14 Eylül 2009 Pazartesi

Okul Açılış Konuşma Metni(öğretmen)

OKUL AÇILIŞ PROGRAMI KONUŞMA METNİ

Sayın Müdürüm, öğretmen arkadaşlarım, sevgili öğrenciler!

Öncelikle, hepinize okulumuza hoş geldiniz demek istiyorum…

Hoş geldiniz!

Tüm çalışanları, öğrencileri ve aileleriyle birlikte hepinize yeni eğitim-öğretim yılının başarı dolu, sevgi dolu,umut dolu ve sağlıklı bir yıl olması temennisinde bulunarak konuşmama başlamak istiyorum.

Hepimiz biliyoruz ki, insan olmanın, insan gibi yaşamanın birtakım kuralları vardır.Bu kuralların başında “eğitim-öğretim” gelir.Biz öğretmenler,önümüze gelen saf,dupduru çocuğu;tıpkı bir hamuru yoğurur gibi yoğurur ve ona şekil veririz.Okuma ,yazmayı öğretir,birtakım bilgi ve beceriler kazanmasını sağlarız.Toplumuna,ulusuna,vatanına ve insanlığa yararlı bir birey olarak yetişmesi için gayret ederiz. Yaşantımız sizlerle bütünleşir ve yine sizler yönelir. Gecemizde- gündüzümüzde , hep sizler olursunuz.

Kendimize, ailemize, çevremize, milletimize ve insanlığa faydalı olmak, öğrenmekle başlar. Daha sonra öğrendiklerimizle ise, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, bilimi hurafeden ayırır ve bugünkü dünyanın ulaştığı bilgi birikimini elde ederiz. Bilgisiz ve eğitimsiz insanlar daha çok suç işler. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi eğitimli insan sayısıyla ölçülür. Bu anlamda biz öğretmenlere ve siz öğrenciler düşen en önemli görev,eğitim-öğretim alanında,kültür alanında durmaksızın ilerlemek olmalıdır.!

Sizleri fazla sıkmak istemiyorum.

Biliyorum ki bir an önce sınıflarınıza girmek istiyorsunuz. son olarak güzel bir öykü ile bitirmek istiyorum.

HİÇ HAYALLERİNİZDEN SIFIR ALDINIZ MI ?


Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır. Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası.. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi.

Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi.. İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir "0" ve "Dersten sonra beni gör" uyarısı vardı. "Neden "0" aldım?" diye merakla sordu hocasına, çocuk.. "Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal" dedi, hocası.. "Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar dalman gerekiyor. Bunu başarman imkansız" ve ekledi:"Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm."

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı."Oğlum" dedi babası "Bu konuda kararını kendin vermelisin.Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!." Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına.. "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin" dedi.. "Ben de hayallerimi..".....

O orta 2 öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000 metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev şöminenin üzerinde çerçevelenmiş olarak asılı. Öykünün en can alıcı yanı şu: Aynı öğretmen, geçen yaz 30 öğrencisini bu çiftliğe kamp kurmaya getirdi. Çiftlikten ayrılırken eski öğrencisine "Bak" dedi, "Sana şimdi söyleyebilirim. Ben senin öğretmeninken, hayal hırsızıydım. O yıllarda öğrencilerimden pek çok hayal çaldım. Allah' tan ki, sen, hayalinden vazgeçmeyecek kadar inatçıydın."

Yeni bilgiler, yeni dostluklar, güzel günler ve aydınlık fikirlere kavuşmanız dileği ile, sözlerimi bitiriyorum.

Hiç yorum yok: