu anlamda .
a-Çeşitli durumlar karşısında hoş görülü olabilmesi .
b-Çeşitli sosyal faaliyetlere katılarak sosyal anlayış kazanabilmesi.
c-Kanun ve yasalara uyarak uyumlu bir birey olabilmesi.
d-Din , milliyet , renk ve çeşitli kültürlerle olumlu insani ilişkiler kurabilmesi.
e-Demokratik hayat tanımının kural ve ilkelerini bilerek kabullenmesi , bağlılık duyması.
EĞİTİLEBİLİR ( ORTA DÜZEY ) ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR İÇİN
GENEL HAYAT İLKELERİ.
Orta düzey zihinsel engelli çocukların eğitimlerinde amaçlanan hedefler doğrultusunda bu çocuklarda sürekli yaşam için gerekli olan ve aşağıda açıklanan hususların, öğrenimleri süresince fonksiyonel hale getirilmesine özel dikkat ve önem gösterilmesi gereklidir. Bunlar şu başlıklarla sıralanabilir.
1.Değişik fikir ve düşüncelerle iletişim kurabilme özellikle , konuşmak , dinlenmek , okuma – yazma ve matematik gibi temel bilgi, becerileri edinerek gerekli alışkanlık ve davranışların öğrenilmesidir.
2-Kendini anlama ve diğer insanlarla iyi geçinmek , kendinin kuvvetli ve zayıf yönlerini kavrayarak kendine uyum sağlaması ve gerekli alışkanlıkları kazanması ile toplumun demokratik hayat gereklerini kavrayarak gerekli davranış ve becerileri kazanması.
3-Yakın ve uzak yerlere seyahat edebilme , gerek şehir içi ve gerekse şehirler arası yakın ve uzak mesafelere seyahat edebilmek için gerekli olan temel alışkanlıkları ve becerileri edinmesidir.
4-Sosyal teknolojik ve fiziksel çevreye uyum sağlamak sosyal fırsatları ve töreleri , teknik alet ve araçları kullanmada, uyum sağlama yönünde temel bilgi , beceri ve davranışları , alışkanlıkları kazanmasıdır.
5-Sağlığını korumak , kişisel beslenme ve bakımını , dinlenme , bedensel temizlik vb. ile hastalıklardan korunma önlemleri ve bakımı ile sağlığını korumak için temel bilgi , beceri ve davranışları kazanarak alışkanlık edinmesi.
6-Hayatını kazanmayı öğrenme , kendine en uygun işi seçerek hazırlanması , iş bulması , iyi bir elaman olması için gerekli temel bilgi beceri ve davranışları kazanarak sürdürebilmesi.
7-Emniyetli yaşamayı öğrenmesi , evde mahallede , okulda ve sınıfta , oyunda işte , derste ve yolda hareket halinde vb. riskli durumlarda emniyet ve güvenliğini sağlayabilmesi için gerekli olan temel bilgi , beceri ve alışkanlıkları , davranışları kazanması devam ettirebilmesidir.
8-Ev işleri vb. yapmayı öğrenmesi , kişinin kendi kendine beslenme , giyinme , temizlik vb. ile ailesine yardım için gerekli temel beceri ve davranışları kazanarak alışkanlık haline getirmesidir.
9-Parasını doğru ve uygun bir biçimde kullanabilmesi , kazandığı veya kendisine ayrılan parayı bir plan dahilinde bütçesine uygun bir biçimde kullanabilmesi için gerekli olan temel bilgi ve becerileri kazanmasıdır.
10-Zamanı uygun ve yararlı , güzel kullanmayı öğrenme , zamanı boşa öldürmeden hoşa giden sağlıklı ve yararlı faaliyetleri değerlendirebilecek davranış ve alışkanlıkları kazanmasıdır.
11-Güzelliklerden haz duyma ve güzel şeyler yapma , iyi bir dış görünüm biçiminde bulunması ile bunu devam ettirecek , el işleri , müzik , resim , halk oyunları vb. ile kendini ifade edebilmeyi öğrenmesidir.
EĞİTİLEBİLİR ( ORTA DÜZEY ) ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİNDEGÖZ ÖNÜNDE BULUDURULACAK ESASLAR .
Bu çocukların olumlu ve istenilen davranışları göstermeleri veya göstermemeleri çeşitli sebeplere dayanmaktadır. Uygun davranışların geliştirilmesi için aşağıdaki esasların göz önünde bulundurularak dikkat edilmesi gerekir . Bunlar :
1-İlgili kavramları basitleştirilerek öğretim sürecine sokmak gerekir ; Zihinsel engelli çocuklar için soyut kavramların öğrenilmesi güçtür. O nedenle somut ve potansiyel kavramlar tercih edilmelidir. Zihinsel engelli çocuk bir defada ( kısa sürede ) pek çok kavaramı öğrenemez. Ona öğretilecek kavramlar onun kapasitesini geçmeyecek şekilde sayı ve içerik olarak fazla olmamalıdır. Kavramlar çocuğa tek tek basitten zora doğru , sık tekrar ve geriye dönüşlerle öğretilmelidir. Bir kavram iyice öğretilmeden diğerlerine geçilmemeli ve kavramlar çeşitli durum ve ilişkiler düzeni içerisinde çocuğa öğretilmelidir.
2-Kısa süreli konuların ele alınması ; Orta düzey zihinsel engelli çocuklar uzun ve kopleks konuları takip etme ve kavramada , dikkatleri ve yetenekleri yeterli gelmemektedir. Bu sebeple konuların ünite bütünlüğü içinde ele alınarak kısa süreli zaman dilimleri içinde küçük bölümler halinde işlenmesi gerekir.
3-Öğrenme etkinlikleri rastlantıdan çok , programlara bağlı ve Öğretmen gözetimi ve desteğiyle yapılmalıdır. Orta düzey ( eğitilebilirler ) zihinsel engelli çocukların kavrayış seviyeleri dikkate alınarak faaliyetler anlamlı kısa parçalara bölünmeli ve bölümler sırasıyla iyice kavratıldıktan sonra devam edilmelidir.
4-Öğretim faaliyetleri çocuğun gelişim düzeyine uygun olmalıdır. Bu çocukların kişisel öğrenme seviyeleri tespit edilerek , verilecek konuların içeriği o seviyeye uygun noktadan başlanarak sürdürülmelidir.
5-Öğretim çalışmalarında çocuğun gelişim seviyesine uygun araç ve gereçlerin kullanımına dikkat edilmelidir. Bu tür öğrencilerle yapılan çalışmalarda kullanılacak araçlar çevredeki gerçek ve somut araçlar olmalıdır. Çok parçalı ve karmaşık araçlar yerine az parçalı basit araçlar tercih edilmeli ve kullanılan araçların parçaları yerine, bütünü ve işlevi ele alınmalı kavratılmaya çalışılmalıdır.
6-Sınıf çalışmaları düzeyine uygun ve basit olmalıdır. Bireysel eğitim çalışmaların çıkış noktası olmalıdır. Başarılı çalışmalar mutlaka görülerek değer verilmeli ve orada ödüllendirilmelidir. Daha çok doğru cevaplayabileceği sorular sorularak başarabileceği görevler verilmelidir. Çocuk başarısız olduğu noktada bırakılmamalı gerekirse yardım edilmeli , daha çok iletişimde olumlu ifadeler kullanılmalı , güven sarsıcı , isteksiz , söz ve davranışlardan , alay ve zorlamalardan şiddetle kaçınılmalıdır. Sınıfta kendilerini ifade etmelerine sık sık fırsat vererek , sakin ve sabırla davranılmalı maddi cezadan kaçınılmalıdır.
7-Orta düzey zihinsel engelli çocukların eğitimlerinde ailelerin nedenli önemli rol oynadıkları bilinci içinde davranarak öğretmen – veli işbirliği geliştirilerek aile rehberliği ihmal edilmemeli ilişkiler geliştirilmelidir.
8-Öğretmen eğitim çalışmalarında bu çocukların ileri eğitim kademelerine değil iş hayatına hazırlandığını iyi bilmeli ve onların bir önder olacak şekilde değil , hayatını kafasıyla değil elleriyle kazanacaklarını bilerek, onlara hayatları boyunca kullanacakları temel bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışılmalıdır.
9-Tekrara önem verilmelidir; Bu çocuklar geç ve güç öğrenirler.Hafızaları zayıf olduğu için de çabuk unuturlar.Öğretilecek bilgilerin miktarı sınırlandırılarak, geriye dönüş ve sık tekrarlarla , öğrenmenin devamlılığı sağlanmaya çalışılmalıdır.
10-İlgi ve dikkatlerini uyanık tutmak önemlidir; Bu çocukların dikkatlerinin kısa ve dağınık olması nedeniyle arada bir dikkatlerini toplayıcı hareketler yapılmalı , ilgi duymadığı konular üzerinde fazla durulmamalıdır. Dersler , konular mümkün olduğunca somut ve yapmaya dayandırılmalıdır.
11-Genelleme yapama da çok yetersizdirler;Bu çocuklara konular öğretilirken bir konuda öğrendikleri kuralı diğer benzer konulara uyarlayamazlar, bu bakımdan her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek tekrarlamak gerekir.


ORTA DÜZEY ( EĞİTİLEBİLİRLER ) ZİHİNSEL ENGELLİLERİN DERSLERE
GÖRE GERÇEKLEŞTİRMELERİ HEDEFLENEN AMAÇLARI

Hayat Bilgisi :
Amaçlar :
1-Türk Milletinin temel özellik ve değerlerini tanıyabilir.
2-Atatürk ‘ ün inkılap ve ülkülerini anlayabilir, anlatabilir.
3-Çevredeki varlık ve olayların hayattaki yer ve önemini kavrayabilir.
4-Ekonomik hayatta kendine uygun bir yer edinebilir.
5-Vatandaşlık görev ve sorumluluklarını bilir.
6-Çevresindeki insanlarla çeşitli sosyal ilişkiler kurabilir.
7-Sağlıklı yaşamanın temel kurallarını öğrenerek uygulayabilir.
8-Tabiatın canlılar üzerindeki etkilerini açıklayabilir.
9-Trafik kurallarını öğrenir ve uyabilir.
10-Günlük hayatta kullanılan haberleşme araç ve tekniklerinin bir kısmını kullanır ve yararlanabilir.
Sosyal Bilgiler :
Amaçlar :
1-Sosyal Bilgisi ile ilgili terimleri öğrenebilir.
2-Yaşadığı ilin ve ülkenin yönetim organ ve teşkilatlarını öğrenebilir.
3-Çevresini, yurdunu ve dünyayı bir ölçüde tanıyabilir.
4-Milli varlığımızın yapı ve sembollerini tanıyabilir.
5-Atatürk ‘ ü ve inkılaplarını tanıyarak ilkelerini benimser.
6-Turizmin anlamını ve önemini kavrayabilir.
7-Başarıya ulaşmanın gerektirdiği yolları öğrenebilir.
Fen Bilgisi :
Amaçlar :
1-Fen Bilgisi ile ilgili temel terimleri öğrenebilir.
2-Bilgi toplama teknikleri konusunda beceriler edinebilir.
3-Dünyamız ve uzay hakkında bilgi edinebilir.
4-Dünyamızı saran atmosfer hakkında bilgi edinebilir.
5-Vücudun temel bölüm ve görevlerini bilebilir.
6-Sağlıklı yaşamanın yollarını öğrenebilir.
7-İhtiyaç duyduğu basit araç ve makineleri kullanabilir.
8-Değişik enerji kaynak ve türlerini sayabilir.
9-Çevredeki doğal zenginlik kaynaklarından yararlanabilir.
10-Çevresindeki canlı ve cansız varlıkları ayırt edebilir.
11-İnsan ve canlıların aralarındaki ilişkileri anlayabilir.
Türkçe :
Amaçlar
1-Anadilimiz Türkçe yi öğrenir ve hayattaki öneminin kavrar.
2-Okuma ve yazmayı temel düzeyde öğrenebilir.
3-Kurallarına uygun olarak okuyabilir.
4-Görüp işittiğini , okuduğunu , düşündüklerini sözlü ve yazılı olarak anlatabilir.
5-Dinleyip , okuyabilir.
6-Dilbilgisi ve yazım kuralları ve kavramları alt düzeyde de olsa kazanabilir.
7-Haberleşme ve iletişim kaynaklarından yararlanabilir.


Matematik :
Amaçlar :
1-Çeşitli saymaları yapabilir.
2-Varlıkların birbirlerine göre durumlarını ayırt edebilir.
3-Değişik sayılar üzerinde işlemler yapabilir.
4-Onluk sistemin yapısını kavrayabilir.
5-Basit hesapları zihin ve parmakla yapabilir.
6-Matematik dilini sınırlıda olsa kullanabilir.
7-Basit şekilleri kavrayabilir.
8-Temel ölçü birimlerini basit düzeyde kavrayabilir.
9-Doğruya yakın tahminlerde bulunabilir.
10-Temel matematik bilgisinden kazandığı becerileri günlük hayatta kullanabilir.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi :
Amaçlar :
1-Din Bilgisi ve Ahlak’ la ilgili terimleri kavrar.
2-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile ilgili özel bilgileri kapasitesi oranında öğrenebilir.
3-Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile ilgili faaliyetleri sıralayabilir.
4-İslam Dininin ve Ahlak ‘ ın temiz sağlıklı ,dürüst , seviyeli ve yardım sever , hoşgörülü insanlardan oluşan bir toplum oluşturmayı amaçladığını kavrar.
5-Bazı dini bilgileri günlük hayata uygulayabilir.
6-Ahlak kurallarına uygun davranışlar öğrenebilir.
7-Vatan , Millet ve Atatürk sevgisini pekiştirebilir.
8-Atatürk ilkeleri ve laikliğin anlamını kavrayabilir.

Resim – İş
Amaçlar :
1-Temel iş alışkanlıkları kazanabilir.
2-Üretici olabilmenin maddi ve manevi hazzını duyar.
3-Varlıklar arası ilişkileri somut olarak kavrayabilir.
4-Kendi yaptıklarını , iç ölçülerine vurarak değerlendirebilir.
5-Çevresiyle ilgili duygu ve düşüncelerini resim – iş çalışmalarıyla yansıtabilir.
6-Büyük ve küçük kaslarını geliştirebilir.
7-El – göz koordinasyonunu artırabilir.
8-Çevredeki varlıklardan model kullanabilir.
9-Planlı çalışma alışkanlığı kazanabilir.
10-Yaptıklarından psikolojik doyum sağlayabilir.

Müzik :
Amaçlar :
1-Müzikle ilgili ana terimleri öğrenebilir.
2-Müzikle ilgili bazı özel bilgi ve beceriler edinebilir.
3-Müzikten yararlanabilir.
4-Müzik alet ve türlerini ayırt edebilir.
5-Müzik yöntem ve hareketlerini uygulayabilir.
6-Müziği kendini ve duygularını anlatmada kullanabilir.
7-Okul içi ve dışı müzik faaliyetlerine katılabilir.
8-İstiklal Marşımızı uygun şekilde söyleyebilir.




İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMİ.

Tanım:İşitme engeli; bütün düzeltmelere rağmen normal eğitimden yararlanmada zorlanan ve özel eğitim gerektirecek oranda işitme kaybı olması durumudur .
Bu tanıma göre işitme engelliler 2 temel gruba ayrılırlar.
1-Sağırlar : Düzeltildikten sonra iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları sürekli olarak 70 dB ve üstü olanlardır. Yani bunlar ana dillerini konuşmayı olağan yollardan öğrenemeyecek düzeyde işitme kaybı olanlardır. Bu sebeple özel eğitime ihtiyaç duyarlar.
2-Ağır İşitenler : Düzeltildikten sonra iyi işiten kulağındaki işitme kaybı 25 – 70dB (desibel) arasında olanlardır. İşitme kayıpları olağan yollardan ana dilini öğrenmesini ağırlaştıracak derecede olup , bu sebeple özel eğitime ihtiyaç duyarlar.
&-İşitme engellilik durumunu, engelin meydana geliş zamanına göre sınıflandırdığımızda; doğuştan sağırlar veya ağır işitmeler ile, sonradan sağır olan veya ağır işitenler olarak ta sınıflandırabiliriz. Ve bu farklar da eğitimsel düzenlemelerde farklılıklara yol açar.
&-Kaynaştırma eğitimi açısından bakarsak, her hangi bir işitme cihazına sahip olmadan eğitim – öğretim ortamından yararlanamayacak derecede işitme kaybı durumunda olan çocuklara, işitme engelli denir.

İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİ.

Temel eğitimlerine işitme engelliler okulunda devam etme fırsatı bulamayan çocuklar, çevrelerinde bulunan en yakın ilköğretim okulunda kaynaştırma eğitimi yoluyla eğitimlerine devam edebilirler ve normal ilköğretim programları esas alınarak bazı düzenlemeler , ilave ve çıkarmalar yapılabilir.(Yabancı dil derslerinden muaf tutularak yerine Türkçe ders sayısının arttırılması gibi)
İşitme engelli çocukların engelinden doğan ayrıcalık ve ihtiyaçlarını dikkate alarak eksikleri tamamlama ve telafi yoluna gidilmelidir. Buradaki en büyük farkları, dil ve konuşma gelişimlerindeki görülen güçlüklerdir. Ve dolayısıyla bu alana ağırlık verilir . İlköğretim 2. kademesinde ağırlık el işleri ve mesleğe hazırlık yönünde becerilerin gelişimine verilir. Normal programa ilaveten dil , konuşma ve işitme eğitimine ağırlık verilerek çocuğun iletişim becerilerinin gelişimi arttırılmaya çalışılır. Bu çalışmalar normal sınıflarda devam ettirilirken, okulda hazırlanacak olan bir destek odada bireysel eğitimle işitme , konuşma ve dinleme becerileri artırılmaya çalışılır. Genel bilgi ve becerilerin yanı sıra bu çocukları iş ve mesleğe yönelten konu ve derslere ağırlık verilmelidir. Temel eğitimde hangi tür program uygulanırsa uygulansın üzerinde durulması gereken temel nokta uygun ve yeterli rehberlik hizmetlerinin verilmesidir. Bu hizmetler bir program ve bütünlük içerisinde yürütülerek öğrenci Öğretmen veli ve gerekli hallerde rehber Öğretmenleri ile işitme ve konuşma eğitimi uzmanlarını da kapsar . Bütün düzenlemeler normal işiten çocuktan farklı ihtiyaçları olan işitme engelli çocuğun, ruhsal ve duygusal anlamda örselenmesine fırsat vermemek gerekir . Çünkü bu çocukların eğitimden yararlanabilmeleri bu düzenleme ve destek eğitimi hizmetlerini alabilmelerine bağlıdır.

ÖZEL EĞİTİM YÖNTEMLERİ .

İşitme engelli olan çocukların, bu durumlarına bağlı olarak görülen ayrıcalıkları daha çok, iletişim ( duyma – konuşma ) konularındaki kayıplarıdır. Bu nedenle bu çocukların eğitimlerinde ağırlık, iletişim yöntem ve tekniklerini kazandırmaya yönelik olmalıdır. Yani konuşulanı anlama, meramını anlatacak düzeyde konuşabilmesi ve çevresindeki seslerden yararlanabilecek yöntemlerin öğretilmesini kapsayan uygulamaları içerir .
İşitme engellilerin eğitiminde uygulanan 3 temel yöntem vardır.Bunları sıralayarak açıklayacak olursak; 1 . Dudaktan okuma 2. Konuşma eğitimi 3. İşitme eğitimi diye tanımlanabilir.

Dudaktan Okuma :
Konuşulanları ağız ve yüz hareketlerinden anlamaya dudaktan okuma denilmektedir . Sağırların , işitme engellilerin işitme becerilerini geliştirmek için dudaktan okumaya önem verilmesi gerekmektedir. İşitme engelli çocuğun , öğrencinin konuşanın dudak ve yüzünü iyi görmesi dudaktan okumanın temelini oluşturur . Bunu yaparken Öğretmen veya konuşan diğer kişiler, normal konuşmaya özen göstermeli çocuk daha iyi fark etsin düşüncesiyle ağız , dudak ve mimik hareketlerini aşırı şekilde yapmaktan kaçınılmalıdır. Normal işiten bir çocukla konuşuyormuş gibi davranılmalıdır. Dudaktan okumada çocuk konuşanın ağız , dudak ve yüz hareketlerini sadece karşıdan değil yanlardan ve değişik açılardan da izlemeli ve günlük hayatın değişik açılı karşılaşma, konuşma ve dinlemelerine hazırlıklı olmalıdır.
Konuşma Eğitimi :

İşitme engelli çocuklar çoğunluk normal konuşma seslerini ve konuşmayı kendiliklerinden (işitemedikleri için ) kazanamazlar . Bu sebeple bu çocuklara konuşmayı kazandırmak için, onlara normal sesler çıkarma ve konuşma dilinin seslerini doğru çıkarmayı sabırlı ve kapsamlı bir şekilde, uzun vadede çocuğu da fazla sıkıp bunaltmadan oyunla karışık bir şekilde öğretmemiz gerekmektedir.
Konuşma eğitiminde izlenecek yol , normal çocuktaki gibi konuşma gelişimine uygun basamakları izleyerek , işitme engelli çocuğun işitme kalıntısından yararlanmayı gerektirir.Gırtlak , el teması , bazı patlayıcı seslerdeki nefes şiddetinin çocuğun eliyle dokunarak sesin oluşumunun hissettirilmesi, dudak hareketlerinin tekrarı vb. ile heceler çıkartma, kelimeler çıkartama ile kısa ve uzun cümlelere doğru gidişi gerçekleştirmeye çalışılmalıdır. Ve bunlar başarıldıkça okulda verilen anadil çalışmalarına başlanabilir. Bu süreç sabırla uygulanmalıdır.

İşitme Eğitimi :

İşitme eğitiminin temel hedefi, çocukta bulunan işitme kalıntısını maksimum düzeyde kullanabilmesinin öğretilmesidir. Her işitme engelli çocukta az veya çok bir işitme kalıntısı bulunmaktadır. İşitme eğitiminde kulak yoluyla yapılan çalışmaların diğer duyularla da desteklenmesinde yarar vardır. İşitme eğitimi çocuğun yaş ve dönemine uygun olmalı çocuk küçük ise oyun biçiminde büyüklerde ise ünite ve diğer okul çalışmalarına bağlı olarak ele alınması gerekir. İşitme eğitimi sırasında çocuklara genellikle okul , Öğretmen yada diğer kişilerce planlanan ( işitme engelliler eğitim uzmanı ) vs. seslerin verilmesi düşünülse de çocuklara kendi istedikleri , ilgilendikleri sesleri dinleme ve duyma fırsatı da verilmelidir. Çalışmalarda öncelikle araçlar veya tabiattaki farklı sesleri ayırt etme şeklinde başlanarak ,sonraları konuşma seslerinin ayırt edilmesine geçilmesinde yarar vardır.

SINIFTA İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ TANIMADA
YARDIMCI OLACAK ÖN BELİRTİLER .

1-Genellikle dikkatsiz görünebilirler.
2-Soru ve sözcükleri öğrenmek için ne’ diyerek tekrar ettirirler.
3-Sorulara çok yavaş cevap verme eğilimindedirler.
4-Bir şey söylendiği zaman bazen kaşlarını çatar ve alınlarını kırıştırırlar.
5-Başkaları kendisiyle konuşurken başlarını bir pozisyonda tutarak kulaklarını konuşana çevirirler.
6-Sesin geldiği yönü tayin etmede ve birinin sesini tanımada güçlük çekerler.
7-Konuşma esnasında bazı sesleri atlar , değiştirebilir ve bazı sözcükleri farklı veya yanlış seslendirirler, söylerler.
8-Kulak rahatsızlıkları sıktır. (şişme , ağrı , akıntı , kaşıntı, çınlama ) vb.
9-Ses tonları normalden düşük veya normalden yüksek çıkabilir.
10-Çevresindeki sesli şeylerle az ilgilenir ve seslere karşı belirgin şeklide duyarsızdırlar veya az duyarlıdırlar. Bazen de yüksek perdeli seslere normalden fazla tepki verirler.
Bu belirtileri gösteren öğrenciler iyi bir kulak muayenesinden sonra tedavileri yaptırılmalıdır ve işitme engeli Doktorca veya Odyometrik ölçümle belirlenenler İl Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce de incelemesi yapılarak zihinsel yönden normal olsa da işitme yönünde kaynaştırma eğitimine yerleştirilirler.

SINIF VE BRANŞ ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER.

1-İşitme engelli öğrenciler öncelikle sınıfta pencere tarafında ve ön sıralarda oturtulup, sık sık sorular sorarak ta derse ilgisinin sürekli olması sağlanmaya çalışılmalıdır.
2-Bu tür öğrenciler sınıfta yokken Öğretmen çocuğun güçlüğü konusunda diğer öğrencilere bilgi vererek onların işbirliğini sağlayarak davranışlarını olumlu yönde yönlendirmeye çalışmalıdır.
3-Öğretmen, işitme engelli çocukların aileleri,rehber öğretmen,konuşma ve işitme terapisti ile işbirliği içinde, yapılan çalışmalarda paralellik sağlanmaya çalışılmalıdır.
4-Çocuk sınıftaki her çeşit faaliyete katılarak kümelere girmesi sağlanmalıdır.
5-Yarım konuşmalardan , ağız içinden konuşmalardan ve anlaşılmaz sesler çıkarmalardan kaçınılmalıdır.
6-Sınıfa yönelik toplu sorularda işitme engelli çocuğun soruyu anlayıp anlamadığına dikkat edilmelidir.
7-Öğretmen işitme engelli çocukla konuşurken kısa – basit ve anlaşılır cümleler kullanmaya özen göstermelidir.
8-İşitme engelli çocukla konuşurken Öğretmenin yüzü ışıklı olmalı gölgede kalmamalı.
9-Çocuğun işitmesinde veya dikkatinde dalgalanmalar olabilir. Bazı günler daha iyi işitip daha dikkatli olabilir.
10-Bazı işitme engelli çocuklar konuşurken kelimeleri açık olarak ifade etmekte zorlanabilirler. Öğretmen çocuğun dudaklarını izleyerek anlamaya çalışmalıdır.
11-Çocuk bazı kelimeleri net ve tam söyleyemezse bile bazı sesler çıkararak tepkide bulunabilir. Öğretmen çocuğun çıkarabileceği bazı seslerden başlayarak onu ses çıkarmaya teşvik etmeli , daha sonra onun çıkardığı sesleri ve kelimeleri ona karşı doğru telaffuz ederek pekiştirilmesine ve yeni kelimeler yapmasına yardımcı olmalıdır.
12-Çocuğun doğru olarak söyleyebildiği kelimelerden sonra Öğretmen onu ödüllendirmeli memnuniyetini yansıtarak onu teşvik edip konuşmaya cesaretlendirilmelidir.
13-Öğretmen elindeki , masadaki , duvar veya tahtadaki nesneler hakkında konuşuyorsa çocuğu hem nesnelere hem de Öğretmenin ağzına bakması için ek zamana ihtiyaç olacağı dikkate alınmalı acele edilmemelidir.





GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRMA YOLUYLA EĞİTİMLERİ.

Tanım : Görme engeli, eğitim ve diğer yaşantılarda görme gücünden kısmen veya tamamen yararlanamama durumudur. Buna göre 2 ana gruba ayırabiliriz. 1. az görenler. 2. Körler.

Az Görenler : Bütün düzeltmelere rağmen iyi gören gözünde en fazla onda üçü( 3 / 10 ) kalmış olanlara az görenler denilmektedir.

Körler : Gerekli bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra iyi gören , gözünde normal görme gücünün en fazla onda biri( 1 /10 ) bulunan ve görüş açısı 17yirmi dereceyi geçmeyenlere denilir.
Eğitim öğretim açısından görme engeli; Körlüğün oluştuğu yaş ile söz konusu olabilecek görme artığının durumu , anadan doğma veya sonradan ileri yaşlarda kör olma durumları, edinilen bilgi beceri ve tecrübeleri değişik oranlarda etkilemekte buda eğitim süresince çeşitli şekillerde yansımaktadır. İlk beş yaşına kadar oluşan körlükler anadan doğma kabul edilirken 5 yaşından sonra oluşan körlüğe sonradan körlük veya eğitimsel bakış açısıyla avantajlı körler adı verilmektedir. Körlük çok çeşitli uzuvsal güçlüklere neden olur , o sebeple ne kadar geç körlük oluşmuşsa çocuk o kadar avantajlı ve anlıksal gelişimi ( algı – zihinsel gelişimi ) o oranda az etkilenmiş olur.

GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİMLERİNDE
GÖZ ÖNÜNE ALINACAK ÖZELLİKLER.
1-Sınıfında görme engelli bir çocuk tespit eden Öğretmen öncelikle çocuğu tıbbi teşhis ve tedavi için Doktora daha sonradan kaynaştırma eğitimine alınması için inceleme amacıyla Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne göndererek bilgi almalıdır. Gerekirse Görme Engelliler Okula kaydı için müracaatları sağlanmalıdır.
2-Sınıf içerisinde alınacak ilk tedbir çocuğa gerekli ve yararı olacaksa gözlük almasını sağlayarak pencere kenarına ve ön sıralara oturtulmasında yarar vardır. Çeşitli sebeple özel eğitim kurumlarından yararlanamayıp ta normal sınıfta kaynaştırma eğitimine alınan bu çocukların eğitimlerinde sağlam ve normal olan diğer duyularından ve mevcut görme kalıntısından yararlanarak çocukta kişilik gelişimi ile sosyal uyum ve benlik algısının olumlu yönde gelişmesi için çalışmalara ağırlık verilmelidir.
3-Özellikle okul çağına girdiği zaman görme gücü büyük oranda diğer duyulara öncülük eder. Gözün yapısal ve görevsel üstünlükleri yüzünden dış dünyadan sağlanan duyumların nitelik ve anlamlarını kavrayarak kestirebilmek , değerlendirebilmek daha kolay olur. Gözün sağladığı büyük avantajlardan yoksun olan görme engelli çocuk özellikle sosyalleşme yönünden akranlarından hayli geri kalabilecektir.
4-Görme engelli çocuklarda taklit ve gözlem eksikliği sebebiyle ve bazen de körlüğe ilave bazı bedensel ve ruhsal problemlerden dolayı iyi bir sosyal alışkanlık kazandırmak ve uygun olmayanlarını gidermek için Öğretmenin bilgili sabırlı ve fedakarca çok çabalamasını ve gayretini gerektirecektir.
5-Konuşulan kimseyi sessizce dinleyebilmesi, basit talimatlara uyması , okul düzen ve kurallarına uyması gibi davranışlar kazandırılarak doğru düşünmeyi öğretmek güvenilir olmak , kendini koruması , güçlüklerden yılmamak , sorumluluk alması , kabullenme , karar verme ve planlı çalışma gibi konularda eğitimlerine özen gösterilerek üzerinde durulmalıdır.
6-Okulun ilk günlerinde bazı görme engelli çocuklar kendi kendilerine hareket etme ve meşgul olacak bir şeyler bulmada oldukça zorlanabilirler. Bunların gruba katılmaları ve daha bağımsız hareket edebilmeleri için gerekli yardımlar yapılmalıdır.
7-Görme engelli çocukların eğitimlerinde bağımsızlık ve kendine güvenme – dayanma alışkanlıklarının kazandırılması özel bir önem arz etmektedir. Özellikle sözel ağırlıklı derslerde Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Psikolojik Hizmetler Genel Müdürlüğünün hazırladığı Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde bulunan özel hazırlanmış ders kasetlerinden ödünç alma ve kopyalama yöntemiyle yararlandırılabilirler.

GÖRME ENGELLİLERİN EĞİTİM İLKELERİ .

1-Diğer sağlam kalan duyu organlarını en iyi ve optimal seviyede kullanabilmeleri için duyuların eğitimine özel bir önem verilmektedir.
2-Bağımsız hareket alışkanlığı kazanabilmeleri için hareket serbestliği eğitimine sürekli olarak yer verilmelidir.
3-Kazandırılacak kavramlarla o nesnenin kendisine veya modeline dokunarak incelettirilmeli ve varlıklarla ilgili olarak yeterli sözlü açıklamalar verilerek pekiştirilmelidir.
4-Diğer engel gruplarındaki gibi bunlara verilen eğitimde ferdileştirilerek ihtiyaçları göz önüne alınarak eğitimsel düzenlemeler yapılmalıdır.
5-Ders araç ve gereçleri ihtiyacı oranında uygun olarak karşılanmalıdır.
6-El ve parmak duyarlılığının korunarak pekiştirilmesi gerekir.
7-Gören akranları ve diğer insanlarla işbirliği yapmaları sosyal ilişkileri kurarak sürdürmeleri konusunda desteklenmeliler.
8-Boş zamanlarda yapabilecekleri çeşitli oyun ve çalışmalar öğretilmelidir.
9-Doğru ve gerçekçi bir benlik tasarımı kazandırılarak öz güven duygusunun geliştirilmesi unutulmamalıdır.

ORTOPEDİK ENGELLİ ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRILMA
YOLUYLA EĞİTİMLERİ.

Tanımı:Ortopedik engelli bütün düzeltmelere rağmen iskelet sinir sitemi , kas ve eklemlerinden eğitim – öğretim çalışmalarında yararlanamayacak ölçüde sakatlanmış olanlardır. Bu tanımda 5 ana tür yetersizlikten biri veya tamamı bulunabilir. Bunlar :
1-İskelet bozukluklarını kapsar
2-Kas bozukluğunu ve zayıflıklarını kapsar.
3-Sinir sistemi yetersizliği ve bozukluklarını kapsar.
4-Devimsel (hareket) bozuklularını ve yetersizliklerini kapsar.
5-Eklem bozukluk ve hastalıklarını kapsamaktadır.

Bu alanlardaki bozukluk ve yetersizliğin kapsam , şiddet ve yoğunluk oranı artıkça özel eğitim ihtiyacı da o oranda artmaktadır. Doğuştan veya sonradan olabilirler . Genellikle ortopedik engelli çocukların eğitim ve öğretim hizmetlerinden yararlanmaları tanımda yer alan bozukluklardan ne oranda etkilendiğine bağlıdır . Çok ağır durumlar hariç normal okullarda kaynaştırma eğitimi ile eğitimlerine devam etmeleri hedeflenmelidir.





ORTOPEDİK ENGELLİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN BAZI ÖZELLİKLER.

Ortopedik engelli çocukların çoğunda iskelet ve devimsel – hareket bozuklukları belirgin şekilde görülür. Bu belirtileri üç temel başlıkta toplayabiliriz.
1-Fiziksel Belirtiler : Bel kemiği ve omurga çarpıktırları, omuz ve kalçanın aynı hizada olmamaları vb. Kol ve bacak uzunluklarındaki farklılıklar , beden duruş ve vaziyet alışları normalden farklıdır. Kol , bacak , diz , dirsek , omuz , boyun ve el deformasyonlarına sık rastlanır.
2- Devimsel ( hareket ) Belirtileri : Çeşitli yürüme ve denge bozuklukları , motor ve el-göz koordinasyonu bozukluğu , yürüyüş bozuklukları gibi .
3-Sık Görülen Şikayetler : Çoğu zaman sırt , kol , eklem ve adale ağrılarından şikayet edebilirler. Normalden çabuk yorulurlar , yılgınlık belirtileri görülür.


ORTOPEDİK ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİNDE GÖZÖNÜNE
ALINACAK KONULAR .

1-Ortopedik engelli çocuklar mümkün olduğu kadar erken tespit edilerek , psikolojik sosyal ve tıbbi teşhislerinin yaptırılarak, mümkün olan tedavilerinin sağlanması.
2-Çocuğun sahip olduğu genel ve özel ilgi ve yetenek alanları tespit edilerek, onlara uygun yöntem ve araçlar temin edilip, eğitimlerinde ve günlük hayatlarında kullanmalarına fırsat verilmelidir.
3-Bu çocukların sosyal ve ekonomik yönleri incelenerek, yakın çevrisinde bulunan kişilerin tutum ve tavırları değerlendirilip gerekli yardım ve düzeltmeler yapılmalıdır.
4-Sınıf ortamında çocuğun oturacağı yeri belirlenirken, engelinin türü ve derecesi göz önünde bulundurulmalıdır.
5-Ortopedik engelli çocuklar mümkün olduğu kadar normal akranları ile birlikte eğitilmelerine özen ve ağırlık verilerek, ihtiyaç duydukları ek araç ve gerekçelerin kullanımlarına sunulmalıdır.
6-Diğer tüm ( normal ve engelli çocuklar ) gibi eğitimlerinde istenilen başarıya ulaşabilmek için kendilerine ve ailelerine rehberlik , bilgilendirme ve psikolojik yardımlar sağlanmalıdır.


KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE AİLE REHBERLİĞİNİN ÖNEMİ

Özel eğitim ve kaynaştırma eğitimi konularında, yerinde ve zamanında, ihtiyaç durumlarında yapılacak aile rehberlik ve danışmanlığı büyük yararlar sağlamaktadır. Aileler engelli çocuklarına yönelik çok çeşitli doğru veya yanlış bilgi , beceri ,inanç ve tutumlar sergilemektedirler.
1-Aileler bazen sos yo-ekonomik yetersizliklerin pençesinde boğuşmaktan engelli çocuğuyla gerçek anlamda ilgilenememekte onun ihtiyacı olan eğitim , sağlık ve rehabilite hizmetlerini sağlayamamakta , yeterince onunla ilgilenip sevememektedir.
2-Bazen de aileler sosyo – ekonomik yönden normal hatta normal üstü olmasına rağmen çocuklarını kabullenmekte zorlanmakta hatta bazen onları gizleyerek dışlama eğilimi bile gösterebilmektedirler.
3-Bazı ailelerde eşler birbirlerini suçlama veya mazeretler bulma yollarına baş vurarak engelli çocuğuna hiçbir yarar ve katkı sağlamayacak yollara baş vurmaktadırlar.
4-Kimi zamanda doğru – yanlış bazı durumlar nedeniyle kendilerinde suçluluk duyguları hissederler . Bu rahatsız edici duygunun etkisiyle de engelli çocuğunu aşırı koruma kollama eğilimi gösterirler . Tabi bu durumda engelli çocuğa zarardan başka bir gelişme sağlamaz. Çünkü aşırı korunan çocuk engelli olsun olmasın, kendi mevcut kapasitesini keşfetme ve onu geliştirme yönünde çaba göstermeyecek, yetersiz benlik ve özgüven zayıflığı ile beraber hazır alıcılığa ve kolaycılığa alışmasına yol açarak,mevcut kapasitesini kullanabilmesini geliştirerek kullanabilmesini engeller.
5-Ailelerimiz hangi tür engelli çocuğa sahip olursa olsunlar . öncelikle kendilerini suçlayıcı veya kaderci yaklaşımlardan kurtularak zor olmakla beraber çocuğunu ve onun eğitimine nasıl katkı sağlayabiliriz kim ve nerelerden doğru ve sağlıklı bilgi alabiliriz diye gayret göstermesi gerekir.
6-Çocuğu için en uygun eğitim , imkan ve ortamını sağlamaya çalışmalı ve çocuğun eğitimiyle birlikte onunda bir insan olduğu en az normaller kadar eğitime , sevgiye yardıma ve desteklenmeye , kendini gerçekleştirmeye ihtiyaç ve hakkı olduğunun bilincinde ve bu bilinçle uygun davranış ve arayışlar içinde olmalarında sayısız faydalar vardır.
7-Bu çocukların aileye verilmiş bir ceza değil bir realite ve durum olduğunu kabullenmeli, ailelerin ve bu çocukların ruh sağlıklarını koruyarak, eğitimlerine katkı sağlayacak örgün eğitim veren insanlarında işini kolaylaştıracaktır.
8-Aileler , çevredeki diğer ilgili insanlar , eğitimciler , idareciler ve tüm toplum bu çocukları kabullenip gerekli ilgi ve yardımları sağlamakla görevlidirler. Onların olabildiğine bağımsız bireyler olarak yetişip gelişmelerinde en verimli rolü oynamakta olduklarını unutmamalıdırlar.




Fahrettin ÇELİK
ÇORUM –Rehberlik Ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü.
Özel Eğitim Hizmetleri Bölüm Başkanı .




































Hiç yorum yok: